KÖYÜMÜZÜN ÇOBANI HIRSIZ ÇIKTI

Köy muhtarı, köy ihtiyar heyeti, muhtar azaları, köy öğretmeni, imamı bir gün bir toplantı yapmayı kararlaştırdılar, amaçları bir köy kalkındırma derneği kurmaktı
Köye su getirmek, tarımsal verimi artırmak için ziraat müdürlüğü ile işbirliği yapmak, hayvancılığı ve arıcılığı geliştirmek için bazı çalışmaları yapmak, seminerlere katılmak
Köyün en sesiz, dürüst bilinen, köylünün her derdine koşan, yardım eden imam hatip mezunu gence görev verdiler
Köylü genellikle yaşlı kesimden oluştuğu için, bu gence dini bütün, imanı güçlü, Allah korkusuna sahip, kuldan utanma bilincine sahip olduğu için köyün çobanlık görevini de bu delikanlıya verdiler, bir kaç yıl her şey düzgün, tam köylünün istediği gibi oldu
Bu gence güvenleri arttı.
Her köylü kendisine düşen çobanlık ücretini, gönül rahatlığı ile veriyorlardı
Gel zaman, git zaman çoban köylünün kendisine gösterdiği bu güven ve teveccühten, ilgiden, çoban çok şımarmış olacak ki, her ay bir yalanla köylünün koyununu, koçunu kurt yedi numarası ile kesip, şehre götürüp, kasaplara satmış, bu durum köylünün ileri gelenlerinin dikkatini çekiyor,
Yav diyorlar bu nasıl bir kurt sürüsü ki her otuz günde bir gelip muhakkak bir köylünün ya koynunu, yâda koçunu yiyor, böyle sistemli çalışıyor
Her ayın bitiminde köy çobanını köy gençleri ile izlemeye alıyorlar, bakıyorlar ki çoban sürünün içine girdi kuyruğu katmer, katmer etli bir koyunu aldı, bir kayanın dibine götürdü kesti,
Bir çuvala koyarak yol kenarında şehre götürmek üzere köylerden şehir merkezine giden karşı köyden bir arabanın muavini ile birine o torbayı teslim etmek üzere verdi
Muavinin cebine iki tütün sıkıştırdı tekrar hayvanların yanına döndü
Ertesi gün, köy gençleri karşı köyün araba plakasını alarak gidip o muavini buluyorlar
Bir köşeye sıkıştırıyorlar, gerçeği söylersen sana dokunmayacağız, yalan söylersen seni eşek sudan gelene kadar döveriz, muavin tamam abi nedir benden öğrenmek istediğiniz
Dün sizin köy sınırındaki taşlı tarlamızda bizim köy çobanı sana çuval içinde şehre götürmek üzere bir şey emanet etti, sana da iki paket tütün verdi neydi o, muavin vala abi bana koyunyünü bir esnaf adı verdiler bende o çuvalı götürdüm, o esnafa verdim Adam kasap çıktı, götürdüğüm çuvalda yün dediler lakin çok ağırdı tahminim otuz kilo geliyordu,
Tamam, aslanım aramızda kalsın ağzını sıkı tut, yarın senin arabanla şehre geleceğiz bize o esnafı göster, uzaktan tamam abi der ve ayrılırlar
Ertesi gün, aynı araba ile şehre giderler, kasabı bulurlar, kasap her ayın ilk haftasında bu çoban bana çuval içinde ya koç, ya koyun döşü kesilmiş temizlenmiş vaziyette gönderir, ay sonunda gelir anlaştığımız fiyata parasını alır gider,
Arada bir fakir köylüye dağıta cam diye yarım kilo ayrı, ayrı dört beş kişilik kıyma sardırırdı
Köylü gençleri köylüyü tek, tek dolaşırlar, kimin koyun yâda koçunu ne zaman çoban tarafından kurtlar yedi bahanesi ile kandırılıp iç edildiklerini tespit ederler
Birde ne görsünler tam 28 gariban köylü bu yolla kandırılmış, hayvanı kesilip satılmış
Hemen çobanı çobanlıktan almışlar o yıl, yılsonunda çobana köy halkının vermesi gereken ücreti çobana vermemişler ve köyde düşkün, hırsız ilan etmişler
Bir daha da selam bile vermemişler
İnsanoğlu çiğ süt emmiş, şeşer beşer, Allah kimseyi doğru yoldan saptırmasın
Yüzü kara olmak, insanın, insana verdiği en büyük ceza olsa gerek
_______Ali Cemal AĞIRMAN______