Marka
Marka ve markalar. Çoğumuz bir çırpıda sayarız değil mi tüm markaları. Bu ister araç gereç, ister malzeme, isterse eşya olsun. Hani bir şey edinmek istediğinizde ya da aldığınızda hemen sorulur ne marka diye, ya da marka mı diye.
Aslında hiç markasız bir ürün yoktur piyasada. Hemen her şeyin üzerinde bir etikete rastlarsınız. Mutlaka bir firmanın ürünüdür satışa sürülen şey.
Marka mı denilmesindeki espiri bilinen bir marka mı anlamında olan bir soru. Yani tanınan, herkesçe aranıp sorulan revaçta olan, pazarı olan anlamında bir soru. Yoksa soran kişi de bilir hemen her şeyin bir markasının olduğunu.
Kanıksamış benimsemişiz. Etkilenmeyen ilgilenmeyen yoktur markayla.. Hemen hepimiz, birçoğumuz..
……………….
Ben kendimce markayı önemsemediğimi, markadan etkilenmediğimi, markanın peşinde olmadığımı, benim için bir malın kaliteli olmasının yeterli olduğunu düşünürdüm ama yanılırmışım.
……………….
Bir arkadaşımla bu konuyu tartışıyoruz ve aynen yukarıda ifade ettiğim düşüncelerimi taşıdığımı belirtiyorum.
Hayır yanılıyorsun, insan olup da markadan etkilenmeyen kişi olmaz diyor.
Nasıl olur, ben asla etkilenmem diyorum.
O zaman söyle bakayım evinizdeki beyaz eşya ve elektronik eşyalar hangi marka deyince bir anda duraksıyorum. Meselenin tam özünden giriyor arkadaşım ve beni kıskıvrak yakalıyor.
Sorularını arka arkaya sıralıyor.
………………
Arabanızın markası nedir, evde hangi marka deterjanı kullanıyorsunuz, seyahat ederken hangi firmaları tercih ediyorsunuz, çocuklarınızı hangi mağazadan giyindiriyorsunuz?
Buna benzer sayısız sorular arka arkaya..
Söyleyecek söz bulamamış, bir anda teslim bayrağını çekmiştim. Mat olmuştum açıkçası.
Doğru söze ne denir. Arkadaşım olayın farkındaydı. Biz boşa kasılıyorduk. Güya hiçbir şeyden etkilenmezmişiz gibi.
Hiç de öyle değilmiş meğerse, bal gibi her şeyden etkileniyormuşuz da farkında değilmişiz.
……………….
Bir şeyin rağbet görmesi tutulması mutlaka kalitesiyle de ilgilidir ama kimi zaman çok vasıflı bir ürün bile alıcı bulamaz. Ne yapsanız tutunamaz. Kimi ürün de var ki, bakarsın elden ele dilden dile yayılır ve bir çırpıda sizin ve dünyanın bilineni, tanınanı haline gelir.
Günümüzde tanıtımın çeşitli yolu ve yöntemi vardır. Bu bazen görsel bazen işitsel olur.
…………………
Komşunuz bir şey almıştır kullanıyordur, memnun kalmış hoşnut olmuştur derhal duyuruya başlar. Hemen kapı komşusu, arkadaşı, akrabası, yakın çevresi o ürünü elde etmenin yollarını arar. Reklamın en etkili ve masrafsız olanıdır aslında bu
Ne kalitede üretirseniz üretin tanıtım olmadan bir şey edinemezsiniz. Benim ürünüm iyidir demenin fazlaca bir anlamı yok.
Markadan açmışken sözü ilgili bir başka alana geçelim isterseniz?
İnsanda marka..
Yani marka insan olmak veya marka insan yetiştirmek. Bu olduğu taktirde duyuruya,tanıtıma da ihtiyaç yoktur. Tabii seyrinde kaliteyi herkes farkeder.
Anlaşılması zor olan eşyanın markalı olmasını önemsiyoruz da insanı niçin dikkate almıyoruz.
Belli bir kullanım süresi olan, miadını doldurduğunda bir kenara konulacak şeylere özen gösteriyoruz da insanı niçin ıskalıyoruz. Ona niçin aynı özeni göstermiyor, niçin aynı değeri vermiyoruz. Yoksa bir eşyadan daha az mı değerli insan? Oysa öncelikli olması gereken insan. Hem de her şeyimizden daha öncelikli.
Dünyada olan biten her şey insanla ilgili. Hemen her şey ona bağlı.
Öyleyse öncelikle insan demeliyiz ve marka insan yetiştirmeliyiz.
Marka insan ama nasıl?
………………….
Barışçı,
Seven,
Güvenilir, emin olunan,
Veren, el uzatan,
Kadir kıymet bilen,
Kafa yoran, çalışan, üreten..
Kemal GÜL
14.11.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.