- 742 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çocuk Kavgası
Sabahın en tatlı uykusunu geride bırakıp çıktım evden. Bu ilkbaharın tatlı uykularını yarıda kesmek zorundaydım. Benim bir işim vardı. Ben bir memurdum devletin en alt kademelerinde. Üstüme çullanan acizlik ve yorgunlukla itişe kakışa yürüyordum. Sabah yüzümü yıkamama rağmen gözlerimdeki nem kurumuyordu. Aksine kurumak yerine dolup taşıyordu. Yüzüm uykusuzluktan berbat olmalıydı. Yanımdan geçenler tiksinerek bakıyorlardı suratıma. Başımı öne eğerek yürümeye çalıştım mahallenin küçük bir bakkalına.
Mahalle bakkalının sahibi beni görür görmez saygı duruşunda karşımda belirmişti. Bundan nefret ediyordum. Muhtemelen gördüğü her takım elbiseli insanlara bunu yapıyordur. Ama bana yapmasın işte. Ben küçük bir memurum. Haklarımın yenildiğini göre göre boyun eğen, her olaya ve haksızlığı sessiz izleyen bir memurum. Ama bunları onun yüzüne söylemedim.
-Nasılsın bey baba, dedim.
-iyiyim evladım sağ ol.
Bakkaldan peçete alıp, gözlerimde biriken yorgunluk suyunu silmeye başladım. Sildikçe yenisi fışkırıyordu gözlerimden. Anlaşılan baş edemeyecektim bununla. İşte buna da boyun eğmiştim. Ne yaparsınız alışkanlık işte. İşe doğru giderken gözlerime üç çocuk arkadaşın kavgaları gözüme takılmıştı. Bakkalın tam karşısındaydılar. Biri şişman diğerleri sıskaydılar. Muhtemelen 10 yaşlarındaydılar. Şişman çocuğun bir şeye bağırıp çağırdığını duydum ama ne için olduğunu anlamadım. Doğrusu merak etmiştim. Hoşuma gitmişti. Onlara görünmeden yanlarına yaklaşmaya başladım. Aramızda biraz mesafe kalınca durup onları izlemeye, dinlemeye başladım.
-Ver onu dedim sana, oğlum versene ya! Diyordu şişman çocuk yanındaki sıska çocuğa.
Yandaki çocuk pişmiş kelle gibi sırıtmaya başladı. Cevap vermeye tenezzül bile etmemişti o an.
-Sakızımı vermeyenin Diyerek küfürler yağdırmaya başladı şişman çocuk. Ağzı bozuktu. Bir sakız için arkadaşına küfür etmeye başladı. Küfrü yiyen çocuk ise hala ona sırıtmaktan başka bir şey yapmıyordu. Tuhafıma gitti. Karşılık vermiyordu. Dilsiz miydi acaba? Biraz sonra tepkisiz kaldığı küfürlere karşılık o da şişman çocuğa küfürler yağdırmaya başladı. Yanlarındaki susan çocuk kahkahalarla gülüyordu arkadaşlarına. Müdahale etmiyordu. Belki de küfürleri üstüne çekmekten korkuyordu.
Neredeyse birbirlerine gireceklerdi. Şişman çocuk küfrün şiddetini arttırdıkça sakızı çalan arkadaşı içe sakızdan balonlar yapıp arkadaşının yüzüne doğru patlatmaya çalışıyordu. Müdahale etmek istedim. Ama önce onlara birer sakız vermek istedim. Hemen arkamda kalan bakkala doğru hızlı adımlarla ilerledim. Bakkaldan üç sakız alıp geri döndüm çocukların yanına. Yanlarına geldiğimde herkes edepli edepli oturmuş, fısır fısır bir şeyler konuşuyorlardı. Ne oldu bu çocuklara? Yoksa başka birimi sakız verdi onlara? Kimse bir şey vermemişlerdi onlara. Üçününse ağızları sadece laf yapıyordu. Barışmıştılar anlaşılan. Yanlarına yaklaşıp, onlara sakızları verdim.
-İstemeyiz amca. Bunu şişman çocuk söylemişti. Ve söyledikleri gibi yanımdan koşarak ayrılmışlardı. Ellerimde üç sakızla orada kalakalmıştım. Bu halime gülmüştüm açıkçası. Keşke tüm herkes bunun gibi kavgalar yaşasa. Küfürden sonra barışıp oyun oynasak. Oyun mu? Barışma mı? Tekrar güldüm. Sanırım bu sadece çocuk kavgalarında olur. Çocuk kavgası işte
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.