- 1098 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
Şiir En Çok Sabah Olmaktır Aşka
/şiirlere yapılmış ve konusu da şiir olan yorumlarımdan derlenmiştir./
I
bir toplu taşıma aracı gibidir şiir.. duraklar, doldur boşaltlar (gerçi bu askerlik terimidir, idare lambasıyla aydınlandım bi ara, gecekondularda gündüzlere direnen inatçı bir yapılanma vardır) ve yeni yüzler arasında kaybolmaya meyilli alkol spazmları deyince aklıma gelen indi bindi tabiri gibi, tarifesi yer yer değişken ve ayakta kalmanız gerektiği yerde en baş köşeye oturtulduğunuz bir tezatlıkta ilerleyen o dönüşsüz yolculuğa denir..
II
kavgasını avuçlarının içinde taşıyan bir düşün merkezi gibidir şiir.. üzerimize yığılan yüzlerce kendimizin aynasında ışığın kırıldığı ve geç kalmışlığın o sınanmış sancısı gibi büyük ve kapsamlı bir hastalığı tedavi etmeye çalışan, bütün umutların toplandığı bir düşün merkezi.. ve hatta içinde teşhisi konulmuş bütün hastalıkların sağlığına kavuşabileceği, karanlık yürekler için seyyar bir klinik gibidir şiir...
III
kendi derinliğine boy vermiş bir düşüncenin hayata kıvrılan yüzüydü şiir.. damarların dar sokaklarından kalbe ulaşıp bir düşü arındırmak için intihara meyleden bir okyanustan geliyordu.. oldukça diplerde, sisli ve kimliği belirsiz bir hüzne boyanmıştı şiir, başı dumanlı ve füme ağırlıklı bir rengi vardı..
IV
şiir, zamanın içinde kendini yenileyen ve kendini yeniledikçe zamanı yenebilen tek yanımızdır ve ruhumuzun her seferinde attığı yeni bir imzadır hayata..
V
belkide mucizelere inananların işidir şiir.. karanlık, perdeleri açmadan dağılır mı? içimize çektiğimiz bu hayat hangi sorguda bülbül olmuş ki böyle birden bire dökülsün ortaya çare.. elbette yüklenip yürümek ve ardınca gelenlere yol olmak gerek..şiir de bu yolun zifti gibidir bir nevi.. bir vakit dökülür içimizden, sonra izinden gidilerek bir yere varılır.. nereye mi..? -nereye istiyorsanız...
VI
şiir tüm bu yolların ve bütün güzergahların sahibidir.. ne rüzgarının değmediği bir şehir kalmıştır ne de bir rüzgara değmeyen şiir.. tüm yağmurlarda parmak izi vardır ve tüm vedalarda yağmuru.. şiir boylu boyunca uzanmıştır hayata ve hayat aslında çok kısa bir şiirdir.
VII
bizi bir çok kağıda gömen o yarım kalmışlık hissi değil mi şiir.. hani içimizde sürekli gıcırdayan bir kapı, yahut da durup durup kanayan bir arzuyla büyüyen ve ne istediğini tam olarak hiç bir zaman bilmeyen bir çocuk değil mi o?
VIII
şiir biraz da kendi boyunu dolanıp döküldüğü denize yepyeni anlamlar katan bir başka mavidir..
IX
aşka yeni bir boyut verme işidir şiir biraz da.. geçmiş ya da gelecek kaygılarından, yahut da gündüzün geceye ağırlığından öte, aşkın içinde olabilmeyi ve bunun direncini bulabilmeyi hedefler.. belki de duygular çok daha öte bir denizde kendi hayat mücadelesini verirken ve dalgaların şiddetini daha büyük dalgalarla, yahut da bir girdabın içinde sınarken, şiir yine de vargücüyle aşkı savunur.. ve onun sonsuz derinliğinde kör olan bir geceye göz olmaya bile razıdır...
X
ne kadar da kalabalık aklım, bu istasyon bu treni almaz şimdi yalnızlık ortada kalır.. şiir biraz da boy verişidir yazanın, bir kaç adım ötede, boğulmak okuyana kalır..
XI
şiirlerin boy attığını elbet bilirler.. yeni sabahlara yeni pencerelerden baktıktan sonra, bahçedeki eski çiçekleri sularken büyür şiirler..
XII
Kendini bütünleyen bir şiirin parçasıdır hayat dediğin.. Ve sevmek, bir ömrün yetmeyişidir iki dize arasında unutulmuş bir yolculuğa...
XIII
şiir alıp gider, dönüp gelir, bir sürekli tutunma halidir şiir.. sayfaların kıvrılan köşelerinde yağmurdan korunabilirsiniz mesela, silinmiş bir kelimede bir hatayı görmezden gelebilirsiniz.. yahut yepyeni bir hayat kurabilirsiniz bu hatadan ders alıp.. yahut da ilk günkü gibi saklayabilirsiniz onu.. bir şiirin içinde boylu boyunca uzanıp, sonsuza dek dinlenebilirsiniz bir de.. çünkü dinlenmek sesteşliğini eştikçe, ölümsüzlüğe uzar şiir de......
XIV
yaşamın boy ölçüsüydü şiir, terzisi çıplak geceye kefen ördüren diktatörlerin elinden sıyrılmış bir mülteci...
XV
bağlılık ve sevmenin çemberinde tutunduğumuz bir şiirle yıkabiliriz ölümü ancak.. çoktan yıkılmadı mı yoksa? bizi bekleyen herşey aslında çoktan resmi çizilmiş bir tablonun içinde kendimize uzaklaştığımız boya kaybı değil mi..soldukça yaklaşıyoruz kendimize, ve baharın kıymetini biliyoruz döküldükçe...
XVI
yalnız bir şiir girebilirdi koluna yalnızlığın.. kaygısını bir bulutla örtebilir ve acısını saklayabilirdi.. bir masalda bir dev yapabilirdi cüceliğini nefretin ve yüzüne vurabilirdi.. ve yine bir şiir söyleyebilirdi herşeyi utanmadan.. ertelenmeyi taşıdığımız saklı dolabımızda geçmişin kıyafetlerini çıkarabilirdi bir yağmurdan.. ve bütün şiddetiyle karşınıza geçip, çırılçıplak ağlayabilirdi yağmur utancından........ yalnız bir şiir girebilirdi koluna yalnızlığın....
XVII
durmuyorki şiirin içinde yol almış hazımsızlık sancısı.. bir zamanın içinde bıçkınlanmış gün ışığı kırılıyor şehrin orta yerinde.. dilsiz yerin kulağı olsa ne olur.. kim anlatacak şimdi geçmişin silinen yüzünde şiirin kaldığını.. yahut ta zamanda yalnızca şiirin yol aldığını.... yine şiir elbette..
XVIII
hayat kalbi delince, şiir genzi yakar..
XIX
burdan kalbine kadar bir set örüyorum acının ki bir daha bahçene çiçekten öte bir renk dadanmasın.. fedalar üstüne anonimleşen şiirler, umuttan başka düşe adanmasın..ve vefayı bir refakatçi bırakıyorum bu satırların yanına, bir ihtiyacı olmaz ama, yine de yalnız kalmasın..
XX
şiir ki gelir bir bahar gibi düşer eteklerine dağların.. ağların arasından sıyrılmış yaşamaklı, bir türkü düşer aşınmasına yolların.. yılların kolları iki yana uzar ve hayat içindedir onların...
XXI
bu durmadan değişen dünyanın içinde kendi öz hesaplaşmasına yürüyen zaman, geçmişin ve geleceğin sırlı kapıları içinde misyonuna yeni bir anlam katmak için yeni şairler bulur akışına.. durmadan yeni anlamlarla yeni yollar çizer kendine ve düşsel sınırların hiç bir zaman dışına çıkamayacağı bir çarkın içinde zannetse de kendini, yenileceği tek savaşçının şiir olduğunu bilir.. çünkü hiç bir zamanla duvarlanamaz ve hiç bir mekanla çevrelenemez şiir...
XXII
biraz da yükünün sorumluluğunu alanların işidir şiir.. aşkı ve ayrılığı bir yerde taşıyanların ve heybesinde kuşlara da yer olanların.. sonra yollar kendiliğinden akar, yağmur ne vakit istersen tam o vakit yağar ve kaldırımlar ıslanmasın dersen, öylece kuru kalır kaldırımlar.. bulutunu bekleyen bir iç sağnağıdır şiir, göğsün mazgallarından kalbin sokaklarına akar...
XXIII
belkide vefasızlığımızın sarmaladığı bir evreni yeniden sevgiyle kuşatmak için yazılıyordu şiirler.. içinden nehirler gibi akan hüznün akıntısına kapılıyorsak şimdi yine suçlusu biziz.. bizim duymak istemediğimiz hayat haklı çünkü, bizim görmek istemediğimiz açlık.. bizim yok saydığımız ölümler ve bizim inatla bir körlüğe bıraktığımız ama tüm gücüyle maviye adanmış şiirler...
XXIV
bazen şiirler zamanın içinden geçer ve geçtikleri ’an’a gömülü kalmak suretiyle bencilliğinden ve yalnızca kendinden sorumludur.. ama bazen de bütün zamanlar bir şiirin içinden geçer ve kuşaklara bir destan gibi öncülük ederek sonsuzluktaki yerini alır ve geçtiği her yerde bir mavi iz bırakır..
XXV
sürekli bir dipte olma hali olunca yüzmeyi bilmese de korkacak bir şeyi olmuyor insanın.. ama nefessiz kalmanın öldürüceğini ne zaman düşünsem, bir şiirin kaldırma kuvvetine sığınıyorum..
XXVI
kuşatılmış kaleler gibi içindeki son özgürlüğü bir umuda boğdurmaya hazır, direncinin son halkasında aşkı büyüten ve kül olmaya bir türlü razı gelmeyen bir durakta indirilmiş, o gizemli yolcuydu şiir.
XXVII
bütün bahislerde yaşamın alacaklı kalması gibiydi ömrün yetmeyişi bir şiire.. bu yüzden neresinden bakarsak bakalım, hayatın bakiyesi olarak kalacak yazılan her şiir de..
XXVIII
merkezi hayat olan bir halkadır şiir.. kalbi aşk, aklı ışıkla dolu, dirençli ’halk’adır şiir..
XXIX
umudun gül açtığı mevsimlerin tam ortasıdır şiir.. üstünden bulutlar kuşlar ve düşler geçer, yanından aşka dökülen bir nehir..
Volkan Aksal
YORUMLAR
Ben de yapmalıyım bunu dedim şimdi :)
Onlarca düşüngeç var burada , akşama bırakıyorum kendi içimdeki değerlendirmesini.
Yüreğinize , emeğinize sağlık
Saygılarımla
volkan aksal
umudun gül açtığı mevsimlerin tam ortasıdır şiir.. üstünden bulutlar kuşlar ve düşler geçer, yanından aşka dökülen bir nehir..
Volkan Aksal
yazının sonunda noktayı çok güzel koymuşsunuz...
şiir gibi başılığı ile
her bölümü kendi içinde bir hazine
oldukça doyurucu bir yazıydı...
şiir başlı başına aşktır
aşksız şiir yazılmaz, deyip
yürekten kutluyorum sizi
saygıyla...
volkan aksal
Bir ara okumuştum yorumlarınızın hepsini; çok beğenmiştim..
Eklemeler olmuş sanırım; çok güzel benzetmeler ve kişileştirmeler var şiire dâir...
Hani öyle ki; yorum yapılan şiiri kat be kat aşıyor yorum!
Tebriklerim ve her dâim saygımla duruşunuza...