- 613 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YALAN!
İnsanlar var olmayan hikâyeleri çok kolay yazarken. Düşünce olgusu o kadar geniş bir o kadar da dardır.
Asıl gerçek olan hikâye dışında, insanın kendi hakikatini olduğu gibi yaza bilmesi.
Buna inancı tam olan kişi, kâğıt kaleme o kadar bencil dokunur ki.
Burada saman alevi gibi olan öfkesinden de. Hafif destek alaraktan, hatayı başkasına mal etmek içinde, elinden gelini geriye bırakmaz.
Sabunun suya değiş misali,
Ha! Bire köpürür. O köpürmede eriyip yok olduğun nedense kabullenmez.
Oysaki sensin sendeki saklı demek yerine.
Cılız haykırışında der ki.” Karşımda ki kişi ve kişiler bire asan kesendiler kurtarın beni!...”
Kifayetsiz cümlelerde imdat dedikçe yer göğü inletir.
Diyeceksiniz ki seslerini duyan var mı?
Evet, var fikirlerini cüce düşüncelere sermaye yapan, iki beğeni tıklayıcıları.
Ah! vah!, nasıl oldu.
Hadi canım! Diyerekten…
Ham keleği karıştırıp aynı pazarda sermayesine zarara saydım deyip satmaktadırlar.
Ben dedim ve diyorum da.
Kimileri tarafından önemsiz kılınsada sözlerim bir daha çağırımı yeniliyorum. Bilen bilmeyen anlatsın.
Ve eğri oturup doğru konuşmak lazım, tuşların arkasında acilen yardım alması gereken ruh hastaları var.
Bunu okuyan, takip edenler nasıl göremezler demişken.
Onların ondan bir farkları yok ki. Sağ elin ile körü al. Sol eli ile ley! Ley! Gülücüklerini ağırla hepsi bu.
Gerçek anlamda çok üzülerek anlatmak gerekirse, bu küçümsenen olayı teknolojinin hızlıca gelişmesine bağlıyorum ben.
Fırsatlara bakar mısınız? En nihayetinde siyasi bilimlerini okuyanlardan daha iyi siyaset yapıyoruz.
İkinci şık… Fındıkkabuğunu doldurmayan duygularla şairiz yazarız çizeriz vs… vs…
Asıl var olansa kimsenin kimseyi dinlemeye anlamaya tahammülünün de olamaması…
Nasıl bir tedavi uygulana bilir bunlara. Nereye götürülüp eski benliklerine geri gönderile bilir?
Vallahi! Bende bilmiyorum…
Çok kötü bir oyunun içindeyiz ve bu oyunun adı koca bir yalan!...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.