- 577 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÇİLE ÜSTÜNE ÇİLE
Bir su lütfen… Sesi zor duyuluyordu kadının. O kadar ağlamıştı ki sesi kısılmıştı. Gözleri kan çanağı idi. Otobüsün muavini genç kadına suyu uzattı. Kadın sudan bir yudum içti.Çantasına elini uzattı içinden telefonunu aldı.Saat ikiyi yirmi geçiyordu.Otobüsten inmeye daha dört saat vardı.Ama kadının artık sabrı kalmamıştı .Boğulacak gibiydi,nefes alamıyordu .Yanındaki kadına baktı.Dalgalı,uzun,koyu kızıl saçları vardı.Soluk bir teni vardı.Gözleri kadının kucağındaki kıza takıldı .Kız dört beş yaşlarındaydı.Parmağını lüle lüle saçlarına dolamış, onla oynuyordu. Kadının aklından geçmişi geçti.
Aysel Ankara’da doğmuştu. Varlıklı bir ailenin tek kızıydı. Annesini hiç tanıyamamıştı. Annesi o daha altı aylıkken kanserden ölmüştü. Aysel yıllarca onu seven, koruyan babasıyla ve onu kendi kızı gibi gören bakıcısı Ayşe Nine ile büyüdü.
Ayşe Nine’yi kendini bildi bileli tanıyordu. Ayşe Nine, Aysel’in babasını da büyütmüştü. Kırk yıldır bu evdeydi.
Ayşe Nine on beş yaşındayken bir çocuğu sevmişti. Aynı köydenlerdi , karşı karşıyaydı evleri Ayşe ağanın kızıydı.Ahmet ise çobanın oğlu.Çok seviyorlardı birbirlerini. Ama imkansızdı. Ahmet’in babası razı değildi bu kıza. Olacak iş miydi bu ağadan kız isteyecekti, ağa hiç verir miydi biricik kızını çobanın oğluna… Ahmet anasına yalvardı ,anası babasına .Olmadı .Köyün ağasından kız istenir miydi?
Ayşe ’nin annesinin de haberi vardı.Vazgeç kızım olmaz diyordu.Kızının gözünün önünde erimesine dayanamıyordu.Ama elinden ne gelirdi ki!Gaddardı Ayşe’nin babası .Asla vermezdi kızını çobanın oğluna bütün köyü küçük görüyordu.Tarlalar onundu,köy halkı kölesi!
Plan kurdu Ahmet ve Ayşe,kaçacaklardı.Ne olursa olsun ayrılmayacaklardı.Ama hiçbirşey bekledikleri gibi olmadı.Evet kaçtılar ,yeni bir hayat kurmak için çabaladılar.Şehre yerleştiler ,Ahmet’in amcası vardı.Bir süre orada kaldılar.Ahmet hamallık yaptı,Ayşe hizmetçilik.Çok mutlulardı.Ayşe,Ahmet’in amcasıyla yengesine kendi akrabası gibi görüyordu.Onları çok seviyordu.Onlar da Ayşe‘yi seviyorlardı.Beş yıl geçmişti.Ahmet devamlı öksürüyordu.Önceden de öksürüyordu ama bu kadar sık değildi .Ayşe doktora git diyordu Ahmet’e ,korkuyordu Ahmet için .Ama Ahmet inat ediyordu ,üç beş kuruşa bile ihtiyacımız var diyordu gitmiyordu.Bir sene daha böyle geçti.Ahmet var gücüyle çalıştı.Ayşe zengin evleri temizlemeye gitti.O yaz küçük bir ev tuttular.Artık kendi evleri vardı.Çok mutlulardı.Bütün hayalleri gerçek olmuştu.Bir de minicik bir yavruları olsaydı ne güzel olacaktı.Ve hiç beklenmeyen bir anda Ahmet öldü…
Ayşe yıkıldı.Kaç kez söylemişti Ahmet’e doktora git diye .veremmiş ,haberleri bile yoktu.Çok büyütmemişlerdi ki .Öksürüğü geçer diye düşündüler Ama geçmedi .Kara toprak Ahmet’i kollarına aldı.
Ahmet Ayşe’yi bıraktı gitti.Ayşe köye geri dönemezdi.Ahmet’in amcasının evine de gidemezdi.Kalmak zorundaydı bu evde .Ayşe temizliğe gitmeye devam etti.Muazzez Hanım’ın evine haftada üç kez giderdi.Muazzez Hanım iyi kadındı ,severdi Ayşe’yi .Ayşe de hanımını çok severdi .Aralarında üç dört yaş vardı,iyi anlaşırlardı.Ahmet’in öldüğü yıl Muazzez Hanım’ın erkek çocuğu doğdu .Muazzez Hanım ,Ayşe’ye yanımda kal dedi.Bana yardım edersin hem de tek başına kaldığın o eve de para ödemezsin.Ayşe başta kalamam dese de Muazzez Hanım ısrar etti.Bir düşün dedi.Ahmet öldükten sonra Ayşe kira ,yiyecek ,elektrik parasını yetiştirememeye başlamıştı.Dul olduğu için,o evde tek başına yaşadığı için çevreden de tepki alıyordu.Ayşe kararını verdi.Artık Muazzez Hanım’ın evinde kalacaktı.Adnan bebeğe bakacaktı.Çok severdi bebekleri.Ahmet’le bebekleri olmadan ölmüştü Ahmet.Bırakıp gitmişti onu.
Ayşe eşyalarını sattı.Ev kirasını da ödedi, borcunu kapattı.Muazzez Hanım’ın evine gitti.Muazzez Hanım ona ikinci kattan bir oda verdi.Ayşe,Adnan bebeğe bakmaya başladı.
Yıllarca çıkmadı o evden .Adnan bebekle acılarını unutmaya çalıştı.Hiç unutmadı Ahmet’i ama Adnan bebek hep Ayşe’yi güldürdü.Adnan bebek büyüdü,evlendi ama Ayşe bu evden hiç gitmedi.Herkes gitti .Adnan bebeğin annesi,babası ,eski –yeni hizmetçiler ,şoförler…Ama Ayşe hep buradaydı.
Bir gün bu evde bir bebek daha doğdu…Adını Aysel koydular.Ayşe Nine Aysel’i çok sevdi…
Aysel’in Ayşe Ninesi şefkatliydi, sevecendi. Ne zaman Aysel üzgün olsa başını Ayşe Ninenin omzuna yaslar hıçkıra hıçkıra ağlardı.ama artık Ayşe Nine’si yoktu.Bir daha ninesinin omzuna başını yaslayamayacak hıçkıra hıçkıra ağlayamayacaktı.kimse onu kınalı kuzum diye sevmeyecekti.Babası da Aysel’i çok severdi .Hayatındaki en değer verdiği insan kızı Aysel’di.
Adnan bey,Ayse yedi yaşına geldiğinde onu Ankara’nın en iyi kolejine verdi.Aysel’e öğretmenler tuttu.Çok başarılı bir kız olmasını istiyordu.Boş zamanlarında da piyano dersleri alıyordu.
Aysel ilkokulu birincilikle bitirdi.Ardından ortaokulu da birincilikle bitirdi.İstanbul’daki en iyi fen lisesini kazandı.Ama babasına hiçbir şey yetmiyordu.Hep daha iyisini ,daha fazlasını istiyordu.
Aysel zaman zaman bu kadar yoğunda dayanamayacak hale geliyordu.Yarış atı gibiydi.Ayşe Nine’sinin yanına gider dert yanardı.Ayşe Nine ona moral vermeye çalışırdı.Yüzünü güldürmeye çalışırdı.Ama kadıncağızın elinden fazla bir şey gelmiyordu ki .Adnan Bey Ayşe Nine’yi annesi gibi severdi.Saygıda kusur etmezdi.Ama bu konuda çok titizdi.Ayşe Nine birkaç defa Adnan Bey’le konuşmaya çalışmış ancak başarılı olamamıştı.
Aysel’in lisede de pek arkadaşı yoktu.Çalışmaktan arkadaş edinmeyi arkadaşlarına zaman ayırmaya hiç vakit bulamıyordu ki !Sınıf arkadaşları çıkışta bir yerlere gitmeye davet etseler ya özel dersi olurdu ya da babası izin vermezdi.
Hanımefendi ne alırdınız?
Aysel muavinin sesiyle irkildi.Bir kahve dedi ve sonra teşekkür etti.
Aysel lise üçe gidiyordu. Her sabah kahvaltıda sıcak kahve içerdi ve yanında çikolatalı bisküvi yerdi. Ayşe Nine her zamanki gibi Aysel’i yemek masasında bekliyordu.Aysel koşarak ninesine sarıldı ve yanağına bir sürü öpücük kondurdu. Günaydın Nineciğim dedi.Ayşe Nine bu duruma alışıktı.Hadi kınalı kuzum yap kahvaltını da okula geç kalma dedi.Aysel kahvaltısını yapıp okula gitti.
İkinci derste nöbetçi öğrenci sınıfa gelip Aysel’i Müdür Bey’in çağırdığını haber verdi .Aysel şaşırdı,yüzü asıldı.Müdür bey onu neden çağırsın ki…Sınıftan çıktı.Müdür Bey’in odasına yöneldi.Kapıyı vurdu ve içeriye girdi.Adnan Bey’in şoförü içerideydi.Aysel bir Hamit Abisine baktı bir de müdürüne .Huzursuzdu,bir şey olmuştu işte.Yoksa Hamit Abisi bu saatte babasını toplantıdan toplantıya koşturuyor olurdu.Müdür Bey söze girdi.Aysel,Adnan Bey Hamit’e seni almasını söylemiş dedi.Aysel meraklı gözlerini Hamit’e çevirdi.Hamit efendim buyurun çıkalım dedi.Aysel cevap veremeden Hamit kapıyı açtı.Aysel kapıdan çıktı.Ardından Hamit de onu takip etti.Aysel sorular soruyordu.Ama Hamit sanki söylediklerini duymuyordu.Bu adam Hamit miydi?Sanki üç saatte on yıl yaşlanmıştı.Eve vardığında koşa koşa içeri girdi.Sanki eve bir sessizlik çökmüştü.Kimse konuşmuyordu.Babası üst kattan iniyordu.Babasının yanına koştu,ona sarıldı.Babacığım herkesin neyi var böyle,ninem nerede diye sordu.Babası “Ayşe …Ayşe Teyze..”dedi.Ve boğazı düğümlendi.Kırk yaşlarındaki adamın Aysel’in gözlerinden yaşlar boşalıyordu.”Baba Ayşe Nine’ye ne oldu,Ninem nerede?” diye adeta bağırmaya başladı Aysel.Araya hizmetçi Oya girdi.”Ayşe abla öldü.”dedi.Aysel kulaklarına inanamadı.Ayşe Nine ölmezdi,o Aysel’in Ninesiydi güçlüydü,sağlıklıydı.Daha üç saat önce yanaklarını öpüyordu ninesinin, nasıl ölürdü ninesi.O Aysel’in ninesiydi.Babasından ve ninesinden başka kimsesi yoktu ki Aysel’in.Gidemezdi ninesi,bırakamazdı Aysel’i.Gider miydi,gitti mi ninesi ?
Ayşe Nine’nin ölümünden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.Ne Aysel Aysel’di ne de babası babasıydı.Babası şirketin işlerine gömüldü.Aysel o yoğun üniversite hazırlık temposuna,hiçbir şey in tadı tuzu kalmamıştı artık.Babası hala hırslıydı.Aysel doktor olmak istiyordu.Babası ise yurt dışında onu işletme bölümünde okuttuktan sonra şirketinin başına geçirmek istiyordu.
Aysel artık babasına tahammül edemiyordu.Babasının artık yüzünü bile göremiyordu.Ama ne zaman birbirlerini görseler kavga ediyorlardı.Aysel işletme okumamak için babasına karşı çıkıyordu.Ne Aysel babasını dinliyordu,ne de babası Aysel’i dinliyordu.
Sınava üç ay kalmıştı.Babası eve çok geç saatlerde gelmeye başladı.İçki içiyordu leş gibi kokuyordu.Geldiğinde oraya buraya çarpıyor,evi yıkıp döküyordu .O artık eski babası değildi,çok değişmişti.
Aysel de artık Aysel değildi.Ders çalışmayı bıraktı.Tükenmişti,artık babasına karşı gelmiyordu.Vazgeçti doktor olmaktan,vazgeçti hayalinden vazgeçti kendinden.İşletme okuyacaktı.Ama tek şartı vardı İstanbul’da okumak asla yurt dışına gitmeyecekti.Ama babasının yanında da durmak istemiyordu.
Aysel sınava girdi.Sonucunu zaten merak etmiyordu.İsteyerek de çözmedi soruları.Bazılarını işaretledi çıktı.Nasıl olsa babasının hedefi onu özelde okutmaktı,devlet üniversitesine bile göndermek istemiyordu onu. Adnan Bey o kadar değişmişti ki insanları çok severdi,hayatı çok severdi.Ama artık hiç birinin önemi yoktu.Hiçbir şeyden zevk almıyordu.Şirketin işlerine de ilgi göstermiyordu.Artık şirkete uğramıyordu bile.
Beklenen zaman geldi.Aysel İstanbul’da özel bir üniversiteye yerleşti.Okula yakın bir ev tuttu.Babası ona çürük vişne rengi çok güzel bir araba aldı.Okula onla gidip gelecekti.Babasından uzak bir hayatı vardı Aysel’in istediği olmuştu.
Derslerinin ,okulunun en önemlisi hayatının artık bir önemi yoktu.Ayşe Nine’si de yoktu ki ona yol göstersin, Aysel onun omzuna yatıp ağlasın…
Tek istediği doktor olmaktı.Annesi kanserden ölmüştü.Babasının annesi ve babası hep hastalıktan ölmüşlerdi.Hep hastalıklarını önemsemedikleri için öldüler.Doktora gitmedikleri için öldüler.Ayşe Nine’nin kocası Ahmet doktora gidip de beş kuruş vermemek için öldü…
Oysa Aysel bütün insanlara bakacaktı.Onları iyileştirecekti.Hemde ihtiyacı olanlara üçretsiz bakacaktı.Bir klinik açacaktı.Bütün hastalar orada kendilerini güvende hissedeceklerdi.Ama bütün hayalleri suya düştü.Neden?Babasının inadı,hırsı yüzünden!Al işte işletme okuyordu.Ama babasının işleri her geçen gün kötüye gidiyordu.Hepsi o alkol yüzündendi.Bağımlı olmuştu,değişmişti babası…
Aysel de inat etti bir yıl boyunca hiç Ankara’ya gitmedi.Babası kızını görmeye geldi babasının karşısına çıkmadı.Telefonlarına bile cevap vermedi.Hiç görüşmek istemedi onla.Ta ki dün geceye kadar.
Adnan Bey iflasın eşiğindeydi Aysel’in hiç haberi yoktu bundan.Tamam,şirketle ilgilenmediğini biliyordu babasının ama şirketle ilgilenen çok adamı vardı.
Adnan Bey her şeyini kaybetmeye dayanamadı.Sadece şirketini kaybetmeyecekti .Evi,yazlığı arabaları,itibarı elinde ne varsa her şeyini kaybedecekti.büyük bir bataklıktaydı.
Bir gece çalışma odasında otururken ölmeye karar verdi.Masanın çekmecesinden tabancasını çıkardı ve tabancayı kafasına dayadı.Birden evde bir el silah sesi duyuldu.Oya ve Hamit yataklarından fırladı.
Olayı çok geçmeden herkes anladı.Adnan Bey canına kıymıştı.Aysel haberi bir gece partisindeyken telefonda polislerden öğrendi.Yüzü bembeyaz oldu, telefon elinden düştü,gözlerinin birinden bir damla yaş aktı.Babası ölmüştü!
Otobüs muavini yolculara anons geçiyordu.İnme vakti gelmişti.Yanındaki küçük kıza uzun uzun baktı Aysel.Keşke hep küçük kalsaydı.Ayşe Ninesi ve babası yanında olsaydı.Ama artık çok geçti.İkisi de yoktu yanında,Bir daha onları göremeyecekti.Babası ertesi gün defnedilecekti. Her şeyini kaybetmişti Aysel…Artık bir babası da yoktu,annesinin olmadığı gibi.Artık hayatta yapayalnızdı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.