- 892 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kırım
Anadolu’nun güneyinde Kıbrıs adası, kuzeyinde Kırım yarımadası var.
İkisinin de bir birine benzer sorunları var.
İkisinde de Anadolu insanıyla bağdaşık nüfus var ve azınlıkta.
İkisinin de su sıkıntısı var.
İkisi de insan yaşamı için uygun iklim ve koşullara sahip.
Kıbrıs Türklerle Rumlar arasında sürtüşme konusu, Kırım Ruslarla Ukraynalılar arasında.
Kıbrıs doğu Akdeniz’in kaptan köşkü, Kırım Karadeniz’in kaptan köşküdür. Bu yüzden olsa gerek ikisi de paracı-sömürücü devletlerin manevra arenası olmuştur hep.
İkisi de Anadolu/Türkiye için hayati önemdedir…
Kırımlı bir dost seneler önce küçük bir heykelcik hediye etmişti. Bu bizim sembolümüz, 2500 yıllık efendimizin heykelidir demişti. Adı Griphon. Kartal başlı aslan. Yarısı kartal yarısı aslan. Bu mit figürü çok ipuçları veriyordu. İskitler/Sakalar, Amazonlar…
Altınordu devletiyle Kırım’ın baskın sembolü ÜÇ DİŞLİ TARAK olmuş, GRIPHON unutulmuş.
Tatarların kırım maceralarını çok net ve sağlıklı olmasa da biliyoruz. Uzunca bir süre Kırım yarım adasının, hatta çevre coğrafyanın sahibi olmuşlar. 340 yıl süren bağımsız devletleri de olmuş.
Şimdilerde Kırım’da 2 milyon insan yaşıyor, yarısından fazlası Rus kökenli. 350 bin kadar Tatar ve diğer Türk kökenliler. 250 bin kadar Ukraynalı. Az sayıda başka kökenlerden olanlar var.
Turizme elverişli, güzel plajları var. İtalyanların Pantellerya adasının kızları gibi buranın da kızları ünlü. Belki Amazonların torunlarıdırlar diye.
Kruşçev zamanında Sovyetler 400 kilometrelik bir kanal açarak Dinyeper nehrinin sularını yarımadaya ulaştırdı. Koyun-keçi çok var, et ucuz. Üzüm çok var, şarapları güzel.
Ukraynalılar birkaç kökenden geliyor ve birbirleriyle çok da sıkı-fıkı değiller. Ekonomilerinin öyle güçlü bir dinamosu da yok. Yani kendi kendine yetecek cinsten değil, bizde olduğu gibi.
Bana Griphonu verirken onurlanan ve gözlerinin içi parlayan bir Kırım Ukraynalısı idi. Köklerinin 2500 yıl eskiye dayandığını anlatmak istiyordu.
Sömürenler artıyor, sömürülenler azalıyor. Sonu nereye varacak acaba…
Kapitalizmin yarış/rekabet teorisi iyi de doyumsuzluk gem vurulamaz hale gelince kapışılıyor. Sık sık krizler-savaşlar oluyor. Halklar sömürülüyor veya kırıma uğruyor.
Herkes sömürmeye soyununca sömürülecekler azalacak. Sonu nereye varacak.
Bugünlerde Suriye devletinde bir kaos yaşanıyor. Sömürme kapışması veya sömürüye direnenin kafasını ezme saldırısı.
Aynı durum Venezuela’da.
Aynı durum Tailand’da.
Aynı durum Ukrayna’da…
Aynı durum kürenin dört bir yanında…
Kırım güzel bir memleket, neredeyse 2 Kıbrıs kadar var. Konumu çok değerli. Rusya almak istiyor eskiden beri. Bazı gerekçelerle 1990 yeniden yapılanmasında Ukrayna’ya bırakılmıştı.
Amerikalının genelde hesapları şaşar. Ama planlı ve sistemli ve bilgiye dayalı çalıştığı için hiç yılmaz. Ta ki balon patlayıp sepet yere çakılıncaya kadar devam edecektir.
Amerikalı hasmının kalbine saldırıyor. Moskof fobisini ve Milliyetçilik duygularını körükleyerek Ukrayna’yı kucağına çekmeye çalışıyor.
Rus, nasılsa sonunda kucağıma oturacaklar diye pek umursamıyor.
Rus bu arada, kendince Ukrayna’dan değerli olan Kırım’ı kapma derdinde.
Bir yandan sürgündeki Tatarlar, Gagavuzlar yarımadaya dönmeye çalışıyorlar.
Türkiye kafasına huni geçirmiş, davul-zurna eşliğinde çelik-çomak oynuyor.
*büyükharman*
YORUMLAR
Kavgaya niyeti olan, çevreden yardım gelmesin diye; önceden, gözdağı verecek küçük işler yapar... iki büyük- cücelerin her işte ortaklığı var...! al, Afganistan... bu işten anlamam. gayrısını Siz sayın...
Çok şey anlattınız da dilim varmıyor yine anladıklarımı sere- serpe saymaya...
Kısa ve öz olsun; söyleyip ayrılayım sayfandan:
Musîbet, durup- dururken kişiyi ya da toplumları gelip bulmaz... kusûrun büyüğü, benden başlıyor!.
Makbûl bir eserinizi okudum... bilgi küpünüz dop-dolu.
Sağlık dileğimle...
kadiryeter Kadir Yeter. 01.3.2014 TRABZON.