Dost Canlısı Hatçem
Hatçem senin için diyorlar ki:
Doktorlar umudu kesmiş.Evine bile çıkamıyormuşun, kardeşinde kalıyor muşsun.Kabul günlerin artık sensiz tadı yok .Sen iyi olda biz seni görmemeye razıyız.Kim bana.
-Zehram... Zehram ...
Diyecek.Ya ne bileyim iyi olduğumu söylemek için aksini .
-Sende çok kötüsün diyecek.Biz seni çok seviyoruz diyecek kadar duygularını ifade edecek.
Giden dostun Niğdeli Leyla’ya uzun uzun camdan bakıp ah çekip
- Leylam ... Leylam... diye yandığın gibi sende bizleri mi yakacaksın?
Halayın başını kim tutacak Anteplim?Kim; lu... lu... luuu ...çekecek?
İçli köfteyi kimde o lezzette yiyeceğiz.Ya yavan köften ? Az mı sofranda bolca lezzette yedik.Sofran açıktı.Dostların arasında hiç ayrım yapmazdım.Ahbabların her türlü fikirden, mezhepten,kürt,laz,alevi farketmezdi hepimiz bu toprağın çocuklarıydık.Ayrımcı, ötekileştirme lugatında ,hayat felsefende yoktu.Hep kaynaştırıcı, birleştirici oldun.Dost,eş, akraba hepsinin iyi, kötü gününe yetişirdin.
Sen Harran ovasının yetiştirdiği HATÇE bacımızsın.
Okul aile birliğnde fahri çalışmalarınla giydirdiğin çocukların sevinci yok mu olacak.Şu amansız hastalıkk asrın hastalığı KANSER hiç kimseye yakışmazda sana hiç yakışmadı.Nasılda hayat dolu,yaşama sevinciyle hayata bağlıydın. Hatice abla hani Ante’pten kendi ellerinle toplayıp geldğin tuzsuz şanfıstıklı kurabiyen vardı ya.En güzel ben yaparım diye gülerek övünürdün. Nefis görünümlü çatlak çatlak kurabiyeyi, yavan köfteyi, kıssırı hakikaten güzel yapardın.Biber salçasını, bulguru, şanfıstığı,dolmalık kuru biber,kuru patlıcanı,pulbiberi GaziAntep’ten getirince .Birde nar ekşisi az mı yedik aşını, ekmeğini.Sofran bol,gönlü bol dostum.Son zamanki günlerimizde haşhaşlıyı kim güzel yapıyor diye not verirdin.Maksat yeşillik olsundu.İsrafı sevmez iki çeşitten fazla yapmayın! derdin.Bir mahalle seni tanırdı.Ah be Hatçem!Bırakıp gitme bizi!
Hayatı nasılda tiye alır, güler geçerdik.Etme gurbanın olim.Olmadı Hatçem olmadı.Senin için nefes almakda güçlük çekiyor diyorlar.
Bak Hıdrellez geliyor.Bahçeye yine taştan temsili ev yap!Gül dalına yime takacaksın bozuk para.Paran sana bereket getirecek.Hıdrellezde ev yaptım.Evim oldu demiştin ya.
Oğlun,kızın ,torunun evin seninle şen.
(Buraya kadar hasta olduğunda yazmıştım)
Hastayken beraber bir düğüne gitmiştik.Davul çaldı -hüzünlendi-davul çalacakda ben oynamayacağım ha dedi.Kızının mürüvetini görmediği için içinde kalacağını düşündü olsa gerekti.Kendince duygulandı.
Ah be Hatçem;
Ellerim, dilim hep duada seni bize bağışlasın diye.Fakat o mukadderattan kaçış olmadı.Davulu çok severdi sanki o gün tevafuk kapının önünde davul çalıyordu.Düğün vardı ölümde ,düğünde biz insanlar içindi.
Mayıs ayının ikinci haftası tam manidar bir gün anneler günü Ankara Karşıyaka hava günlük, güneşlik her yer çiçekler öyle bir günde toprağa verdik dostumuzu,ablamızı.Hani nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz sözünü doğrularcasına her yer çiçek bahçesi cıvıl cıvıldı mezarlık anneler günü olduğu için.
Hatice ablamız,gün arkadaşımız, iyilik perimiz, halay başımız, ahbabımız, komşumuz hakkını helal et!Tekrar görüşüp ,kavuşmak öteki dünyaya kaldı.Senden sonra benim içinde sanki bir milat oldu.Eskisi gibi giyinip ,takıp takıştırmadım.Sanki sen olmayınca bir anlamı yoktu.Zaten sen birleştiriyordun bizleri.Keyifli günlerimiz artık mazide kaldı.Senin için orda iyi olman için hep dua ediyorum.Seni kaybetmek bana bir dostu kaybetme acısının ne demek olduğunu öğretti.
Sanki içine doğmuş gibi bir gün günümüzde gülerek;
-Ben erken ölecem gör bak!
Demiştin.İnsan kendi hayrını kendi edermiş.Sağlığında hep okutur yedirir ,içirirdi.Orda işaallah karşı gelir.Benide her seferinde çağırırdı.Ah be Hatçem sen gibi insanlar ender geliyor bu dünyaya.’İyilerin ömrü az olur’ derler ya.Orda rahat uyu .Ruhun şad olsun.:(
2006-MAYIS
YAZAN;ZEHRA ÇELİK