- 709 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
LAİK OLMAK ÖZÜNDEN VAZGEÇMEK Mİ?
Gündem bitmez hep kızışır durur ama unuttuğumuz bir şey o da biz laik miyiz.
Evet laik bir ülkeyiz desem. bu yanlış olur dini cemaatler siyasete yön veriyor. hatta bu ülke bu cemaatle
uyanıyor. bu cemaat uyuyor diye biliriz.
Hayır Laik bir ülke değiliz desem. bu da yalan olur. Çünkü anayasamız laiklik ilkesini benimsemiş ve bizzat kanun maddesi
olarak anayasamızda yer edinmiştir.
Peki bu problem nasıl çözülecek elimizde iki tane çelişki var ve bu iki çelişki bizi paradoks ta çıkarıyor
Paradoksların çözümü için öncelikle sağlıklı düşünmemiz gerekmektedir. çözülemeyecek
bir problem yoktur.
Önce insanları kafalarına inelim. ben bir gün cuma namazına gitmek sonra orada huşu içerisinde
cuma namazımı kıldım sonra oradan çıkarken iki tane kendini bilmez delikanlı daha cumadan çıkar çıkmaz
birbirilerine küfürler yağdırıyorlardı. Halbuki beş dakika önce başlarını öne eğip huşu içinde cuma hutbesini dinliyorlardı.
buradan çıkarılmasının sebebi Müslüman her yerde Müslüman olamıyordu. bukalemun gibi çok
sıkça renk değiştiriyordu. tamam her yerde Müslüman olma ama her yerde öncelikle adam olmam gerekmektedir.
Müslüman laik bir kanunları olan bir devlet kendileri de laikmiş gibi davranıyorlar. namaz kılacakları yerde
Müslüman oluyorlardı. geriye kalan vakitlerde öğrenciyse öğrenci öğretmense öğretmen anne ise anne oluyordu
Halbuki geriye kalan vakitlerde hem öğrenci hem Müslüman olabilirdi ama olamıyordu. Çünkü Müslümanlar laiklik
meselesini yanlış algılayıp bu laiklik kavramını hayatlarına da sokmuşlar bu oldukça yanlış
çünkü laiklik kavramı devlete ait kavramdır. insana ait bir kavram değildir.
buradaki paradoksları çözmek için laiklik kavramını iyi bir şekilde Müslüman gençlere aktarırsak
işte o zaman bu paradoks çözülür
YORUMLAR
ah sevgili kardeşim ah...nerden aklınıza geldi bu, bir türlü müslümanların aklına gelmeyen gözlem.
bu farkındalığınız için kutlarım sizi. benimde yıllardır dikkat çekmek istediğim en önemli gözlemlerden biri bu.
sizin söylediğinizi çok iyi anladım, neki yorumcular konuyu laiklik tartışmasına dökmüşler. oysaki siz bir anlamda müslümanlar için özeleştiri yapıyorsunuz veçok doğru yapıyorsunuz.
çünkü: sadeceTürkiyede değil dünyadaki müslümanların çoğu farkında olmaksızın laikler.
Laiklik kelimesi icad edlince ortaya çıkmadı. adı konmuş olmasada ezelden beri uykuya yatmış sık sık uyanan, kişilerin eğitim durumuna, kavrayışına göre kılıktan kılığa giren şekil alan bir olgu.
bugün ülkemizdeki laikliğe karşıyım, laik değilim diyen çok sayıda müslüman laikliği yaşatıyor davranışlarında.
Özellikle ticaretinde, parasal ilişkilerinde, ve yaşamın birçok alanında. 'din başka ticaret başka' diyen çok müslüman biliyorum. sonrası o başka bubaşkayla hayat sürüyor...
bu farkı farketmeniz beni çok mutlu etti.
selam ve dua ile kalınız.
Layık bir ülkede her inanç sahibi,hatta inançsız olanlar hepsi ayni değerle yargılanır,cezalanır ve ödüllendirilir.Farklı davranmak layık bir idarenin olmadığı anlamına gelir.Layıklığı yönetim farklı anlamamalıdır.Saygı duruşu dediğimiz davranış bir inancın sembolüdür.Bu sembolü tüm bireylere uygulamaya kalkmak diğer inançlarda olanlara baskı olur.Bir önderi empoze ederken bir kısım inanç sahiplerini yaralamamak,o önderden soğutmamak lazımdır.Farklı inançta olanlara farklı imtiyazlar vermek,ödenekler ayırmak veya bazı talebi olanlara vermemek idarenin layık olamadığının bir göstergesidir.
Benim asıl amacım;Layıklığı İslam inancı içinde değerlendirmektir.İslam layık olabilmek demektir.İslam kendi inancı dışındakileri hiç aşağılamaz.İslam kendi içindeki farklılıkları islamiyetin zenginliğinden sayar.Kuranda kafir demek inanmayan demektir.İslam kendini örnek olarak algılayarak inanmayanı imana davet eder.Daveti kabul edenler kardeş olur.Kabul etmeyene hidayet için dua edilir,kesinlikle aşağılanmaz.Bir gün inanacağı umudu hep muhafaza edilir.
Dünya'da islam idaresinde görülen birçok ülkenin katı ve islamiyet inancına ters olan tarzları maalesef Dünya'da islamiyetin bir zorlama şeklinde algılanmasına sebep teşkil edilmiştir.Yurdumuzda yıllarca Kuran'ın okunduğu,anlamının bilinmediği gerçeğini unutmayalım.Kuran' anladıkça imanımızın kuvvetlendiğini biliriz.İslamı anlayabilirsek layıklığın önemini de yeterince anlarız.İslamı anlayamayan muhatabını gavur zanneder.Gavurluk yaptığının farkında bile değildir.
Layıklığı,ortaya atmak,benimsemek,uygulamak ve uygulanmasını istemek ve ondan faydalanmak herkesin hakkıdır.O nu öcüleştirmekte hepimizin ayıbıdır diyorum.
Ahmet Emre beyefendi'nin konuyu açması bence büyük duyarlılık.Çok insancıl bir davranış.Tebriklerimi sunuyorum.
Laiklik terimi adı altında din ve devlet işleri bir birinden ayrılması öngörülür. Fakat Laikliğin uygulamaları Müslüman toplumlarına tam bir cinayettir. Laik yapıda gelişen ve şekillenen bireyler devlet yönetiminde geldiklerinde hemen şekil değiştirirler ve kılıçlarını hemen halkının (Müslümanların) üzerine çeşitli araç ve vasıtalarla çekerler. Laiklik din düşmanlığı değildir derler, ne kadar laik kafa varsa İslam düşmanlığına soyunurlar. Laiklik terimi kibar bir dille İslam'ın angaje edilmesidir. Böyle sine anlamsız ve asılsız bir terimle Laik düşünce ile de İslam'ın korunmasında bahis edilmektedir. İslam Dinin Korunması için hiç bir beşeri düşünceye gereksinim duymamaktadır. İslam okunur, iyi öğrenilir ve iyi tahlil edilirse ve net bir şekilde anlaşılırsa onun çatısı altında her düşünce deki insanların rahat ve huzur içinde yaşama hakkına.
sahiptirler. Devlet ya dine dayalıdır, ya da din devlete dayalıdır. Bunları birbirinden ayırmak mümkün değildir. İnsansa asla layık olmaz kastim bundan kastim Müslümanlardır. Kimse laikliği İSLAM DEĞERİNİN ÜZERİNDE GÖSTERMESİN buna hiç gerekte yok. İslam YA VARDIR kişide YA YOKTUR ikisi arasında git gellerle yaftalamaksa bir insanın kişiliğinin maneviyatı imanı Kemaliye'sinin sübut bulmadığının göstergesidir. Bu yazıyı çok güzelce okudum inceledim yazan yüreğin derinliklerinde nefes aldım. Çok güzel yaklaşım, çok güzel fikirler gördüm. Bu kalem ileriye doğru sağlam düşünce etrafında çok anlamlı yazılar yazacağını düşünüyor ve yürekten kutlarım selamlar sevgiler saygılar, genç ve güzel kalem.
Evet, her yönünde haklısınız. İnsanlar Müslümanlığı anadan babadan kulaktan duyma şekilde öğrendikleri için bu tahammül edemeyen vatandaşların 6lyeterli islami bilgileri olmadığında dolayı tahammül edemiyorlar. Eğer gerçekten islami bilseydiler öyle yapmazlardı çünkü islamiyetin temelinde hoşgörü yatmaktadır. Ayrıca yunus emre nin bir sözüyle bunu desteklemek istiyorum "yaratılanı yaradan yarattı diye severiz" sözünü eklemek istiyorum bir de tarih bunun en iyi örnekleri de Hz. peygamber (s.a.s) medineye hicret ettiğinde ilk olarak yahudilerle anlaşma yapmıs ve yahudilerle müslümanlar kardeşçe yaşamışlardır. Ayrıca bunun bir de en büyük örneği ise osmanlı devletidir. Çünkü 600 yıl müslümanlar aleviler hristiyanlar yahudiler ve bir çok din ve ırk bir arada yaşamıştır. Şimdi bunun olmayışın en büyük sebebi ise tahammül edemeyen müslümanların çok iyi bir şekilde islamiyeti kulaktan dolma öğrenmeleridir.
İslamiyet dört dörtlük bir dindir. Şayet bunu insanlar iyi anlaya bilseler
İslamiyet kuran-ı kerimde en iyi şekilde açıklanmıştır. Hatta ilk inen ayet bile islamiyetin dört dörtlük bir din olduğunu belirtmektedir.
" İkra(oku) "islamiyetin dört dörtlük bir din olduğunu ve müslüman insanların yaşamların her safhasında müslüman olmasını ve bir bukalemun gibi renk değiştirmemesi gerektiği gayet iyi bir şekilde açıklamaktadır.
CemalettinGÜRPINAR
Sevgili kardeşim , lâiklik bence devlette ; tek bir dinin ya da mezhebin temsilcisi ve destekçisi olmayıp, tüm vatandaşlarını eşit görüp, hepsinin dinine , mezhebine saygı duymak , anlayış göstermek ve eişt mesafede olmaktır. Bireyler için ise ; başka din ve mezheplerden olan, hatta inançsız olanlara bile anlayış ve saygı göstermek, kendinden olmayanlara '' kâfir, gâvur '' gibi kötü şekilde hitap etmemek, başka ülkelerde, başka inançlardan olan anne ve babalardan dünyaya gelmenin suç olamayacağını kabullenmektir.
Gelelim günümüz ülkesine : Evet, anayasımıza göre lâik bir devlet olmamız gerekiyor. Fakat uygulamada hepimiz, çok rahat görüp anlayabiliriz ki ; müslüman - sünnî bir dikta ile yönetiliyoruz. İçimizdeki Alevi yurttaşlara bile tahammül edmeyip, bizden olmayan toplumlara da '' gâvurlar, kâfirler '' diye hitap ediyoruz.
Üstelik ben bunu, müslüman ve sünnî bir yurttaş olarak söylüyorum.
karanlıktaki ben
Sizin kısımdan bakacak olursak bu yazdığım yazıda yorum kısmın açıkladım
İyi günler