- 1160 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GERÇEKLİK TOHUMU 'HAYAL'
‘’Oooo Hay-ı Hak. Perde kurduk, ışık yaktık, gösteririz gölge Hayal. Gerçeğin aynasıdır bu ayna, sanılmaya martaval’’.
Böyle başlar Karagöz ile Hacivat’ın o güzelim gölge oyunu. ‘’Gölge’’ ve Hayal‘’,anlam aynı, etki değişik.
Duyu organlarının beynimize gönderdiği sinyallerin toplanması ile oluşan Hissi müşterektir Hayal. Çok kırılgan olduğundan aslında üzerine ‘’Dikkat kırılır’’ yazmanın çok faydası vardır. Her ne kadar dikkat etsek de, dedik ya bir şekilde kırılıverir işte. Ama engellemenin, önüne geçmenin de bir manası da pek yoktur. Kürşat Başar’ın dediği gibi,’’Hayal gerçeği bozar, gerçek de bunun öcünü alır ‘’çoğu zaman. Ama yinede çevremizde her ne görüyorsak bunun ilk halinin bir hayalin ürünü olduğunu da sanırım unutmamak gerekiyor.
İnsan bir kere hayal etmeye başladığında bilinen kuraların hiçbir önemi yoktur, her türlü problemin sonucu hayaliniz ile paraleldir. İki kere iki beş eder diyorsanız kim karışır ki? Sonuçta hayal gerçekliğin tohumu değil midir?
Her ne kadar görünüşte psikiyatrik bir problemmiş gibi gözükse de aslında hayata bağlanmanın ufak ama önemli sırlarından biridir hayal. Bizi hayata bağlayan şeylerin başında ilk hayal ettiğiniz, günlerce uykunuzu kaçıran oyuncağınız olduğunu düşündüğünüzde sanırım bana hak vereceksiniz. Hayal etmek yaşamanın var olmanın göstergesidir.
Çoğu zaman hayal ile sabır arasında da bir bağlantı olduğunu düşünmüşümdür. Fırsat ve zaman verilen hayallerin mutlaka gerçekleşeceği konusunda da bir hayli iyimser bir yapıya sahibim. Belki de böyle düşünmemin sebebi Tanrının insana kabul buyurmayacağı duayı ettirmeyeceği inanışımdan kaynaklanıyordur.
İlk hayalimi hatırlıyorum şimdi. Bir çift mavi naylon çizme… Tek hayalim buydu. Mavi çizmelerle yatar mavi çizmelerle kalkardım. Annem ise bana bu çizmeleri bir türlü almazdı. Kim bilir belki de sabrı öğretmek için bu tarz bir yola başvururdu o nu da bilemiyorum tabi. Bir gün annem yine pazardan gelmiş ti, O’na çizmeleri alıp almadığını sorduğum da bana; ‘’Oğlum çizmeciler ölmüş’’ deyince inanmış ve ilk hayal kırıklığımı yaşamıştım. Aradan geçen bir hafta gibi kısa bir sürenin sonunda, yine pazarda gezinirken tezgâh ta duran mavi çizmeleri görünce çığlığı basıp satıcıyı işaret ederek ‘’Anne bak ölmemiş, ölmemiş anne’’ diyerek bağırdığım anı hiç unutamam.
Mavi çizmeler ile çok su birikintisine girdim, hayallerim gerçek olmuştu. Soğuk su birikintilerinde çizmelerin yarısına kadar ayaklarımı suya tutup ayaklarımın kupkuru çıkmasını hayranlıkla görüyordum. Şimdi ise ayaklarımda hala mavi çizmeler var, bu kirlenmiş hayata yarısına kadar girip hala adam gibi adam olabilme yolunda ayaklarımın kuru kalmasına sevinip duruyorum.
Yazımızı hayal ile ilgili, bence yazılmış en güzel satırların sahibi Yahya Kemal’in dizeleri ile süsleyip bitirelim…
‘’Yürü, hür maviliğin bittiği son hadde kadar. İnsan bu âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar’’
Selam ve sevgilerimle
Erkan ÇEVİK
İstanbul/Mayıs /2008