- 457 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Şiir? Ne ifade etmekte bu kelime?
Aldım pabuçları elime,
Neden gelemedim kendime?
Değnek, elma, soba, belime,
Koştum, dönemedim yerime.
Böyle bir şiirle başladım ki bahsi geçecek konuya ışık tutsun. Herkes şairdir ya da hiç kimse. Belki de sadece bazıları şairdir. Kafalar karıştı galiba biz gene de mevzumuza geçelim. Herkesin elinin kalem tutabilmesi bir çok şairimizin doğmasına neden olmuştur. İyidir güzeldir lakin aslında çok da fenadır. Kabul edilebilir ki herkes tutabilir kalemi tıpkı tüm çocukların tutabildiği gibi, lakin mevzu bahis olan kalemin tutulduğu değil tutan elin ne ölçüde hünerli olduğu. Ölçülü olsun, uyaklı olsun, yok göze güzel görünen bir şekle bürünsün, yok şöyle olsun, yok böyle ...Bırakın bunları efendiler önce bir duygusu, bir duruşu, bir kıvamı bulunsun.
Nedir ki şiir sorulur sadece duygu mu ya da sadece kafiye ya da ölçü mü?
Asla ve kat’a
Şiir kelimelerin birbiriyle uyumu ve onun içine sindirilmiş duygularla oluşturduğu musikidir.Dökülen her mısra titreyen bir telin hoş sadasıdır kulaklara gelen. Nasıl ki atlanılan bir nota ya da yanlış çalınan biri ahengi bozar,kulak tırmalar ise anlamsız her kelime de şiiri bozar.Yahya Kemal bile yıllar sonra şiirinin bir kelimesine takılıp onun değiştirmişken..
Bunun üzerine aklıma şu misal geldi.Çoğunuz bilirsiniz eskiden annelerimiz elleriyle meyve sıkar içirirdi biz çocuklara. Hala o günleri özlerim. Şimdi o meyve sularının tadı damağımdayken bir de şu bilmem kaç çeşit tozdan şuruptan yapılan meyve sularını aklıma getirdim. Dışları aynı değil mi? Hatta markalar bu meyve sularını daha bir süslerler, gözümüze güzel gösterirler. Lakin asıl tadına bakılınca kim de cevher var kim sadece dışını boyamış anlaşılmaz mı? Sanırım sözlerim anlamını buldu.
Zannımca şiirler de böyle. Okumaya başladıkça ve şiir okumayı öğrendikçe insan neyin boş neyin dolu olduğunu anlayabiliyor.Şiirlerin içine girebiliyor, bir kaç dakika ya da yıllar sürer belki ama bir maceraya atılıyor. İşte bendenizin dokunmak istediği nokta budur,vesselam..
YORUMLAR
Aldım pabuçları elime,
Neden gelemedim kendime?
Değnek, elma, soba, belime,
Koştum, dönemedim yerime.
Bazı çocuklar meyva hırsızlığına giderlermiş.Bahçe sahibi bağırınca ağaçtan atlayan kişi kendine gelemez biraz sersemlemiştir.Ayak kabılarını giymeye fırsatı olmadığından ellerine alır.Bahçe sahibi elindeki değnekle yaramaza vurur.ilk değnekten sonra beli sıcak soba gibi acısı gelir.Koşarak kaçar ama nereden bahçeye girdiği yeri unutur.belindeki o değneğin acısıyla..Yerime derken belki de arkadaşları gözü pek hırsızı bekliyorlar dönemiyor yerine ben size elma getireyim de görün diye hava atan
tebrik ederim saygılarımla.