- 651 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Alexandra 4
Kalbi yerinden fırlayacaktı az kalsın. Çok yalvarıp yakarmıştı ve sonunda Tanrı onu bir kez daha görmesine izin vermişti. Babası olmasaydı yanına gidip onunla konuşurdu. Belki de konuşamazdı, nutku tutulurdu. Ama birbirlerini bile tanımıyorlardı. Olsun tanışırlardı. Çok düşündü, karar verdi: Onu bir kez daha görürse önüne atılıp her şeyi söyleyecekti. Söyleyecekti ama ya kendisini reddederse? Ya evliyse? Derince bir nefes aldı, yutkundu. Bu soruları sorarken kendine az kalsın Tanrı’ya teşekkür etmeyi unutacaktı. Oturduğu yerden kalkıp yere diz çöktü: “ Sana şükürler olsun Tanrım yüreğimin sesini işittin.”
“ Sofi nerdesin? Hemen gel yanıma sana bir şey diyeceğim.”
Sofi diz çöktüğü yerden ayağa fırladı:
“Eyvah! Yoksa birisine aşık olduğumu anladı mı, hemde bir Müslüman’a aşık olduğumu? Kesin anladı, şimdi de beni azarlamak için yanına çağırıyor” dedi kendi kendine.
Telaşla: “ Ne oldu baba? “ diye sordu.
“ Yanıma gelirsen ne olduğunu anlarsın.”
Başını eğdi, sağ eliyle alnını tuttu:“ Evet evet kesin anladı bir müslümana aşık olduğumu.”
İstemeye istemeye dilinin ucuyla “ Geliyorum baba” dedi.
14 Mayıs 1919 Saat 09.00
Amiral Caltrop, masasında oturmuş pürdikkatle ordu komutanlığından kendisine gönderilmiş emirleri okuyordu. Daha önceden böyle emirlerin kendisine gönderileceğini tahmin etmişti o yüzden hiç şaşırmadı. Okuyup bitirdikten sonra elindeki son dosyayıda masasının üzerine bıraktı. Sabah sabah üst üste dizilmiş dosyalar dolusu emirleri teker teker okumak uykusu getirmişti. Saniyeler süren esnemesinden sonra üniformasının cebinden dolma kalemini çıkardı. Büyük bir sevinçle tebessüm ederek önündeki kağıda birkaç not düştü.
“ Bunu derhal Kolordu Kumandanı Ali Nadir Paşa’ya ve İzmir Valisi Kambur İzzet Bey’e telgraflayın!”
“ Emredersiniz Efendim.”
Masasının çekmecesini açıp sigara paketini çıkardı. Sırtını makam koltuğuna dayadı, bacak bacak üstüne attı. Sigarasını yaktıktan sonra telgrafı alınca Paşa ile Vali’nin yüzlerindeki ifadeyi düşündü.Bir an kendisini onların yerine koydu. Ne kadarda kötü bir durumdu. Ama yapacak başka bir şey yoktu. Hasta adam* hastalığına yenik düşmüş artık ölüyordu.
* Avrupalıların Osmanlı’nın son zamanları için kullandığı tabir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.