BEYAZ KİRPİK
Adapazarı’nda ev yaptığımızda, buna en çok çocuklar sevinmişti.Şehir hayatında bunalan çocukların ilk tepkileri çok ilginçti.En büyük oğlumda dahil olmak üzere aniden çığlık atmaya ve koşmaya ,ayaklarıyla yere vurmaya başlamışlardı.Çocuklar hepimizin şaşkın bakışları altında, çılgınlıklarını uzun bir süre sürdürmüşlerdi.Neler oluyor, delirdiniz mi,kendinize gelin diye kızdığımızda , en küçük oğlum altta kimse yok değil mi anne ,istediğimizi yapabiliriz deyince çok şaşırmıştım.Çocuklar alt katta oturan komşuya dikkat etmekten yorulmuş , stres atmak istemişlerdi. Tadını çıkarmak istercesine ayaklarını yere vuran ,duvarları yumruklayan çocukların bu hareketleri ,şehir hayatının ne kadar insan fıtratına ters olduğunu ispatlıyordu.
Sabah kalktığımda zorla uyandıramadığım çocukları evde bulamamıştım.Bir müddet sonra ,arkalarında bir köpek ordusuyla bahçeye girdiklerini gördüm.Köyde ne kadar köpek varsa bizim bahçedeydi artık.Ne kadar itiraz etsem de köpekleri yollamayı başaramamıştım.Tamam bu gün sadece bir tane kalsın diyecekken, çocuklar köpeklerin hünerlerini ve ne kadar tatlı olduklarını anlatmaya başlıyorlardı.
Bahçeye çıkamaz olmuştum.Nereye ayağımı atsam yavru bir köpek vardı.Bir sabah kapıyı açtığımda gördüğüm manzara karşısında şok olmuştum.Yerde bir eski yorgan seriliydi.Kapıyı açar açmaz donup kalmıştım.Köpek yorganın arasında uyuyordu.Tamam yıkanarak yıpranmış , incelmiş eski bir yorgandı ama tertemizdi ve yeni yıkamıştım.Sadece bu değil tabiî ki.Yanında küçük oğlum köpeğe sarılmış ve uyumuştu.Beraber yatmış yorganın bir kısmını altlarına bir kısmını da üstlerine almışlardı.O anda fotoğraf makinesini bulamamış ve çok güzel bir pozu kaçırmıştım.
Buldukları köpeklerden biri gerçekten çok akıllıydı.İnsan gibi bakıyor ve ne denirse anlıyordu.Köpeğin anlayışı beni korkutmaya başlamıştı.İnsanın yüzüne o kadar anlamlı bakıyor ve anlıyordu ki,bazı insanlardan daha duyarlı olduğunu söylesem yanlış olmaz sanırım.
Köpek ve oğlum çok iyi arkadaş olmuştular.Özellikle küçük oğlumu çok seviyor gözlerin içine bakıyordu.İkisi beraber bana darılıyor,kenara çekiliyorlardı. Arkadaşı istenmeyen ve kabul edilmeyen bir çocuk gibi kenarda köşede beraber bekliyorlar ben kabul edince de bahçede şımarıp oynuyorlardı.Köpek adına alınan ve uzaklaşan oğlumu yeniden ikna edebilmek için köpeğe gidip kemik almak ve köpeği misafir gibi ağılamak zorunda kalıyordum.
En küçük oğlumun bir özelliği vardır.Kaşının yarısı sarı,bir gözünün kirpikleri sarı diğeri kahverengidir.Bu sarılık beyaza yakındır.Bugünlerde ergenliğe adım atmaya başladığı için fark ettim ki bıyıklarının da yarısı sarı yarısı kahverengi olacak.Bıyıklar çıkmadı tabiî ki ,fakat ışıkta durunca yüzünün yarısını koyu yarısın sarı gösterecek ince şeftali tüylerinden belli.Biz onu bu şekilde çok seviyoruz.Bu onun özelliği ve ona çok yakışıyor.Ona, çok özel ve güzel bir şekilde, Allahın onu süslediğini söylüyoruz.
Oğlum ve bu köpek iki kardeş gibi beraber yemek yiyip ,beraber somurtmaya ve bir köşeye çekilmeye başlayınca ,daha doğrusu arkadaşımı kabul etmezseniz bende yokum deyince, köpeği bağrımıza basmaya karar verdik.Köpeği sevmemizdeki özel sebeplerden biri oğluma çok benzemesiydi.Onunda kirpikleri beyazdı ,tıpkı küçük oğlum gibi.
Bir sabah kalktığımızda köpek yoktu.Özel bir köpekti zaten ,üzülme sahibi vardır ,özlemiştir falan dedik .Çok üzüldüğünü görünce aramaya çıkmak zorunda kaldık.Bir iki kez kayboldu ,tekrar bulundu.Bulununca sarılışlarını görseniz evde kaybolan bir kardeşe kavuştular zannederdiniz.
Sonra yaz bitti eve döndük ,okul başladı.Akılları yaz gelince yine o köpeğe kavuşmada !..Bazen konuşuyorlar ,muhabbet aynen şöyle…
Belki çocukları olmuştur…
Yok be o yaşlıydı…
Yazın karnı şiş gibiydi...
Çocukları olduysa onları da biz bakarız…
Çocukları olduysa yine bizi sever mi ?
Ben çocuklarına çok iyi bakarım, bizi terk etmez.
Ya öldüyse??????????????
Uzun bir sessizlik...
Yok ya, o ölmez…
Bizi bekliyor mudur acaba ?
Unutmuş olabilir mi?
YORUMLAR
Çok tatlı bir yazı. Severek ve beğenerek okudum. Ben de çok severim köpekleri. Aslında tüm hayvanları severim ama evde bakmam mümkün değil tabii ki . Yine de ahdım var. Bir gün bahçeli bir evim olursa mutlaka bir köpek alacağım..
Evet yazı da resim de çok hoştu ama resimde bir şey kafama takıldı:ÇOCUĞUN OMUZUNDAKİ EL KİME AİT. Köpeğin eli desem değil çünkü insan eli. Çocuğun kendi eli desem o da olamaz. Bir başkasının eli desem kendsini nasıl böyle kamufle etti o bir başkası? Kafam karıştı vesselam.
Yürükçü
Hayvanlar gerçekten insanlardan daha sevgi doludur. Sevilsin isterler, sevgi vererek.
Diliyorum evinize gittiğinizde köpeği yerinde bulursunuz. Siz gidinceye kadar yaşadığı ortamları biliyor musunuz? Bir köpeğe sahiplenince bırakılmamalı..
Tebrikler,
samimi bir yazıydı,
sevgiler..