- 915 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşkına Sus/a/malıyım
Suskunluğum ateşlere hükmetmeli,kavuşmalı ummana her yanma sonrası kavrulan gönül...Dost meclislerini nadanlara bırakıp, gönül meclisinde dil olmalı cümle cümle yüreklere akan. Dosta verilen selam can olmalı,candan olmalı. Ayakları kaymalı eğri büğrü,çamurlu yollardan,koşarak gelmeli doğruluk meydanına. O meydanı doldurmalı gönlün, yol seninse uzun da olsa, kestirme de olsa hükümranı sensin yolun... Gittiğin yolu bilmiyorsan, adres sorma şansın da yoktur. Alır götürürler,aşrı aşrı diyarlara...Dahi dönemezsin ufuk yurduna,ışık yurduna. O yurt ki karalar aka ; aklar hakka gider.
Yaşadığın hayatın tüm günleri ve geceleri; uğruna adadığın yolun estrümanlarıdır unutma ! Gün gelir seni senden alırlar, esiri olursun yaşadıklarının. Ne diyor tüm sözlerin sahibinin en güzel dostu; " İnandığın gibi yaşamazsan,yaşadığın gibi inanmaya başlarsın."
Ey gönlüm ! kendini bu hakim - i kebir sözün içine koy, neresindesin bu kalıbın? Taşıyor musun dışarı? Eyvah ki eyvah ! Karanlığa koşarsın da haberin yoktur. Gönül gurbeti bilmeli, nerede olursa olsun! Gerçek sahibinin âşkını hiç bir zaman unutmamalı...Lügâta girmiş tüm harflerin oluşturacağı cümleler ne kadar kalabalık olursa olsun, bir tek manâsı olmalı onların. Bir tek seni anlatmalı bana...Ben gurbetimi sen de sılaya çevirmeliyim. Bir bahar vakti coşan tüm ırmaklar sana doğru akmalılar, bentleri sen olmalısın. Gönül ,kendine gelen tüm davet sahiplerini itmeli elinin tersiyle..Bir tek sen olmalısın tüm dünyayı içine alacak büyüklükteki o mekânda...
Ağlamalıyım sonra, aktıkça göz yaşlarım temizlemeli tüm kirleri. Dünyaya sinmiş bütün haksızlıkları ,kötülükleri,anlayışsızlıkları alıp götürmeli.Coşup revana geldiği anda...Kıyameti olmalı tüm pisliklerin. Bed kokular olmamalı gülizarda güneş ortalığı kuruttuğunda...Ahh! Gönlümün sahibi ahh ! Böylesine bir kavganın içinden neden kaçarım korkaklar gibi? Yoksa aşkına lâyık değil miyim? Yoksa ağlayan gözlerim ama gönlümün haberi mi yok? Yoksa onlar timsah gözyaşları mı? Değilse,sağanak sağanak yağarlar da , neden yeşertmez çöle dönmüş topraklarımı? Bu toprakların tek sahibi yeşerten de sensin, kurutan da kurumuş,unutulmuşlar dan eyleme !
Anlamalıyım sonra seni,anlatmaya kalkışmadan anlamalıyım. Süzmeliyim en hassas süzgeçlerde, tartmalıyım en naif kantarlarda, sonra kırk boğumun her birinde yıllarca ikamet etmeli anladıklarım. Ve ben sana susamalıyım. Sonra susmalıyım.
Çünkü, gönlüm ve ben bu suskunluğun hamalıyız. Sus/a/malıyım suskunluğun sahibine...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.