- 1534 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KARAR ALMA
Devletin en önemli görevlerinden ikisi, halkının güvenliğini sağlamak ve onun gönencini arttırmaktır.
Bu hedeflere ulaşmak için, ülkeyi yönetenler, devlet güçlerini elde bulunduranlar, millet adına doğru kararlar almak zorundadırlar.
Doğru kararlar, rasyonel olmalı kollektif düşüncenin üretimi olmalıdır.
Alınacak kararlar devlet ergini elde bulunduranların şahsi hırs ve düşüncelerinden etkilenmemeli, karar alma sürecinde bilimsel usuller uygulanmalıdır.
Bilim İnsanları, karar vericilerin kişisel özelliklerinin alınacak kararları hangi koşullarda, nasıl etkileyeceğini araştırmışlar ve bazı varsayımlar ileri sürmüşlerdir.
Bu varsayımlar:
1. Karar vericinin konuya ilgisi arttıkça subjektif ve irrasyonel unsurlar ağırlık kazandığı için, kararın rasyonel olmasını olumsuz yönde etkiler,
2. Kişinin durum hakkında ne kadar fazla bilgiye sahip olduğu, alınacak kararın etkisini o derece olumlu etkiler,
3. Kişinin sorun çözme yeteneği ne kadar fazla ise karara etkisi o derece olumlu olacaktır,
4. Kişi ne kadar rasyonel davranırsa, kararı o derece olumlu etkiler,
5. Kişinin kararı etkileme gücünü bilmesi, kararın o derece olumlu olmasını etkiler,
6. Kişinin alınan kararın sonuçlarından sorumlu olduğu hakkında bilinçli olması kararı olumlu yönde etkiler.
Bu varsayımların aksi ise alınacak kararı olumsuz etkiler.
Kararı etkileyen bir başka faktör ise karar alıcıların algılarıyla ilgilidir. Bu konuda araştırma yapan Bilim İnsanları bu algıları şöyle sıralıyorlar:
1. Karar vericilerin yaklaşımları ve imajları edindikleri bilgileri etkilemekte ve belirlemektedir,
2. Karar vericiler, yerleşik düşüncelere bağlı kalma, kendi tezlerinin değişmesine yol açacak yeni bilgilere kapalı davranma eğilimindedirler.
3. Kendilerine ulaşan bilgiler toplu olarak değil, parça parça geldiği zaman, bu bilgileri, mevcut bilgi ve imajlarıyla çatışsa bile özümseyebilmektedirler.
4. Karar vericinin imajı, içinde bulunduğu siyasal sistemin kazandırdığı deneyimlerden etkilenmektedir.
5.Karar alınacak olay, karar vericilerin başından geçen bazı olayları çağrıştırması dolayısıyla , aynı olay farklı karar vericiler tarafından farklı algılanmaktadır.
6. Bir politikayı belirleme durumunda olan karar verici, bunun karşı tarafça kendi istediği biçimiyle algıladığını varsayar.
7. Karar vericiler, aldıkları kararın karşı taraf üzerinde öngörülen etkiyi yapamayacağının farkında olmayabilirler.
8. Karar vericiler, diğer ülkelerin/grupların kendilerine yönelik düşmanlıklarını her zaman olduğundan daha fazla abartırlar.
9. Karar vericiler, diğer ülkelerin/grupların davranışlarının daha planlı, daha disiplinli, daha koordineli olduğunu düşünürler.
10. Karar vericiler diğer ülkelerin/grupların temsilcilerinin tutum ve davranışlarının, o ülkenin/grubun politikalarını tamamen doğru yansıttıklarını düşünürler.
11. Karar vericiler, diğer ülkelerin/grupların davranışlarını ve tepkilerini tamamen kendi politikalarının şekillendirdiği noktasında abartılı bir değerlendirme içinde olabilirler.
12. Karar vericiler, kendi ülkeleri/grubu hakkındaki imajlarıyla diğerlerinin kendi hakkındaki imajının aynı olduğunu sanırlar.
13. Karar vericiler, kendi açılarından çok önemli olan bir olayın, diğer ülke/grup karar vericileri açısından da aynı derecede önemli olduğunu düşünürler.
14.Karar vericiler, kendi yaklaşımlarına uyan ve destekleyen verilerin ve kanıtların, diğer bakış açıları ve yaklaşımlar için de uygun kanıtlar olduğunu düşünerek yanılgıya düşerler.
Karar vericilerin algıları ne kadar açık ve rasyonel ise o derece doğru karar alırlar.
Karar vermenin de usul ve modelleri vardır. Konunun başlıklarını arz edeceğim Bu usulleri teker teker açıklamak bu yazının boyutunu aşacaktır. Arzu edenler çeşitli kaynaklardan konuyu inceleyebilirler.
Karar Verme Usulleri:
- Küçük Değişiklikler Modeli: iki adım ileri, bir adım geri.
- Rastgele Adımlar: Sarhoş yürüyüşü.
- Risk ve Başarının Hesaplanması: Kumarbazın iflası modeli.
- Küçük Gruplarla Karar Verme.
- Standart Uygulama Prosedürleri.
- Rasyonel Politika Modeli.
- Örgütsel Süreç Modeli.
- Bürokratik Politika Modeli.
- Şelale Modeli.
Karar vericiler hangi usulü kullanırlarsa kullansınlar akılın ve bilimin ışığında, milletin gönencini arttıran ve gözeten kararlar almak mecburiyetindedirler.
Yazımı şu sözle sonlandırıyorum.
"YANLIŞ BAŞLANMIŞ BİR İŞ DOĞRU SONUCA ULAŞMAZ!"
Bekir GÜÇLÜER
YORUMLAR
Sayın Güçlüer karar vericilerin alt yapılarının " karar verebilme " yetisine sahip kılınabilmiş olması önemlidir.
Demokrasilerde alt yapısı yetersiz kimliklerin hitabet gücü ve karizmaları ile bu makamlara ulaşması mümkün oluyor.
Bu durum sıraladığınız bilimsel verilere dayalı pozitif karar alma kaygusunu ortadan kaldırıyor.
Kişiye yanlışı delilleriyle gösterilmesi halinde bile burun kıvırıp " sandığa gel sandığa " diyebiliyor. Adı demokrasi ya !
Bir zaman iki aşamalı ( senatolu ) meclisimiz vardı. Yürütemedik galiba...
Yazınızdan esinlenerek karar alacak yöneticilerin alt yapılarını belirlemek adına demokrasimize yeni bir çözüm sunsam kim küser acaba ? Örneğin;
1. Millet vekili olabilme şartı olarak en az 2 yıllık yüksak okul mezunu olmayı
2. Senatör olabilmek için en az 4 yıllık yüksek öğrenim mecburiyetini ( çaktırmadan senatoyu kurdum )
3. Bakan olabilmek için en az ilgili bakanlıkta 10 yıl çalışmış olmakla birlikte doçentçlik / doktorluk ünvanını kazanmış olmayı
4. Başbakan , ve yardımcılarıyla , meclis başkanı ve cumhurbaşkanlarının uluslar arası ilişkiler kökenli, mecliste en az iki dönem senatörlük yapmış profösörlerden seçilebileceğini var saysam ( Prof. Ünvanlı başbakanlarımız oldu da ne oldu ? Onlar da çalmadı mı demeyin, " çaldılar çünki " onların alt kadroları kifayetsizdi )
Bi de böyle denesek kâr mı ederiz zarar mı ?
Çok güncel ve çok bilgilerdirici bir yazıydı paylaştığınız için teşekkür eder saygılar sunarım.
bekir güçlüer
Ziyaretiniz, ilginiz ve değerlendirmeniz için teşekkür ederim.
Sizin önerilerinizin özetini Aysun Kızımız, herkesin anlayacağı haliyle, yıllar önce yapmıştı. :-)
Vallahi çok haklıydı. Demokrasi, demokrasiyi özümsemiş bireyler ister.
Önerilerinizi aynen destekliyorum. Bir gün böyle olur umarım.
Selam ve saygılarımı sunarım.
vega4
Aşağıda ki oy lara her seçimde 1 oy ayrıca eklenir. Tecrübeye istinaden.
1. Dağdaki çoban ilk seferde 1 Oy
2, ilk öğretim mezununa 2 Oy
3. Lise mezununa 3 Oy
4. Yük .Okul mezununa 4 oy
5. Doçent/Doktor 5 oy
6. Profösör 6 oy
7.Parlementer 7 oy
8. Bakan 8 oy
9. Başbakan 9 oy
10. Cumhurbaşkanı 10 oy
11. Mahiyetinde işçi/memur çalıştıran her sivil kişi , kişi başına 1 oy
v.s... böylece fabrikanın tuvalet sorumlusuyla uluslar arası ihracat ithalat yapan patronu arasında da dünya görüşünün farkı gözetilmiş olur. Neyse gerisini de uğraşanlar çözsünler.. Selamlar saygılar.
bekir güçlüer
vega4
Mahiyetinde adam çalıştırma maddesini devlet hayatına belli oranda eklemek de mümkün.
Böyle bir durum neyi sağlar ?
Siyasinin " sandığa gel " laçkalığıni önler.
Makarna kömür kurnazlığını azaltır.
Neyse ben pembeye teşekkür edip kaçayım. :)
bekir güçlüer
vega4
Bekir' ciğim yazılarınız gerçekten bilgi birikimi, inceleme araştırma sonucu oturaklı yazılar. Kişiseilikten daha üstteki rafta duran bir statüde. Ben çok yararlanıyorum. Teşekkür ederim.