Bir şah, bir vezir, iki kale, iki fil, iki at...
Öyle bir oyun ki hayat, karşı tarafın şahını mat eder. İnsanlarda öyledir ağır ve hafif taş!
Sonra dedim ki
A T !


Kendimdeki iki yanı birbirinden ayrı iki alana böldüm.Gün daha başlamamışken dinlediğim o sessizliğin içinde beni rahatsız eden ne varsa temizleyip götürmesine izin verdim.Sabahın ilk ışıklarıydı, nerde nasıl hissettiğimden bağımsız huzura kucak açmışlığımla büyüledim kendimi..
Bir çocuğun gülümsemesi gibiydi kendime verdiğim huzur.


İnsanlar sevgisizlikten ölüyorlar, en çokta kendine olan savaşın içinden bir canlı çıkarabilmek! Kendi canını kendin alıyorsun haberin yok!
Savaşma
A T...!


İçindeki kara peçeyi at!Arkanızdan konuşanları.
Önünüzü kapayanları.
A T...
Şimdiki aklım olsaları
Zamansız yaşlandıran dertleri, o gün olanları
A T...

Olacaktı ama olmadıları.. olmamış işte ! önümüze, olacaklara bakalım..
Takılıp kaldığınız o günü.
A T...



"Eskiler alıyorum,
alıp yıldız yapıyorum
....
bir de rakı şişesinde balık olsam"
Orhan Veli /.....

Geceleri yıldızlara bakıp yolumu buluyorum, en önemlisi bunları alabilmek ve anlayabilmek için rakı şişesinde kocaman bir balık olmak lazım.
Anlamıyor mu?
A T...



Bir sonbahar akşamı, hafif aralı duran pencereden içeri giren kelebeğin, yüzünüzün etrafında uçuşup sizi şekerlemenizden uyandırması.
Ne güzel değil mi?
Hayal kuramıyorsan
A T !

Kendini pencereden aşağı at
ne bileyim as kendini ağaca o zaman!

Yol kenarı bir yerde,kırlık bir alanda,yalnız bir ağaca yaslanıp serin ama sıcak ilk bahar havasını vücudunun en derinliklerine kadar hisset,aldığın nefeste oradaki bilumum ot çiçek böceğin kokusunu ciğerlerinde hisset!
İsteki, yaşa...!

Seni üzen insanlarıda yolun kenarına
A T !

Küstüğünüz için uzun zamandır görmediklerinizin aklınızda kalan son görüntüsünü, Yürütemediğiniz, sakız gibi uzatıp bir yere vardıramadığınız ilişkinizi
İçinizi kemiren o ukteyi de
gittikçe kaybolan ve tadı tuzu kalmayan ayrıntıları
A T !



Küçücük odamızdan çıkalım mı artık?Pencerenin kenarından baka baka düşlerle arkadaş olduk. Gizlimiz saklımız kalmadı..Dökelim mi eteklerimizden taşları?
Yükselir belki kentten çorba kokuları, bir yürekten bir yüreğe taşıyalım umutları.
Bir ilkbahar günü güneş batmaya yüz tutmuşken denize bakıp blues dinleyelim
Duymuyor musun beni?
Kes kulağını
A T !

Kurduğun düşleri
beslediğin umutları
yak o zaman...

Gözünde bir parça gözyaşı, dudaklarında yarım kalmış bir gülümsemeyle izle beni.
Göremiyor musun?
Uyanma uykundan hiç
ÖL...




Tüm bunların olması için oyunun bitmesi şart! Masal tadında hayat diliyorum...



HAYDİ
ÖLELİM...






17.03.2014
03:45