Paradigmal Yaklaşım
Kartların tekrar karılıp açıldığı, gardların alındığı,pozisyonların yeniden şekillendiği bir durum paradigma. Kalıpların zorlandığı,sapmaların belirlendiği, çerçevenin çizildiği farklı bir durum.
Bir arayışın neticesi..Tekrardan konumlanma ihtiyacı. Bir açmaz ve çıkmazdan kurtulmanın yolu.. Yeniden hizalanma gereksinimi.
Gelenekselleşmişlikten,alışılmışlıktan,kalıpsallaşmışlıktan farklı ve ayrı bir nokta.Yeni ve farklı bir durum. Bir ihtiyaçtan kaynaklanan gelişme. Bir farklılaşmanın neticesi. Bir durum ve konum değerlendirmesi. Zemin etüdü yapma ihtiyacı..Kayma ve savrulmanın önüne geçme çabası..
Taraf ya da bertaraf olma durumu..
…………….
Dünyada olan bitenleri bu gözle okumak gerekir sanırım. Paradigmal yaklaşım ve değişim olarak..
Toplumlar arası ve insanlar arası ilişkilere hep bu nazarla bakmak gerekir.
Tarihe bakın;dönemlere,devirlere ve çağlara bakın bir. Sonra anlamaya ve kavramaya çalışın.
Kimi zaman diyoruz ya falancalar yakın dostmuş ya da düşmanmış, ne değişmiş de eski düşmanlar dost,eski dostlar düşman olmuş diye..
Peki neden?
Çünkü ebedi dostluk da, ebedi düşmanlık da yoktur insanın doğasında..
Geçmişe, tarihe bakalım bir,okumuyor muyuz hep; aynı dine inananlar,aynı soydan ve boydan gelenler,aynı coğrafyada yaşayanlar otuz yıl,o da yetmemiş yüz yıl savaşmamışlar mı?
Her iki dünya harbi kendi aralarında değil mi? Yani yakın akrabalar arasında.. Kültürü bir,tarihi bir,inancı bir olan insanlar arasında..
Milyonlarca insana kıyılmadı mı bu savaşlarda?
Dünya yakılıp yıkılıp tekrar kurulmadı mı?
Aralarında pay edilmedi mi?
Bir memleket tam ortasından bölünüp birisine Batı, diğerine Doğu denilmedi mi?
İki zıt kutba ayrılmadı mı dünya?
Mücadelenin adına soğuk savaş denilmedi mi?
Peki ne oldu da uzunca bir aradan sonra,kartlar karılıp pozisyonlar tekrar alındı.
Dünya tekrar şekillendi.
Savaşanlar dost oldular. Müttefik oldular. Elbirliği ve güç birliği yaptılar. Dünyaya nizamat vermeye kalktılar..
Dünyanın öncüsü oldular.
………………
Sistem her yerde aynı. Ailede de,memlekette de, dünyada da.. Fark ederseniz ailede bile paradigmal yaklaşım vardır. Dönem dönem yakınlaşmalar,kutuplaşmalar pozisyon almalar..
Bu aslında bir çıkış yoludur. Bir tıkanmayı,bir sıkışıklığı giderme,biriken gazı dışarı verme boşaltma yoludur.Tekrardan dinamizm kazanma yoludur.
Bakınız hiç durmuyor,durulmuyor Ortadoğu’da sular. Her gün yeni şekillenmeler,yeni hizalanmalar,savrulmalar birbirini takip ediyor.
Dışarıdan bir el atılıyor ,toplum bir tarafa sürükleniyor,sonra bir başka el atılıyor farklı bir tarafa sürükleniyor. Düne kadar dost görünenler bir bakıyorsunuz karşı cepheye geçmiş yeni bir saf belirlemiş oluyor.
Tüm bunlar kontrolü elde tutmak,hakim olmak ve hükmetmek için yapılıyor.
Kimer tarafından?
Adres belli,sormaya ne gerek.
Zayıfın,güçsüzün,acizin paradigmaya yön verme şansı yoktur. Söz hakları yoktur onların.. Belirlenmiş kaide ve kurallara uymak boyun eğmek durumundadırlar. Yani verilen rolü oynamak durumundadırlar.
Küresel paradigma denk kuvvetler arasında şekillenir. Sık aralıklarla değil her asırda üç beş kez.. Sonuncusu doksanlardaydı..Ondan öncesi ise ikinci cihan harbi sonrası..Son gelişmelere bakılırsa yine tarih yakın sayılır.
Karar vericiler kendi arlarında oturup konuşmuş olmalılar. Yeni rol dağılımının ipuçları seziliyor. Artık kısmet, kime hangi rolü oynamak düşer bilinmez…
Kemal GÜL
09.03.2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.