- 625 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
O'NA DAİR
Dokunmak… Ne güzel, ne ulvi bir duygudur. Hele ki sevdiğinize dokunuyor, sevdiğiniz size dokunuyorsa… Parmak uçları yavaş yavaş bedeninizde süzülür. Vücudunuzu en baştan keşfetmeye çalışır gibi dokunuyordur adeta. Sonra aynı şekilde siz de başlarsınız vücudunda ellerinizi gezdirmeye. Parmak uçlarınızdan kalbinize, oradan bütün hücrelerinize, sevdiğinizin varlığını hissediyor olmanın mutluluğu yayılır. Elinizi göğsüne götürürsünüz. Kalbi avuçlarınızda atıyordur. O heyecanı duymaktır sevmek…
Sarılırsınız birbirinize. Gözlerinizi kapatırsınız. Birbirinize bırakırsınız varlığınızı o anda. O kadar safçadır ki. Kollarınız birbirine dolanmış, bütün vücudunuzun tüm noktaları birbirinize kenetlenmiştir. Kollarınızla sevginizi kucaklarsınız aynı anda. Zaman dursun da, sonsuza değin bu şekilde kalmayı dilersiniz. Bunu dilemektir sevmek…
Çok özlersiniz ama O, o anda yanınızda değildir. Farz edelim evleriniz çok yakında. Balkona çıkarsınız. Derin bir nefes çekersiniz. Emin olun ki, soluduğunuz havada, sevdiğinizin nefesi de vardır. Ciğeriniz O’nun nefesi ile dolar. Damarlarınızdaki kanda O’nun tertemiz nefesi dolanmaktadır. Hücreleriniz sevdiğinizin sevgisiyle beslenmektedir. Sevdiğiniz insanla aynı havayı soluyor olmanın verdiği mutluluktur sevmek…
Çok özlersiniz ama O, o anda çok uzaklardadır. Başınızı göğe kaldırıp ay’ı seyre dalarsınız. Emin olun o an sevdiğiniz de ay’ı seyretmektedir. Aranızdaki kilometrelerce mesafenin bir önemi kalmaz, işte o an göz göze gelirsiniz. Can Yücel’in dediği gibi, “Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret / Ve sevgiline hasret kaldığın kadar O’na yakınsın.” Belirsiz, tatlı bir gülümseme oturuverir yüzünüze. Yüzünüzdeki o gülümsemenin sıcaklığıdır sevmek…
Heyecanla telefona sarılır, O’nun numarasını çevirirsiniz. İsterseniz tek kelime etmeyin. Sessizliğin öbür ucunda sevdiğinizin sesinin olduğunu bilmek dahi yeter size. Gözlerinizi kapatıp sessizliği dinlersiniz. Çoğu sesten çok daha fazla şey anlatır size o sessizlik. O sessizliği beklemektir sevmek…
Canınız çok sıkkındır. Telefonunuz çalar. O aramaktadır. Sadece o iki sihirli kelime dökülüverir dudaklarından ve kapatır telefonu; “Seni seviyorum.” Sıkıntıya dair ne varsa çekip gider. Tarifsiz bir huzur kaplar ruhunuzu. O huzurun tarifsizliğidir sevmek…
O’nu gerçekten seviyor ve O’nun sevgisinin gerçekliğini hissediyorsanız, gerisi; mesela, O’nun size aşık olmayışı; lafı-ı güzaf…
06.05.2008 / 23.51
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.