9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1113
Okunma

Efendim bizim lisanımızda ’Suya gidip de susuz dönmek ’ Diye bir tabir vardır. İşte ben bu tabire en güzel örneklerden biriyim maalesef.
Ben var ya ben, seçim zamanlarında giderim sandığa. Tabii ki bir parti lehine oy kullanmak için giderim lakin oyumu kullanamadan, daha doğrusu istediğim parti lehine kullanamadan dönerim sandık başından.
Anlamadınız mutlaka..Anlatayım efendim.
İlk vukuatımın senesi 1990 ile 1996 yılları arası. Yer Kocali Akmeşe Köyü.. Yanlış hatırlamıyorsam genel seçimlerdi. Hanımla birlikte Bizim okulumuzdaki sandığımıza gittik. Sınıfın birinde kurulmuş olan sandığımız önünde uzun bir sıra var ama köy yeri olduğu için herkes tanıyor beni tabii ki.Ayak da sakat olduğundan sandık kurulu başkanı bana ve eşime öncelik verdi. Sıranın en önüne geçtik. Sandık Kurulu başkanı ’ Hocam eşinizle birlikte girebilirsiniz ’ Dedi. Öteki sandık üylerine baktım onlar da ’ Hocam nasılsa aynı partiye oy vereceksiniz buyurun girin ’ Demez mi. Eşimi kolundan tuttuğum gibi daha o ’ Ben başka partiye oy vereceğim ’ Bile diyemeden oy kullanacağımız yere soktum onu. Gerçekten de farklı bir partiye verecekti oyunu. Yani ben ’İlle de benim partiye oy ver’ diye hiç bir müdahelede bulunmayacaktım.
Neyse..Oy pusulalarının ikisini üst üste koyup önce hanımın partisine bastım mührü. Sonra kendi partime mührü basacağıma yine hanımın partisine basmaz mıyım? Yaptığım yanlışı anlar anlamaz içeriden seslendim. ’ Ya ben oyumu yanlış kullandım, bana başka bir pusula verir misiniz ?’ Diye ama tabii ki vermediler. Çaresiz diğer partilere de mührü basarak oyumu geçersiz kıldım.
Bu ilk vukuatım
İkinci vukuatım ise bu seçimlerde oldu. ( 30 MART 2014 )
Büyük oğlumla geldik sandığın bulunduğu okula..Yine sınıfın birinde kurulmuş sandık. Sınıf kapısında en az yirmi kişi sırada. Ben hemen daldım içeri ve ayağımın sakat olduğunu söyledim. Oğlum da görevdeydi ve çok az bir izni olduğunu söyleyerek o da girdi oy kullanmak için. Sınıfta iki ayrı paravan var ve iki kişi aynı anda oy kullanabiliyor. Neyse bana bir miktar pusula verdiler. Ben paravan arkasına girdim. Gözlüğü almayı unuttuğum için pusulalardaki yazıları okumadan direkt parti amblemlerine bakıyorum.
Benim partiyi bulup ilk pusulaya bastım mührü. İkinci pusulaya da bastım. Sonra baktım bir pusula daha var. Kendi kendime ’ Yahu millet oy kullanmayı da bilmiyor. Benden önceki muhterem oy pusulasını burada bırakmış ’ Diyerek üçüncü pusulaya dokunmadan iki pusulayı zarfa koyup zarfı da bir güzelce kapattıktan sonra paravan arkasından çıktım.
Ben çıkar çıkmaz sandık kurulu başkanı içeri girdi ve daha ben zarfımı sandığa atmadan sordu elindeki pusulayla ’ Siz bu seçimde oy kullanmak istemediniz mi? Bu pusulayı niçin burada bıraktınız?’ Cevap verdim adama ’ Arkadaşım..Ben pusulalarımı mühürleyip zarfın içine koydum. Odaya girdiğimde o pusula oradaydı. hatta size söyleyecektim burada fazla bir pusula var diye ama paravanın arkasında oy kullanırken konuşmak yasak olabilir düşüncesiyle ses etmedim’
Sandık kurulunda bize imza attıran bayan öfkelendi.: ’ Yahu ne öküz insanlar var. Adam oy pusulasını bırakıp gidiyor’ Kadının düpedüz benden bahsettiği aklımın ucundan bile geçmeden ’ Çok haklısınız hanımefendi memlekette öküz çok. İnsanımıza oy kullanmayı bile öğretemedik maalesef ’ Diyerek ve daha sonra muhtarlık için de oyumu kullandıktan sonra sınıftan çıktım. Hemen peşimden büyük oğlum da çıktı. O görevine ben de eve doğru yürürken kritik yapıyorum artık.
-Yahu oğlum ne öküzler var memlekette... Ulan alt tarafı iki tane pusula..Biri İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı, öteki İlçe belediye başkanı için... Millet iki tane pusulayı zarfa koymayı beceremiyor.
Oğlum cevap verdi:
-İki değil üç
-Nasıl üç?
-Büyük Şehir belediye başkanı, İlçe Belediye Başkanı, Belediye Meclisi üyelikleri
-Anaaaaa..Ulan sahi ya...Hay Allah ben beynimi niçin ikiye şartlandırdım ki? Valla bu üçünden biri için oy kullanmadım ben ama acaba hangisi için?
-Ben sandık başkanının elinde gördüm senin paravanın arkasından çıkardığı pusulanın rengini. Mavi bir pusulaydı.
Evet mavi bir pusulaydı benim orada bıraktığım. Nereden aklıma gelmişti zarfa koyduğum pusulalar içinde mavi renkli bir pusula olmadığı halde o pusulanın oraya benden önce gelen tarafından bırakılmış olduğu. Öyle ya eğer benden önce gelen bırakmış olsaydı benim elimde de mavi bir pusula olması gerekmez miydi?
Neticede bu yazıya niçin bir öküz resmi koyduğumu sanırım anlamışsınızdır. Buna artık basiret bağlanması ya da afyonumun patlamamış olması demek mümkün değildi.
Eve gelince emin olmak için baktım: Ben İlçe Belediye Başkanını seçmek için oy kullanmamışım. Suya gitmiş ama sususuz dönmüşüm.
O değil de ya Yalova’da olduğu gibi bizim ilçede de seçim sonucu sadece bir oy ile değişecek olasaydı? Düşünmek bile istemiyorum koskoca bir ilçenin Belediye başkanının kaderinin benim ellerimde olmasını. Ama Allah ömür verir de bir seçim daha görürsem ve o seçimde üçüncü bir vukuata daha imza atarsam???? Maazallah...O zaman hiç kimse ’ Valla trafoya kedi girdi ’ Diyerek de izah edemez olayı.