Zamanım öylesine dolu ki; sormayın, okumakla vakit namazlarım arasına sıkıştırılmış zaman dilimleri… Ve beş bucuk , altı saat uyku.. Yapmak istediklerime yetişemiyorum. Zaman yetmiyor.

Okumakta olduğum ; Mevlâna’nın Mesnevisi ve tasavvufa dair Buyruk isimli kitap.. Bunları okumakla beraber , bir tez ödevi gibi incelemekteyim. Bir de ; kardeşim, arkadaşım, gönül dostumun yeni yayınlanan kitabı.. Her biri birbirinden güzel ve değerli.. Hiç birini elimden bırakmak istemiyorum…Ve günlük gazetelerim…
Peki ne yapmalıyım ki ; üçünü de okuyayım. Her birine bir zaman dilimi ayırdım. Namazlardan sonra ilk ikisini, ara zamanlar da arkadaşımın kitabını okuyorum. Bu nedenle; sitemize fazla zaman ayıramıyorum. Dostların eserlerine zamanın da eleştiri yazamıyorum.. Beni anlamalarını diliyorum..
Bu gün de sitede dostların sayfalarını ziyaret ettim. Çok güzel eserler yazmışlardı . Hepsine eleştirilerini yazdım. Birisi hariç ; ‘’Sırtımda ki Semer’’ isimli yazı…Bu benim; kardeşim, gönül dostumun yazısına.. Okudukça çok üzüldüm, kederlendim. Ne diyeceğimi, ne yazacağımı bilemedim. O anda; suskun kaldı yürek…! Tıpkı arkadaşımın yeni yayınlanan kitabının adı gibi; evet ‘’Suskun Kaldı Yürek’’

Hani bir deyim vardır; Dişiyle, tırnağıyla kazıyarak başardı….Gönül dostum da, aynen öyle yaptı. Hatta fazlasını yaptı… Neler yaptığını, bir çok arkadaş gibi, iyi bilenlerden biri de benim…Anlamanız için; sayfasında ki ‘’Sırtımda ki Semer’’ isimli yazısını okumanızı öneririm.
Sizler de takdir edersiniz ki; kitap yazmak, yayınlatmak anlatılamayacak kadar zor bir iş.. Hatta deveye hendek atlatmaktan da zor… Bunu başaran dostlarımızın en büyük sıkıntısı maddiyat…. Nice zorluklarla bastırılan ve elde kalan kitaplar…
Böyle durumlar da, kendi kendime soruyorum. Neden ? Bizler; Edebiyat Defteri , sitesinde ki dostlar olarak dayanışma içerisin de olamıyoruz… Yöneticilerimizle birlikte, bir dayanışma oluşturamıyoruz… Burada buluşmamızın amacı , güzellikleri ortaya çıkarmak , değil mi ? Bunları paylaşmak, yaymak, okumak, okutmak edebiyatımıza bir soluk, bir renk katmak değil mi ? Peki öyle ise; kitap çıkaran dostlarımızla, dayanışmamız neden olmasın ?

Sevgili dostlar…! Sitemizde yeşeren bu fidanları sulayalım. Sulayalım ki; birer büyük çınar olmalarının önünü açalım… Haydi dostlar; birlik olalım, birer damla su da biz verelim…


Evet dostlar; ‘’Suskun Kaldı Yürek’’ okumaya değer bir eser..
Peki, bu eser de neler bulacaksınız; Amasya’yı, tarihi eserlerini okurken gezeceksiniz…Sokaklarını, gecekondularını… Kahveler de, barlar da, pavyonlar da dönen dolapları… Çocuk yaşta hayatların; nasıl yok olduğunu… Ağalık düzeninin, dişlileri arasında nasıl ezildiğini… Paranın gücü karşısın da; insanların nasıl harcandığını…Bazı insanların nasıl alçaldığını… Kadınlarımızın nasıl hiçe sayıldığını … Hayatın acı sürprizlerini… Yaşamın kendisini… Ve dahası kendi hayatlarımızdan, mutlaka bir kesit bulacaksınız…
Bütün bu öğeler; sade bir dil ve akıcı bir üslupla yazılmış. Okumaya başladığınız da, elinizden bırakamayacağınız sürükleyici bir yapıt…

Durmuş ÇAĞLAYAN 11/03/2014
__________________________________________

Yazan, eserlerini yayınlayan, yayınlamaya çalışan bütün dostlara başarılar diliyorum. Her şey gönlünüzce olsun..