- 972 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Varoluş
PERDE I
Sahne 1
Bir oda görülür.Etraf dağınıktır.Öğrenci evi olduğu bellidir.Seyircilerin tam karşısında bir kanepe vardır.Sol tarafta tekli koltuk bulunmaktadır.Arka planda duvarlarda asılı posterler vardır.Sağ tarafta birbirine bakan iki masa vardır.İlk sahnede Aykut görülür.Elinde bir şişe içeri girer.Koltuğa oturur.Gözleri dalgındır.Bir kaç saniye sessiz kalır.Sonra telefonu çalar.
Aykut:-Efendim.
Ses:-Baba naber ya?Nerelerdesin oğlum?
Aykut:-Öyle...Siz napıyonuz lan?
Ses:-İyi baba n’olsun.Akşam parti var.Gelcen mi?
Aykut:-Yok kanka saol.Canım hiç bişi yapmak istemiyor..Size iyi eğlenceler.
Ses:-Oğlum sen iyice koptun lan.Alt tarafı bi kız siktir et!Seni tanımasam sofi olacaksın sanırım.Bizim keykule yok mu?Tıpkı ona benziyon ha.Neyse fikrin değişirse,akşam paslaşalım kanka.
Aykut:-Eyvallah la.
(Telefonu kapatır.Kalkar,odanın içinde biraz dolaşır.Sonra kendi kendine mırıldanır.)
Aykut:-Keykule..Ne garip bir lakap.Ve ne garip adam?Bir insana neden bu lakap verilir ki.Ahhh ulen Elif.Yaktın ciğerimi.Ne de çok sevmiştim oysa.(Tekliye atar kendini.)Güzel günlerdi.
Sahne-2
Işıklar bir anlığına söner.Sadece sesler vardır.
Aykut:-Merhaba,nasılsınız?
Elif:-Sağol.
Aykut:-Teşekkür ederim bende iyiyim.
Elif:-Ok.
Aykut:-Neden böyle tersleme içindesin ki?Bende seni oysa,diğer kızlardan farklı sanmıştım.İsmine bakarak insan yargılanmamalı demek ki...
Elif:-Hımmmm.
(Sahnenin sağ tarafında ki ışıklar yanar.İki kişi karşılıklı oturmaktadır.Aykut üstünde bir ceket ile oturur.Elif geceliklidir.)
Aykut:-Evet.Oysa ismine yaraşır olmanı beklerdim senden.
Elif:-Tdk sözlüğünde bu kadarının yazdığını sanmıyorum.
Aykut:-Tdk değil.Aykutun Gönül Dili Lügatı bu.
Elif:-Offff.Yapma bunu.
Aykut:-Sonuçta güldün,değil mi?
Elif:-Hıhı.
Aykut:-Ne dinliyosun?
Elif:-Hiç birşey.
Aykut:-Al bunu dinle o zaman.
(Fon müzikleri açık bırakılmıştır.30 saniye kadar dinleriz müziği.Bu sırada Elif,eline laptop’u alır ayakta dolaşır.Murat kendini koltuğa bırakır.Gülüşürler falan.Ve ışık müziğin azalmasıyla kapanır.Sesler duyulmaktadır.)
Elif:-Tamam hadi ben uyucam.Sabah okulum var.
Aykut:-Eee,biraz daha konuşsaydık.
Elif:-Ya yeter konuşmadık mı?
Aykut:-Evet konuştuk ama sohbetine doyum olmuyor.Telefonunu versene?
Elif:-Hayır.
Aykut:-Neden?
Elif:-Çünkü benim ismim Elif.İsmime yaraşır olmalıyım değil mi?
Aykut:-Elbette.
Sahne-3
Aykut’u koltukta görürürüz yine.Elinde ki şişeden bir yudum daha alır.Gözleri sahneye kitlenmiştir.Telefonunu çıkarır.Sahnede Elif gözükür.Ayaktadır.
Elif:-Hayır tabiki benim.
(Aykut’un sesi-playback.)Aykut:-Sen kimsin?
Elif:-Kaç kişiden telefon bekliyorsunuz acaba?
Aykut:-Bilmem..Oldukça fazla hayranım olduğunu söyleyebilirim.Ama bugün sadece Elif isimli bir hayranım randevu vermiştim.
Elif:-Öyle mi beyefendi?İyi günler o zaman size.
Aykut:-Dur ya dur!Kapatma!Şaka yaptım.
Elif:-Yook.Hadi beyfendi.İyi günler size.Hayranlarınız arar ben meşgul etmeyeyim.
(Telefonu kapatır.Koltuğa oturur.)
Elif:-Ukala herif!Sende kızım yaptığın iş mi?
(Aykut ayağa kalkar.Elif’e doğru yürür.)
Elif:-Aramayacaktın işte,aramayacaktın.
Aykut:-Keşke bir daha arasan.
Elif:-Ne yani bak düştüğün duruma bak!
Aykut:-Düşmek mi?Çıktığın ufka bak!
Elif:-Hayranları var imiş!
Aykut:-Yalnızca sana hayranım.
Elif:-Yok bugün benim sırammış!
Aykut:-Benim her günüm sensin!
(Elif’in telefonu çalar.)
Elif:-Arıyo..Arar tabi.Açma kızım.
Aykut:-Aç..(Arkasını döner.Koltuğa bakar.)Ben aramıyorum ama..
Elif:-O değilmiş.
Aykut:-O kim?
(Elif,telefonu meşgule atar.Telefonu tekrar çalar.)
Elif:-Amma bulaşık adam!
Aykut:-Kim lan o!
(Elif,telefonu açar.Koltuktan kalkar,yürümeye başlar.)
Elif:-Efendim Ege?
Aykut:-Gitme,dur o kim?Elif!Eliiif!Eliffff!
Işıklar kapanır.Elif çıkarken başka sesler duyulur.
Sahne-4
Işıklar yandığında,Aykut koltuğundadır.Seslerle kendine gelir.Doğukan koltukta oturmaktadır.
Doğukan:-Oğlum sana diyorum!Aykoo!
Aykut:-Efendim?(Dalgındır.)
Doğukan:-Oğlum uçtun mu bi birayla?
Aykut:-Ne alakası var?
Doğukan:-O kızı mı düşünüyon yine lan?
Aykut:-Yoo.
Doğukan:-Oğlum sende bi haller var.Yeter tamam!Takıldınız bitti uzatma.
Aykut:-Takılmak mı?
Doğukan:-Takılmak tabi.Başka ne olabilirdi?Yoksa tutuldun mu kemaşeye?
(Aykut,elinde ki telefonu Doğukan’a fırlatır.Kalkar öfkeyle çıkar.Çıkarken Sedat ile çarpışırlar.)
Sedat:-Ne oluyoruz lan?
Doğukan:(Ayakta)-Bırak amına koduğumun şizofrenini gel.
Sedat:-Ne oldu lan?(Otururlar.)
Doğukan:-Ya mal işte bırak!Takıldığı kız yok muydu?
Sedat:-Eee?
Doğukan:-Kemaşe dedik diye beyfendinin zoruna gitti!Telefonu fırlattı çekti gitti!
Sedat:-Sende ne diye öyle diyon oğlum?
Doğukan:-Yalan mı söylüyom?
Sedat:-Kızı tanıyon mu sen?
Doğukan:-Tanımıyom.
Sedat:-O zaman niye öyle diyon?
Doğukan:-Ya sen de bi siktir git sofilik yapcaksan!
Sedat:-Ne alakası var lan?
Doğukan:-Dini vaaz verir gibi ne konuşuyon olum?
Sedat:-Sadece sordum.
Doğukan:-Sorma bilader öyle sofi soruları.Yok o kızı tanıyon da mı konuşuyon?İftiraya girer bu.İstiyosan içtiğin rakıları zemzemden sayalım,bi de cübbe verelim imamlık yap!
Sedat:-Ya sen neyin kafasını yaşıyon?
Doğukan:-Hadi yürü gidelim amına koyayım.Akşam parti var.Belki bi-iki çömez düşürürüz.Tanışma partisi şimdi ne kadar çömez varsa koşarak gelir.Abilik yapmak gerek demi?
Sedat:-Sen de az değilsin hani!
Çıkarlarken,sahnenin sağından Sedat görülür.
Sahne-5
Yürümektedir.Arkada bir rüzgar sesi.Kafasında Elif ile tartışmalarının sesi.
Elif:-Neden bana inanmıyosun?
Aykut:-Sus!Yeteri kadar dinledim seni!
Elif:-Ama diyorum ki!
Aykut:-Yeterr!
Sahnenin ortasında durur.
Elif:-Sandığın gibi değil!
Aykut:-Sana o herifle konuşma sonu böle olacak demedim mi?
Elif:-Evet ama!
Aykut:-Yeter dedim!Siktir gitt!Siktir gitt lan!
Aykut kafasını yerden kaldırır.Arkasına bakar.Karanlığı görür.Olduğu yerde konuşmaya başlar.
Aykut:-Kemaşe..Ona kemaşe dedi.Bende ona telefonu fırlattım.Halbu ki onu ne kadar tanıyordu ki?Halbu ki o kendini ne kadar tanıyordu?Bir hüküm verdi.Yargıladı kızı.Ve o kızı tanımıyordu.Peki ben ne kadar tanıyorum o kızı?Ben kendimi ne kadar tanıyorum.Ellerim,ayaklarım,gözlerim..Evet bunları biliyorum.Santim santim biliyorum.Peki ya ruhum?Bedenime hapis olanım!Fikirlerim neler?Ne için geldim ve şimdi buradayım.Peki buraya niye geldim?Ayaklarım buraya getirdi beni ama ona kim dedi?Beyin..O da ölümlü olan değil mi?Ölümlü olan birşeyden nasıl medet umayım?Hayır,hayır olamaz!Daha büyük bir şey olmalı.Ruhum!Ama ben annemin oğlu.Doğduğumda ruhum ona muhtaçtı.Demek ki ruhum hep muhtaçtı.Sorular..Cevap arayanlar,cevap arananlar!Onlar bile muhtaç.Yardıma ihtiyacım var.Çığlık atasım var.
Dayanamaz ve hızla geldiği yerden çıkar.Bu sırada bir telefon konuşması duyulur.Arka fonda Elif’in sesi vardır.
Elif:-Hayır,Ayşenur!Bitti diyorum!Artık geri dönüşü yok bu işin!Beni hiç tanımamış!Yazıklar olsun ona!Artık kendi cehenneminde yansın!
Sahne-6
Aykut oturma odasına girer.Koltuğa kendini bırakır.Telefonunu alır.Mesaj vardır.Playbackte ses duyulur.
Sedat:-Kanka partiye geldik biz.Burası kum gibi kız kaynıyo.Çık gel.
Aykut:-Yok ben almayayım.
Koltuğa uzanır.Bir anda gözlerinde Elif ile ayrıldığı parti belirir.Kendini köşede bir gölge olarak görür.Ortaya müzik eşliğinde bir grup gelir.
Kız1:-Ne eğlenceli gece değil mi?
Kız2:-Ya ne demeli.Demek ki üniversiteli olunca böyle oluyor.Ay neydi o liseli bebelerin partileri.
Kız1:-Demi ayol?Hayat burda valla..Kız senin o etek uzun değil mi?
Kız2:-Ya yok canım.Değil demii?
Kız1:-Bilmem bence öyle.
Kız2:-Gel hadi lavaboya gidelim hem babamı arıcam ben daha.
Kız1:-Ne dicen len?
Kız2:-Ya başım çok ağrıyo babacım,uyucam dicem.Kızım bizimkiler mutassıf.Keser beni ayolll burda olduğumu duysa.O kızını yurtta uyuyo bilsin.
Kız1:-Hadi gel çıkalım.
Kızlar çıkarlar.Diğerleri de kenara sağa doğru kayarlar.Koltuktan doğrulur Aykut.Gölgeye hitap ederek konuşmaktadır.
Aykut:-Çok hoş değil mi?Çok hoşuna gidiyor.Hangisiyle yatacağını düşünüyosun?Hak ettiklerini iddia ediyorsun.Ama onlar zavallı,farkında değilsin!
Gölge:(Aykut’un ses kaydı)-Şimdi mi onlara acıyor,bana ahlak dersi veriyorsun!Dün olanı ne çabuk unuttun.Ben senin gölgenim.Ne o hoşuna gitmiyor mu artık?Acımak..Sen acır mısın?Ne o canın yandıda suçlu ben miyim!
Aykut:-Evet,canım yandı.Ve evet dün hoşuma gidiyordu.Fakat kendi dengi olmayan birini hor gören insan zümresi beni düşünmeye sevk etti!Arayıştayım.Yok alkol bunu unutturacak!Beş dakikalık zevk için bir ömrü heba etmek,midemi bulandırıyor!Anlayamazsın sen beni!Önce senin de yanman gerek!
Gölge:-Bak geliyor işte Elif!Ege’nin kollarında.Hahaha.
Elif,Ege’yi iterek içeri girer.
Elif:-Bırak peşimi!Bak Aykut gelecek şimdi,ufff yeter ya!
Ege:-Seni seviyorum anlamıyo musun?(Eli ile göbeğinin az aşağısını okşayarak)Aykut’ta olan bende de var.
Elif,tokat atar.O sırada Ege kollarından kendine çeker.Ve Aykut ayağa kalkar.Aykut’un bant sesi devreye girer.
Gölge:-Noluyo lan burda!
Sağ taraftakiler hızla sola yönelir.Koşuşurlar.O sırada Aykuta’a sağa doğru kayar.Işık Aykut’a vururken,gürültüler duyulur.Cam kırılması sesleri gelir.Seslerin en şiddetli yerinde Aykut dayanamaz ve oraya doğru ilerler.Işıklar tekrar tam açılır.Herkes gitmiştir.Aykut koltuğa çöker.İleri de ki bira şişesine bakar ve telefona sarılır.
Aykut:-Keykule...Sen herkesin dalga geçtiği çocuk!Bana yardım et!
Sahne-7
Aykut telefonla konuşurken,az önce ki müzik sesi duyulur.Biraz önce çıkan kızlar tekrar gelirler.Etekleri biraz daha kısadır.Gölge tekrar belirir.Aykut,telefonu kenara koyarken kızlara bakar.
Kız1:-Ay ne yakışıklı çocuktu!
Kız2:-Pek de kültürlü değil mi?Metallica’dan tut,Rihanna’ya kadar herşeye hakim.
Kız1:-Bana telefonunu verdi.Akşam görüşmek istiyormuş.
Kız2:-Sen ne dedin?
Kız1:-Yurtta kaldığımı çıkamayacağımı söyledim.O da sabah kahvaltıya davet etti.Krep yapacakmış.
Kız2:-Ne şanslısın be.
Kız1:-Gel şu tarafa gidelim.
Sahnenin sağından çıkarlar.Aykut’un başı önde,kollarını kapamıştır.Gölge’nin kaybolmadığını fark eder.
Aykut:-Ne dikiliyorsun orada?Git sende hadi.
Gölge:-Sensiz bir yere gidemem.
Aykut:-Ne o,acziyetinin farkına mı vardın?
Gölge:-Sen!Sen acziyetinin farkına vardın.
Aykut:-Belki..Bilemiyorum.Bir anda herşey değişir mi?Evet!Bir ufacık hadise,bir adi bahane!
Gölge:-Acınası haldesin!
Aykut:-Ben mi!(Yerinden fırlar,gölgeye doğru yumruğunu sıkarak)Asıl onlar acınacak halde!(Kızların çıktığı tarafı gösterir.)Başlarına neler gelecek biliyorlar!Evet,biliyorlar ve bunu istiyolar!Krepmiş!Bunun bahane olduğunun bal gibi farkında!Yarın sabah gidecek ve onunla beraber olacak!Ve biliyo musun,bundan midem bulanıyor!Popüler olmak için değil miydi bacaklarını açmaları!Olacağı söyleyeyim sana,kendi egolarını tatmin etmek için,içecekler!Çölde suya susayan köpeğin su bulduğunda içmesi gibi!Evet,bir köpek gibi içecekler!Sonra,masaların üzerlerinde oynayacaklar ve erkekler alkışlayacak onları!Etraflarında pis pis sırıtacaklar ve kafalarından milyon tane mikrop fikir geçecek!Türlü iğrençliklere o kızları alet edecekler!Ama onlarında bir annesi-babası olduğunu unutacaklar!Onlar da unuttular!
Gölge:(Ses şiddeti tepede)-Sen de unutmuştun!Unutma!Sen de o pis dediğin ve iğrendiğin adamlardan biriydin!Sende türlü hayallere bir hiç ettin onları!
Aykut:-Biliyorum!Biliyoruuum!Ve utanıyorum!Onlar ve ben!o kızlar da dahil olmak üzere,bizler!Tarihe düşen kara lekeleriz!İnsanlığın kirli tarafıyız!En mahrem yerde ki kıllarıyız!Ve utanıyorum anlıyo musun!Pişmanlığım hat safhada!Keşke!Keşke değişebilseydim!Keşke bir taş olsaydım da denizlerde eriseydim!Keşke kum tanesi olsaydım!Bugünü ben hazırladım!Elif!Onu kendi ellerimle kirlettim!Ben insan olduğumu unuttum!Hayvanlarla yaşadım!
Gölge:-Aklını kaçırmış gibisin...Ne oldu peki o zevk gecelerine?Şimdi bir zavallıdan yardım istiyorsun!
Aykut:-O zavallı değil!Asıl zavallı bizleriz!Körüz!Bakıyoruz ama göremiyoruz!Şimdi sen!Defol!Defol!Sen de git!Bırak beni!Yeterrr!Giiit!
Gölgeye doğrulur yumruk atar.Kendi etrafında döner ve düşer.
Aykut:-Yeter!Açın artık ölüm kapısını!Ölmek istiyorum!Öldürün beni!
Kapı zilini duyar.Hızla fırlar yerinden.Dış ses duyulur.Keykule gelmiştir.
Sahne-8
Keykule ile beraber içeri girerler.
Keykule:-Ne oldu sana?
Aykut yine koltuğa çöker.
Aykut:-Anlat bana.Herşeyi en baştan anlat.Bana kurtuluşu anlat!Sığınacak bir liman ver bana Keykule!Acziyetimden kurtar!
Keykule:-Sakin ol önce.Ne olduğunu en baştan anlatır mısın?
Bu sırada ayağa kalkmış,etrafı toparlar.Aykut,dizlerini karnına doğru çekmiş şekilde oturur ve anlatmaya başlar.
Aykut:-Elif.
Keykule:-Bir kız.
Aykut:-Bir kızdan fazlası.
Keykule:-Neden?
Aykut:-Onunla başka bir yerdeydim.O yanımdayken..Bu dünyadan çekiyrdu beni ve başka alemlere götürüyordu.
Keykule:-Ne gibi?
Aykut:-Ben çok pislik gördüm.Bu şehir..Pislik kaynıyor..Her köşe başında bir cenin var.Zina oluk oluk,şarap su gibi tüketilmiş!Ahlak,kendi içinde kaybolmuş!Bak Keykule,senin mahallende bir kız hamile kalsa ona demediğini bırakmazsın değil mi?Ama ülkeye mal olmuş biri olunca bu,tükenmişlik sendromu dersin.Hayır,onu kötülemiyorum.Ama insanlar,kendilerine başka,sana başka,bana bambaşka!
Keykule:-İlginç..Ama bu yıllardır böyledir.Asırlardır.
Aykut:-Yok mu bunun kurtuluşu?Keykule,çok kötüyüm.Midem bulanıyor.Ruhum yanıyor,ruhum alev alev.
Keykule:-Bir kız için.
Aykut:-O bir kızdan fazlasıydı.
Keykule:-Allah mıydı?!
Aykut,bir anda başını kaldırır.Ayakta duran Keykule’ye bakar.Bu sırada playbackte yine Aykut’un sesi.
Aykut:-Ne garip adam.Onunla iki yahut üç kere konuşmuşumdur.Sınav zamanı numarasını kızlardan almasam..ama onu aradım ve geldi.Dostlarım dediklerim nerede?Onlar da türlü iğrençlik içinde.Şimdi bu karşımdaki ne mi razı olacağım?
Ses kesilir.Aykut hala Keykule’ye bakmaktadır.
Keykule:-Sana bir soru sormuştum.O kız Allah mı?
Aykut:-Hayır değil.
Keykule:-Onu senden farklı kılan ne?
Aykut:-Dalga mı geçmeye geldin Keykule?
Keykule:-Benden yardım istedin.İşte buradayım.Sen şimdi hastasın.Ruhi bir hastalık bu ama.Herkesin yakalanmayacağını bir hastalık.Bizde bu hastalığı elimizden geldiğince en güzel şekilde tedavi etmeye çalışacağız.
Aykut:-Ne hastalığıymış bu?
Keykule oturur.
Keykule:-İnsanlık...Senin hastalığının ismi bu.Belirtileri,sorgulama,öfke krizleri,ağlama dürtüsü,pişmanlık.Pişmansın değil mi?
Aykut:-Evet.
Keykule:-Bitkinsin.
Aykut:-Evet.
Keykule:-Yenilmiş hissediyorsun.Oyuncağın elinden alınmış gibi..
Aykut:-Evet!
Keykule:-O!O senin oyuncağın mıydı?Onu sana kim verdi?!Kendinden mi biliyorsun bunları?
Aykut:-Hayır ama..
Keykule:-O zaman?
Aykut:-Çok yorgunum.Uyumak istiyorum!
Keykule:-Uyku mu?O da bir nevi kaçış değil mi?Fakat söyler misin rüya yahut kabus görmeyeceğinin garantisi var mı?
Aykut:-Ne demek istiyorsun?
Keykule:-Kaçmak istiyorsun sen!Uyku bir bahane sadece.Bir karanlığa hapsolmak istiyorsun.Evet,biri çıktı karşına.Onu sevdin.Daha sonra onu kırdın ve kaybettin.Derdin o kadar büyük ki,nefes aldırmıyor sana.Yanıyorsun,buram buram.Ruhun acıyor,ellerine zincir vurmuş gibiler.Ve uyumak,karanlığa hapsolmak sanki.Ve acıların unutulması değil mi?Peki lütfen söyle bana.Ya rüyanda o kızı başka ile görsen?Canının yanması artmayacak mı?Uyku..Uyumak değil,bitmesini istiyorsun.
Aykut:-Sen herşeyi biliyorsun değil mi?
Keykule:-Senin gibi insanın başka ne derdi olur ki?
Aykut:-Ne demek istiyorsun?
Keykule:-Şehri bir gör..İnsanlar var.Evlerine ekmek götürmek için koşuşan.Gecenin yarısında uyanarak,sırf helal para kazanmak için uykusundan feragat edenler var.Şimdi kaç anne uyandı bu şehir de,iki aylık yavrusunu emzirmek için?Şimdi kaç fırıncı kalktı hanımının yanından?Neden kalktı o adamlar?Sabah okula gideceklerin,işe gideceklerin karınlarını doyurmak için.Kaç belediye çöpçüsü kalktı yatağından.Onlar,çöpçü diyerek belki de toplumun en alt kesiminde konumlandırılanlar..Gecenin pisliğini temizlemek için kalkmadılar mı?Sabah insanlara umut olmak için değil mi?Yeni bir başlangıç yapacaklar.Onlar şehri temizlemekten bıkmadı,bazıları ise kirletmekten.İşte aslında herşey bu kadar basit.Gece ve gündüz kadar.Bir tarafta iyilik parıldıyor,diğer tarafta karanlık çökende!Şimdi senin derdin ne?Sen hangisindesin?Şehri kirleten mi,temizleyen mi?Ve hangisinde devam edeceksin?Kirletmeye mi azmedikçe,yoksa temizlemeye mi?
Aykut:-Anlayamıyorum artık.Bir kız yüzünden nasıl bu hale geldim?
Keykule:-Çünkü o kız senden bir parça olmuştu.Öyle ciğer,dalak falan değil.Ruhunda gizli kalmış bir nokta,fikirlerinde kaybolan derin olgular..O gitti ve eksiklik duydun.Eksikliğini arıyorsun.Sen kendini arıyorsun!
Aykut:-Peki bulmama yardım edecek misin?
Keykule:-Bunun yolu yalnızca senden geçer.Ben sana anlatırım,sen istediğini yaparsın.
Aykut:-Anlat bana.Neden böyle olduğumu anlat.
Keykule:-Nereden başlayayım peki?
Aykut:-En baştan..
Keykule:-Sen yoktun.Ben de yoktum.Kimse yoktu.Yalnızca tek şey vardı.Sonra O,muhabbete kılınmak istedi.Muhabbet,sevgi..Sevmek ve sevilmek..Ve sonra seni var etti,beni var etti.Biz olduk.
Aykut:-Neden buna ihtiyaç duydu peki?
Keykule:-Seni alsak,bir ormana bıraksak.Ama ne kuş sesi,ne rüzgar,ne de ağaç yapraklarının kıpırtısı.Ve gündüz yok,gece olmuyor.Bilinmek istemez misin?Orada yaşayabilir misin?
Aykut:-Evet!
Keykule:-Yalan söylüyorsun.Çünkü şimdi canın yanıyor.Sen,canının yanmasının bitmesini istiyorsun.Ama normal bir günde,acı duymadığın,oturabilir misin burada hiç birşey yapmadan?
Aykut:-Hayır.
Keykule:-İşte gördün mü?
Aykut:-Peki neden acıyı var etti?
Keykule:-Acı,acizliği getirir.Bir kimse düşün,zengin ve güçlü.Ne kadar mutludur değil mi?Parası var,en güzel yerlerde oturuyor,her sene farklı sularda tatil yapıyor,akşam başka,sabah başka şey yiyor,en kaliteli kumaşlardan yapılmış elbiselere bürünmüş,herşeye gücü yetecek dostları var.Bir sıkıntısı hemen gideriliyor.Şimdi bu adamın kendini Allah yerine koymamasının garantisi var mı?
Aykut:-Yok fakat kendini Allah sanmamasının ve O’nun kulu olduğunun bilinci de olma ihtimali de var.
Keykule:-İhtimallerle yaşanılır mı?Olması ya da olmaması..
Aykut:-Hayır tabiki de,demokrasi mi bu?Bir var,bir yok denir.
Keykule:-İşte bunun için acı var.Düşün ki o adam,amansız bir hastalığa yakalandı.Bütün malını hastalığının tedavisine harcıyor fakat tedavi olamıyor.Ve sonunda öleceğini biliyor.Ve o bilinçle yaşamaya devam ediyor.Artık bir ölümlü gözüyle bakıyor hayata,bir zengin-herşeye gücü yeten kimse-olarak değil.O vakit hayatı değişir mi?
Aykut:-Elbette değişir.Artık yediğinden zevk alamaz,bir İtalyan marka takım elbise ile pazar malı bir gömleğin farkı kalmaz.
Keykule:-İşte,gördün mü?Sen o adama göre,evet daha fakirsin.Onun yediğini yiyemez,giydiğini kullanamazsın.Ama sen de kendini Rab sanabilirsin.Çünkü o adam farklıdır,sen farklı.Onun çevresi başkadır,senin farklıdır.Ve sen acı çekmesen,tedavisi olmayan hastalıklara kapılmasan,esasında sen ile o adam arasında ne fark kalır?
Aykut:-Yani,bunu bilerek verdi.Amacı kuluna acı çektirmek değil,kul olduğunu unutturmamak.
Keykule:-Elbette ki öyle.
Aykut:-Ama..
Bu sırada içeri,Doğukan girer.Yanında bir kız vardır.Sarhoşturlar.
Sahne-9
Doğukan kolunun altında kız,elinde şişe olduğu halde yürümeye çalışmaktadır.Keykule ile Aykut ona bakmaktadır.
Doğukan:-Ooo,imam hazretleri de burdaymış.Nasılsın şıyh hazretleri?
Keykule:(Aykut’a bakar.Sonra Doğukan’lara dönerek.)Teşekkür ederim.Sen nasılsın?
Doğukan:-İyi şıyhım.Ya o değil de senin burda ne işin var?
Aykut:-Ben çağırdım.
Doğukan:-Tabi ya.Oğlum sen de uçtun lan.Ya şimdi bu imamlarla fazla takılma.Bak bi kevaşe ile takıldın,sonucu gördük.
Aykut,Doğukan’a doğru hamle yapar.Bu sırada,Keykule araya girer.
Keykule:-Dur!Yapma!
Aykut,kolunu tutan Keykule’ye bakar.Bu sırada Doğukan ile kız yalpalar ve düşerler.
Keykule:-Kendinde olmayan bir adama zarar,insanlığa sığmaz.Ben gitsem iyi olacak.Sana söylediklerimi unutma.Konuşmak istersen arayabilirsin.
Keykule hızla çıkar.O sırada Doğukan ile kız yerde yuvarlanmaktadırlar.Gülüşürler.Aykut,bir onlara bakar,bir Keykule’nin çıktığı yere.Göle tekrar belirir.Aykut ile Gölge konuşmaya başlarlar.Doğukan ile kız kendi halindedir.
Aykut:-Peki bu iğrençlik değil mi?
Gölge:-Senin için değil.
Aykut:-Neden?Ben insan değil miyim?Ahlak kuralları yok mu bende?
Gölge:-Var mıydı?
Aykut:-Herkes değişebilir değil mi?
Gölge:-Geçmiş değişir mi ama?
Aykut:-Değişemez ama..
Gölge:-Geçmiş!Geleceğin aynası değil midir?Dün değil midir yarını gösteren?Yaptıkların,yapacakların değil mi?
Aykut:...
Gölge,yavaş yavaş çekilir.
Aykut:-Nereye gidiyorsun?
Gölge:-Geldiğim yere.Karanlığa!
Aykut:-Bensiz gidemezdin hani?
Gölge:-Sen de farklı bir yere mi gideceksin?
Doğukanların gülüşme sesi duyulur.Aykut onlara bakarken,gölge kaybolur.Işıklar kararır,Aykut’un üstüne yoğunlaşır.
Aykut:-Ne demişti şair?Allah ile kalabalık arasında kaldım...Boşlukta nasıl durayım?(Başını öne eğer)Boşlukta nasıl duracağım?
Perde kapanır.
PERDE II
Sahne-1
Bir cafe görülmektedir.Orta arkada kitaplık vardır.Sol tarafta bir minder görürüz.Sağ kısmın en ucunda bir masa ve sandalyeleri vardır.Kitaplığın önünde bir koltuk mevcuttur.Sahne başlagıcında bir ney sesi duyarız.Kısa bir mesnevi çalar.Bu sırada Aykut ile Keykule masaya otururlar.Aykut dalgın dalgın neyi dinler.Mesnevi bitiminde,neyzen sağ elini sol tarafına götürür.Selamını verir ve çıkar.
Keykule:-Çok düşünceli gördüm seni?
Aykut:-Kaç ay oldu,acım hala dinmedi.Ama sen olmasan belki intihar ederdim.
Keykule:-Öyle konuşma.Ben bir aracıyım sadece.Ben olmasam başka bir şey olurdu.Acına gelince..Mevlana ney için demiştir ki: ’’-Duy şikayet etmede her an bu ney,
Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.
Der ki feryadım kamışlıktan gelir,
Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.
Ayrılıktan parçalanmış bir yürek
İsterim ben, derdimi dökmem gerek.’’
Aykut:-Mevlana’yı Mevlana yapan Şems değil mi?
Keykule:-Senin Şems’in de Elif.
Aykut:-Ben Elif’i kaybetmedim mi Keykule?
Keykule:-Sen içinde ki Elif’i buldun.Mevlana’da içinde ki Şems’i bulmuştu.Dünya kurulduğundan beri milyarlarca insan yaşadı ve öldü.Kimisi boş geldi,yaş gitti.Kimisi hoş geldi,şen gitti.Gelişe sen karar vermedin.Ama gidişine sen karar vereceksin.
Aykut:-Evden ayrılacağım.Artık dayanıyorum oraya.
Keykule:-Bizde kal istersen bir süre.
Aykut:-Sen ne acaip adamsın lan?Üç ay önceye kadar senle dalga geçen adama,şimdi evini açıyorsun.
Keykule:-Ey dost,ey dost!Bizim kapımız herkese açık.Nasıl geldiğine bağlı sadece.
Aykut:-Eyvallah.
Bu sırada,gülüşme sesleri duyulur.Elif ile Ayşenur girerler içeri.
Elif:-Ne filmdi ama değil..
Aykut ile karşı karşıya kalırlar.Aykut ayağa kalkar.Elif,Ayşenur’a bakar.
Elif:-Ayşenur hadi çıkalım.Zaten burayı sevmiyorum.
Ayşenur:-Yapma Elif.
Elif:-Ege de nerdeyse gelir.Bir tatsızlık daha olsun istemiyorum.
Aykut elleri masaya dayalı onlara bakmaktadır.Bu sırada içeri Ege girer.Elif’e dğru seslenir.
Ege:-Hayatım n’oldu?
Ege ile Aykut göz göze gelirler.Elif,Ege’nin koluna girer.
Elif:-Hadi aşkım çıkalım.
Ege:-İyi!
Döner,çıkarlar.Aykut,masaya çöker.Bu sırada geri fonda ney sesi tekrar duyulur.
Keykule:-İyi misin?
Aykut:-Yalnız kalmaya ihtiyacım var.
Hızla sağdan çıkar.
Keykule:-Umarım yanlış bir şey yapmazsın...
Ney sesi azalmaya yakınken,Aykut sol girişten girer.Sahne kararır,ışık Aykut’a yoğunlaşır.
Aykut:-Hayatım dedi.Ona hayatım dedi!Peki neydi şimdi bu?Ben tam sindirmeye çalışırken ve kurtulmak isterken..Anlamsız!Çabam gerçekten anlamsızmış!(Gülmeye başlar.Kahkaha şiddeti yüksektir.)Ne sanıyordum ki!Değişmek..!Neyin değişimi?!Kevaşe!Evet o bir kevaşe!Bunca zaman boşu boşuna üzüldüm,ağladım!Boşver oğlum,boşver.
Bu sırada telefonuna mesaj gelir.Arka fonda Sedat’ın sesi.
Sedat:-Hacı biliyorum artık bizle takılmayı sevmiyosun ama akşam parti var.Gelmek istersen haber ver.
Aykut gözlerini kararla şekilde ileri diker.Telefonu cebine koyacakken tekrar telefona bakar.Sonra kulağına götürür.Arkasını dönüp çıkarken,sesi duyulur.
Aykut:-Kanka parti nerde ya?
Sahne-2
Aykut çıkarken,dekor hızla değişmiş,masa ortaya alınmıştır.Müziğin sesi duyulur.Işıklar açıldığında ortada kızlar gülüşmekte ve dans etmektedirler.Arka tarafta ayakta Sedat ile Doğukan’ı görürüz.
Sedat:-Gelmez diyodun.Umudu kesmişsin.
Doğukan:-Oğlum tavuğun yemini buğday ambarına girinceye,yosmanın yemini...
Sözü bitirmeden arkadan Aykut çıkar.
Aykut:-N’aptınız gençler ben yokken.
Doğukan:-Ooo,şeyh hazretleri gelmiş.
Aykut:-Tamam lan uzatma işte.
Doğukan:-Tamam kardeşim benim.Nasılsın,moreller nasıl?
Aykut:-İyi la iyi.Ortam kaynıyo maşallah.
Ortada ki kızları göstermektedir.
Doğukan:-Tabi oğlum.Yeni dönem fenaaa.
Sedat:Cezaaa.
Aykut:-O neyyy lan?
Sedat:-Yeni klişemiz.Fenaaa-cezaaa.
Aykut:-Vay vay.
Doğukan:-N’oldu lan?
Aykut:-Oğlum şu kız fenaymış.
Sedat:-Hangisi lan?
Aykut sol tarafta kalan tek kızı göstermektedir.
Doğukan:-Oğlum o mu güzel?
Aykut:-Tatlı kızmış ya.Ben gidip tanışıcam.
Sedat:-Tabii.Genç kovboy sahalara döndü.
Aykut:-Çok fena fısıldarım ata.
Aykut yürümeye başlar.Sesler azalır.
Aykut:-Selam.
Feyza:-Merhaba.
Aykut:-Yalnızsınız galiba?
Feyza:-Yok aslında kalabalıktıkta biz yarısını girişte bıraktım.
Aykut:-Güzel,güzel.Espri de yapıyomuşsun.
Feyza:-İnceden inceden.
Aykut:-Benim adım Aykut.
Feyza:-Memnun oldum benim ki de Feyza.
Aykut:-Ne güzel isim öyle.Anlamı ne?
Feyza:-Bilmem.Tdk’ya bak istersen.
Bir anda şu sesler duyulur.
Aykut:-Evet.Oysa ismine yaraşır olmanı beklerdim senden.
Elif:-Tdk sözlüğünde bu kadarının yazdığını sanmıyorum.
Aykut:-Tdk değil.Aykutun Gönül Dili Lügatı bu.
Feyza:-N’oldu sustun?
Aykut:-Hiç,hiç.Eee sen kimsin?
Feyza:(Gülerek)Nasıl ya?
Aykut:-Baya yani.Kimsin?Nerelisin?Ne okuyosun?
Feyza:-Ne okuduğum önemli mi?
Aykut:Elbette.Okumak nedir?
Bu sırada Keykule’nin sesi duyulur.Yine playback verilmiştir.
Keykule:-Oku dediler.Okuma bilmem dediler.Oku dediler.Okuma bilmem dediler.Oku dediler ve okuttular.Okumak..Sadece defter ve kalemle yapılan değildir.Okumak..İnsanı okumak,ağacı okumak,kainatı okumak!Okumanın özü budur.Okumanın özü sevmektir.Sevdiğini okursun.Bu yüzden sevmelisin.Ama riyakarca,iki yüzlü,çıkar için değil.Okumak,kötü düşünceden sıyrılmakla başlar.Çünkü sevginin özü iyiliktir.
Feyza,Aykut’u dürter.
Feyza:-Ne oldu yine?
Aykut:(Başını ona doğru kaldırarak.)-Senin yanına gelirken,seninle yatmaı planlıyordum.
Feyza:-Ohaaa!Manyak mısın sen?
Aykut:-Sana samimi davranıyorum işte.
Feyza:-Bence delisin sen.
Aykut kızın gözlerine bakarken,Keykule’nin sesi yine duyulur.
Keykule:-Ona deli demişlerdi.Ona sihirbaz da dediler.Onu yerden yere vurdular,kendi ibadetini yaparken dışkı attılar.Örselediler.Ama O,ona dışkı atana güllerle gitti.Bu yüzden güllerin efendisi oldu.Sen de sana dışkı atana güllerle git.
Feyza:(Sıkıldığını göstererek.)-Yeter!Lütfen gidiniz.Saçmalıklara ayıracak vaktim yok.
Aykut:-Ben..Ben sadece olanı söylüyorum sana.Buraya gelirken neden gelir insan?Bu pislik yuvasına,bitirim yerine!Ya bi kız düşürüp yatmak için,ya da içki içip sarhoş olup,arkadaşının yaptığını kendi yapamadığı için ayıplamaya kendi kendini!
Feyza:-Sen ne garip insansın be!
Aykut:-Evet,garibim.Sen de garipsin.Onlar da garip.(Beri ki grubu gösterir.)Şu erkeklere baksana.Aç birer ayı gibiler.Şu kızlarsa onların bal kovanı olmaya razılar.Ama unuttukları şey,bal kovanı ile ayının işi bitince,ayı kovanı atar.İnsan pis bir mendili kaç defa kullanır?
Feyza:-Bak sen hele..O zaman evlilik olgusu yalan.(Kahkaha atar.)
Aykut:-Evlilik ne alaka?
Feyza:-Rahat yatmak için evlenmiyor mu insanlar?Ayıplamasın senin gibiler diye.
Aykut:-Benim gibiler.(Başını tekrar öne eğer,sağa sola sallar.)Hayır,hayır.Ayrımcılık yapıyorsun,önyargılar ile yaklaşıyorsun.Seninle konuşamam.Burada duramam.
Döner arkasını ve çıkış kapısına doğru hızla ilerler.Tam o sırada önünden geçtiği bir çocuk kıza sarılır kaldırır.Aykut,sahneden çıkmıştır.Doğukan ve Sedat garip şekilde ona bakarlar.Bu sırada Feyza,girişte ki askılığa ilerler,o da çıkar.
Doğukan:-Ne oluyo lan?
Sedat:-Ne olacak adamım yine turneyi gözünden vurdu.Baksana hatuna,yaşadı bizim ki bu akşam.
Doğukan:-Biz hala elimize kuvvet.
Gülüşürler,sahene kararır.Sol girişten Aykut girer.Işık yine oraya yoğunlaşmıştır.
Sahne-3
Aykut,yürür.Bir yandan Keykule’nin sesi duyulur.
Keykule:-Bu aşktır.Bu insanın özüdür.Bu tadı bir kere alıp,aşk kapısını bir kere aralarsan artık geri dönüşün olamaz.Bırakamazsın onu.İçinde onunla yaşarsın.Kopamazsın ondan.Sanki bir okyanus içindesindir de,kızıllığına batarken güneşin ve maviliğine onu içine çeken suyun hayran kalırsın.Artık her yerde onu ararsın.Onun olmadığı yerde sen olmazsın,senin olduğun yerler de vardır ama o mutlaka.
Feyza koşarak girer.Aykut’un kolunu tutar.
Feyza:-Dur!Dur bi saniye...
Aykut:-Ne oldu?Küçükhanım biraz daha mı eğlenmek istiyor?
Feyza:-Hayır.Sadece evlilik hakkında söyleyeceklerini söyler misin?
Aykut:-Evlilik bir yoldur.Evet cinsellik var ama daha önemli değerleri vardır.Sadakay,itaat,kendinden vazgeçmek gibi.
Feyza:-Nasıl kendinden vazgeçmek?
Aykut:-Baya.Mesela düşün ki,yemeği acılı yapmamak ya da yapmak.Yani kendine göre,size göre tat vermek ona.
Feyza:-Anladım.
Aykut:-Şimdi müsadenizle.
Aykut yürümeye devam eder ve sahneden çıkar.Feyza da bir kaç saniye durur ve yürür.
Sahne-4
Kafe görünümü tekrar verilmiştir.Aykut ve Keykule oturmaktadır.
Keykule:-Yani yapamadın orada.
Aykut:-Aşk’ın lezzetini tattım herhalde.
Keykule:-Belki...Peki o kız?
Aykut:-Hangi kız?
Keykule:-Söylediğin.Peşinden gelen.
Aykut:-Bilmem,görmedim bir daha.
Keykule:-Merak etmiyor musun?
Aykut:-Hayır.
Keykule:-Ya Elif’i?
Aykut:-Yoo.Onu da çok aramıyorum artık.Bir gün başkası olacak ve kaıcı olarak biliyorum.
Bu sırada içeri Feyza girer.Hemen masaya yönelir.
Feyza:-Merhaba.
Aykut:-Buyur.
Feyza:-Oturabilir miyim?(Oturur.)
Aykut:-Oturdun bile.
Gülüşürler.
Aykut:-Keykule,bak bu sana bahsettiğim arkadaş.
Feyza:-Demek birilerine benden bahsettiniz.
Aykut:-Evet.
Feyza:-Demek ilginizi çektim.
Aykut:-Hayır.Sadece konu farklı.
Keykule:-Ben müsadenizi isteyeyim.
Aykut:-Hayırdır neden?
Keykule:-Sevgilim çağırıyor.
Aykut:-Pekala.(Ayağa kalkar.Sarılırlar.)
Keykule:-Bak kardeşim ola ki görüşemezsek hakkını helal et olur mu?
Aykut:-Ne alaka?Yine görüşeceğiz.
Keykule:-Olsun.
Feyza elini uzatır.
Feyza:-Tanıştığımıza memnun oldum.
Keykule:-Ben de.(Aykut’a dönerek.)Dostum,söylediklerimi unutma.Niyet hayır ise,akıbette hayır olacaktır.Ve unutma,ne ekeceksen onu biçeceksin.
Aykut:-Peki canım kardeşim.
Keykule yürür ve çıkar.Aykut oturur.
Feyza:-Çok ilginç insanlarsınız.
Aykut:-Neden?
Feyza:-Diğerlerinden farklısınız.Yani duruşunuz,bakışınız.Sanki buralı değilsiniz gibi.
Aykut:-Tabi biz goralıyız.
Feyza:-Offf.Oldu.
Kısa bir sessizlik olur.
Aykut:-Sen neden gelmiştin?
Feyza:-Seni daha yakından tanımak istiyorum.
Aykut:-Neden?
Feyza:-Çünkü seni merak ediyorum.Ya düşünsene,biri geliyo normal konuşuyonuz.Sonra diyo ki seninle yatcaktım ben.Basıp gidiyo sonra.Sorsan,samimi davranıyo.Başta dedim ki taktiğe bak.Helal olsun.
Aykut:-Fikrini değiştiren ne oldu?
Feyza:-Gitmen.
Aykut:-Peşimden geldin ama?
Feyza:-Evet ama...
Aykut:-Bak ben bi kızı sevdim.Önceden orada ki en zıpır elemanlardan biriydim.Sonra o kız gitti.Bir anda elimden kaydı.Keykule ile tanıştım o sırada.Sonra hayatın bir eğlence yeri olmadığını anladım.
Feyza:-Peki neymiş?
Aykut:-Herkesin,herşeyin bir manası varmış.Herşey bir bulmaca parçasıymış.Hani olur ya böyle,sana anahtar kelime verir.İşte hayatta o bulmacalar gibi.Tek farkı o anahtar seni kurtuluşa götürüyor.Bulmaca bittiğinde anahtar kelimeye sahip olanlar ancak huzura erecek.
Feyza:-Peki biz bu bulmacanın neresindeyiz?
Aykut:-Tam ortasında,kalbindeyiz.Aslında hepimiz öyleyiz ama bilmiyoruz.Görmüyoruz.Okuyoruz ama anlamıyoruz.Acizliğimiz,gücümüzün çok üstünde kabul edemiyoruz.Yaşıyoruz ama ölümden korkuyoruz.Ölümden kaçmaya çalışıyoruz.Kaçamadığımız için unutmak istiyoruz.Unutmak için içiyoruz,zevke dalıyoruz.Bir düşün o akşam orada olan kişileri.Kaçı öleceğini hatırlıyordu?Aslında hepsi biliyor ama korktukları için kaçıyor.Bulmaca bitmesin istiyorlar.Neden camiler yaşlılar dolar taşar?Neden genç kimseler gitmek istemez?Çünkü onlar hatırlarlar.Ölümün farkındadırlar.Ama ölüm,onlara yakın olduğundan da yakın bizlere.Çünkü biz,yaşayan ölüleriz ölümden kaçtıkça.
Feyza:-İyi ama,sürekli ölüm korkusuyla yaşanmaz ki?
Aykut:-Ölüm bir araç değil amaç!Ölüm gerçeğin ta kendisi!Ölmemek mi istiyor insan?O zaman geleceğe bırakmalı ismini!Çalışmalı.Bir öğrenci daha çok okumalı.Bir mühendis daha iyi bina yapmalı.Bir doktor bir hastalığın daha tedavisini bulmalı.Bir çöpçü daha iyi temizlemeli yolları.Bir fırıncı sade on kilodan tek çeşit çıkarmamalı.Bunlar miras kalacak olanlardır.Bir mühendisin eseri bir mühendise ilham olur,bir çöpçünün titizliği diğerine,bir fırıncının çeşidi başkasına!Ölümden korkmamalı insan.Onunla yaşamayı bilmeli.
Feyza:-Çok doğru.
Aykut:-Teşekkür ederim.
Aykut önünde ki çaya uzatır elini.Bu sırada içeri iki kişi girer.Konuşmaktadırlar.Sol çıkışa doğru ilerler.
Erkek1:-Abi nasıl çarpmış araba ya?Herif alkollüymüş.
Erkek2:-Kader oğlum.Yazık oldu lan çocuğa.
Erkek1:-Sen tanıyon mu onu?
Erkek2:-Yok da lakabını duymuştum okulda.Keykule diyorlardı.
Çıkarlar.Aykut bardağı düşürür.
Aykut:-Keykule...Dostum!
Ekran kararır.
Sahne-5
Aykut hızlıca koltuğa geçmiştir.Tek başına oturur.Playbackte çocukların sesi duyulur önce,sonra annesinin feryadı,sela sesi,küreğin toprağa vurduğunda çıkardığı ses duyulur.Aykut elinde Keykule’nin fotoğrafı ışıklar açılır.
Aykut:-Dostum.Kardeşim!Ruhumu aydınlatan adam.Gittin öyle mi?Beni bırakıp ha?Seninle hani Mevlana hazretlerine gidecektik?Hani oğlum seninle Eyüp Sultan’da kahvaltı yapıp,Pier Lotti çay içip selam verecektik?Bu mu oğlum sensin?Sözlerinde böyle mi duruyorsun?
Sağ köşe de Keykule gözükür.Beyazlar içindedir.
Keykule:-Ben ne yapayım?O beni çağırdı da gitmeyeyim mi?
Aykut:(Ona doğru dönerek.)Git ama ben şimdi ne yapacağım?
Keykule:-Bugüne kadar ne yaptıysan onu yapacaksın.Hatta bugün daha fazlasını yapmalısın.
Aykut:-Kolum kırık,yolum sisli.Sensiz nasıl yapayım be usta?
Keykule:(Gülerek.)-Ben yokken nasıl yaptıysan öyle.Hem ben sevgilime vardım diye ise sitemin et!Ama dostum,ben seninleyim zaten.Senin içindeyim,yanındayım,beynindeyim,kalbindeyim!
Aykut:-Biliyor musun Feyza da çok üzüldü.
Keykule:-Onu sevmeye başladın değil mi?
Aykut:-Sevmek demiştin,en güzel şey.
Keykule:-Elbette.Sev zaten.Ama yalansız sev,art niyet gütmeden sev,çıkar beslemeden sev.Önce O’nu sana vereni sev ama.Sonra onu sev ki,O size mutluluk versin.
Aykut:-Seni hiç unutmayacağım kardeşim.
Keykule:-Biliyorum.Benim gitmem gerek.Sevgilimi özledim bende.Sevgili kardeşim Aykut,biz sana gelemeyiz artık ancak sen bize gelirsin.Bize ne olur,biz olarak gel.
Aykut:-Söz kardeşim,söz.
Keykule:-Unutma,ne yana dönersen dön,karşılacağın O olacaktır.
Aykut:(Başını önünde ki fotoğrafa eğer.O sırada Keykule çıkar.Başını kaldırdığında Keykule’yi göremez.)Elveda sevgili kardeşim elveda.Güzel günler de buluşacağız elbet!
Bu sırada içeri Feyza girer.
Feyza:-Canım nasılsın?
Aykut:-Teşekkür ederim sen nasılsın.Hoş geldin.
Feyza:-Hoş bulduk canım.İyiyim bende.Eee alıştın mı yeni eve?
Aykut:-Nasıl alışmam.Dostumun evindeyim.
Feyza onun yanına oturur.
Feyza:-Onu özlüyorsun değil mi?
Aykut:-Evet hem de çok.
Fotoğrafı kenara bırakır.Ayağa kalkar.
Aykut:-Yazacağım.
Feyza:-Neyi?
Aykut:-Onu.Söylediklerini ve fikirlerini.Kitap oluşturacağım.Belki o zaman daha iyi hissederim.
Masaya doğru ilerler.Bu sırada playbackte Aykut’un sesi duyulur.O masaya oturmuş önünde ki deftere yazmaya başlamıştır.Bu sırada arkada Feyza serbest dolaşır.Zaman akar.Bir müddet sonra ışıklar kapanır.
Aykut:-Sen yoktun.Ben de yoktum.Kimse yoktu.Yalnızca tek şey vardı.Sonra O,muhabbete kılınmak istedi.Muhabbet,sevgi..Sevmek ve sevilmek..Ve sonra seni var etti,beni var etti.Biz olduk...Sevmek,karşılıksız olunca sevmektir.İnsanlık,bir ağaca su vermek,bir kediye yemek vermek,bir karıncayı ezmemek,bir yaralı kuşu öldürmemektir..Oku,herşeyi herkesi oku.Yeter ki bilmek iste sen bilmek istersen her yer okul..Aşk..Sevgili..Candan parçalar..İyilik..Güzel olan..Sabır..
Sahne-6
Projeksiyondan bir kitap kapağı görülür.’’Varoluş-Sevgili dostum Keykule’nin anısına.33. baskı.’’Kitabın önünden,Aykut ile Feyza geçerler.
Feyza:-Sevgilim,şimdi daha iyi hissediyor musun?
Aykut:-Evet karıcım.
Feyza:-Zaman hızla akmış demi canım?Hilal aradı.
Aykut:-Ne diyo?
Feyza:-Babama söyleme anne dedi ama ben saklayamam senden.Bir erkek torunumuz olacakmış.
Aykut:-Erkek mi?
Feyza:-Erkek.
Aykut:-Erkek torun.Keykule..Ne demişti?Dostum,söylediklerimi unutma.Niyet hayır ise,akıbette hayır olacaktır.Ve unutma,ne ekeceksen onu biçeceksin.Umarım,güzel şeyler eker,umarım biz de güzel şeyler biçmiş olalım.Umarım..
PERDE
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.