- 740 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AYRINTI!!!!!!!!!!!!!!!
ayrıntı
Bilmem bu kaçıncı liman inanıp ta, tanımadan bilmeden sığındığım. Bu yaşıma kadar kaç ülke, kaç il, kaç ilçe, kaç köy, kaç mezra dolaştım. bazen krallar la ,bazen de serserilerle beraber oldum.Nice İnsanlar tanıdım ,neler gördüm ,neler duydum ,neler bazen ben bile anlam veremedim. Bir hata yaptım gittiğim her yere beraberimde kendimi de götürdüm. Güneşin batışını en güzel tepeden, yağmurun yağışını iliklerime kadar ıslanarak
İzledim. Rüzgârın da esişindeki notaları bile keşfettim, denizin acımasız dalgalarına inat sörf yaptım, kardan insanlar yapıp oyunlar bile oynadım. İhtiyarları sonbaharda nostalji,
Gençleri ilkbaharda kuytu köşelerde öpüşürken gördüm, orta yaş gurubundakileri hayalleri ile geçmişleri arasında gel git oynarken tanıdım. Ama hiç birine imrenerek bakmadım,
Ne şakılar nede tutkular beni o kadar etkilemedi. Özelimi bu ana kadar kimse ile paylaşmadım da, Ama ihtiyarlığın kapımı çaldığı şu son günlerde, hiç bu kadar ağır gelmemişti.
Artık yalnızlığı ruhumla birlikte bedenimle de tüm çıplaklığı ile iyiden iyiye hissetmeye başladım. Yıllarca süren suskunluğumu bozuyorum artık. Yıllarca susmama neden olan yüklerimi korkularımı utançlarımı paylaşma ve kurtulma zamanı diye düşünüyorum,
Yıllar önce gençliğin verdiği etki ve tepkilerle kendini beğenmiş ukala sağlık ocağındaki doktor u görebilmek ve sesini duyabilmek için onca yürüdüğüm yolları ve uydurduğum yalan hastalıklardan ve bunun utançı ve vicdan azabından kendimi tanımadan yaptığım bu hatadan yıllarca utandım ve sustum, Ama şimdi anlatıp yazabiliyorum.
Suskunluğum da hep yalnız kaldım onca kalabalıklara rağmen gönlümde ümitler hep bir gölge gibi yaşadı. Oysa yalnızlıklar çaresizlikten değil ümitle bekleyişlerden beslenirlermiş.
Onlar ruhunda oluşturdukları güzelliklere aşık olurlar, onların yerini kimse dolduramaz, Zamanla adının yalnızlık olduğunu kabul etmek zorunda kalırlar. Ama iş işten çoktan geçmiştir. Sıcacık bir nefes, tatlı bir ses duymak onların artık hayali olur.
Tıpkı aşk hikâyesindeki gibi:
Hikaye: Bir adam bir kadına aşık olur. Kadın adama sorar sen İspanyolca bilir misin?
Adam: kendinden emin bilmediği halde böbürlenerek cevap verir evet
Kadın tekrar sorar emin misin, Adam tabii ki der, kadın tamam der başka konular girer
Gel zaman git zaman sonra kadın ı istemediği bir adam verirler
Küsüp darılmalar isyanlar fayda etmez, düğüne bir iki hafta kala kadın adama üzerinde İspanyolca ismi yazan bir buket çiçek gönderir.Adam mağrur ve gururlu çiçek ‘e bakmaz bile sevdiği kadın ihanet etmiştir.Bulunduğu mekanları terk eder.aradan gecen uzun yıllar sonra kadınla erkek bir garda karşılaşırlar.İkisi de kızgın ve kırgın birbirlerinin yüzüne bakmazlar.Kadın yıllarca hiç tanımadığı ve sevmediği bir adama katlanmak zorunda
Bıraktığı ve ömrünü boşa geçirmesine neden olan sevdiği içinden atamadığı bu adama kızgın olmakta haklı olduğunu düşünür. Adam ise hala sevdiği uğruna vatanı bile terk ettiği ,sevmediği bir kadına bunca yıl katladığı için , ihanet düşüncesi ile kızgın ve küskündür.
Kadın dayanamaz ve adama sorar.Gönderdiğim çiçek’i aldın mı?...
Adam aldım. Üstünde ki notu okudun mu?
Adam ne yazıyordu ki? Kadın çiçek ‘in ismi
Adam.:çiçek in ismi neymiş ?
Kadın: GEL BENİ AL (, kadın adamın İspanyolca bilmediğini anlaşmış)
Adam: yıkılmış anlamış ki kendi hatası… sadece susmuş.
Hikayeye buya
İşte: başarılar gelip geçici ama hatalar insanları hiç affetmiyor. giden geri gelmiyor
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.