- 785 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kedicik’den Mesaj Var
Öğlene doğru telefon çalmaya başladı. Açmak istemedim, çünkü ya birileri kitap satmak için ya internet ve televizyon yayınlarını pazarlamak için ya da market tanıtımı için arıyor olabilirdi. Ayrıca “Telefon, ücretsiz check up v.s kazandınız” gibi vaatlerle dolandırıcılık yapmaya çalışan birinin aramış olabileceğini de düşündüm. Telefon çaldı çaldı, cevap vermeyince kapandı. Biraz sonra aynı numara tekrar arayınca açtım. Telefonun ucundaki ses:
-Merhaba! İyi günler, nasılsınız, Oruç Baba ile mi görüşüyorum? Diye soruları sıraladı.
-Evet benim. Teşekkür ederim iyiyim. Kusura bakmayın ama ben sesinizden sizin kim olduğunuzu çıkaramadım.
-Affedersiniz, önce kenedimi tanıtmalıydım. Ben Kedicik!
-Kedicik mi? Hani şu meşhur Hoca’nın Kediciklerinden biri misiniz?
-Hayır değilim. Beni onlardan birine benzetmenize doğrusu üzüldüm. Her tarafları estetik operasyona uğramış ve silikonla doldurulmuş bu bayanlarla benim en ufak bir benzerliğim yok.
-Yoksa, masal kahramanı Çizmeli Kedicik misiniz?
-Hayır, o da değil…
-Ha şimdi anladım! Öyleyse şu trafoya mırafoya giren kediciklerdensiniz!
-Değilim, ben hayatımda ne trafoya girdim ne de mırafoya… Ben bildiğiniz normal kediciklerden biriyim.
-Ama bir devlet büyüğümüz seçim günü sizin kediciklerin trafolara girmesi yüzünden yaklaşık 40 ilde elektrik kesintisi olduğunu söyledi.
-Yalan söylüyor demeyeceğim, çünkü ayıp olur ya da suç unsuru kabul edilebilir. Bir de mahkemelerde aylarca sürünüp tazminat ödemek zorunda kalmayayım. Ama sayın devlet büyüğünün yanlış bilgilendirildiği kesin.
-Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
-Eminim, çünkü elektrik çarpan bir tek kedi bile olmadığı gibi trafoda çekilmiş kedi fotoğrafı da yok. Biz trafoya girmiş olsaydık hemen fotoğraflarımızı çekip yandaş medyaya servis ederlerdi.
-Anladığım kadarıyla siz kedicikler bu durumdan çok rahatsız olmuşsunuz.
-Evet, rahatsız olduk. Üstelik kendimizi savunamadık da. Yargısız infaz dedikleri işte böyle bir şey!
-Mahkemeye başvurup şikâyetçi olsaydınız, en azından bir tekzip gönderseydiniz?
-İlahi Oruç Baba, çok hoşsunuz!
-Neden?
-Bana söyler misiniz? Mahkemelerde tek bir tane bile kedi üye var mı?
-Bildiğim kadarıyla yok.
-Öyleyse mahkemede bizi kim dinleyecek? Kim savunacak? Avukatların içinde de kedi olmadığına göre!
-Yani, desenize işiniz Allaha kaldı!
-Aynen öyle.
-Benden ne istediğinizi hâlâ anlayabilmiş değilim.
-Sesimizi duyurmanızı, protestomuzu iletmenizi istiyorum.
-Memnuniyetle. Ancak beni kim dinleyecek veya okuyacak ki sesinizi duyurabileyim?
-Öyle demeyin! Elli ya da yüz kişi bile duysa bizim için önemli.
-Pekiyi, öyleyse söyleyin mesajınızı.
-Biz kedilerin mutlu bir şekilde geçirdiği bir ay vardır: Mart. Biz bu ayda sizin dizilerinizdeki padişahların da sık sık yaptığı gibi halvete gireriz. Halvete girdiğimiz mekanın bizim açımızdan hiçbir önemi yoktur. Yani trafo mırafo gibi yerleri halvete girmek için seçmeyiz. İşte bizim hakkımızda çıkarılan dedikodular, bu ayımızı zehir etti. O nedenle yapılanları milyonlarca kedi adına protesto ediyoruz ve kamuoyuna arz ediyoruz.
-Bu kadar mı?
-Bir de son söz olarak şunu söyleyeceğim: Siz Oruç Babamızın “Sorgulamayan insan cahildir, sorgulatmayan ise zalim.” Deyişi var. Biz, bu haksızlıkları sorguluyoruz ve dolayısıyla da cahil değiliz; ama sorgulatmayanlar varsa onlar da ne olduklarına kendileri karar versinler. Hoşça kalın.
-Güle güle sevgili Kedicik!
YORUMLAR
Hocam şu akıl hastanesi ve delilerle ilgi bir kaç öykü yazsanda okusak çok kaliteli Mağarada güzeldi tebrikler,
Tebrik ediyorum sizi.
Ömer Faruk Hüsmüllü
3D romanı devam edecek ancak yazabilmek için uygun zaman gerekiyor, bir de sakin bir kafa...
Selam, sevgi ve saygılarımla...
Esasa gelirsek çok güzel bir kara mizah, ak kediler ahhh.hocayanın kediciklerine gelirsek silikonlu milikonlu ama hoca işini biliyor,
hoca iyi yetiştirmiş,darvincilere,ataistlere bir mücadele ediyorlar deymeyin:))) bende mi ataist olsam benlede ilgilenir ve sratıl müstakime çevirirler mi bilmem