ben bir başkasıdır*
"Eylemsizliği artan maddenin yoğunluğu artar."
Sınırları çizilmiş bir hareketin,asla bilinçsiz ve kontrolsüz bir değerinin
olamazlığından bahsedelim.uzam,hareket oldukça var olur.
Saçları az olan bir kişi, saçlarının çoğalması için ne yaparsa bu onun bir sonraki hamlesi için gereklidir ya da zayıflamaya çalışan bir insanın çabaları hep bu yüzdendir.bir sonraki hamlenin beyhudeliği nazarına sahip olmayan hiç kimse asla bir başkası için var olmadığını inkar edemez.
Bu noktada yokoluşla ilgili atılan her adımın bir varoluş problemi olduğuna hükmetmemiz,yokluğun varlığımdandır paradoksunu ortaya koyar.var oluşumla ilgili her açıklama bir yok oluş ,zıddî bir durum da beni ortaya koymaktadır.
O halde yokluk,varlığın olmadığını değil bizzat olduğunu ispattadır.ne kadar varsam o kadar yok,ne kadar yoksam o kadar çokumdur.sende olmadığını iddia ettiğin şey,o şeyin şeyliğine dalalettir.
Istersen yok oluşum üzerine ,neden böyle olduğu üzerine,bir izah yapmama gerek olmadığını düşün..
YORUMLAR
Tesadüfün bu kadarı olur dedim ya olamaz böyle bir şey,Yazınızı yeni okudum henüz.Tam da bugün ben de
Sevgili Tezer Özlünün bir yazısının anekdotundan dem vurarak karşıtlıklara ilişkin düşüncemi paylaşmıştım.
Ne kadar yoksam o kadar varım aslında ya da tam tersi ne kadar varsam o kadar yokum :)
Zıtlar birbiriyle var çünkü. E şimdi, ne kadar var isek yokluğumuzu o derece deşifre ediyoruz da yok olduğumuz anlar o halde varlığımızın da ispatı. Birinde aktifken diğerinde pasif...birinde nitelikte diğerinde nicelikte...değişim gösteriyor .Çapraz vuruşlar :)
Süzme bal gibiydi.Meyvenin konstre hali.
Kutlarım .Saygılarımla.
Şükran AY
Zıtlara karşı aşırı bir ilgim var uzun zamandır.
2011 yılında burada paylaştığım bir yazıydı.
http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=80290
inziva
Uzun yollar boyunca, beraber;
Eli elimde, yan yana, sessiz;
Çevremizde karanlık çiçekler
"Ben aydınlanma peşine düşmeden önce dağlar, dağdı; nehirler nehirdi.
Ben aydınlanma peşindeyken dağlar, dağ değildi; nehirler nehir değildi.
Ben satoriye erdikten sonra dağlar, dağdı; nehirler nehirdi . "
Cümlelerini kurarken sıkça şu günlerde, Hui-neng'in cevabını veririm kendime
"Orjinal yüzün sen doğmadan önce neye benziyordu ?"
Sonra Phil ile desteklerim " Buda'yı açıkta gördüğün anda pası ver ".
....:))
Aydınlanmaya ermiş bilincin aynı anda hem herşeye aşk dolu hem sıradan olabileceği kanıtı varlık ve hiçlik; iç içe geçmiş...
Kucak dolusu sevgiler :))