...
Neden bu kadar zor uzaklara alışmak? Ve özlemek neden bu kadar derin bir ağrı? Yalnızlık omuzlarımın en ağır yükü… Nerede o kıymetli dost omuzu? Nerede sevdiğimin sesindeki sıcak buğu? Bütün hüzünleri silip atan o adamın sıcak gülüşü neden el oldu şimdi?
Kırıldıkça kendi kabuğuma çekildim. Sessizleştim, hissizleştim… Daha kötüsü yalnızlaştım. Herkes tarafından kabul görmek zorunda değilim demeye başladım ve farklılaştım. Belki de kendi kendime karşı ötekileştim. Ne zaman kırılsa kalbim birisi yüzünden aynı şeyi hissettim. Sanki kalbimi söktüler yerinden, bir buz kütlesi koydular oraya. Dondum, içime döndüm. Paramparça oldu içim, sığınacak yerim kalmadı içimde. Nereye adım atsam kesiklerle doldu ayaklarım. İnsan kendine bile sığınamayınca değişiyor dengeler. Aklı ermiyor hiçbir şeye.
Ben sana sığındım kendimden kaçıp. Çok eskiden çocuk avuçlarıma hüzünler bıraktılar benim. En sevdiklerim aldı masum gülüşlerimi dudaklarımdan. Gamzelerim aslında hüzünlerin açtığı derin çukurlar. Benim kalbim, büyük mutluluklar görmedi adam. Ondandır tek bir tebessümünle dünyaları bana verebiliyor oluşun. Ondandır küçük mutlulukların yetmesi bana. Ve benim kalbim, çok derin yaralar taşıyor uzun zamandır. Bir türlü kabuk bağlamamış yaralar…
Bir avuç can kırığını doludur içim, kımıldadıkça içime batan. Bundandır kendimi hüznün kollarına kolayca teslim edişim. Ötesi yoktu adam, ben öyle büyük sevinçleri hiç görmedim. Kabullendim. Hüzne olan dostluk bâki, sonrasını sorgulamadım.
Sevilmeyi pek bilmedim. Sevmeyi çokça denedim. Sende nasipmiş, seni sevdim. Sevilmeyi bilmem dedim ya, bir kez işe yaradı ömrüm boyunca. Sen sevmeyince çok şaşırmadım. Öyle dünya falan yıkılmadı yani başıma. Fakat yine de hoşuma gitti yalandan sevmelerin. Hiç sevilmemiş bi insan için bu çoktu bile. ..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.