- 703 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DUVARLARIN BÖLEMEDİĞİ AŞK 8. BÖLÜM SON
8.BÖLÜM FİNAL
Yaşam ve Muhammed tanışalı iki yıl olmuştu. Birbirlerine tam anlamıyla âşık olmuş ama farklı dünya görüşü ve yaşam tarzları yüzünden aşk bir türlü evliliğe dönüşemiyordu. Birbirlerinin dünya görüşüne karşı hem saygılı hem de kendi görüşüne katılması için birbirlerini ikna etmeye çalışıyor tatlı tartışmalar yapıyorlardı. Sonuçta ikisi de dünya görüşünden ve yaşam tarzından alışkanlıklarından vazgeçmiyor ama ikisi de birbirinden vazgeçemiyordu. Bu durumun ne kadar daha devam edeceği ikisinin de çevresi tarafından merak edilirken. Bir gün Yaşam Bir rüya gördü.
Rüyasını Nihal’e şöyle anlatıyordu yaşam:
-Bir rüya gördüm Nihal
-Hayrolsun anlat bakalım
-Rüyamda çöl gibi bir yerdeydim birden Yaşlı sakallı Mevlevi külahlı bir adam beliriyor bana “lailahe ilallah de kızım” diyor. Ben “o kelime ne demek bilmiyorum” diyorum o tekrar “lailahe ilallah de kızım” diyor ben “o kelime ne demek bilmiyorum” diyorum üçüncü defa aynı şeyi söylüyor ben bilmiyorum deyince kendisi bağırarak “lailahe ilallah muhammedenresulullah” diyor bir anda her taraf yemyeşil oluyor kuşlar çiçekler sanki cennet gibi sonra bana dönüyor “ bak kızım ben Mevlana Celaleddin şayet Müslüman olmazsan Muhammed’in aşkını kalbinden söküp alacağız iyi düşün kararını ver” dedi ve uyandım
-Ne yapmayı düşünüyorsun
-bilmiyorum
-Dur bakalım hele birkaç gün geçsin
Yaşam Ertesi gün aynı rüyayı tekrar görür. Ve üçüncü gün tekrar görür.Bir anda korku, endişe, ve çatışma yaşamaya başlar. İdealleri dünya görüşü yaşam tarzı ile aşkı arasında bir seçim yapması gerekmektedir.
Telefonunu kapatır ve Fatih de bir arkadaşında kalmaya başlar. Evden dışarı çıkmaz. Bütün gün kanepede oturup düşünmektedir. Ne yapmalıyım diyordur kendine ne yapmalıyım saatlerce günlerce aynı soru ne yapmalıyım
Bu sırada Muhammed’de bir rüya görmüştür. Çırağan sarayında bir düğün kendi düğünü Yanında yaşam vardır sahnede bir şarkıcı “bir kızıl goncaya benzer dudağın şarkısını söylemektedir. Herkes mutludur. Herkes gülümsemektedir.
Rüyasını annesine anlatır. “ anne senin rüya yorumların çıkar ne diyorsun” diye sorar annesi “oğlum üç aya kalmaz senin düğününü yapacağız biraz sabırlı ol her şey çok güzel olacak.
Muhammed ilk başlarda sevinçlidir. Hemen Yaşamı arar. Fakat ulaşamaz Tekrar arar. Yine ulaşamaz ertesi gün Nihali arar:
-Nihal Yaşam Nerde
- Valla bilmiyorum Muhammed
-telefonu da cevap vermiyor 2 gündür haber alamıyorum lütfen Nihal görürsen beni aramasını söyle
Aradan 5 gün geçer Muhammed telaşlanmaya başlamıştır. Gazeteyi partiyi arar
Yine haber yoktur.Nihal’i arar:
- Nihal Allah aşkına söyle nerde bu kız ne istersen vereceğim
- Ya Muhammed gerçekten bilmiyorum
- Biliyor da söylemiyorsan inanki darılırım
- Lütfen nerde bu kız
- Valla Bilmiyorum
Muhammed Nihalin Bütün arkadaşlarını görkem ece yi hasibeyi nurhayatı ercanı Yalçın Isparta daki anne babasını arar “ne olur söyleyin Allah aşkına nerde bu kız çıldırmak üzereyim lütfen”
Sonunda bir gün bir telefon gizli numaradır bir erkek sesi “Yaşam bizim yanımızda biraz sabırlı olun bazı sıkıntıları var ilişkiniz hakkında karar vermeye çalışıyor lütfen sağı solu aramayı bırakın zamanı gelince kararını size bildirecek” der ve telefonu kapatır.
Oysa Muhammed’in dayanacak gücü kalmamıştır. Birgün Partiyi arar ve İstanbul il başkanına “Tamam artık ne olmamı istiyorsanız onu olacağım devrimci, sosyalist, kominist materyalist, ateist, ne olmam gerekiyorsa olacağım yeterki Yaşam yanımda olsun.” İl başkanı “ Bu söylediklerinizin bizi sevindirmesi gerekiyordu, ama bunları çaresizlikten söylüyorsunuz bu yüzden hiçbir şey olmayın kendiniz olun ve inanın nerde olduğunu bilmiyoruz”
Yaşam derin düşüncelerle Vatan caddesinde yürürken gözüne bir apartmanın 2. Katındaki Psikolog Özlem Sarı Tabelası ilişir. Cebinde 200 lirası vardır. Çaresizlik içinde apartmanın merdivenlerini çıkar kapıyı çalar Kapıyı sekreter açar.
-Buyurun der sekreter
- Bunalımdayım psikolog hanım la görüşmek istiyorum
- Randevunuz varmıydı
- Hayır
-Adınız
-Yaşam Kalpaklı
-Biraz bekleyin içerde bir görüşme yapıyor o çıktıktan sonra sizi alacağım
- Peki der ve bekleme salonunda beklemeye başlar yine derin düşünceler arasın sehpanın üzerindeki gezi dergileri dekorasyon dergilerini inceler
Aradan yaklaşık bir saat geçtikten sonra kapı açılır ve danışan dışarı çıkar 3 dakika sonra sekreter Yaşam’a buyurun pskolog hanım sizi bekliyor der. Yaşam kapıdan içeri girer masada 30 yaşlarında baş örtülü bir kadın oturmaktadır.
- Hoşgeldiniz
- Hoşbulduk
- Size nasıl yardımcı olabilirim
- Aşkım ve ideallerim arasında bir tercih yapmam gerekiyor bu beni bunalıma sokuyor
- Biraz açarmısınız
- Ben devrimci bir ateistim sevgilim ise dindar bir Müslüman bir rüya gördüm rüyamda Mevlana bana eğer Müslüman olmazsam sevgilimin aşkını kalbimden söküp alacağız dedi. Şimdi ben Müslüman olup ideallerim den vazgeçmek yada Müslüman olup aşkıma kavuşmak arasında bir tercih yapmak zorundayım
- Neden böyle bir zorunluluk hissediyorsunuz hiç sevgilinizle konuştunuz mu beni olduğum gibi kabul edebilir misiniz diye
- Hayır konuşmadım aslını isterseniz dünya görüşlerimiz farklı olsada biz çok iyi anlaşıyoruz yalnız gördüğüm rüya beni korkutuyor.
- Size Yusuf’un hikayesini anlatayım. Belki biliyorsunuz bir kez de benden dinleyin
Yusuf Yakup peygamberin oğludur ve on iki kardeştir. Yusuf çocuk ken bir rüya görür 11 yıldız güneş ve ayın kendine secde ettiğini görür. Bunu babasına anlatır. Babası ona bunu kardeşlerine anlatma korkarım sana kötülükleri dokunur. Ve yusuf’un kardeşleri babalarının yusufu çok sevmesini çekemezler ve onu oyun oynama bahanesiyle evden çıkarıp bir kuyuya atarlar. Bir kervan yusufu bulur ve Mısır’a götürür Orada üst düzey bir devlet memuruna köle olarak satılır. Yusuf büyüdükçe güzelleşir ve evin hanımı Züleyha ona aşık olur. Bir gün Onu yatak odasında sevişmeye davet eder. Ayette rabbinin işaretini görmeseydi yusufta ona meyletmişti der. Yani Züleyhanın aşkı karşılıksız değildi. Züleyha ve Yusuf yatak odasında iken Yusuf kaçmaya çalışır ancak kapıda Züleyhanın akrabasına yakalanır ve Yusuf zindana atılır. Ve zindan da on bir sene kalır. Sonra ne oldu biliyor musun
- Ne oldu.
- Yusuf zindan dan çıkarak Mısır’a sultan oldu Anne babası ve onbir kardeşi tıpkı rüyada olduğu gibi ona secde ettiler. Ve yusuf o zaman eşini kaybetmiş yaşlı bir kadın olan Züleyha’nın üzerine bir bez örtüp tekrar kaldırdığında 18 yaşında genç bir kız olarak Yusuf’la evlendi. Bunu niye anlattım biliyor musunuz?
- Hayır neden anlattınız
- Sizin asıl çözmeniz gereken mucizelere manevi aleme manevi varlıklara manevi duygulara kadere ve en başta Allah’a inanıp inanmamak. Hayat görüşünüz olan materyalizm yani maddecilik sizi çözemeyeceğiniz sorunlar karşısında çaresiz bırakıyor. Bütün problemlerin bazen mantıklı bir çözümü olmayabilir bu durumda bizden daha üstteki güçlerin hayatımızda ki sorunları çözmesini beklemeliyiz bütün sorunların rasyonel ve akılcı bir çözümü olacağını düşünüyorsan yanılırsın tekrar söylüyorum problemlerinizin tamamını kendiniz çözmeye kalkarsanız şu anda olduğu gibi depresyona girersiniz asıl karar vermeniz gereken Allah’a İnanıp inanmamak
Psikolog yerinden kalktı Kütüphaneden bir kitap aldı. Bu mealli bir Kuranı kerim di. Kitabı Yaşama uzattı ve:
- Bu bizim dinimizin kitabı biz bunun Allah’ın sözleri olduğuna inanıyoruz ve bizim için çok kutsal lütfen aynı saygıyı sizde gösterin. Bu kitabı okuyun şayet gerçekten Allah’ın sözü ise Allah sizinle konuşacak ve size doğru yolu gösterecek şayet Allah sözü değilse bana gelin ve bende sizin gibi materyalist ve ateist olayım sizden danışmanlık ücreti almayacağım okuyun ve bir hafta sonra bana gelin…
Yaşam Kitabı aldı ve yine arkadaşının evine gitti. Bir çay koydu. Ve kitabı okumaya başladı
Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla başlarım Hamd alemlerin rabbı olan Allah’a dır.O rahman ve rahimdir din gününün sahibidir ancak ondan yardım ister ancak ona ibadet ederiz bizi doğru yola eriştir. Gazaba uğramışların ve sapıkların yoluna değil amin
Kitabı okumaya devam etti okudukça sanki bütün sorularının cevabını alıyormuş gibiydi okudukça sorularının nasıl cevap bulduğu konusunda şaşırıyordu. Ve gece yarısı oldu Kitabı kapattı ve kendi kendine tamam tanrım ben sana inanmaya karar verdim ama bana bir işaret göster orada olduğuna dair en ufak bir işaret lambanın sönmesi olabilir çok bir şey istemiyorum bir işaret. Hiçbir şey olmadı tanrım lütfen bana bir şey göster lütfen bir işaret. Söylediği tüm sözler boşa gitmişti sanki duvarla konuşuyordu. Bir an hayal kırıklığına uğradı. Sonra Kitabı tekrar eline aldı okumaya devam etti. Birkaç ayet okuduktan sonra karşı sayfanın ilk ayetini okudu ve dehşete kapıldı şöyle yazıyordu. “o işaret bekleyenler görmezler mi gökleri nasıl yarattığımızı dağları taşları çiçekleri hayvanları nasıl yarattığımızı görmezler mi” Yaşam bir anda korkmaya başladı. Hemen üstünü bir yorganla örttü. Ve Allah’ın varlığına ve Kur anın Allah sözü olduğuna inandı. Bu düşüncelerle sabaha karşı uyudu birkaç saat uyuduktan sonra uyandı hafif bir kahvaltı etti ve Eyüp Sultan Camiinin yolunu tuttu.
Bu sırada Muhammed sabah namazından sonra uyamamış arabasına binip amaçsızca dolaşmaya başlamıştı. Nereye gittiğini bilmiyordu. Nerde olduğunu da bilmiyordu dalgındı. Bir yola giriyor bir süre gittikten sonra u dönüşü yapıp aynı yolu bir daha geçiyordu bir süre böyle dolaştıktan sonra bir yokuşun başında arabanın benzini bitti. Arabayı güç bela kenara çektikten sonra bir yokuştan aşağı yürümeye başladı. Yolun ortasında birden yağmur bastırdı. Muhammed Bir saçağın altına sığındı. Burası bir birahaneydi. Biraz sonra içerden mini etekli bir travesti çıktı ve Muhammed’e
- Buyurun içerde bekleyin dedi.
Muhammed itiraz etmedi. İçeri girdi. Henüz servis başlamamıştı.Bir masaya oturdu.
- Ne içersiniz diye sordu.
- Teşekkür ederim ben bir şey almayayım
- Olmaz size bir nescafe vereyim merak etmeyin müessesemizin ikramı
- Teşekkür ederim
Nescafe geldi.Muhammed kahveden bir yudum aldı. Neden sonra canı bir sigara çekti. Ceketinin ceplerini karıştırdı. Hiç sigarası yoktu. Travesti onun sigara aradığını görünce çantasından bir sigara çıkarıp Muhammed’e uzattı ve kendide bir sigara yaktı. Muhammed Sigarayı alıp kapının önüne çıkmayı düşünüyordu ki travesti
-Yok Yok burada için bu saate zabıta olmaz
- ya ceza yersek
- ben öderim siz rahat olun
-Teşekkür ederim
-Ben Mine sizin isminiz nedir
-Muhammed
-Benim önceki adım Mehmet ti yani Muhammed
-Neden kadın olmayı seçtiniz
-Ben doğuştan çift cinsiyetliydim yani tıbbi bir gereklilikti.
- ben travestilerin hep erkek olup çalışmaktansa kadın olup fuhuş yaparak rahat para kazanabilmek için cinsiyet değiştirdiklerini düşünmüşümdür.
- inanın benim durumum öyle değil ve ben fuhuş yapmıyorum ben burada şef garsonum benim kadın olmadan önceki kadınlık hormonlarım normal bir erkektan 10 kat fazlaydı ben bu yüzden kadın oldum.
- Yanlış düşünmüşüm kendimden utandım
- sizin hikayeniz nedir
- Ben dindar bir yapıya sahibim ama aşık olduğum kız ateist ve 15 gündür haber alamıyorum perişan haldeyim
-Çok mu seviyorsunuz
- Ölesiye çıldırasıya
-Biliyor musunuz benim dualarım kabul oluyor şimdi sizin için dua edeceğim…
Muhammed içinden “bunun duası da kabul olursa dünyada duası kabul edilmeyen kimse yoktur” diyordu. Mine başka bir masaya geçti ve bir şeyler mırıldanmaya başladı..2-3 dakika mırıldandıktan sonra tekrar Muhammed’in yanına geldi.
-Ben dua ettim artık sevgilinize kavuşacaksınız
- teşekkür ederim o kadar çaresizim ki her yardımı kabul edebilecek konumdayım
Bu sırada Mine’nin gözüne Muhammed’in saati ilişti. Muhammed’e
- Saatiniz çok güzelmiş bakabilir miyim, ben saat meraklısıyım bende yüze yakın saat var
Muhammed kolundan saati çıkardı Mine’ye verdi. Mine saati incelemeye başladı.
- Muhteşem bir saat çok pahalı bir marka
- Size hediye edebilirim
- Bu çok pahalı ben bunu kabul edemem
- Tamam o zaman saatlerimizi değişelim hem siz bana dua ettiniz
- Olur mu bilemiyorum benim saatim 400 Tl lik saat
- Olur olur
- Peki öyle diyorsanız ama helal edin
- Helal olsun sizde helal edin
- Helal olsun
Mine Kolundan pembe plastik bir saat çıkardı.Kız çocuğu saatine benziyordu. Muhammed’e Verdi. Muhammed de kendi saatini verdi ve Mine’nin saatini koluna taktı. O kadar dalgındı ki Takım elbisenin altında o saatin ne kadar absürt durduğunun farkında bile değildi. Kahvesini ve sigarasını içti yağmur hafiflemişti.
- Ben gideyim artık yağmur hafifledi
- Nereye gideceksiniz
- Hiçbir fikrim yok
- Bu yokuşun sonunda Eyüp sultan camii var oraya gidin bir namaz kılın ve dua edin
- Peki teşekkür ederim dedi. Ve çıktı
Yokuştan aşağı yürümeye başladı
Bu sırada Eyüp sultan camiinde Yaşam başında siyah bir örtü ile dolaşıyordu. Camiide Bir görevli arıyordu. Bir adam dikkatini çekti
- Bakar mısınız ben camii hocasını arıyorum
- Buyurun ben camii nin imam hatibiyim
- Hocam ben bir konuda yardımınızı isteyecektim
- Buyurun size nasıl yardımcı olabilirim?
- Hocam ben ateistim hem Müslüman olmak hemde İslam dini hakkında size soru sormak istiyorum
- Gelin şöyle bir kenarda oturalım dedi ve bir rahle alıp camiinin minberinin dibine oturdular. Yaşam sormaya başladı;
- Hocam ben Müslüman olacağım fakat başımı kapatmak bana zor gelebilir belki içki içerim hem ben sosyalizm ideolojisini benimsiyorum acaba bunları yaparsam dinden çıkarmıyım
- Bakın adınız nedir
- Adım Yaşam
- Yaşam Hanım İslam Allah’ın Tek ilah olduğuna Muhammed’in onun kulu ve resulu olduğuna iman etmek yasakladıklarını haram meşru kıldıklarını helal Emrettiklerini farz olarak kabul etmektir. Bir adam Müslüman olduktan sonra ibadetlerini yerine getirmesi ve haramlardan kaçınması beklenir ancak hepimiz beşeriz şaşarız. Günah işleyebilir ve ibadetlerimizi yapmayabiliriz önemli olan hatalarımızın hata olduğunu kabul edip tevbe etmektir ehli sünnet inancına göre amel imandan bir cüz değildir. Yani İbadetler imanın bir parçası değildir. Yani bir insan Müslüman olsa ama ibadetlerin farz olduğunu kabul edip ibadet etmese haramların haram olduğunu kabul ettiği halde haram fiil işlese o kişi iman etmişse müslümandır ve günahlarını Allah isterse affeder isterse cezasını çektikden sonra cennete koyar. Yani bir Müslüman günah işlemekle yada ibadet etmemekle kafir olmaz beni anladınız mı?
- Anladım hocam şimdi Müslüman olmak istiyorum
Tam bu sırada Muhammed camiden içeri girdi. Yaşam’ı gördü ama ne olduğunu anladığı için yanına gitmedi caminin sol tarafına geçip tahiyyetül mescid namazı kılmaya başladı. Çok sevinçliydi. İkinci defa secdeye gittiğindeMine’nin duası aklına geldi ve ağlamaya başladı. Bu sırada İmam efendi Caminin içinde dolaşmakta olan iki erkeği yanına çağırdı.
- Buyurun biz Suriyeli Türkmen
- Bu hanım efendi Müslüman olacak şahitlik edermisiniz
- Seve seve
Adamlar Yaşamların yanına oturdular
İmam efendi Yaşam’a
- Benim söylediklerimi tekrar et dedi.
- Eşhedü en lailahe ilallah ve eşhedü enne muhammeder abduhu ve resuluh
- Eşhedü en lailahe ilallah ve eşhedü enne muhammeder abduhu ve resuluh
- Ben şehadet ederimki Allahtan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed onun kulu ve resuludur.
- Ben şehadet ederimki Allahtan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed onun kulu ve resuludur.
Bu sırada Muhammed namazını bitirdi ve Müslüman olma işlemi olurken Yaşamın yanına oturdu. İmam efendi duayı yaptı. Allah Mübarek etsin dedikten sonra Muhammed’e döndü.
- Nesi oluyorsunuz
- Sevgilisi
- O bizde sevgili yok sizin nikahınızı kıyalım eş olun
- Olur Yaşam benimle evlenir misin
- Tüm kalbimle evet
İmam Efendi
- Birkaç soru sormam lazım
- Buyurun hocam
- Durun ben bir boş kağıt alıp geleyim dedi ve imam dolabından bir kareli kağıt alıp geldi.
- Şimdi bildiğiniz gibi Mehir Allah’ın Kadınlara verdiği bir haktır ve nikah sırasında konuşulması şarttır kadın isterse bunu eşine helal edebilir isterse daha sonra ödenmek üzere ileri tarihe bırakabilir herhangi bir sınırı olmamakla beraber 90 gram altın zenginlik ölçüsü kabul edildiğinden 90 gram altını mihr olarak tavsiye edebilirim evet yaşam hanım şimdi damat adayından bir şey isteyin mihr olarak
- Tamam hocam 90 gram altın benim için uygundur
- Evet Damat sen ne diyorsun
- Ben kabul etmiyorum
Yaşam:
- Tamam 50 gram olsun
- Kabul etmiyorum
- Tamam Bir şey istemiyorum Muhammed
- Kaç kilosun Yaşam
- 52
- Benim teklifim 52 Kilo altın benim gözümde sen altınla tartılacak kadınsın
- Peki Muhammed
İmam
- Bunu ne zaman ödeyeceksin
- Öğleden sonra saat 3 gibi
- O zaman peşin ödenmiş sayıyorum. Şimdi Boşama hakkı kimde olsun
- Muhammed de olsun
- Yaşam da olsun
İmam efendi
- Tamam boşama hakkı bende boşanmak istediğiniz zaman bana gelecek siniz ayrıca aile hakeminizde benim
- Şimdi Yaşam Hanım Muhammed’i kendine eş olarak kabul ettin mi
- Ettim
- Ettin mi
- Ettim
- Ettin mi
- Ettim
Şahitlere dönerek
- Sizde Allah için Şahit oldunuz mu
- Olduk
İmam Efendi Kağıda Nikah akdi yazan bir belge hazırladı Yaşam’ Muhammed’e Şahitlere imzallatı ve kendi de imzaladı sonra Belgeyi katlayıp Yaşam’a verdi.Yanlız şahitler adlarını Arapça yazmıştı. Çünkü Latin harflerini bilmiyorlardı.
- Allah Mübarek eylesin artık birbirinize helalsiniz evlilik hak ve yükümlülüklerine sahipsiniz Allah neslini vatana millete hayırlı eylesin Yaşam atıldı
- Hocam cinsel ilişkiye girebilir miyiz
- Valla orası sizin bileceğiniz iş cinsel ilişkiye mi girersiniz oturur pişti mi oynarsınız orası sizin bileceğiniz iş yalnız bir şey söyleyeceğim darılmasanız Muhammed bey saatiniz kadın saatine benziyor kıyafetinizle de uyumlu değil deminden beri söyleyeceğim söyleyeceğim
Muhammed o an saate bakıp utandı ve
- Hocam bunu bir kız çocuğu hediye etti. İllede takcaksın dedi. Bende bir iki saatliğine gönlü kırılmasın diye taktım
- Tamam
Muhammed Yaşam’ı anlından öptü ve beraber dışarı çıktılar, Muhammed hemen telefona sarıldı. Annesini aradı
-Anne müjdemi isterim ben evlendim
-Yaşam lamı
- Evet
- nerde
-Eyüp sultanda
- Hadi Hayırlısı olsun
Bu sırada Yaşam da ailesini arayıp haber verdi
Telefon trafiği devam ediyor Yaşam ile Muhammed Mutluluklarını aileleri ile paylaşıyordu. Yaşam Muhammed’e
- Araban nerde
- Benzini bitti yukarlarda bir yerde bıraktım niye sordun
- Yürü gerdeğe girecez
- Tamam taksiyle Hilton otele gidelim
- Bu arada şu saat olayı nedir bana anlat bunu sana çocuk hediye etmedi gerçeği istiyorum
- Bunu bana Mine adlı bir travesti hediye etti daha doğrusu saatlerimizi değiştik
- Travestiyi nerde buldun
- Bir birahanede
- İçkiyemi başladın yoksa
- Yok ya uzun hikaye
- Bu arada saat hoşuma gitti
- Al senin olsun düğün hediyem
Taksiye binip Hilton otele gittiler. Muhammed resepsiyona yöneldi.
- Kral dairesini tutmak istiyorum
- Kaç kişisiniz
- İki
- Yanınızdaki bayan mı
- Evet
- Nufus cüzdanlarınızı alabilir miyim
İkisi de nufus cüzdanlarını uzattı.
- Evli olmayan çiftlere aynı odayı veremiyoruz efendim
Yaşam Nikah akdi yazan kağıdı çıkarıp resepsiyoniste uzattı.
- Bu belge olur mu
Resepsiyonist kağıdı inceledikten sonra
- Peki efendim siz lobide oturun ben odanızı hazırlatayım
Lobiye geçtiler Muhammed
- Yaşam şarap mı içeceksin
- Hayır artık Müslüman oldum sorumluluklarım var ben elma suyu alayım
- Peki bende bir çay alayım
İçeceklerini içtikten sonra odalarına çekildiler.
1ay sonra Çırağan sarayında muhteşem bir düğün oldu. Yaşam’la Muhammed’in düğünü ve sahnede Emel Sayın O mahur besteyi söylüyor
Bir kızıl goncaya benzer dudağın
Açılan tek gülüsün sen bu bağın
Kurulur kalplere sevda otağın
Kimbilir hangi gönüldür durağın
Her gören göğsüme taksam seni der
Kimi ateş gibi yaktın beni der
Kimi billur bakışından söz eder
Kimbilir hangi gönüldür durağın
Beste: Amir Ateş
Güfte: Melek Hiç
Makam: Muhayyerkürdi
Usûl: Düyek
Son
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.