Yar...
Bir zamanlar
Mütevazi bir bağımız vardı
Bahar gelmeye yüz tutunca oraya göçerdik
O kadar farklı duygular yaşatırdı ki bu zaman hüzünlenirdik
Sıladan göçmek, gurbetin ilk adımlarında nefeslenmek, hasreti tefekkür etmek fırsatı verirdi
Henüz elektrik bağlanmamıştı, gün batarken alaca karanlık gözlerin temaşasını kuşatırdı
Her türlü bört böcek vardı, akrep hakeza ama nasılsa pek dikkate almazdık, onlarla sanki arkadaştık
Gaz lambası vardı bir kaç tane, onlar bizlere refakat ederken, sırlarımıza vakıf olacak kadar yakınımızdaydı
O zamanlar bin bir hikaye ve masal çok zevkli ve meraklı bir şekilde dinlenir, düşlere dahi girerlerdi
Bostanda karpuz, kavun, salatalık ve birçok sebze yetiştirirdik, ateşin üstünde pişen yemekler bir başka leziz olurdu
Ölüm, gurbet, hasret, umut, heves, edep, muhabbet ve hizmet daha farklı şekilde terennüm edilirlerdi...

Mustafa CİLASUN