- 1010 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
...TOPRAK KOKUSU...
buruk geçen bir gündü benim için, başkaları neşe içinde evine giderken ben...
hafif yağmur vardı. toprağa ulaşınca yağmur zerrecikleri, baharla açan çiçeklerle birleşince; inanılmaz bir koku armonisi oluşuyordu. insana huzur veriyordu toprağa düşen yağmur ve kokusu. ıslanıyormuşum kime ne bundan! bence her şeye değerdi o muhteşem doğa tonunda dolaşmak. ruhumu yoğmur sesine kaptırıp dans etmek, cennetteki mis kokusunu içime çekermişcesine toprağı koklmamak. hafif esen rüzgarı fon müziği diye adlandırmak...
toprak kokusu... sevmezdim o güne dek toprağı, kara toprağı sevmezdim. anne nedir bilmedim. her anne diye ağladığımda beni bir toprak yığınının başına götürürlerdi. işte, annen burda derlerdi. nefret ederdim topraktan, çünkü içine hapsetmişti, yutmuştu annemi. göstermiyordu bana, öptürmüyordu ellerini. ağlatıyordu beni toprak, hep ağlatıyordu. bir türlü güldürmüyordu gözlerimi...
o gün annemin kokusunu duydum sanki. tüm benliğimde, iliklerimde, ayrı ayrı her hücremde hissettim. çok farklı bir duyguymuş, anne kokusu başka hiçbir şeye benzemezmiş. yağmur ulaşınca toprağa bütün ölmüş annelerin kokusu hissediliyor yeryüzünde. toprak güzel, kokusu daha güzel; çünkü içinde binlerce anne barındırıyor. çünkü içinde benim annemi barındırıyor....