- 3543 Okunma
- 15 Yorum
- 3 Beğeni
ÇOCUK KATLİAMLARI DEMİŞTİNİZ DEĞİL Mİ?
Uzunca bir yazı olacak kusura bakmayın( İsterseniz çizginin altından da başlayabilirsiniz okumaya)
Aşağıda sizlere bir liste sunacağım. Bu listede göreceğiniz şey Türkiye’de 1989-2014 yılları arasında güvenlik güçlerimiz tarafından ( Asker ya da polis) Oldürülmüş olan çocukların listesidir...
Listeyi T.Ö ve T.S Dönemi olmak üzere iki Gruba ayırıyorum. Yani Tayyipten Önce ve Tayyipten sonraki dönem. Parantez içindeki rakamlar öldürülenlerin yaşını ifade ediyor)
T.Ö DÖNEMİ
1989 (Toplam: 2 çocuk)
19 Temmuz: Mahmut Yaşar (10), Şırnak
20 Eylül: Fahrettin Ertaş (10), Şırnak
1990 (Toplam: 21 çocuk)
20 Mart: Abidin Tuncer (10), Cizre
1 Nisan: Berivan Kara (1), Uludere
1 Nisan: Behecan Kara (9), Uludere
31 Mayıs: Canan Özen (8), Derik
10 Haziran: Rahime Kayran (10), Basa
10 Haziran: Meryem Kayran (10), Basa
10 Haziran: Taibet Öner (3), Basa
10 Haziran: Vasfiye Öner (10), Basa
10 Haziran: Sait Kahraman (4). Basa
10 Haziran: Hayrettin Öner (5), Basa
10 Haziran: Fatma Kayran (15), Basa
10 Haziran: Mehmet Kayran (5), Basa
10 Haziran: Hüseyin Kayran (3), Basa
10 Haziran: Haniye Özdemir (10,) Basa
10 Haziran: Takviye Öner (15), Basa
10 Haziran: Ömer Bestaş (16), Basa
14 Haziran: Cevdet Güler (14), Hakkâri
14 Haziran: Fehime Güler (9), Hakkâri
6 Ağustos: Faruk Aktuğ (13), Silopi
30 Ekim: Ş. Pınar (11)
12 Aralık: Hadi Dalan (11), Lice
1991 (Toplam: 12 çocuk)
28 Şubat: Salih Talayhan (17), Şırnak
4 Mayıs: Murat Ardıç (13), Bingöl
8 Haziran: Emine Latifeci (11), Hazro
25 Haziran: Rinde Latifeci (13), Hazro
10 Temmuz: Behzat Özkan (14), Diyarbakır
3 Ağustos: Hediye Dilçe (18), Cizre
12 Ağustos: Ferzan Ceylan (12), Dargeçit
12 Ağustos: Abdullah Ceylan (12), Dargeçit
6 Eylül: Ömür Eriş (11), Kurtalan
20 Ekim: Nezahat Kızıl (6), Siirt
20 Kasım: İsmet Mirzaoğlu (15), Ahlât
24 Aralık: Veysi Aktaş (13), Lice
1992 (Toplam: 115 çocuk öldürüldü)
6 Ocak: Emine Turan, Nusaybin
14 Şubat: Seyfettin Kapkaçin (18), Mardin
14 Şubat: Abdülselam Özbey (15), Mardin
15 Mart: Mehmet Evren (12), Cizre
18 Mart: Vesile Say (9), Dargeçit
18 Mart: Bedia Say (15), Dargeçit
18 Mart: Yasin Say (17), Dargeçit
18 Mart: Sami Say (10), Dargeçit
19 Mart: Hıdır Acet, Nusaybin
21 Mart: Muhrise Altay (18), Cizre
21 Mart: Hüseyin Altan (14), Cizre
21 Mart: İsmet Arvas (16), Van
21 Mart: Çetin Bayram (16), Van
21 Mart: Davut Soyvural (15), Gercüş
21 Mart: Mehmet Emin Acar (10), Şırnak
21 Mart: Nebat Kakuç (17), Şırnak
21 Mart: Bülent Zeyrek (16), Şırnak
21 Mart: Emin Tetik (15), Şırnak
21 Mart: Mehdi Günen (9), Şırnak
21 Mart: Halil Bebek (2), Nusaybin
21 Mart: Ahmet Kaya (1), Nusaybin
21 Mart: Fatma Kaçmaz (4), Yüksekova
22 Mart: Hatice Acar (5), Şırnak
22 Mart: Kadriye Kakın (17), Şırnak
22 Mart: Mehmet Nezir (13), Şırnak
24 Mart: Medeni Aydın (18), Batman
24 Mart: Bahri Çınar (12), Ömerli
25 Mart: Nihat Celasun (14), Cizre
25 Mart: Fatma Kaçmaz (14), Yüksekova
25 Mart: Medeni Tunç (14), Siirt
25 Mart: Medine Sevgi (18), Siirt
27 Mart: Süleyman Ayal (14), Urfa
29 Mart: Bişeng Anık (16), Şırnak
29 Mart: Mehmet Ekinci (7), Mazıdağı
29 Mart: Şeyhmus Aktürk (16), Dargeçit
11 Nisan: Yasin Çetin (16), Mevzitepe
11 Nisan: Hasan Ayar (11), Mevzitepe
17 Nisan: Cazım Kortak (17), Savur
17 Nisan: Mustafa Ok (18), Savur
18 Nisan: Metin Kıratlı (10), Yüksekova
21 Nisan: Yusuf Bodur (1), Midyat
21 Nisan: Abdurrahman Yeşilmen (12), Midyat
21 Nisan: Hamza Bulut (8), Midyat
22 Nisan: Ayşe Balım (18), Silopi
4 Mayıs: Bişar Bilen (10), Uludere
4 Mayıs: Hanım Tunç (12), Uludere
9 Mayıs: Sıraç Nergis (17), Nusaybin
9 Mayıs: Selim Ata (17), Nusaybin
9 Mayıs: Sait Sağlam (17), Nusaybin
3 Haziran: Mehmet Naif Çevik (9), Nusaybin
10 Haziran: Kemal Şili (18), Tatvan
10 Haziran: Mahmut Güreş (12), Tatvan
12 Haziran: Emir Eyvani (7), Muş
22 Haziran: Gülbahar Tunç (8), Gercüş
22 Haziran: Behçet Tunç (17), Gercüş
22 Haziran: Abdurrahman Gök (14), Gercüş
22 Haziran: Şükrü Gök (10), Gercüş
22 Haziran: Sultan Gök (12), Gercüş
22 Haziran: Emrullah Gök (4), Gercüş
22 Haziran: Haşim Gök (3), Gercüş
22 Haziran: Yeni doğmuş bir bebek, Gercüş
26 Haziran: Medine Kartal (18), İdil
27 Haziran: Yılmaz Tatar (12), Şırnak
Haziran: Abdülcelil Toy (14), Siirt
Haziran: Sadık Turlu (15), Siirt
11 Temmuz: Gülistan Evin (6), Şemdinli
11 Temmuz: Rehan Evin (8), Şemdinli
22 Temmuz: Abdurrahman Akbalık (17), Nusaybin
25 Temmuz: Kadir Balık (13), Dicle
28 Temmuz: Nurcan Özatak (2), Hakkâri
Temmuz: Zuhal Avcı (9), Kulp
Temmuz: Çiğdem Esmer (10), Kulp
6 Ağustos: Hüseyin Bayılmaz (10), Nusaybin
10 Ağustos: Mehmet Erbek (12), Mardin
22 Ağustos: Zeliha Nasanlı (10), Siverek
23 Ağustos: Murat Dağkeser (10), Siverek
23 Ağustos: Orhan Dağkeser (4), Siverek
23–24 Ağustos: İbrahim Artunç (7), Şırnak
23–24 Ağustos: Remziye Artunç (10), Şırnak
23–24 Ağustos: Güler Sökmen (3), Şırnak
23–24 Ağustos: Veysi Sökmen (6), Şırnak
23–24 Ağustos: Sema Sökmen (9), Şırnak
23–24 Ağustos: Gülüm Güngen (6), Şırnak
23–24 Ağustos: Medine Güngen (14),Şırnak
5 Eylül: Fuat Keskin (14), Doğubeyazıt
7 Eylül: Mesut Dündar (15), Cizre
10 Eylül: Cumali Çetrez (9), Hamur
10 Eylül: Şefika Çetrez (7), Hamur
18 Eylül: Ahmet Alan (10), Solhan
1 Ekim: Hüseyin Esrai (16), Kars
3 Ekim: Aziz Bal (17), Dargeçit
20 Ekim: Sinan Demirtaş (18), Nusaybin
24 Ekim: Zeyni Dağ (17), Nusaybin
1 Kasım: Devrim Eleftoz (1), Silvan
5 Kasım: Şurzan Demirkapı (16), Kovancılar
6 Kasım: Milet Samur (14), Şemdinli
6 Kasım: İkmal Samur (18), Şemdinli
6 Kasım: Gülsüme Samur (4), Şemdinli
6 Kasım: Reber Samur (1), Şemdinli
7 Kasım: Şivan Çığırga (3), Cizre
7 Kasım: Nadire Çığırga (10), Cizre
7 Kasım: Sinem Çığırga (13), Cizre
7 Kasım: Fatma Çığırga (9), Cizre
7 Kasım: Bahar Çığırga (7), Cizre
22 Kasım: Coşkun Benzer (12), Kilis
22 Kasım: Fırat Geçmez (18), Silvan
3 Aralık: Mehmet İşler (18), Midyat
6 Aralık: Melek Bora (10), Dargeçit
16 Aralık: Garibe Karasakal (18), Nusaybin
17 Aralık: Veysi Başar (8), Diyarbakır
17 Aralık: Fatma Can (17), Diyarbakır
24 Aralık: Nafi Kalemli (14), Viranşehir
Aralık: Hüseyin Ensari (16), Kars
Aralık: Mehmet Yusufi (15), Başkale
Aralık: Kasım Oval (14), Yüksekova
1993 (Toplam: 66 çocuk)
11 Ocak: Gülistan İşiyok (12), Kulp
12 Ocak: Nezir Ergün (8), Cizre
12 Ocak: Hacer Ergün (6), Cizre
12 Ocak: Hıdır Ergün (17), Cizre
31 Ocak: Naze Ekici (12), Şırnak
31 Ocak: Şemsi Ekici (4), Şırnak
31 Ocak: Hamza Ekici (6), Şırnak
17 Şubat: Esra Saçaklı (8), Silvan
20 Şubat: Abide Ekin (3), Basa
7 Mayıs: Gürgiz Bayındır (5), İdil
23 Mayıs: Naim Aslan, Yüksekova
25 Mayıs: Semra Bayram, Silvan
18 Haziran: İrfan Fidan (17), Savur
7 Temmuz: Mahmut Aydemir, Silopi
7 Temmuz: Fadile Aydemir (6), Silopi
7 Temmuz: Ayşe Yıldız, Silopi
11 Temmuz: Dinçer Levent (16), Hamur
11 Temmuz: Feride Levent (15), Hamur
13 Temmuz: Canan Çiftçi, Diyadin
13 Temmuz: Dilşah Çiftçi, Diyadin
13 Temmuz: Ender Çiftçi, Diyadin
13 Temmuz: Ruken Çiftçi (6), Diyadin
20 Temmuz: Azad Sabırlı (7), Bahçesaray
20 Temmuz: Yunus Sabırlı (2), Bahçesaray
20 Temmuz: Bahar Turan (3), Bahçesaray
20 Temmuz: Sevil Ağaç (7), Bahçesaray
20 Temmuz: Suzan Turan (10), Bahçesaray
20 Temmuz: Yıldız Güzel (13), Bahçesaray
20 Temmuz: Nezahat Elmalı (12), Bahçesaray
20 Temmuz: Eylem Elmalı (4), Bahçesaray
20 Temmuz: Azime Elmalı (14), Bahçesaray
20 Temmuz: Muhammet Yaşar (8), Bahçesaray
20 Temmuz: Hanım Yaşar (4), Bahçesaray
20 Temmuz: Hürriyet Sevgili (12), Bahçesaray
24 Temmuz: C. M. (12), Silvan
30 Temmuz: Elif Rani (7), Pazarcık
30 Temmuz: Gözde Rani (4), Pazarcık
14 Ağustos: Zeynep Çağdavul (18), Digor
14 Ağustos: Selvi Çağdavul (16), Digor
14 Ağustos: Gülistan Çağdavul (18), Digor
14 Ağustos: Yeter Keremciler (14), Digor
14 Ağustos: Zarife Boylu (16), Digor
14 Ağustos: Necla Geçener (14), Digor
Ağustos: Seyhan Doğan (12), Dargeçit
Ağustos: Abdurrahman Coşkun (18), Dargeçit
Ağustos: M. Emin Aslan (18), Dargeçit
11 Eylül: Seyithan Balçık, Cizre
11 Eylül: Mesut Balçık, Cizre
13 Eylül: Yusuf Bozkurt (14), Şırnak
13 Eylül: Halit Akıl (12), Şırnak
21 Eylül: Ahmet Arcagök (11), Diyarbakır
28 Eylül: İdris Ülüş (12), Yüksekova
30 Eylül: Sercan Ülüş (7), Yüksekova
2 Ekim: Şakir Öğüt (7) Altınova/Muş
2 Ekim: Cihan Öğüt (4) Altınova/Muş
2 Ekim: M. Şirin Öğüt (1) Altınova/Muş
2 Ekim: Aycan Öğüt (6) Altınova/Muş
2 Ekim: Çınar Öğüt (3) Altınova/Muş
9 Ekim: Zana Zoğurlu (16), Lice
9 Ekim: Lokman Zoğurlu (17), Lice
10 Ekim: Yalçın Yaşa (13) Diyarbakır
22 Ekim: Dilbirin Canpolat (3,5), Lice
22 Ekim: Suna Canpolat (2), Lice
22 Ekim: Hüseyin Canpolat (15),Lice
17 Aralık: Halil Leco (13), Ovacık
Aralık: Mahmut Erol (15), Dargeçit
1994 (Toplam: 84 çocuk)
3 Ocak: B. A. (12), Hani
5 Ocak: Keko Gül (12), Adana
6 Ocak: Ali Katmış (1), Cizre
7 Ocak: A. Halim Rüzgâr (12), Batman
10 Ocak: Muhammet Bilgiç (5), Cizre
10 Ocak: Ahmet Bilgiç (6), Cizre
14 Ocak: Azad Önen (16), Diyarbakır
18 Ocak: Süleyman Gün (15), Diyarbakır
25 Ocak: Ahmet Efe (8), Diyarbakır
13 Şubat: İbrahim Şeflik (5), Silopi
16 Şubat: Hakan Yalçın (14), Diyarbakır
23 Şubat: Bilavşan Asper (17), Tatvan
26 Şubat: Sevgi Asma (7), Kurtalan
26 Şubat: Sohbet Öngün (3), Sason
26 Şubat: Hanifi Yıldız (13), Sason
26 Şubat: Hüseyin Tekin (16), Sason
1 Mart: R. A. (3), Kızıltepe
19 Mart: Ferman Cingöz (16), Lice
27 Mart: Mirza Yıldırım (3), Şırnak
27 Mart: Mehmet Yıldırım (15), Şırnak
27 Mart: Abdülkerim Yıldırım (2), Şırnak
27 Mart: İrfan Yıldırım (5), Şırnak
27 Mart: Xunaf Yıldırım (3), Şırnak
27 Mart: Çiçek Benzer (2), Şırnak
27 Mart: Ali Benzer (7), Şırnak
27 Mart: Ayşe Benzer (1), Şırnak
27 Mart: Ömer Benzer (12), Şırnak
27 Mart: Abdurrahman Benzer (4), Şırnak
10 Nisan: İlhami Menteş (12), Lice
10 Nisan: Raif Menteş (13), Lice
27 Nisan: Keziban Kalkan (15), Genç
28 Mayıs: Tuncer Güler (11), Ağrı
30 Mayıs: Şerif Ekin (13), Basa
2 Haziran: Ahmet Kaya (13), Yüksekova
2 Haziran: Hasan Demir (14), Yüksekova
5 Haziran: Didar Elmas (7), Ovacık
8 Haziran: Barzan…. (2), Silvan
25 Haziran: Hüsnü Turan (10), Nusaybin
25 Haziran: Eylem Tur (13), Nusaybin
25 Haziran: Süleyman Erik (9), Nusaybin
25 Haziran: Emrullah Zeybek (10), Bitlis
25 Haziran: Hikmet Argün (13), Bitlis
27 Haziran: Xanime Sincar (17), Ömerli
28 Haziran: Hayri Yüksel (15), Ömerli
4 Temmuz: Atilla Kılıç (14), Kozluk
8 Temmuz: Nurullah Solhan (16), Kızıltepe
8 Temmuz: Emrullah Solhan (14), Kızıltepe
8 Temmuz: Selma Solhan (7), Kızıltepe
11 Temmuz: A. Menaf Tunç (14), Siirt
16 Temmuz: Kenan Dartan (12), Kozluk
31 Temmuz: Gültekin Acet (10), Bismil
5 Ağustos: Abdullah Kamçı (16), Yüksekova
8 Ağustos: Sedat Barış (18), Batman
12 Ağustos: Netice Coşkun (14), Kulp
12 Ağustos: Mümine Zümrüt (18), Kulp
15 Ağustos: Çelebi Özgüç (15), Savur
15 Ağustos: İshak Özgüç (13), Savur
22 Ağustos: Savaş Ateş (11), Dicle
22 Ağustos: Halit Güneş (13), Dicle
22 Ağustos: Bayram Güneş (13), Dicle
22 Ağustos: Vedat Balta (12), Dicle
22 Ağustos: İbrahim Balta (13), Dicle
22 Ağustos: İsa Can (15), Dicle
1 Eylül: Nurettin Doruk (18), Diyarbakır
13 Eylül: Sadettin Doğan (10), Lice
15 Eylül: Sedat Öner (7), Eruh
15 Eylül: Mehmet Sercan (9), Eruh
15 Eylül: Cemşit Adıgüzel (13), Eruh
20 Eylül: Şükran Yıldız (11), Çukurca
25 Eylül: Dilek Serin (3), Dersim
25 Eylül: Yeter Işık (16), Dersim
25 Eylül: Elif Işık (18), Dersim
25 Eylül: Recep Tartar (8), Genç
25 Eylül: Kürdiye Savaş (8), Genç
25 Eylül: Emrah Tartar (8), Genç
25 Eylül: Faruk Savaş (11), Genç
2 Ekim: Filiz Kayış, Ceylanpınar
3 Ekim: İlyas Yiğit (6), Çat
3 Ekim: Adil Boztaş (10), Kağızman
9 Ekim: Nurşan Bulut (13), Palu
10 Ekim: Mehmet Üste (12), Pazarcık
31 Ekim: Hamdi Dündar (18), Yüksekova
31 Ekim: Fikri Yılmaz (15), Yüksekova
18 Kasım: Cüneyt Tarhan (11), Tatvan
1 Aralık: Yunus Turgut (13), Silopi
Aralık: Hasip Kaya (9), Doğubayazıt
Aralık: Yılmaz Kaya (10), Doğubayazıt
1995 (Toplam: 7 çocuk)
Nisan: Erol Öztunç (2), Uludere
17 Mayıs: Ahmet Bulut (10), Ömerli
17 Mayıs: Rahim Kumru (10), Ömerli
25 Mayıs: Dinar Aras (12), Iğdır 1995
25 Mayıs: Cüneyt Aras (6), Iğdır
25 Mayıs: Ergün Aras (3), Iğdır
25 Mayıs: Ferdi Aras (2), Iğdır
1996 (Toplam: 6 çocuk)
2 Mayıs: Hazal Sevim (17), Baykan
8 Ağustos: Dilan Bayram (2), Adana
8 Ağustos: Berivan Bayram (4), Adana
13 Kasım: Hatice Bozaslan (17), Derik
2 Aralık: Oktan Çaçan (14), Diyarbakır
11 Aralık: Mehmet Banan (15), Midyat
1997 (Toplum: 7 çocuk)
6 Mart: Musa Adsız (12), Akçakale
23 Nisan: M. Şerif Öztürk (11), Kızıltepe
25 Nisan: Muhammet Kulçur (12), Dumlu/ Erzurum
25 Nisan: Gökhan Kulçur (10), Dumlu/ Erzurum
8 Mayıs: Fedai Öğürce (4), Pasinler
10 Kasım: M. Özdemir (17), Ceylanpınar
11 Kasım: Bilal Alanca (5), Nusaybin
1998 (Toplam: 2 çocuk)
Ocak: Fatih Kaya (18), Batman
15 Mart: Engin Ceylan (14), Lice
1999 (Toplam: 12 çocuk)=======BAZI ARKAŞLARIN ÖVÜNE ÖVÜNE ’TÖRÖRÜN KÖKÜNÜ KAZIMIŞTIK’ DEDİKLERİ SENE
14 Mart: Tugay Ergin (10), Hani
26 Mart: Abdurrahman Gezer (18), Osmaniye
17 Nisan: Yılmaz Elüstü (17), Genç
15 Mayıs: Kenan Oğuz, Erzurum
15 Mayıs: Deniz Oğuz, Erzurum
15 Mayıs: Cansu Oğuz, Erzurum
20 Haziran: Mehmet Algan (11), İdil
1 Ağustos: Fırat Çiçek (9), Elazığ
1 Ağustos: Onur Şahin (11), Elazığ
1 Ağustos: Sedat Karakoç (14), Elazığ,
17 Ağustos: Şaban Çadıroğlu (15), Van
25 Eylül: İnan Cila (11), Ovacık
2000 (Toplam: 3 çocuk==========YİNE TERÖR OLAYLARININ KÖKÜNÜ KAZIDIĞIMIZ SENE(!)
Serdar Günerci (17), Diyarbakır
Welat Şedal (10), Yüksekova
İsmail Şedal (8), Yüksekova
T.Ö DÖNEMDE TOPLAM: 337 ÇOCUK ÖLDÜRÜLMÜŞ.( YANLIŞ TOPLAMADIYSAM)
2001- 2002-2003 YILLARINA AİT BİR KAYIT YOK
T.S DÖNEMLER....
2004 (Toplam: 1 çocuk)
21 Kasım: Uğur Kaymaz (12), Mardin
2005 YILINA AİT KAYIT DA YOK.
2006 (Toplam: 8 çocuk)
29 Mart: Abdullah Duran (9), Diyarbakır
30 Mart: Enes Ata (8), Diyarbakır
30 Mart: İsmail Erkek (8), Diyarbakır
Mart: Fatih Tekin (3), Batman
Mart: Ahmet Araç (17), Mardin
3 Nisan: Mahsum Mızrak (17), Diyarbakır
3 Nisan: Emrah Fidan (17), Diyarbakır
5 Eylül: Mizgin Özbek (10), Batman
2007 YILINDA DA YOK.
2008 (Toplam: 1 çocuk)
15 Şubat: Yahya Menekşe (12), Şırnak
2009 (Toplam: 4 çocuk)
23 Nisan: Abdülsamet Erip (14), Hakkâri
30 Eylül: Ceylan Önkol (12), Lice
08 Agustos Caziye Ölmez (16) Uludere
9 Ekim: Mehmet Uytun (18 aylık), Cizre
2010 (Toplam: 6 Çocuk )
3 Haziran: Diren Basan (14), Şırnak
21 Temmuz: Canan Saldık (16), Van
17 Eylül: Enver Turan (15), Hakkari
5 Ekim: Ahmet İmre (12), Şırnak – Güçlükonak
10 Ekim: Umut Furkan Akçil (7) – Silopi
11 Kasım: Nûjîyan İDEM (4) – İdil.
2011 (Toplam: 28 Çocuk )
17 Nisan: Baran ÖZYOLCU(12)- Patnos.
20 Nisan:İbrahim Oruç (17) Bismil
7 Haziran: Umut PETEKKAYA(15)- Çermik.
26 Temmuz: Doğan TEYBOĞA(13), Silopi
11 Eylül: Osman Erbaş (14)-Şemdinli
26 Eylül: Sultan Doğrul (4) -BATMAN
29.12.2011 Uludere Olayı
Özcan Uysal (18)
Celal Encü (15)
Erkan Encü (13)
Adem And (15)
Mehmet Encü (15)
Şervan Encü (16)
Cemal Encü (16)
Şıvan Encü (14)
Bilal Encü (15)
Mahsum Encü (16)
Salih Encü (17)
Serhat Encü (17)
Savaş Encü (15)
Çetin Encü (12)
Bedran Encü (12)
Hüseyin Encü (18)
Aslan Encü (15)
Orhan Encü (15)
Fadıl Encü (16)
Vedat Encü (16)
Cihan Encü (16)
Erkan Encü (13)
2012 (Toplam: 10 Çocuk )
Özgür Taşan (15) Hakkari – Yüksekova
Yusuf Yılan (9) Erzurum – Karayazı
Ertan Tilaver (14)
Nurhak Çartay (18) Diyarbakır
Mazlum Akay (11) Adana
Sera Yavuz (8) Muş
Veysi Demir (13) Van
Ramazan Kızılgöz (14) Bingöl
Sami Akti (13) Van
Selami Akti (9) Van
2013 (Toplam: 1 Çocuk)
Behzat Özen (8) Şemdinli
2014
Berkin Elvan (15) İstanbul
T.S DÖNEMDE TOPLAM : 60 Çocuk öldürülmüş.
----------------------------------------------------------------------------------------
Aslında başka hiç bir şey yazmama gerek yok ama yine de yazmam lazım. Bizim eski bir tv vardı 1975 yılında..Lambaları ısınınca görüntü katlanırdı. Biz de üzerine bir tokat patlatırdık, görüntü düzelirdi. Aynen o eski televizyonumuz gibi birilerinin kafasına şaplağı indirmediğiniz takdirde görüntü kayması oluyor.
Tayyip Erdoğan’ın ve onun Ak Partisinin iktidara geldiği 2012 Yılının Üç Kasımına kadar bu ülkede güvenlik güçleri tarafından öldürülen çocuk sayısı 337 ( Yazıyla : Üç yüz otuz yedi çocuk--Yanlış toplamadıysam şayet..Matematiğim zayıftır az. )
O zaman neredeydi o içine ettiğim vicdanlarınız? Üç yüz otuz yedi tane çocuğun hangisi için sokaklara döküldünüz? Üstelik de o dönemlerde daha bir hürriyet vardı(!) Şimdiki gibi bir diktatör tarafından yönetilmiyordunuz. Niçin bir tek çocuk için olsun bari sokaklara dökülmediniz o muhteşem özgürlük ortamında? Niçin bir taneniz olsun o çocuklar için ’ Velev ki terörist olsa bile ’ demediniz? Dönemine göre niçin bir Allah’ın kulu çıkıp da o günkü koalisyon hükümetleri ve başındakiler için ’ Katil ’ ifadesini kullanmadı? O zamanlar ne toma vardı ne de biber gazı. Daha bir hürriyet, daha bir demokrasi vardı hani.
Gelelim Tayyip’ten sonraya.
Berkin Elvan’a kadar elli dokuz çocuk öldürülmüş. Bunlar içinde sadece ve sadece Uludere’de katledilenler için biraz mızıltı yaptınız ama sonra baktınız ki cenazeleri pkk sahiplendi , ölenlerin çocuk olduğuna aldırmadınız yine. Hatta ’ Ya kaçakçı değil de terörist olsalardı’ Dediniz. ’Ama o çocuklar örgüte silah taşıyorlardı’ dediniz. Bir kaç tene tek tük vicdan sahibi dışında ’ Velev ki terörist olsa bile çocuktular, üzerlerine bomba mı atılmalıydı?’ Demediniz.
Dahası var:
Zamanında ’Tuceli alevileri dinsizdir ’ Diyen Hocaefendi şimdi kalkıp da Alevilere başsağlığı ve sabr-ı cemil dileklerinde bulunduğunda niçin ’Hastir lan ’ Diyemediniz?
Uludere’de öldürülenler için ’ Katır’ ifadesini kullanan gazete Berkin için ’ Berkin’in ölümü uyuyan vicdanları uyandırmıştır ’ dediğinde neden ’Sittir git namussuz’ Diyemediniz?
Berkinden iki yaş küçük olan Uğur Kaymaz’ın on iki yaşındaki bedeninden tam on üç kurşun çıktığında neden ağzınızı açmadınız? ’ Yahu o bir çocuk. Velev ki babasıyla birlikte çatışmaya girmiş olsa bile, velev ki çatışmada öldürrülmesi mukadderat olsa bile minicik bir bedende on üç kurşunun ne işi var?’ Diye sormadınız. Sokaklara dökülmediniz? ’ Ekmek almaya gitmişti, güneşi getirdi ’ demediniz?
Ceylan Önkol...Gördünüz mü hiç resimlerini? ( Yukarıdaki resim, sağ baştaki sarı kıyafetli kız ) Cıvıl cıvıl gözlü şirin mi şirin bir çocuk...Berkin’den daha küçüktü. Öyle maske, sapan filan da yoktu yüzünde. Eylem meylem bilmezdi. Koyun otlatırken atılan bir havan mermisiyle öldürüldü. Hemen peşiden bir gazete onu kastederek 06.04.2010 Tarihinde ’Sokakta leşi bulunan çocuk ’ Diye başlık attığında neden yerle bir etmediniz o gazeteyi? Neden Güner Ümit ve Mehmet Ali Erbil’in Aleviler aleyhine yaptığı bir densizlik üzerine tv binasını taş yağmuruna tutarak tepkilerinizi dile getirirken minik Ceylan’dan ’ Leş ’ Diye bahsedilince sustunuz?
Yahya Menekşe tankın altında ezilirken niçin’ Çocuk ’ Demediniz. Neden ’ Velev ki Apo için düzenlenen gösterilerde yer almış olsa bile’ Diyemediniz?
Batman’da parkata oynarken boğazından plastik mermi ile vurulan 3 yaşındaki Fatih Tekin için niye tek bir eyleminiz olmadı?
Sahi siz Ali Köse için de bir şey demediniz. Hani Şu Adana’da teröristlerin attığı taşla ölen 27 yaşındaki şoför için.
Siz Serap Eser için de ağzınızı açmadınız...Hani şu molotof kokteylle yakılarak öldürülen on yedi yaşındaki kız. ’ O bir çocuktu ’ Diye eylem yapmadınız.
Haydi diyelim ki Berkin Elvan’ın ölümü yepyeni bir milat oldu. Bu güne kadar uyumuş olan vicdanlarınız, vicdanlarıımız uyandı. Çok güzel...Haydi şimdi biraz da Burak Can için yürüyün. Onun ilkokuldayken çekilmiş resimlerini koyun. Arkadaşlarıyla satranç ya da başka bir oyun oynarken çekilmiş fotoğraflarını paylaşın ha? Yapın bunları da görelim sizin ne kadar çocuksever olduğunuzu. Fazla değil, sadece bir günlüğüne profilk resimlerinizi Burak Can yapın bakalım.
Yok...Yapamazsınız. Yapmazsınız. Yapmayacaksınız. Yapmayacağız.Siz profil resimlerinize Burak’ın resmini koymayacaksınız, Ben de Berkin’in resmini koymayacağım. Sizden farklı değilim ben de.Çünkü çok iyi biliyorum ki artık ülkemizde tepki koyduğumuz şey çocuk öldürülmesi değil hangi çocuğun öldürüldüğü...Aşağı yukarı hepimiz için durum böyle...Ölenin çocuk olduğuyla değil, kim olduğu ile ilgiliyiz maalesef. Sağı,solu, liberali, enteli,danteli, dinlisi, dinsizi, donlusu, donsuzu herkes için durum bu maalesef. O bakımdan hiç kimse bana ’ Bir çocuk öldü yahu ’ Demesin...Ben yemiyorum..Yiyene de afiyet olsun.
YORUMLAR
hocam kaleminize ve yüreğinize sağlık.
güzel bir konuya el atmış ve güzel tespitlerde bulunmuşsunuz.
gerçekten neden bu güne kadar bu çocuklar için bir feryat edilmedi.
neden eylemler mitingler düzenlenmedi neden güvenlik güçlerine, kamu binalarına saldırılmadı.
ama koyun otlatırken veya parkta, yaylada oynarken ölen, tankların altında kalan ve o küçücük vücudundan 13 kurşun çıkan bu çocukların hiç biri ekmek almaya gitmemişti.
(ha o herkesin vicdanında...ekmek almaya gidip gitmediği, millettin işine gelse de gelmese de biliyor çoğu şeyi. )
ama bilinen başka bir şey daha var eğer o yukarıda saydığın çocuklarda hükümeti düşürmek için eylem yapmaya bahane arayan grupların çıkarına çalışsaydı, onlar içinde eylem tertip edilirdi.
her çocuk gibi tabiki onun ölümüde insanı üzüyor. sonuçta bu bir çocuk. ama çocuğun cenazesi üzerinden prim yapmak yanlış.
bir başka yanlış da gezi olaylarını destekliyormuş gibi görünen oraya uğrayıp vatandaşa gaz verip sonra çekip giden siyasi, aydın, sanatçı vs gibi insanlarımızın oraya kendi öz çocuklarını, torunlarını getirmemeleri, elin çocukları iş makinalarının önüne atılırken kendi çocuklarının evlerinde koltuklara kurulup tv izlemeleri. ne olurdu Sırrı Süreyya Önder iş makinesine saldırırken ailesi ve çocukları ile birlikte iş makinesinin kepçesine otursaydı.
Kalemlerin KILIC gibi keskin, BAKISLARIN öfkeli, dillerin hoyrat oldugu bu günlerde dogrunun pesinde olanlar o Kadar az ki, ne yazsan bosa gidiyor. Aksine, öfkeyi daha da köpürtüyor.
Bunun istisnasi olarak sizin yazilarinizi gördüm.
Tebrik etmek haddim degil, tesekkür ederim.
Tesekkür ederim, emeginiz icin...
Tesekkür ederim, duyarliliginiz icin...
Tesekkür ederim, gayretiniz icin...
Tesekkür ederim, üslubunuz icin.
Konular kaleminizde en saf insanin dahi rahatlikla anlayabilecegi sadelikte, nitelikte.
Yapilmasi gereken tek sey, önyargidan, kin ve nefretten arinmis bir sekilde okumak. Olmadi...tekrar tekrar okumak.
Anlamamakta israr edenlere yazdiklarinizi ezberleme cezasimi versek ne :))
ADAM hala YAKIP YIKMANIN FAYDASINDAN BAHSEDiYOR. Düsünmüyor ki, YAKIP YIKARAK geleni YAKIP YIKARAK da gönderecekler olabilir.
Demokrasinin merkezinde SANDIK VARDIR! NOKTA.
SANDIGI ÖNEMSiZ SANANLARDAN USANDIK VESSELAM.
Selam ve SAYGILAR...
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Müthiş bir çalışma ve tokat gibi bir cevap sizi canı gönülden tebrik ederim...selam ve saygılarımla
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Diyelim ki Allah göstermesin bir hafta sonra 3 şehit haberi geldi ve olay sonrası millett sokağa döküldü.O zamanda yahu diğer binler için yürümediniz şimdi ne oldu mu diyeceksiniz.
Siz tarihçisiniz tarihte benim bildiğim kadarıyla olaylar dönemlerine göre tartışılır. şimdi doksanlı yıllara gidelim. Milletin elinde haber alma kaynağı olarak ne var TRT daha sonradan Star Tv açıldı. çok iyi hatırlıyorum Anadolu'dan Görünüm diye bir program vardı. Orada doğu olayları verilir program Osman Öztunç'un Mehmetim şarkısıyla kapanırdı. Halk içinde olaylar o gösterilendi. Diyeceğim o ki millet bildiği şey için ayaklanır. 2005 yıllarına kadarda durum çok farklı değildir. Basın ne söylediyse halk onu aldı. ( Bu arada yazınızı okuyan birisi PKK çokta haksız değilmiş der sanırım. Zira devlet gelip benim köyümde çocuk öldürse ben dağa çıkarım. Devletin Apo ya bebek katili demeye hakkı da yok demek ki. Çünkü kendiside çok farklı değilmiş. Yazıdan o anlaşılıyor) Ayrıca bu gerçekleri görmezden gelip bugün Berkin için yürüyenlere o yıllarda niye yürümedin derseniz. Amca ben çocuktum yürüyemedim, size sormak lazım siz niye yürümediniz der heralde...
Gezi Parkı olaylarından sonra başlayan sürecin iyi analiz edilmesi gerek. Artık millet siyasi bir çatı altında toplanmadan hükümete tepki gösterilebileceğini anladı. Bir ozanın dediği gibi git sandığa ver oyu, sonra beş yıl yat uyu. Halk artık iktidar oldum diye kafana göre davranamazsın bunu söylüyor. Bugün Ersin abi ile telefonda bu konuyu konuştuk...Gezi parkı olayından sonra öfke arttı mesela ben önceden iktidarda ki şahısı sevmiyordum şimdi nefret ediyorum. Çünkü biz dışlandık bu vatanın evladından sayılmadık. İşbirlikçi olduk, terörist olduk, eşkiya olduk, dinsiz olduk yapıştırılmayan sıfat kalmadı. Hatta yetmedi ölüm bile hak görüldü bizim için. Artık her damla bardağı taşırır...Bu baştaki şahıs gitmeden ve yargılanmadan bu olaylar bitmez...Bir çocuğun ölsüne bile saygısı olmayan meydanda yuhlatan bir şahısla tekrar aynı noktada buluşmamız imkansız bizim...Birlik istemek tabi ki erdemdir...Fakat yeri geldiğinde kim kime yeterse demek daha büyük erdemdir...
Saygılarımla...
sami biberoğulları
Bir türlü anlayamadığınız ya da benim anlatamadığım husus şu.
Ben geçmişte de bu gün de hiç bir eylemin, protestonun içinde yer almadım. Ben ve benim gibi düşünenler hep sorulacak hesapları sandıkta sorma taraftarı olduk. Yakmadan, yıkmadan, insan canına ve kamu malına zarar vermeden yaptık yapacağımızı.
Şimdi siz bana bunca sene sustun şimdi niçin biz Berkin için eylem yapınca konuşuyorsunuz diyorsun. Ben de size bunca sene nice berkinler öldü sustunuz da şimdi mi vicdanınız uyandı dedim önce..Sonra bir ümit dedim ki olabilir milletçe bu güne kadar uyumuş olan vicdanlarımız belki de Berkin olayından sonra uyanmıştır....Ama ne yazık ki yine yanıltmadınız beni. Berkin için uyanan vicdanlarınız Burak için sustu yine. Yine her zaman olduğu gibi ölenin çocuk olup olmadığı değil de kim olduğu ile ilgilendiniz. Hâla da durumda değişiklik yok. Ucundan kıyısından Gezi Olaylarıyla özdeşleşmemiş herhangi bir çocuk ölümü vicdanlarınızda uyanışa sebep olmuyor nedense.
Ben başbakandan nefret etmene hiç mi hiç bir şey demem...Onun etrafındakilerden nefret etmene de eyvallah...Ama nefret bu kadarla kalsa keşke...Bu gün artık öyle bir hal aldı ki adam diyelim ki bir tesisi açıyor '' Ya Allah Bismillah '' Diye, sizler Allah'tan da nefret etmeye başlıyorsunuz...Onu alkışlayan milyonlardan nefret ediyorsunuz. Bunca nefretten sonra da birlik istemek erdemdir diyorsunuz.
Turancıyım diyorsun, sonra sana ''Faşist Köpek '' Diyenlerle kolkola, omuz omuza veriyorsun ve bunun da '' Tüm milliyetçilikleri ayağımın altına aldım '' Diyene karşı olduğunu söylüyorsun. Tüm milliyetçilikleri ayağının altına alana karşı tüm milliyetçileri ayağının altına alanlarla '' Birlik '' oluyorsun.
Bana Berkin'in niçin önemli de Ceylan Önkol'un önemsiz bir çocuk ölümü olduğunu birileri çıkıp da izah edebilene kadar ben size bu soruyu hep soracağım . Çünkü ben demiyorum '' Berkin velev ki bir terörist olsaydı, velev ki teröer eyleminde yer almış olsaydı '' diye siz diyorsunuz...Hem siz diyorsunuz bunu hem de bana '' Yaa bak demek ki Apo bebek katili değilmiş, yazınızdan bunu anlamalıyız'' Diye bana sözde laf sokuyorsun.
Eğer terörist de olsa, terör olaylarına karışmış da olsa çocuk çocuktur denilecekse Berkin ile diğer dörtyüzün üzerindeki çocuk arasında ne fark vardır söyler misiniz?
Uzun lafın kıssası: Bu sefer sert bir cevap yazdım farkındayım ama maalesef 15 yaşında bir çocuğun 16 Kiloya düşmüş olan cesedini bile sadece ve sadece iktidarı devirmeye yarayan bir araç olarak kullanıyorsunuz. Hem de bittiğini sık sık dile getirdiğiniz bir iktidarı devirmek için..Yazık...Keşke adaşım Sami Elvan kadar olabilseydiniz. O hiç olmazsa Burak'ın babasına baş sağlığı diyebildi.
Selamlarımla.
okan KİLİT
Dün sizin tayfa Mısır için yürüdüğünde ben bir Allah kuluna gidipte kardeşim Doğu Türkistan için neden yürümüyorsun demedim...Çünkü onlara ihtiyacım yok onlar gelmesede olur ben kendim yürürüm...
Allah tan nefret etmekten falan bahsetmişsiniz..Bu söylemler heralde Padişahtan tabanına bulaştı. Ben bir iki Allahsız yüzünden Allah tan nefret etmem...
Tur5ancılığı sizden falan öğrenmem. Oraya da yazdım Gezi Parkı yürüyüşü herhangi bir siyasi çatı altında yapılmadı...HEPAR da vardı TGB de vardı Başörtülüsü de vardı, baş açığıda vardı...Sen şimdi gidip bi solcuya zamanında size pis komunistler diyen adamlarla neden yürüyorsun der misin...Ne ilgisi var bunun bununla...Her zaman yazdım bunu gidip görmek lazım öyle elde Tv kumandası kanal değiştirmekle olmuyor bu işler...Fakat şunu söyleyebilirim bir insanın hem AKP li hem Turancı olabilmesi için ruh sağlığını belirli ölçüde kaybetmesi gerek. Hem Hocalı diyeceksin hemde Sarkizyan ile barış köprüleli adama şak şak yapacaksın yok öyle yağma...Eylem ile söz bir değilse o sözün hiç bir anlamı yok...
"terör olaylarına karışmış da olsa çocuk çocuktur denilecekse" demişsiniz. Yazdığınız listede 1 yaşında 2 yaşında çocuk değil bebek var. Ne teröründen bahsediyorsunuz. Hem bunun kaynağını nereden buldunuz nasıl vefat etti nerden öğrendiniz. Hiç bir araştırma yapmadan bakın asker bunları da vurmuş demek ne kadar vicdani...Eğer asker bunu yaptıysa tekrar söylüyorum o köyün dağa çıkması hak...Dmek ki bizim askerimiz bebek katili...Sizin yazdığınız bu anlama gelmiyor mu...
Ceylan demişsiniz...
O mutlu
koyun güderken patlayan
Sera dan Ceylan dan haberi olmadı çünkü
hoş olsada farketmezdi
sanki o soysuzlar ölmeyip büyüse
vatana millete hayırlımı yetişecekti
abileri gibi teröriste meyil verecekti
gelceğin hainleri için neden gözleri dolsun
o doğulular yok mu ! o doğulular
hepsi Allah'ın dan bulsun
ölüsüdür bunların en iyisi...
hiç tanımamıştı bilmemişti ki
Kara Yılan'ı, Kürt Reisi Nuri Beyi.
Okan KİLİT
Burakcan...
Halka düşman eyledi devletinin erkini
Birbirine düşürdü batısını şarkını
Gördün nasıl ayırdı Burakcan'ı Berkin'i
Yitirdiğin yavrunu böyle mi anıyorsun
Okan KİLİT
Ayrıca Burakcan ın resminin kimse sayfasında paylaşmadı demişsiniz...Bu bariz bir yalan...Burakcan polis memuru ve Berkin in 3 lü resmi bir çok sayfada paylaşılıyor...
Ben Berkin e ölümünden öncede yazmıştım...Yeni bir durum değil...Ve şu doğaldır mesela Cengiz Akyıldız vefat etti ülkücüler otoyolu trafiğe kapattı...Berkin öldü Gezi direnişine katılan arkadaşlar yürüyüş yaptı...Gezi direnişinde bir çocuk ölmüş ve o eyleme katılanlar yürüyüş yapmış bunun neresi sizi rahatsız ediyor...
Baştaki şahıs kabadayılık yapacağını hatayı telafi etmeye çalışsaydı milletin yasına yürüyüşüne polisini salmasaydı hiç bir yer yakılıp yıkılmazdı...Fakat emin olun sandıktan da çıksalar o gençleri yenemezler...Çünkü AKP lilerde o gençlerde ki iman yok...Onlar ancak 1000 kişi falan toparlanırlarsa otelde sıkışmış 30 insanı yakabilirler...Kudretleri o kadar....
Sami Bey Hocam, Çok haklı bir noktaya değinmişsiniz. Maksadın üzüm yemek olmadığı belli. Oysa çocuklarımız geleceğimiz. Kimse onları sokaklara dökmemeli, kimse onları tankların, polisin önüne sürmemeli ve onların ölümünü siyasi malzeme yapmamalı. Dört çocuk sahibi bir anne olarak ben rahatsızım bu durumdan.
Bu kadar duyarlı iseler çocuk hayatına karşı, gösteriye gelenlere çocuk getirilmemesi yönünde uyarı yapılabilir. Normal bir gösteride çocuk olsa da zarar görmez, ama terörden farksız bir gösteride her şey olabileceğinden, buna dikkat etmeyenlerin biraz da kendi vicdanlarını sorgulaması gerektiğine inanıyorum. ben yoldan yola geçerken çocuğumun başına kaza gelse, önce kendimi sorgularım. Kuralları iyi mi öğretemedim, yalnız başına yola çıkacak durumda değil miydi falan diye sorarım kendime.
Ateş düştüğü yeri yakar. Birileri olayın propagandasını yapsa da, gerçekten ancak ana-babasının yüreği yanar. Ne denirse densin, giden geri gelmeyecektir.. Baharında bir hayat bitti gitti.
Allah ailelerine sabır versin. Bence en büyük görev ailelerde. Çocuklarımızı kargaşa ortamından uzakta tutmaya çalışmalıyız, elimizden geldiğince.
Selâm ile.
sami biberoğulları
Ben bıktım artık birilerinin çıkıp da vicdan denen şeyin sadece kendilerinde olduğunu zannetmesinden. Ya da bizlere öyle yansıtmaya çalışmalarından...Yazımda da belirttim. Ben yemiyorum...Yiyene de afiyet olsun.
Selam ve sevgilerimle.
kafamda fink atan düşüncelerimi okudum sayfanda Sami hocam
amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek!
bakıyorum da milliyetçiyim diyenler bile Burak canlardan, şehit edilen polislerden hiç bahsetmiyor
ben bu zihniyete ne diyeyim
bu iktidar gidecek de kim gelecek
ben ötekileri de çok iyi bilirim
bu bir oyundur ve memleket sevdası olmayan insanlar da buna piyon oluyorlar..
iktidardan yana değilim ama vatanım için bütün bu yapılanlara karşıyım..
mesnetsiz bir sürü iftira ve çamur atmakla iktidar olunmaz
sessiz yığınlar yemeyecek bunu!
Bu aziz memlekette Berkin'ler hit olur da;
Rağbet görmez nedense, sevgili Burak Canlar!
Pis bir it kurşunuyla gider şehir olur da;
Vatanım sağolsun" der; kavgadan ırak canlar
saygılarımla
sami biberoğulları
Bütün samimiyetimle söylüyorum:
Berkin için göz yaşı dökenlerden bir tek tanesinin Profil resmine Burak'ın resmini koyduğunu görseydim. Burak için de '' çocuk şehidimiz'' Ya da benzeri bir ifade kullandıklarına şahit olsaydım. ''Ulan tamam demek ki Berkin Elvan '' olayı memlekette çocuk katliamlarına karşı milli/ Ya da ulusal bir vicdan uyanmasına sebep oldu'' Diyerek bundan sonra yapılan ve yapılacak olan bütün eylemlere katılma kararı almıştım ama ne gezer...Beni hiç bi,r zaman yanıltmadılar ki bu gün yanıltsınlar.
Selam ve sevgilerimle.
çocuktur diye her yaptığı mübahtır düşüncesi katiyen doğru değildir
bizler ömrümüzü ALLAHa iyi bir kul peygamber efendimize iyi bir ümmet vatana millete anne babasına hayırlı bir evlat olması için maddi manevi herşeyimizi feda ediyoruz
kim olursa olsun yaşlı ihtiyar genç sokaklara çıkıp sukuneti bozan rızkı için dükkanını açan esnafın dükkanına molotof atıp suçsuz günahsız araç sahiplerinin arabalarını yakıyorsa, bunun sonuçlarına katlanmak zorundadır
günahsız kişileri tenzih ediyorum
sami biberoğulları
Konu zaten çocuk olsa hiç bir sorun kalmayacak. Konu '' hangi çocuk ?''
Selam ve sevgilerimle.
Sami Hocam;
İki yazıyı da okudum. O zaman ben size iki üç konuda fikrinizi sorayım. Dün buna benzer soruları sizin sayfanım müdavimlerinden olan bir arkadaşa sordum. Sağ olsun, görüşlerini söyledi. Buna karşılık ben de kendi görüşümü söyledim. Medeni bir şekilde. Eğer, siz de sorularıma cevap verirseniz ben de kendime göre görüşümü söylerim.
Sizin okuduğum yazılarınızda ya da siyasi yazılarınızda müthiş bir öfke hissediyorum. Neden bu kadar öfkelisiniz?
Ağzına Atatürk'ü anmayan bir başbakanı bir eğitimci olarak Atatürkçü görüyor musunuz?
Yolsuzluk olayları için ne düşünüyorsunuz? Bakan çocuklarının evlerinde çıkan paralar için.
Başbakanın Berkin için söylediklerine katılıyor musunuz? Baş sağlığı dilemenin ötesinde ölen bir çocuğun ardından onu mitingde eleştirerek yuhalatması hakkında.
Yolsuzluk olayları sonucu yapılan atamalar, çıkarılan kanunlar hakkında ne düşünüyorsunuz.
Siz Tunceli'de doğmuş olsaydınız ve Berkin yine bu şartlarda ölseydi ve başbakan yine bu şekilde davransaydı ne düşünürdünüz?
Tutuklanıp yıllardır içerde yatan asker, gazeteci vb. için ne düşünüyorsunuz?
11 yıldır Gülenle kol kola giden başbakanın birden bire yolları ayırıp Gülene söylemediğini bırakmaması hakkında ne düşünüyorsunuz
Başbakanın Devlet Bahçeli için onun çocuğu yok, aileden ve çocuk sevgisinden anlamaz, sözü için ne düşünüyorsunuz?
Cevap verirseniz sevinirim. Vermezseniz de şimdiden teşekkür ederim
saygılarımla
Yazınıza yorumumu sizin dönüşünüzden sonra, genel olarak ne düşündüğümü söyleyerek yapacağım.
Özellikle söyleyeyim, amacım sadece gerçekten ne düşündüğünüzü öğrenmek.
sami biberoğulları
Sevgili Ersin.
Benim üç konuda görüşlerimi almak istemişsin ama baktım sorduğun sorular üçten çok fazla. Neyse tek tek cevaplayacağım çünkü anladım ki sen önemsenmeyecek bir insan değilsin. Kafa yoruyorsun ve neden-neiçin, nasıl diye soruyorsun.
Her ne kadar benim bu güne kadar sorduğum hiç bir soruya cevap veren çıkmayıp yorumcular sadece kendi görüşlerini ve düşüncelerin yazmış ve bana yeni bir takım sorular sormuşlarsa da ( benim sorularıma cevap vermek yerine ) Ben yine de cevabını alamadığım sorular yerine bana sorulan sorulara cevap yazayım. Öğretmenin kaderi bu olsa gerek..Siz soracaksınız ben cevap vereceğim.
Öncelikle soru olarak sorulmamış ama neden bu kadar öfkeli olduğumdan bahsedeyim:
Yalancı ve riyakar insanlara karşı hep öfkeli olmuşumdur. Mesela : 6 Mayıs 1979 da '' Halkların Kardeşliği '' Diyen insanlar o halklardan biri olan beni ( Topal bir insanı ) üç tane çocuğun ( öğrencilerimin - ki onlarla denize gitmiştik , oradan dönüyorduk ) gözleri önünde öldürmek kastıyla dövüp kanımı akıttıkları günden beri '' Sevgi, barış, kardeşlik, insan hakları '' Gibi kavramları pis ağızlarında kirletenlere karşı öfkeliyim. O öfkem hiç sönmedi, sönmeyecek de. Aynı kişilerin on gün sonra kutladığımız Gençlik ve Spor bayramında İstiklal Marşımız okunurken alana getirdikleri hoperlörlerden '' Sosyalist Enternasyonalı çalmaları'' Biz resmi geçit yaparken de '' Yaşasın 1 Mayıs'' Diye haykırmaları lakin bu gün yine o kişilerin ve onlarla aynı zihniyeti taşıyanların ''Andımızı kaldırdı bunlar, Atatürk'ün ismini sildiler, İstiklal Marşımızı okutmuyorlar '' Diye timsah göz yaşları döktüklerini gördüğüm için öfkemden kuduruyorum adeta.
''Atatürk ve ilkeleri için canımı bile veriririm'' Deyip de bir tek Atatürk ilkesini bilmeyenleri görünce öfkem katlanıyor.
''Atatürk'ün annesi bir genelev kadınıydı'' diyen, bu hususta bir de sahte belge ortaya koyanlara karşı vercek bir cevabı olmayıp '' Sami hocam yetiş, şu yobaza haddini bildir'' Diye bana koşanların o yobaza haddini bildirdikten sonra benim Atatürkçülüğümü sorgulamaya kalkmaları tüm öfkelerimi ayyuka çıkarıyor.
Öfkemin sebeplerinden bir kaçını açıkladıktan sonra gelelim sorduğun soruların cevabına ki hiç birinin yazdığım yazıyla bi,r ilgisi yok. Çünkü yazdığım yazının konusu çocuk katliamlarıydı. Bir Ak Parti ibra yazısı değil ama öyle algılama eğilimleri o kadar çok ki maalesef. Bu yazı bir parti ibra yazısı değildir. Sadece kendimize ( Kendi nefsim de dahil ) tutulan bir aynaydı. Neyse uzattım...Soruların cevaplarına geçeleim:
S-1 Ağzına Atatürk'ü anmayan bir başbakanı bir eğitimci olarak Atatürkçü görüyor musunuz?
C-1 Başbakanı hiç bir zaman Atatürkçü olarak görmedim. Atatürkçü değil evet ama Atatürk düşmanı da değil. En azından Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı ve II. Adam olan Milli Şef gibi onun adını silmek için paraların üzerinden onun resmini kaldırmak gibi bir girişimi olmadı. ( Cemal Kutay'ı okumanızı tavsiye ederim bu konuda )
S-2 Yolsuzluk olayları için ne düşünüyorsunuz? Bakan çocuklarının evlerinde çıkan paralar için.
C-2 Bir takım yolsuzluklar olduğu kesin lakin bu sorunu bizler kendimizi bir davanın hem hakimi, hem de savcısı yerine koyarak çözemeyiz. Halk mahkemeleri mi kuralım? Hakimlere savcılara hiç birimiz güvenmiyoruz. İşin doğrusu en zor soru buydu. İçinden nasıl çıkılır bilemiyorum. Kılıçdaroğlu , Bahçeli, hatta Demirtaş namuslu hakimler ve savcılardan bahsediyor. İyi de onların namuslu dediğine de ötekiler namussuz diyecek...Kısacası bu olay iki ucu b.klu bir değenek.
S-3 Başbakanın Berkin için söylediklerine katılıyor musunuz? Baş sağlığı dilemenin ötesinde ölen bir çocuğun ardından onu mitingde eleştirerek yuhalatması hakkında.
C-3 Kesinlikle katılmıyorum. Anne- babası '' Çocuğumun katili Erdoğan'dır'' Demiş olmalarına rağmen ülke başbakanına yakışan bir konuşma ve davranış olmadı. Kesinlikle kınıyorum. Orada yuh çekenleri de kınıyorum.
S-4 Yolsuzluk olayları sonucu yapılan atamalar, çıkarılan kanunlar hakkında ne düşünüyorsunuz.
C-4 İkinci soru ile aşağı yukarı aynı. Aynı cevabı vereceğim için tekrar yazmıyorum. Söylenecek tek şey var. Bu ülkede bundan sonra artık hangi iktidar gelirse gelsin kesinlikle insanların bir kısmı adalete hiç bir zaman güvenmeyeceklerdir ki zaten çok uzun zamandır ülkemizin en büyük problemi bu olmuştur. Bu ülkede her şey var ama hukuk denen mefhum yok. Bu yeni bir olgu değil ancak kabul etmek lazım ki bu kadar parmağım gözüne şeklinde olmamıştı şimdiye kadar.
S-5 Tutuklanıp yıllardır içerde yatan asker, gazeteci vb. için ne düşünüyorsunuz?
C-6 Siz ülkemizde ilk kez mi gazteci ya da asker tutuklamdığını zannediyorsunuz Allah'ınızı severseniz? Aşağı yukarı herkesin dilindedir '' Ülkenin genel kurmay başkanı tutuklandı '' Sözü. Oysa yanlış...Şükrü Erdelhun Paşa vardı tutuklanan bir genelkurmay başkanı olarak. Şuçu : 27 Mayıs İhtilaline katılamak, ihtilal yapmak isteyenlere ''Olmaz , ben bir ihtilale liderlik yapmam '' demekti. İdam cezası ile yargılandı. Müeebbete çevrildi cezası. Daha sonra Cemal Gürsel tarafından bir müddet hapis yattıktan sonra affedildi.
Tutuklu gazetecilerin isimlerini sayın desem öyle zannediyorum ki Tuncer Özkan'dan başlar, Soner Yalçın'a, Turhan Selçuk'a kadar uzanırsınız. Peki bir de Salih Mirzabeyoğlu diye bir gazetecinin tutuklu olduğunu biliyor musunuz?
Yine de tutuklu gazeteciler ve paşalar ile diğerleri hakkında hep şunu demiş şunu yazmışımdır: '' Geç gelen adalet adalet değilir. Adamların ya suçunu ortaya koyup cezalarını verin, ya da salıverin. ''
Ama yine de sorunuzun tam cevabını vereyim:
Şayet tüm yetkiler benim elimde olsaydı: Veli Küçük, Sedat Peker ve özellilke Yalçın Küçük'ü kesinlikle salmazdım. Tuncay Özkan ve Doğu Perinçek'i ise salardım ama gözümün önünden bir an olsun ayırmazdım. Diğerlerini zaten salardım.
Neticede salıverildiler...Geç gelen bir adalet olsa da.
S-7 11 yıldır Gülenle kol kola giden başbakanın birden bire yolları ayırıp Gülene söylemediğini bırakmaması hakkında ne düşünüyorsunuz
C-7 Bu konuda '' Siz ne kadar da çok yanılıyorsunuz beyefendi'' Başlıklı bir yazım var. Okuduğunuz bir yazı. Görüşlerimi orada yazmıştım.
S-8 Başbakanın Devlet Bahçeli için onun çocuğu yok, aileden ve çocuk sevgisinden anlamaz, sözü için ne düşünüyorsunuz?
C-8 Hiç bir şekilde kabullenilebilecek bir açıklama değil. Bu mantıkla hareket edecek olursak bekar ya da çocuğu olmayan öğretmen çalıştırmamamız lazım. Öyle ya onların da çocuğu yok, ne anlarlar çocuk ruhundan, psikolojisinden...Resmen siyasetin b.kunu çıkarmak...Talihsiz bir beyan. Mazur görülecek hiç bir tarafı yok.
S-9 Siz Tunceli'de doğmuş olsaydınız ve Berkin yine bu şartlarda ölseydi ve başbakan yine bu şekilde davransaydı ne düşünürdünüz?
C-9 Benim için en önemli soru olduğu için en son cevap vermek istediğim soru bu oldu.
Ben bir Tuncelili olsaydım Berkin olayından önce soracağım çok daha fazla sorum olurdu. Mesela neden Dersim değil de Tunç-eli diye sorardım önce. 1937 de tepeme tepeme yağdırılan bombaları, mağaralara saklanmış o günün bebeleri olan dedelerimin zehirli gazlarla öldürüldükten sonra '' Hepsini fare zehirler gibi zehirledik '' ifadesinin hesabını sorardım ( İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarına bakınız. ) Sonra Berkin için göz yaşı dökenlere ( Ki onların başındaki de bir Tuncelilidir ) '' Git önce ellerindeki kanı temizle '' Derdim. Daha sonra da tabii ki başbakana ana avrat dümdüz giderdim. Eğer Tuncelili olsaydım, dedem Seyit Rıza ya da onun on altı yaşındaki bir kolu kesik olduğu halde - yaşı büyütülerek - babasının gözleri önünde idam edilen oğlu Resik Hüseyin olsaydı dedem. Ama değil. Benim Dedem Eyüp Karslı bir Türktü. Nenem Binnaz da Kağızmanlı bir Kürttü...Annem Fatma Sürmeneli bir lazdı...O bakımdan ben böyle bir şey demedim. Demem de...
Başka sorular olursa seve seve cevap vereyim.
Selam ve sevgilerimle.
ersinbaşeğmez
Öfkenizi anlıyorum. İnsanların iki yüzlülüğü ile ilgili yazdığım şiir/yazıların haddi hesabı yoktur. Bu kaçınılmaz gerçeğidir insan olmamızın. Ama ben yazarken öfkemi kontrol altında tutmaya çalışıyorum.
Çetin Altan'ın bir sözü vardır. Ülkede üç şey çok konuşulur der. Müslümanlık, Atatürkçülük ve komünizm(12 Eylül öncesi) Ve devam eder. Kapital hiç okunmamıştır, nutuk biraz, biraz da Kur'an-ı Kerim. Üç konunun temel kitaplarını okumadıktan sonra toplum bu üç düşünceden hangisinde olursa olsun kandırılmaya müsait olacaktır, elbette en çok da kendisi.
sorulara gelince:
S/1: Başbakan'ın Atatürk'ü sevdiğini ben düşünmüyorum. İsmet Paşa'nın sevgisi ile karşılaştırma yapamayız. dediğiniz olay doğrudur ama aynı İsmet Paşa'yla Atatürk arasındaki ilişki bizim düşündüğümüzün çok ilerisindedir ki İkinci Adam'da da Tek Adam'da da ayrıntılı olarak anlatılır. Yine söylüyorum, ben sadece kendi düşüncemi yazıyorum. Siz zaten Erdoğan'ı Atatürkçü olarak görmüyorsanız temelde aynı noktadayız. Bilirsiniz solda olanlar için Menderes kötüdür sağda olanlar için İsmet İnönü. Halbuki hiç kimse ne beyaz ne siyahtır. önemli olan doğru yaptıkları ile yanlış yaptıklarını ayırt edebilecek kadar olaylara doğru bakmasını başaralım. ben size şimdi ismet İnönü'nün yaptıklarını olumlu yönde anlatsam siz de muhakkak olumsuzluklarını anlatacaksınız. nedense toplumda o şekilde bir refleks oluşmuş. Aynı şekilde siz bana Adnan Menderes'i övseniz ben de size O'nun olumsuz taraflarını söyleyeceğim. Böyle şartlamışız kendimizi. ki benim köyümde menderes için ölürler, çünkü yol ve su getirmiş. Ama götürdükleri de ayrı bir konu. Burada şunu özellikle belirtmek gerek sağ iktidarlar ülkeye getirdikleri ekonomik kazançlar kadar maalesef demokrasi bakımından götürüyorlar. Menderes, Demirel, Özal Ve şu andaki hükümetin hikayesini incelesek hepsinde dozaj farklı olsa da temel aynı.
S/2: Bu soruya esasında bana önerdiğiniz yazıda daha net cevap vermişsiniz. o günden sonra fikirlerinizde sanırım Berkin vb. olaylardan ya da başka bir sebepten emin olduğunuz yargınızda soru işaretleri olmuş. Ben elbette yolsuzluk olduğuna inanıyorum. 17 aralık da bakanlar istifa edip hukuk süreciyle ilgili soru işaretleri olmasaydı yine inanırdım ama bu inancımı sizin sayfanızda sağımdan dolayı paylaşmazdım. Sakın ola, şimdi saygısızlık mı yapıyorum. Kesinlikle hayır, sadece emin olduğum için. Adalet sistemine ne desek boş. Sizden cevap vereyim. Adnan Menderes'in idam edildiği bir ülke hukuku için ne desek boş. Ki buna 12 eylülde asılanlar, Deniz Gezmişler vb. ama yine de konum itibariyle başbakanını asan bir ülke hukukundayız. Esasında olaya yanlış yerden bakıyoruz. Avrupa'da seçilenler sahip oldukları şirket hisselerini yönetmesi için kayyuma teslim ederler. Halbuki aynı şey ülkemizde de olsa hiç bir şüphe olmaz. Ama bunlar yapılmayınca sistem kendi kendini uçuruma atıyor. Zamanında Hüsamettin Özkan da yaptı. Sorun sistemi doğru kurmakta.
bilgisayardan yazdığım için yedekleme yapmıyorum. o nedenle şimdiye kadar yazdıkları yollayıp devam edeceğim.
ersinbaşeğmez
S/4: Bu konuda ben de yukarıda düşüncelerimi yazdım. Menderes'i, Deniz Gezmiş'i ve burada sayamayacağım kadar kişiyi asan, içeri tıkan yargıya güvenmek çok zor. Bize düşen niçin böyle oldu sorusuna cevap aramak.
S/5: Sizle burada ayrılıyoruz. Haklısınız, ben Salih Mirzabeyoğlu'nu bilmiyorum. Burada şunu es geçiyorsunuz. Ben o içerde kalsın demiyorum ki. Siz Berkin için şiir yazanlar niçin şehit olan polis ya da Burak Can'la ilgili ya da daha geniş ifadeyle şehitlerle ilgili şiir yazmıyorsunuz diyorsunuz. Öfkenizin temelinde bu da var. Bu konuda benim rahatsızlığım. Ben hiç bir gazetecinin içeride olmasını kabul etmiyorum. Düşüncesinden dolayı hiç bir gazeteci içerde olmamalı. Benim dediğim şu. O gazeteciyi bilmeden destekleyemem. Eylem yapıldı da desteklemedik mi? Şiir yazıldı da yorum mu yapmadık. Ben tüm ölümlere karşıyım. ama elbette sol düşüncede olduğum için Deniz Gezmiş için şiir yazarım. Bir başkası da Menderes için yazsın. Ne bileyim polisle ilgili, Burak Can'la ilgili şiir yazmıyorum diye o ölümleri onaylıyorum ya da destekliyorum anlamına gelemez ki. Siz şehitlerle ilgili şiir yazdığınızda sayfanıza gelip Berkinle ilgili niçin şiir yazmıyorsunuz dersem, o zaman beni de Burak Can'la ilgili şiir yazmamakla eleştirin. Söylediklerim elbette genel. siz veya ben yapıyorum anlamında değil
S/7: Gülenle ilgili önerdiğiniz yazıyı okudum. Katıldığım bir konu.
S/8: Bahçeli için söylediklerine katılmak için kör olmak gerek. sağ olun. ne güzel söylemişiniz.
S/9: Keşke Tunç-eli ile neyi kast ettiğinizi söyleseydiniz. Bilmediğim için ya da anlamadığım için söylediğinizi yorumlayamadım.
1937 olayları. Devletin de haklı olduğu yerler var, Tunceli'nin de. yalnız Kılıçdaroğlu neden elindeki kanı temizlemesi gerek anlamadım. Eğer olaya iktidarda C.H.P. olduğu için diyorsanız ne kadar doğru olur bilmiyorum. Sonuçta o dönemdeki kişiler farklı. Kimse geçmişte yapılanlardan dolayı şimdiki kadroyu suçlamamalı. Eğer düşünce olarak devleti haksız görüyorsanız ne yapılabilir, halktan özür dilenir, varsa hukuksal işleler yapılabilir. Dersim olayları... Şeyh Sait ayaklanması, Menemen vb. Bu olaylarda verilen tepkinin setliğini o dönemim içinde bulunduğu şartlara göre değerlendirmek gerekir. En başta da Atatürk'ün düşüncelerini. Halka rağmen halk için.
sonuç olarak düşüncelerinizi ve düşüncelerinize karşı kendi düşüncelerimi yazdım. Bu gün astığım bir yazı var. İki serilik. Orada kendi düşüncelerimi geniş geniş paylaştım.
Bu yazıya gelince. Geçen idam edilirken son sözlerini yazdığınız kişilerin arasında Atatürk'ün idam ettirdikleri de olduğu için o bölüme karşı görüş bildirdim.
Ama ölen çocuklara ne diyebilirim ki. Ve verdiğiniz rakamlar, isimler doğruysa ki kesinlikle doğrudur, üzülmemek mümkün mü? Hepsi canımız. Hiç bir şekilde ama demeden katılıyorum.
size ilginç bir olay anlatayım.
ersinbaşeğmez
Asker yakmış, arkadaşım. Ben neden dedim. Neden yaktınız?
Abi dedi, iki defa pusuya düştük dedi. O köyden yediğim ateşle bir şehit verdim dedi.
Düşündüm. ben olsaydım ne yapardım. Siz olsaydınız ne yapardınız.
Bir tarafta yanması gereken bir köy bir tarafta verilme ihtimali olan şehit.
Sistem utansın dedim devlet utansın. O köyü yakmak zorunda bırakan zihniyet utansın.
Sonuçta, Köy, PKK'nın o köyde pusu kurmasına müsaade etmek zorundaydı, devre arkadaşım da yakmak.
Neden şehit şiiri yazmadığımı umarım anlamışınızdır. Ben en az yüz elli devre arkadaşımı şehit verdim.
Soru soranlar verdi mi acaba?
ben nasıl ölüme karşı olmam.
saygılarımla
ersinbaşeğmez
Birincisi;
Esasında yazdığınız yazı büyük bir emekle hazırlanmış. Ve güzel kaleme alınmış. Problem şu. Bu yazı üzerinden Berkin'i destekleyenleri eleştirdiğiniz için okuyup da Berkin'in yanında olanları otomatik olarak koruma refleksine geçirmiştiniz.
Ben olsam, bu güzel yazıya Berkin'i yazmazdım. Berkin'i yazınca otomatikman Berfin'e şiir yazıyorsunuz, destekliyorsunuz; bu çocukları desteklemiyorsunuz olmuş. Nasıl ki insanları Berkin üzerinden prim yapmakla suçlarken siz de bu yazıyla sanki bu ölen çocuklar üzerinden Berkincileri eleştirmişiniz gibi olmuş.
İkinci husus niçin Berkin'de bu kadar toplumsal tepki oldu. Bir gazeteci yazdı, kadın. Cenazede vardım diyor, detaylara girmiyorum. Katılanlarda öfke vardı ki bu öfke Gezi'de bile yoktu. Sorun burada.
Berkin ister ekmek almaya gitsin, isterse eyleme. Berkin'i polis vurdu. Diyelim ki isteyerek vurmadı. Burada iş erke düşüyor. Başbakanın yapacağı tek şey; Berkin hastanedeyken babalığını gösterip ya kendisi ya da bir bakanı ilenin yanına geçmiş olsuna gönderecekti. Ve vuran polis yakalanacak diyecekti. cenazesinde de bir baş sağlığı.
Şu olayların çoğu olmazdı. Başbakan geziye katılanlar bizden değil diyor açıkça. Sonuçta bu, çocuklardan birini ret eden bir babaya çocuğunun tepkisini göstermesi gibi.
Kanımca, öyle yapılsaydı tepki bu kadar olmazdı.
Başbakan Uludere'de ölenlere Berkin kadar tepkide bulunmadı.
Ölümün hepsine karşı olduğumu söyleyerek teşekkürlerimi sayfanıza bırakıyorum
Aklınıza takılan, sormak istediğiniz bir şey olursa seve seve düşüncelerimi söyleyebilirim.
Benim için sayfasına gittiğim kişinin düşünceleri kadar hatta daha fazlası ev sahibinin misafirliğidir ki
özellikle bu konuda teşekkür ederim
sami biberoğulları
Siz önemsenmiyecek bir insan değilsiniz derken ne kadar haklı olduğumu bir kere daha gördüm bu yazınızla. Ezberden konuşan bir insan değilsiniz ve her şeyden önemlisi yazınızdan anladığım kadarıyla asker kökenlisiniz.
Ben bu güne kadar insan kalbi kırmamak için elimden geldiğince gayret içinde oldum. Kırmadım dersem yalan olur. Çok kırmışımdır tüm dikkatlerime rağmen ama bu güne kadar hiç bir zaman bir askerimizin kalbini kırmadım. En karşı olduğum düşüncelerinde bile sustum hep. Mesela Milli güvenlik derslerine giren çeşitli rütbede subaylar gelirdi okullara..Onlarla zaman zaman siyasi tartışmalar yapardı arkadaşlar. Fikir ayrılıklarımız da olurdu yer yer ama ben hep susardım. Kesinlikle askerlerle tartışmazdım.
Bir anı da ben size anlatayım madem:
1998 ya da 1999 yılıydı. Çoğunluğu Refah Partili olan ( O zamank adı Refahtı sanırım değil mi?) bir grup insanla oturmuş çay içip sohbet ediyorduk bir evde. Söz döndü dolaştı askerin siyaset üzerindeki etkisine geldi. Oradakilerden biri gaza geldi '' Kendi hesabıma ben oğullarımı askere göndermeyeceğim. Böyle bir orduya asker olarak vermem çocuklarımı'' Deyince dayanamadım artık...İyi o zaman Yunan ordusuna ver'' dedim ve kalktım oradan.Bunu şunun için yazdım: Askerimle fikir ayrılığına düşsem de onunla tartışmam, ona toz kondurmam.
Farkında olmadan kalbinizi kıracak bir söz ya da davranışım olduysa özür dilerim ki asker dışında bir beşkasından kolay kolay özür dileyecek birisi de değilimdir.
Teyzemin kocası Halis Burhan ( Eski hava kuvvetleri komutanlarımızdandır bilirsiniz) dolayısyla olsa gerek biraz da asker dedin mi akan sular durur bende. Darbecisine bile laf söylemek yerine susarım.
Selam ve sevgilerimle.
ersinbaşeğmez
teşekkür ederim. Şahsıma yönelmeden inandığı fikir bana ne kadar uzak oluşa olsun ben saygıyla dinler ve asla kırılmam.
Sizle aramda size kırılacak bir şey geçmemiştir. Siz de ben de fikirlerimizi medeni bir şekilde paylaştık.
Aksine, fikirlerinizi
ama'sız söylemenize mutlu oldum ve ben de fikirlerimi
ama'sız söyledim.
Ben yine sizle fikir görüşmesi yapmak isterim. Sonuçta, herkesin herkesten öğreneceği bir şey vardır
saygılarımla
Saygılarımla
Akıla sormuşlar ne care diye...? Insan insan diye bağırmiş.Insani aramis.Insani buluncada, elleri havaya dizleri yere alabildigince bagirmis Vicdan vicdan..diye.
Saygilar
sami biberoğulları
Teşekkürler.
Selam ve sevgiler.
ağzınıza sağlık çok güzel bir anlatımdı.
gerçekler acıtır insanı ama gerçekte şu ki çocuk olduğu değilde kim olduğuna bakarlar.
gerçekten çok güzel dile getirmişsiniz saygılarımla..
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Öldürülen çocuk ya da gençleri sıralamışsınız dizi dizi yıllarına göre.
Öldürülen yada kaza kurşunuyla ölen çocukların bu kadar çok olduğunu bilmiyordum.
Dün kardeşimle yürürken evlere asılan Tayyip resimlerine bakarak onun yaptıklarını konuştuk.
Onun bir katil olduğunu Suriye'de ve Türkiye'de öldürülen insanların onun emri ve politikasıyla olduğunu,
Allah'ın onun yüzündeki nuru aldığını.
Daha öncede PKK' ya karşı yapılan, daha doğrusu PKK saldırılarına karşı yapılan eylemlerde ölmedi mi bu
çocukların çoğu. Bilmiyorsam düzeltin. Kimsenin özellikle çocukların ölmesini şahsım adına istemem, böyle
yapanları da nefretle kınarım. Kınıyorum..
Yani bir Berkin'in aylar süren tedaviden, uyutulmadan sonra 16 kiloya düşerek ölmesi ülkemizdeki sizler hariç pek çok insanımızı rahatsız etti. İsterse terörist olsun. O bir candı. Bir kedi, köpeğe bile üzülüyoruz.
Ona üzülmemiz sizleri neden rahatsız etti de gözümüze sokar gibi bu listeyi yazmışsınız. Bu zaman ve
duyarlık sorunu. Ve uyarmak, uyanmak sorunu.
Berkin Elvan'ın gömüldüğü gün bir diğer gencin öldürülmesi provakasyon da olabilir. Gerçi sahiplenenler
çıktı ama o sırada ışıkların sönmüş olması da kaygı verici.
Kardeş kavgası çıkmasın uyarılarıyla karşılaştı millet ve belkide yatıştı. Son durumları izlemedim.
Aslında bu isimler yazmanız da tetikleyici bir unsur olabilir. Buna halk ağzıyla bir şey denir ama yazmıyorum. Milletimiz uyanık olmalı ne, kimden geliyor iyice anlamalı..
Sizinle derin bir görüş ayrılığımız var.
yok,sul
gaye tomanın altında ezilmesi ve toma nın adam ezdiğini resmetmek değilmiydi kimdi bunlar bu adamı çatıdan atanlar
tabii ki geziciler
haaa tayyipciler de olabilir yanii allah var
heh işte o zaman bu iş tutmamıştı
acabaa diyorum emin değilim tabiikide saygımla efendim
sadece görüşüm böyle vallahi kastım yok
hoşcakalınız...
sami biberoğulları
Sizinle aramızda derin bir görüş ayrılığı olduğu kesin.
Öncelikle şu paragrafa bakalım:
''Yani bir Berkin'in aylar süren tedaviden, uyutulmadan sonra 16 kiloya düşerek ölmesi ülkemizdeki sizler hariç pek çok insanımızı rahatsız etti. İsterse terörist olsun. O bir candı. Bir kedi, köpeğe bile üzülüyoruz.
Ona üzülmemiz sizleri neden rahatsız etti de gözümüze sokar gibi bu listeyi yazmışsınız. Bu zaman ve
duyarlık sorunu. Ve uyarmak, uyanmak sorunu.''
Berkin'in böyle acı bir şekilde ölmesi beni hiç rahatsız etmedi demek ki öyle mi? Kaç gündür yazdıklarımdan, anlattıklarımdan ve bu gün yazdıklarımdan çıkara çıkara bu sonucu çıkardınız öyle mi? Buna sadece ve sadece ''Teessüf ederim '' Diyebilirim.
Ben size, sizin gibi düşünenlere bir soru soruyor ve Tayyip iktidara gelinceye kadar toplamda 337 tane çocuk öldürüldü. Bunlar için tek satır yazı yazdınız mı? Bir tek eylem yaptınız mı diye soruyorum, siz bana '' O çocuklar terör olaylarında ya da kaza kurşunuyla ölmemişler miydi '' diye cevap veriyorsunuz. 337 çocuğun ölümünü terörle mücadele kapsamında kaza kurşunu olarak kabul ediyorsunuz ama Berkin'in ölümü kasten, hedef gözetilerek gerçekleşen bir katliam oluyor.
Bu isimleri yazmam tetikleyici bir unsur olmaz merak etmeyin. Çünkü Berkin Haricinde bu çocuklar içinde adı Gezi Eylemleriyle özdeşleşen bir başka isim yok. Şimdiye kadar tetiklenmemişse hiç kimse bundan sonra da tetiklenmez.
Kardeşinizle Tayyipn politikalarını ve onun yüzünden katledilen insanları konuşurken keşke biraz daha gerilere gidebilseydiniz de şöyle eski katliamlara da bir göz atsaydınız.
Berkin'in babası adaşım Sami Elvan bile o kadar büyük bir acısna rağmen Burak can'ın babasına telefon açıp baş sağlığı dilerken hâla o çocuk, bu çocuk hesabı yapan insanlara anlatabileceğim hiç bir şey olamaz zaten.
Selam ve saygılar.
glenay
Gereçekten balkondan atılmıştı bu şimdi ismini anımsayamadığım kişi.
Bu kişbu inin bir çuval gibi yere düşmesinden bu kişinin zaten ölmüş olduğu
görülüyordu.
Berkin'e acımış olabilirsiniz- belki- ben nedense inanamıyorum,
belkide altıncı hissimin güçlü olmasından.
Yani şimdi bu ortamda bunca ölmüş çocuğu buraya dizmenin anlamı ne?
Bunu soruyorum size?
Şimdiye kadar bu öldürülen çocuklardan etkilenmemiş, tetiklenmemişlerse
bundan sonra da tetiklenmez diyorsunuz. Ne biliyorsunuz Berkin'e dek
gelen süreçte karşı duruşlar olmadığını. Sadece çoğunluk bu denli ayağa
kalkmamıştır. Bu olay artık sabırların taştığı gündür. Tıpkı gezide insanların
artık tahammül sınırlarının sona erdiği gibi.
Merak etmeyin kardeşimle bütün bu öldürülen çocukları da konuştuk.
Daha fazla şeyleri de buraya yazmadım. Tıpkı bütün düşündüklerimi,
duygu ve düşüncelerimi buraya yazmadığım gibi.
Eski katliamları, tarihleri siz yazarak bilgilendiriyorsunuz.
Keşke anlattıklarınızın içinde biraz da duygu olsa.
saygılar..
Ben sürekli bunu dile getirmek istedim. Siz yerime yazmışsınız hepsini. Bu ülkeye insanına şaşıyorum. Belki bir şeylerin değişme vakti geldi. Günlerce Berkin ile ilgili paylaşım yapan arkadaşların gözünden kaçmış ufak bir hata mı desek acaba? Kürt çocuğunu sadece Kürt savunursa, Türk çocuğunu sadece Türk savunursa, Gazze çocuğunu sadece milli görüşçüler ve sosyalistler savunsa olacağı bu. Öylece bocalarız...
sami biberoğulları
Evet günlerdir Berkin için eylem yapan arkadaşların gözlerinden kaçan bir hata..Pardon hata da değil aslında basit bir teferruat(!)
Selam ve sevgilerimle.
:((((((((((((
yahu unutalım aqbi unutalım bunları
bir gürz ile vurmuş gibi yüreğimi acıttın üstadım
gerçekler acıymış derler ya
resimlere bakamadım vesselam
adam bayrağın ne olduğunu bilmeyen küçücük çocuğun sözde komutanların emriyle adeta yakınca ve molotof atınca bu katliamlar neredeyse müstehak olur :(
olur mu olur
lakin gezide bayrak yak
camiimde olmadık işler yap
allah a küfret
bişey yok
yok öyle yağma
söke söke hesap sormazsam namerdim...
glenay
baştakinin sözüne kanarak.
Camide o söylenenler olmadığını cami imamı da söyledi.
Hiç bir görüntüyle de kanıtlanamadı.
Bacıma saldırdılar dediği, bacısına da saldıran falan olmadığı gibi.
söke söke hesabı,
soracak siz gibi düşünenler değil,
adalet olacak..
yok,sul
farzediniz kendimi kandırıyorum
saygılarımla...
sami biberoğulları
Sen gibi ben de önceleri oldukça kızmıştım camide içki içildi olayına. Sonra dedim ki kendi kendime ''Cami Allah'ın evi değil mi?'' Evi...Bir evde bir ailenin serkeş ve içkici bir evladı olamaz mı? Olur. Bunu da bu şekilde değerlendiririz dedim.
Çocuk ölümleri konusuna gelince: Herkes gibi ben de sustum. Kafamızı kuma gömdük deve kuşu gibi hep. Haa..Şimdi millet kafasını kumdan çıkardı mı dersin? İşte zurnanın zırt dediği nokta burası. Milletin kafasını kumdan çıkardığı filan yok. Hâla kafa kumun altında ama dışarı çıkardım sanıyorlar.
Olay bundan ibaret maalesef.
Selam ve sevgilerimle.
hocam anlatmak isteyipte anlatamadığımı siz çok güzel tokat vurur gibi anlatmışsınız ama o anlamak istemeyenler yine anlamayacaklar kendi bildikleri oyun havasını icra edeceklerdir bunlar ve bizlere düşense gereğini gerektiği gibi yapmak çok saygılarımla
sami biberoğulları
Ben bu konu ile ilgili daha başka bir şey yazar mıyım bilmiyorum. Çünkü bu kadar açık ve seçik bir anlatımdan da anlamazlarsa artık nasıl izah edilebilir bilemiyorum.
Selam ve sevgilerimle.
bayrak yakan cocuk(!) eylemciler ve digerleri tas atan cocuklar olarak adlandirildi ve bölücülük bati sokaklarinda da hükümet korumasinda yapilir hale geldi; molotofla insan yakilir olmasina ragmen hükümet teröristleri aklama cabalarini sürdürdü ve yetmedi, ölen teröristlere gözyasi döktü yetmedi kendiler gibi aglamayani insan saymadi... karadenizde koruma görevi yaptirilan polisi teröristler tasla öldürdü ve din istismarcisi tayyip o an helikopterle havada yolcu olmasina ramen inince ölümden kurtulmus gibi öldürmeyen Allah öldürmez dedi, ajitasyon yapti. halbuki Polis sehit olmustu coktan! bunlar yazara verilen deger nedeniyle bir kac hatirlatma ve unutulmamali ki adeta bir ilizyonla insanlarin dogruyu yanlisi görmesi ve ya hatirlamasi engelleniyor. öncelikle Türkiyede hic kimse münafiktan, hainden, hirsiz, yolsuz, rüsvetci v.b ni sahiplenmemeli, Mazur görmemeli! tarafgirlik adina senin teröristin, hirsizin benim hirsizm, teröristim noktasina düsüldü ki; bu millet bu felaketi asla hak etmiyor..! her oylama öncesi benzer hadiseler... cambaza bak cambaza deniyor ve... Allahi ve indindeki tek dini istismar edenlerden her türlü kötülük gelir..!
sami biberoğulları
Konu çocuk ölümleri. Çocuklar ölsün mü ölmesin mi konusu. Taş atan çocukların ellerine biraz şeker, önlerine bir iki futbol topu, üstlerine başlarına doğru düzgün bir kıyafet giydirildiğinde nasıl '' Kahraman Türk polisi, yasın Türk askeri '' Diye tezahüratlar yaptıklarını da gördük bu ülkede. Gaffar Okkan gibi bir polisin arkasından nasıl göz yaşları döktüklerine de şahit olduk.
Ama biz bu gün ölen çocuğu değil hangi çocuğun öldüğünü konuşuyoruz maalesef.
Selam ve sevgilerimle.
atahan
bir cok konuda oldugu gibi bu soruda da evet yada hayir cevabi isteniyor ki bu... ya az düsünüyoruz ya da...
bir cocuk elindeki bombayla yazari, yanindakileri oldürecek!
kim olsün!
Türkiyem bu aslinda basit fakat akli alinmis insanlarca cözülmesi zor konularla Zaman harciyor ve görevi icraat olanlar, sikayet, kayga v.s yapiyor...