- 1986 Okunma
- 10 Yorum
- 1 Beğeni
KİŞİYE ÖZEL BİR MEKTUP
Değerli Dostum Kemahlı
Bu gün ilk kez kişiye özel bir yazı yazı yazıyorum senin rican üzerine. Neden ve niçin hastanedesin? Hangi hastanedesin? Niçin bu kadar uzun zamandan beri hastanedesin bilmiyorum. Rabbim acil şifalar versin sana.
Bu yazı biraz uzun oldu bir kısmını da yayınlamıştım zaten ama baktım sen okumamışsın onları. Bu yazı tamamı gerçek olan anılarla doludur. Okumadan önce emniyet kemerlerini tak. Hele hele de dikiş filan varsa hiç okuma. Dikişli hastalara da okuma bence. Böyle bir uyarı yapayım da üzerimde vebal kalmasın
Yazının başlığı sana acayip gelebilir ama sebeb-i hikmetini anlayacaksın nasılsa.
Tekrar geçmiş olsun diyerek başlıyorum.
YEŞİL BAŞLI GÖVEL ÖRDEK UÇUP GİDER GÖLE DOĞRU
’’Meyhane taşradan mukassi görünür amma
Bir başka ferah, başka letafet var içinde’’
Demiş Nedim.
Hastaneler de öyledir. Dışarıdan mukassi, yanı sıkıcı, kasvet veren yer olarak görülür ama içine girdiğiniz zaman ( Ki Allah düşürmesin ) bir başka alem olduğunu, hatta o kadar da sıkıcı olmadığını görürsünüz.
Hastanelerde hastalar ayrı bir alemdir; doktor, hemşire ve diğer personel daha ayrı bir alem.
Yahu lafı uzatıp durmayalım da şu hastane olayını ballandıra ballandıra anlatalım bir.
Ama durun. Ballandıra ballandıra anlatmak dedim de aklıma bir fıkra geldi. Oradan başlayayım:
Temel ile Dursun yirmi yıl aradan sonra karşılaşılarlar. Sarılıp doya doya hasret giderirler. Gelmişten geçmişten konuştuktan sonra nihayet sıra çocuklara gelir. Temel sorar Dursun’a
-UIa senin bi kizin vardi. Koca kiz olmuştir şimdi. Ne yapay senin kiz?
Dursun cevap verir:
-Ne yapsin emicesi...Bir holding paronunun sekreterliğini yapay. Paronu kizimi çok sevey. Nereye citse oni da yaninda götürey. Aynı odada kaliyler otellerde..Kizimi hiç dizlerinden indirmey.
Temel’’ Ula iyiymiş ’’ Dedikten sonra bu sefer Dursun sorar.
-Ula senin da bir kizin var idi? O ne yapay?
-Ula ne yapsin emicesi. O da orospuluk yapay ama ben senin gibi ballandıra ballandıra anlatamayrum oni.
Efendim bırakın ballandırmayı bazen derdimizin ne olduğunu anlatamıyoruz bile hastanelerde. Mesela ben.
Bir kaç sene önce benim torbalarda fena bir kaşınma ve deri dökülmesi oldu. Yahu elim oradan gitmiyor. Tombalacı misali elim hep orada. Bir şey değil millet sapık sanacak. Çaresiz hasteneden randevu almam gerekiyor. İnternete girdim, dermatoloji doktorlarına baktım ’’Aman Allah’ım...Koskoca Ümraniye Devlet hastanesinde üç tane dermatolog var ve üçü de bayan ’’ Çaresizim. Neyse birine aldım randevu ve hastaneye gittim.
Doktor hanımla karşı karşıyayım. Doktor hanım çok nazik bir bayan.
-Şikayetiniz nedir beyefendi?
-Şeyyy...Kaşınıyor doktor hanım.
-Hımmm kaşıntı var demekki. Daha önce de olmuş muydu?
-Evet olmuştu.
-Hımmmm...Hangi bölgede?
-Akdeniz Bölgesinde...Antalya’da yaşarken olmuştu.
-Haa ha haaaa...Onu sormuyorum ayol. Kaşıntı hangi bölgede?
Aha da sı.tık...Nasıl diyim taş..klarda diye...Ulan bu zıkkımın tıbbi adı neydi?Neyse o telaşla düşünürken aklıma aklıma geldi.
-Vajinal bölgede doktor hanım.
Kadın öyle bir kahkaha patlattı ki hastane sallandı. Güvenlik görevlisi içeri girdiğinde o hala gözlerinden yaşlar dökerek gülüyordu. Güvenlik görevlisine eliyle ’’ Bir şey yok’’ işareti yaptıktan ve kahkaha fırtınasını atlattıktan sonra ’’Belden aşağısını soyun ’’ Demez mi?
-Şeyyy..Soyunmasam.
-Ama görmeden anlayamam ki rahatsızlığın ne olduğunu?
-İlle göreceksiniz yani?
Neyse efendim kaşınan yerlerimi gösterdim doktor hanıma. O da baktı ve reçetesini yazdı.
Hastaneden çıkacağım baktım doktorun biri hemşireye fırça atıyor:
-Kızım ben sana öyle mi dedim?
-Ama Hocam siz alıştıra alıştıra söyleyin demedinizmi? Ben de alıştıra alıştıra söyledim.
-Alıştıra alıştıra söylediğin için mi hasta yakını kalp krizi geçirdi. İki saat de onunla uğraştık.
-Hocam valla alıştıra alıştıra söyledim...Adama sordum ’’Deden var mı?’’ ’’Yok’’ dedi, ’’Ninen var mı?’’ dedim. Yine ’’Yok’’ dedi. ’’Baban var mı?’’ Dedim o da ’’Var’’ dedi. Bunun üzerine ben de ’’ Maalesef yok ’’ dedim.
O değil de tam kapıda vatandaşın biri elinde bir pet bardakla bana gelip ’’ Abi ya, sevabına şuna biraz işesene, doktor idrar tahlili istedi ama iki saattir dolanıyom, çişim gelmiyo’’ demez mi.
Aslında benim hastane anılarım çoktur ama bir arkadaşımın babası olan Doktor Metin Amca’dan bir iki anı anlatayım çünkü bu anılar çok daha matrak.
Elli sene öncesinin bir hastanesindeyiz:
Metin Amca öfkeden kıpkırmızı olmuş bir şekilde hemşireleri arıyordu ama kızlar adeta buhar olup uçmuşlardı. Oysa onlara sorulacak bir hesabı vardı. Onların yüzünden az daha bir hastayı kaybediyordu.
Çok şükür hasta cavlağı çekip bu fani dünyadan dâr-ü bekâya irtihal etmemişti. Zavallı adamı deyim yerindeyse Azrail’in elinden çekip almıştı.
Metin Amca, karşısına Foreman çıkmış Muhammed Ali gibi burnundan soluyarak fellik fellik hemşireleri arıyordu. Soracaktı onlara içinde rakı bulunan serum şişesini hastanın koluna takmayı. Oysa o beyinsizlere kaç kez söylemişti ’ Kızım bakın, şu dolaptaki işaretli İzotonik şişesine sakın dokunmayacaksınız. Onun içine rakı sotaladık. Nöbetçi olduğumuz gecelerde ara sıra kaçamak yapıyoruz. Sakın ve de zinhar dolaptaki bu serum şişesine el sürülmeyecek ’ Diye.
Allahtan adamın durumuna bakmak için gittiğinde adam ona ’ Bu gün ne kadar güzelsin aşkım hıck. Ne olur benimle evlen hıck ’ Demişti de Metin Amca durumda bir gariplik olduğunu anlamıştı. Adamın damarlarındaki alkolü geri almak için herifi resmen inek gibi sağmışlardı. O değil de adama lavman yapmış olması Metin Amcayı deli etmişti asıl. Doktor olmasına rağmen vatandaşın poposuna bir şeyler sokmaktan oldum olası hoşlanmazdı.
Şimdi neredeydi o hemşireler? Onların saçlarını başlarını yolacaktı.
Hastabakıcılar ve asistanlar da dahil herkes seferber oldu hemşireleri bulmak için ama adeta toz olmuştu zilliler.
Tam ümidini kesmek üzereydi ki malzemelerin konduğu odadan gelen sesler duydu.
-Ay kııızzzz..Seninkiler de orman olmuş valla.
-Ayyyy..Ayyyy...Ayyyyy. Yavaş kız. Canımı yaktın.
-Yansın ayol...Erol’a okşattığın zaman unutursun nasıl olsa.
-Oooohhh. Valla kaymak gibi oldu.
Bunlar aradığı hemşirelerdi. İyi de malzeme odasında ne işleri vardı? Ne yapıyorlardı o merdiven altındaki küçücük odada?
Hışımla kapıyı açıp içeri girdiğinde ne görse iyi?
Hemşire hanımlar almışlar ellerine koca koca yara bantlarını, bacaklarına yapıştırıp yapıştırıp ’ caaarrrrt ’ diye çekiyorlar. Yani efendim yara bandı ile epilasyon olayı var o küçücük odada. Yerler, üzeri kıl dolu bir sürü yara bandı ile kaplanmış vazitte.
Metin Amca ne diyeceğini şaşırdı manzara karşısında. Bundan aşağı yukarı eli sene öncesinden bahsediyoruz. ( Bakmayın Metin Amca dediğime..O zamanlar tığ gibi bir adam bizim Metin Amca ) Bir taraftan öyle ha dediğinde bulunmuyor yara bandı. Tasarruflu kullanmak gerek; ama öte taraftan hemşireler de haklı. O devirlerde şeker oldukça pahalı. Ayrıca şimdiki gibi Sesu, Vet, Pimeks ve benzeri hazır ağdalar ya da ağda, epilasyon salonları filan yok.
Kızları karşına dizdi ve ’ Ulan içinizden hangi geri zekalı üç yüz bir nolu odadaki hastaya içinde rakı olan serum şişesini taktı?’ diye sorduğu anda hasta bakıcı avaz avaz bağırmaya başladı.
-Ebe Hemşire Nermin, Ayşe, Meral...Doğumhaneden bekleniyorsunuz. Doktor Metin Pekün siz de hocam.
Şimdi diyeceksiniz ki ’ Ne diye hastabakıcı bağırıyor ki? Dahili anons yok mu?’ Yahu ne dahili anonsu? Elli sene öncesinden bahsediyorum.
Metin Amca ’ Hatunun biri tıkandı sanırım..Çıkaramıyor. Haydi bakalım kızlar’ Diyerek ekibi topladığı gibi doğumhaneye girdi.
Gerçekten de zor bir doğumdu ama Metin Amca için değil tabii ki? O, doğumhanede işin kendine ait kısmını hallettikten sonra kalan kısmı ebe-hemşirelere bırakarak dışarı çıktı.
Dışarıda yirmi beş yaşlarında bir delikanlı bekliyordu onu.
-Te be ne oldı? Benim gacı yaptı mı doom? Oldu mu benım da bir kızancıgım?
-Doğdu doğdu ... Gözün aydın bir oğlun oldu.
-Çok şükür be yaaa...Artık gacıyı boşayabılım?
-Anlamadım. Karın doğum yaptı. Hem de bir erkek çocuk doğurdu diye mi boşayacaksın karını?
-Yok beaaa..Ondan degildır. Artık yaramaz bana bu gacı.
-Niye ki?
-Te be doktorum. Oğrendim ki çocuk kadının karnı kesilerek alınmaz imiş. Şeyinden çıkarmış.
-Evet..Rahminden çıkar. Ne olmuş?
-Abe doktorum civanım. Daha ne olsın. Koskoca bir çocuk çıkmış oradan. Şimdi orası kocaman olmuştur. Naaapayım ben kocaman ..Neyliydi?
-Rahim.
-Hah işte. Neyliyim ben kocaman rahimli gacıyı?
Metin Amca baktı karşısında zır cahil biri var. İyi de ona nasıl anlatacak rahimin doğumdan sonra tekrar eski boyutuna döneceğini.
’ Benimle gel ’ diyerek bu maacır gencini mutfağa götürdü ve bir süzme bal kavanozu çıkararak bu maacırın önüne koydu.( Muhacir değil efendim. Maaacır )
-Bak şimdi delikanlı. Parmağımı bu bal kavanozuna sokuyorum.
Metin Amca parmağını bal kavanozuna sokarken maacır genci dikkatle ona bakıyordu. Doktorun niyeti neydi acaba?
Metin Amca daha sonra parmağını baldan çıkardı ve sordu.
-Parmağımı baldan çıkarınca ne oldu?
-Önce bır çukur oldu be yaaa.
-Tamam... Şimdi bir daha bak. Çukur var mı?
-Yoktur beaaaa. Kapandı çukur.
-Demek ki neymiş? Kapanıyor... Rahim de aynen böyledir. Oraya bir şey gise de, oradan bir şey çıksa da şekli ve boyutu değişmez. O eski şeklini alır yine. Yaniii. Karını boşamana gerek yok.
Maacır genci anladı durumu. Ama ne yazık ki memlekette cahil insan o kadar çoktu ki.
Bir parmak bal dedim de. Bundan sonra bu yazıyı okuyan - özellikle erkek milletinin - bal kavanozlarına parmak daldıracağını hiç sanmıyorum.
Son anı yine benden olsun..Aynıyla vaki bir olay:
Yıl 1999...Mide kanaması geçirdim ve hastanedeyim.Hemşire hanım geldi.Belli iğne yapacak.
-Abi kalçanı açar mısın?
Yahu koldan bin tane yapılsın gıkım çıkmaz da kalça olayına oldum olası uyuz oluyorum.
-Şeyyy..Koldan yapsanız
-Olmaz kalçadan yapıcaaz. Açın bakayım kalçanızı.
Çaresiz açtık kalçayı.
-Oh ohhh maşallah ne güzel kalçalarınız varmış öyle.
-Sizinkilerden güzel olmasın, fena sayılmazlar.
Arkadaş... Bir hışımla geldi geçti, bizim popoyu deldi geçti ki ne siz sorun ne ben anlatayım.
Neyse, daha sonra ziyaret saati başladı. Benim çocuklar da geldi ziyaretime. Çocuklarla konuşurken sıkıştım ben....’Oğlum git bana bir ördek getir’ dedim on dört yaşındaki iki no lu oğluma. Oğlum şaşkın şaşkın yüzüme baktı.’ Baba ördeği ne yapacaksın? Hastane bahçesinde havuzda var bir iki tane ama alsam kızarlar’ diye cevap verdi....Gülme krizine girdim.Zaten kanamalı olan midem bu sefer de kramp yüzünden arıza yapacaktı.’ Oğlum o ördek değil benim kastettiğim....Şimdi tuvalete git orada göreceksin içine çiş yaptığımız beyaz bir şey var. İşte onu al da gel’ dedim.
Oğlum gitti.Neredeyse yarım saat oldu ortalıkta yok.Ben yan yatakta yatan bir hastanın ördeği ile rahatladım...Az sonra oğlum da geldi. Geldi ama ne geliş.Elinde tuvaletten söktüğü pisuvar.
’ Ya baba bu ördek de ne kadar ağırmış...sökene kadar anam ağladı’
Şimdi ne zaman bir ördek görsem aklıma bu anım gelir.Kendi kendime Bu kadar güzel bir hayvan ile o malum öredeğe niçin aynı isim konmuş diye merak ederim. Bir de yeşil başlı gövel ördek ya da yeşil ördek gibi daldım göllere türkülerini yakan aşıklar bizim ördek için ne zaman bir türkü yakacaklar diye beklerim hep.
YORUMLAR
Sami Kardeşim ,
Beni gülümseten yazın , günüme neşe kattı .
Sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
hocam bazı bölümlerini daha öncede okumuş olmama rağmen yinede heyecanla ve tebessümle okudum çok koş bir yazıydı kemahlı beyfendiyede sizin nezdinizde geçmiş olsun der acil şifalar dilerim saygılarımla
sami biberoğulları
Bu yazının bazı kısımlarını daha önce de yayınlamıştım, hatta senin çok güzel bir esprin olmuştu '' Balparmak'' Diye.
Kemahlı kardeşim adına teşekkür ediyorum.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Aziz Dostum...Kıymetli Ağabeyim..
Çok teşekkür ederim yazdıkların için. Allah kimseyi hastanelere düşürmesin ama orasızda etmesin..Şifa hanelerimiz şifa arayanlar ile dolu çünki.
Bazen uzun zaman kaldığında insan o mekanla bütünleşiyor. Evi oluyor barkı oluyor. Çalışanlar ile iç dış oluyor. Birazda mülayim takva isen, can acıtmalarına bile teşekkür ediyor isen daha da sevecen hasta oluyorsun. Günü güzel yapmak orada yoğun çalışanları onore ederek işlerini daha güzel yapmak birazda hasta ve hasta yakınlarına düşüyor. İnleyen bir hasta değil de dinleyen bir hasta oldun mu onlar için hemen kıymetleniyorsun.
Aslında birazda kamu hizmetindeki bire bir insan ilişkilerimden kazandığım maharetleri tek tek burada uygulama fırsatı buluyorum. Bizim servis elemanlarına ilk okulda okumaya çıkan çocuklarım yakalarına takılan kırmızı kurdele gibi kurdele takmak gerekli...Zaten kalite yönetimi bunu fark etmiş ki ikide bir diğer servis çalışanlarını buraya getirip değişikliği yerinde gösteriyorlar. Bölüm başkanı bile Fırıldak kız fıkrasını duymuş.. Sami Hoca sayesinde hastaların kurdelalısı olduk..
Nükte dilin neşesi işte.. Bazen derdi unutmak için böyle davranmak gerekiyor. Aziz Dost çok teşekkür ederim. Kalemin baki, sıhhatin daim olsun.. Saygılarımla.
sami biberoğulları
İnsan oğlunun alışamayacağı, uyum sağlayamayacağı hiç bir ortam yok maalesef. Mesela ben..Hastaneleri pek sevmem ( Zaten kim sever ki ) ama hastaneler sayesinde bulmaca uzmanı oldum desem yalan olmaz. Vakit geçirmek için o kadar çok bulmaca çözdüm ki o sayede şimdi tv lerdeki bilgi yarışmalarına katılsam siler süpürürüm paraları da aahh ahhh bir türlü çağırmadılar beni.
Allah kimseyi hasta edip hastanelere düşürmesin çok zor. Ama ondan da zoru hasta refakatçisi olmak...Allah sabırlar versin.
Selam ve sevgilerimle.
Artık türküyü de sen yak canım.Kına yerine bunu yakarsan daha güzel olur.
Biz de arada bir şaka yazıyoruz.Kusura bakma Sami Bey.
Çekici!bir anı okuduk diyelim.Selamlarımla..
sami biberoğulları
Senin nükteler de oldukça hoş. Severek ve zevkle okuyorum.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.
Yav arkadaş,
alet edevatla pisuvarı sökemiyoruz, o nasıl sökmüş?
Bu hastane hikayeleri hep ilginçtir.
Ama,
bir bukle de can sıkıcıdırlar.
Sonuçta,
söz konusu olan insan sağlığıdır.
Bizim ülkemizde,
bir parça da olsa düzelmiş işler.
Azerbaycan, 30 yıl evvelimizi yaşamakta.
Allah, yardımcıları olsun.
sami biberoğulları
Yıl 1999 diyorum. O yıllarda doğru düzgün yerine monte edilmiş pisuvarı nereden bulacaksın. Bizim oğlan bozuk pisuvarlardan birine asıldığı gibi koparmış getirmiştihi vallahi..
Çok şükür düzeldi...Şimdi artık öyle değil. Özelleştirildiğinden beri bu temizlikk vs işler her şey dört dörtlük.
Selam ve sevgilerimle.
Sabah sabah banka hesabı kontrolü için açmıştım bilgisayarımı, bağımlılık yaptığı için bir de Sami Hoca ziyareti yapayım dedim.... gülme krizine girdim vallahi beş dakika evvel dolmuşa binmiş olmam gerekiyordu ama hâlâ bilgisayar başındayım...
Sami Hocam,
hakkımı alacağım senden...
bugün derse gecikmeli gireceğim galiba...
Selâmette kalasın... Allah (C.C.) da seni güldürsün daim...
sami biberoğulları
Öğrencilerine söyle haklarını helal etsinler.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Ben de senin o güzel yüzünü sayfamda görünce derlerim, kederlerim uçup gidiyor.
Çok çok sağ olasın, var olasın.
Selam ve sevgilerimle.