- 1178 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR UMUT OL Kİ YÜZLERDE GÜLLER AÇSIN
10 Mayıs - 16 Mayıs Engelliler Haftasında Dünyadaki tüm engellilerimize
kucak dolusu selamlar, sevgiler ve saygılarımı sunuyorum ve diyorum ki:
Her zaman sizlerin yanındayım ve yanınızda olmaya da bedenim solana kadar devam edeceğim. Çünkü canlarım, sizleri çok ama çok seviyorum.
Yeryüzünde tüm canlılara baktığımda hep aynı şeyleri düşünürüm. Acaba hangi canlı ne kadar yaşar, ne zaman yaşamı son olur, ya da yaşadığı o süreç yaşamına bir şeyler katmış mıdır, ya da yaşadıklarından memnun mudur, değimlidir, ya da yaşayacağı günleri yönlendirmek kendi elinde midir? Kısacası bütün bunları biz kaderimizin birer parçası olarak algılarız. Ben bazen kadere inanırım tabi ki ama bazen de herkesin kaderini kendisinin çizeceğine inanırım. Her şeyi yüzüstü bırakıp kader böyleymiş demek bana biraz ters geliyor. Tamam, kul alın yazısını görecek ama en zor anda dahi o olumsuz kaderi olumlu hale dönüştürebilmekte bizim elimizdedir diye düşünüyorum. Nasıl mı? Yani en zor anda dahi bir yudum mutluluk bulabilmek bizim elimizdedir. Aksi halde tamam buda benim kaderimmiş demek bence bir güçsüzlüktür. Zor anda dahi pes etmemek her zaman dimdik ve yarınlara umut dolu bakmak gerekir.
Yarınlarımızın bize neler getireceğini, olumlu veya olumsuz, mutlu veya mutsuz, sağlıklı veya sağlıksız bunları tahmin etme şansımız var mı? Elbette ki yok. O zaman ne olduk demeyelim ne olacağız diyelim, ne dersiniz?
Bu hafta Engelliler Haftası. Ben hem bugün hem de her gün engellilerimizin yanındayım. Engellilere ait dernek ve kuruluşlarda görevliyim. Engellilerimiz ile bire bir onları ziyaret edip, sorunlarını dinleyip çözüm arayışına geçerek onlara özverili hizmetimi canla, başla, severek ve coşkuyla yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bu değerli insanları sadece bugün değil her gün hatırlamalıyız.
Acaba sizler de yılda bir gün dahi olsun onları hatırlayıp soruyor musunuz? Bugün ilkbaharda açan çiçekleri, çiğdemleri koklarken doğada huzur buluyoruz. Sonrada bakıyoruz, sonbahar gelmiş sararıp dökülen yapraklar ayaklarımızın altında yok olmayı bekliyor. Artık o yaprakların sonu gelmiştir. Bir zamanlar tomurcuk olup açan çiçekler bakarız bir gün solar ve kurur. İnsan yaşamını da bunlara benzetirim ben. O zaman bir sonbahar yaprağı gibi solup yok olmadan neden hayatın güzelliklerinden mahrum olalım. Neden her dakikamızı mutlu ve pozitif geçirmeyelim. Bir sonraki günü tekrar yakalamak şansımız var mı yok. Neden çevremizi ve kendimizi mutluluktan mahrum edelim.
Engelli olmayanlara da diyorum ki, mademki yaşanan günün tekrarı yok o zaman çevremize yararlı olup geriye güzellikler bırakarak sararıp solsak daha iyi olmaz mı? Bu güzellikleri yaşarken de bizimde bir gün bu güzelliklerden birini kaybedebileceğimizi, bizimde bir gün engelli olabileceğimizi hiç düşünüyor muyuz? Bence bunu her zaman düşünmeliyiz Yarınlarımızın bize neler getireceğini tahmin etme şansımız var mı? Peki, o zaman birazda yarınlarımızı düşünerek yaşasak daha iyi olmaz mı? O zaman ne oldum demeyelim ne olacağız diyelim değil mi?
Ben her zaman şuna inanırım. Asla ve asla engelli kelimesini dahi kullanmak istemiyorum. Fiziksel engelli olan birisini ben kesinlikle engelli olarak görmüyorum. Asıl zihinsel engelli insan sayımız olağanüstü fazladır. Neden mi? Çünkü Fiziksel engelli insanın sadece belki vücudunun bir yerinde istemese de bir engel olmuş olabilir ama onda tertemiz bir yürek vardır. Yaşama azmi ve hırsı vardır, önüne çıkan engelleri irade ve kuvveti ile gayet doruk noktaya kadar aşabilir. Çok engelli olmayan kişilerden daha da fazla toplumda kendisini ispatlayabilir. Yürekleri sevgi ve coşku doludur, yaşama bakış açıları pozitiftir. Kısacası ben fiziksel engelli kişileri asla engelli olarak görmüyorum.
Toplumumuzda her türlü ortamda engelli olsun veya olmasın farklı nedenlerle bizden maddi ve manevi destek bekleyen, kendilerine el uzatmamızı isteyen kardeşlerimize kulak veriyor muyuz? Duyarlı oluyor muyuz? Bize uzanan elleri, bize açılan kucaklara kucağımızı açıyor muyuz? Onlara maddi veya manevi destek oluyor muyuz? Varlığımızla onların hep yanında olup onlara güven ve yaşama sevinci veriyor muyuz? Onların tek sığınacak limanı olabiliyor muyuz? Onların sevinçlerine ve üzüntülerine ortak olup onlarla her şeyi birlikte paylaşıyor muyuz?
O zaman bu günümüzün birde yarını vardır diye düşünmemiz gerekmez mi. Herkes bu dünyada ne ekerse onu biçer. Yürekten yapılan hiçbir hizmeti Allah boş çevirmez. Herkes ne yaparsa ayağına dolaşır bence. Eğer biz canımız sağ oldukça kim olursa olsun ayırım yapmadan zor anda olan herkese kol kanat gerip canla başla karşılıksız ve özveriyle destek olursak onların yüreklerinde bir mum ışığı dahi yakabilirsek ne mutlu bize. O mum ışığı eminim ki bir güneşin ışıltısından daha çok aydınlatacaktır onların yüreğini.
Bu düşüncelerim ile Saygıdeğer tüm engellilerimize yürekten sevgi ve saygılarımı sunuyor, acil şifalar diliyorum ve diyorum ki:
Sizler asla ve asla engelli değilsiniz bunu böyle biliniz. Bence asıl engelli olan kişiler bencil ve kendilerinden destek beklendiği halde duyarsız olup onlara arkasını dönen, hep kendisini sanki öyle kalacakmış gibi gören, ruhsuz, duygusuz, merhametsiz, kendisini beğenmiş olan zihinsel engelli kişilerdir. Asıl engelliler onlardır işte.
Her zaman hayat ve umut dolu olmanızı, asla pes etmemenizi, hırslı, inatçı, azimli olmanızı, hayata hep pozitif bakmanızı, boş vakitlerinizde bütün gizli kalmış yeteneklerinizi geliştirip sergilemeniz ne güzel olur. Her anınızda yaşama azmi ve sevinci içinde olmanızı, çevrenizde olan bütün varlıklara, güzelliklere büyük bir aşk ve sevda ile bakmanızı, en zor anda bile dimdik olup, yaşadığımız bu dünyadaki merdivenin basamaklarını gayet kendinden emin ve güvenle çıkmanızı temenni ediyorum. Benim her zamanki sloganım şudur. Unutmayalım ki her kara bulutların ardında saklanan güneş bir bakarsınız ansızın gizlendiği yerden çıkarak o sımsıcak ışıltısı ile yağmur bulutlarının arasından bize el sallar ve sıcaklığı ile içimizi ısıtır Yani hayat hep tesadüflerle doludur. Bir bakarsınız hiç ummadığınız bir anda rüyanızda dahi görüp de inanamadığınız mutluluğu yıllar sonrada olsa az ya da çok tadabilirsiniz.
Her şeye rağmen hayat çok güzel, her soluk aldıkça yaşamın bize verdiği bütün güzellikleri doyasıya yaşayalım. Sevgiyi bir bardak suya benzetip onu yudum yudum içelim. Öyle ki o bardaktaki su hiç ama hiç bitmesin. Canlı veya cansız olan her şeyi sevelim, Sevgi yumağımızla herkesi saralım. Öyle ki o yumak hiç çözülmesin. Her şeye rağmen yüreğimizde yaşama coşkusu olsun. Bu coşkuyu hem biz duyalım, hem de çevremize hissettirelim. Bütün bu dileklerimle hepinize yüreğimin bütün derinliklerinden kucak dolusu sevgi ve sonsuz saygılarımla
Bütün engelli kardeşlerime, herkese Cumhuriyet Kültür ve Sanat Şehri Sivas`ımızdan binlerce demet gül gönderiyorum lütfen kabul ediniz.
Sevgiyle sağlıkla ve mutlulukla kalınız
LÜTFEN BİR UMUT OLALIM Kİ ENGELLİLERİMİZİN YÜZLERİNDE GÜLLER AÇSIN
ÇÜNKÜ ONLAR HEPİMİZ İÇİN ÇOK DEĞERLİDİR…
SABİHA SERİN
YORUMLAR
mutlaka okunması gereken bir yazı.
insan ne oldum dememeli,gayet sağlıklıyken bir kaza ile her hangi bir uzuvunu kaybedebiliyor.çok yakın birinin bu kaderine şahit oldum.ekmek kavgasındayken makinaya kaptırdığı eli maalesef koptu.saadece baş parmak kaldı.destek olması gereken işveren ise onu süresiz ve ücretsiz izine ayırarak bu seferde ekmeğinden etti.
ama yılmadı tek el bir parmakla da olsa yaptı bir şeyler çalıştı.hayata küsmeyip o baş parmağın bile iş yaparken ne kadar değerli olduğunu gördü.dediğiniz gibi engelli insan çevresinde olup bitenlere arkasını dönüp bencillik yapan zihinsel engellilerdir.
teşekkür ve tebriklerimi iletiyorum.