ölüm qibidr yalnızlık!
Yağmurlu hava ya da bulutlar mıdır bizi hüzüne düşüren… Yoksa yaşadığımız yalnızlıklı mı yağmura gizlenir hep! Tüm acılar kara bulutlarda birikip de bir anda mı akar toprağın üzerine… Bu hep böyle olur genelde… Hava pusluyken sis bulutu o hayalsi dokunulmaz beyaz bulutların yerini almışken hep hüzün dolu bakar gözler… Nedendir bilinmez… Ama bu böyledir işte… Yalanlar sevgilerin üzerinde gölge oluşturur… Karanlığa boğar... Belki de siler her şeyi... Yalanlar her zaman kaybedişi getirir beraberinde vazgeçişi eker yüreklere işte yalnızlık yağmurları o an başlar yağmaya… Mecali kalmamış yürekler haykıramaz olur aşkı artık… Kelimeler boğulmaya başlar sayfalarda… Şarkılar dudaklarda susar düğümlenir tüm harfler… Karanlık hâkim olur tüm duygulara… müebbete mahkûm oluruz karanlık hayatta… Siyaha boğuluruz cankurtaranımız olmaz. Gülüşler, sevinçler hüznün gölgesinde kaybolur… Ne aşkın güneşi aydınlatabilir ne de sevginin… O güneşin yetmediğini anladığımızda bir kez daha yıkılırız… Harabeye dönmüş kalp... Artık daha yavaş atmaya başlar! Ölüm usulca yaklaşır enselere… Yalnızlık ölüm gibi gelir insana çünkü. Yaraları saracak tek kalp vardır. Oda harabedir zaten… Yani dermanı olmayan derde düşmenin tek açıklaması ölümdür… yani ölüm gibidir yalnızlık! Belki bir son… Belki bir başlangıç!
YORUMLAR
ölüm gibidir yalnızlık... sevdaya kavuşmak isterken .... ölümler dilenir uhulu acılardan... çoğu kendime...... istemden belki bir sefer sevilene...sonra yine farkena varılır..ne çok aklımda diye sorular sorulur... satırların hecelrinde... bir nokatnın virgülünde buhulu gözler aranır... ve yine yalnız kalmışısızdır... bir başımıza..hayali ile ...şükür ... acıyan yanımızın sağ kalma mücadelesinde