- 739 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
vatani sevgi ve barbarlığımız
VATANİ SEVGİ VE BARBARLIĞIMIZ!
Bugün gelindiğimiz noktada insanlar aya çıkmayı değil artık ayda futbol oynuyorlar ve diğer gezegenlerde hayatı araştırırken, bizim siyasetçiler hala ırk, din, dil gibi kültürlere zenginlik katan kültürleri tartışıyorlar. Hatta bunun kavgasını yapıyorlar. Hani meşhur bilinen fakat söylendiğinde hiç hoşa gitmeyen bir laf vardır: “Avrupa’ya göre Türkiye hala barbar.” Şöyle bir düşündüğümde, Avrupa’yı haklı bulmuyor değilim. Onlar bizden yüzyıllar öndeyken bizim böyle basit ve insani hak-hukuk olan şeylerde adaleti doğrulayamamamız barbarlığın işaretidir. Değil midir?
Şu anda Türkiye’de “vatan sevgisi” sadece cafcaflı laflarda, yazılarda, kitaplarda, şiirlerde, şarkılarda, türkülerde geçiyor. El insaf, kafanızı kalbinizin üstüne götürün ve geceleri başınıza başınızı yastığa gömüp yapmadığınız şeyi yapın: “Bu dünyada NE İÇİN YAŞIYORUM, AMACIM NE, HAK VE HUKUK NEDİR, BANA YAPILMASINI İSTEMEDİĞİM ŞEYİ BAŞKASINA İSTESEM İNSAN MIYIM?” Daha nice muhakemat-ı ferdi yapılır ancak bu muhakemat bizim insanlarda olmasa gerek ki barbarlıkta kalan şeylerle kendini meşgul ediyor.
Güzelim memleketimizde dünyanın üzerine kavga ettiği onca şeylerimiz var ki! Elin insanları memleketi paylaşırken bizi çok güzel uyutup, kandırıp paylaşımları hakkında münazara ediyorlar. Uyu kardeşim uyu! Sen hala uyu ve hak ve hukuku yamultup barbarlık alametleriyle uğraş! Sen hala Lafsatullah’ı cisimlerin, meyvelerin, ağaç kabukların, hayvan sırtlarında araya bul!
Şu anda İstanbul(bol) boğazında dünyada hiç bulunmayan ve sadece İstanbul boğazında bulunan madenlerimiz var ki bu madenler geleceğin kaynak ve ihtiyaçları olacak(mesela, son zamanlarda ‘contoryum’ elementi gündemde). O madenleri elin adamı götürüp kullanıyor ve silah yapımında üreticiliğe katkıda bulunuyor. Hani bizim o meşhur atasözü vardı ya: “Fatih Sultan Mehmet düşmanı kendi silahıyla vurdu.” Galiba düşman şimdi öcünü alıyor. Bizim madenlerle silah yapıp bizi, Müslüman kardeşlerimizi vuruyor. Aferin evladım, Türkiye, sen rahat rahat uyu! Yarın öbür gün kulak zarını patlatırcasına bir bombanın sesiyle uyanırsan “ne oluyor” deme bari. Rezil olursun.
Şu faşist söylemler, ırki ayrımcılıklar ne de güzel beyhude uğraştırıyor. Gerçekten elin gavuru Türkiye’nin eline öyle güzel bir şey vermiş ki! Tabi bu ırki ve insani hak-hukuk düzensizliği için en önce zemin hazırladı. Nasıl mı? Çok basit, hepiniz aslında bilirsiniz. Gerçi uyutulduğumuza göre “farkındalık” özelliği uyutularak unutmuşuz. Neyse! Eskiden, dünya harbinde ellerine bir kitap alarak kendi insanlarına serzenişleri olmuştu gavur milletin: “Biz bunları ancak bu kitaptan soğutarak yenebiliriz.” Gerçekten de öyleydi. Çünkü o kitap altı yüzyıllık Osmanlı imparatorluğun anayasa kitabıydı ve bu yasayla insanlar arasında hak-hukuk’u gözetmişlerdi. Hem de farklı ırk-din-dile sahip insanları. Ya! İşte görüyorsunuz nasıl da başarıyı sağlamışlar. Önce bize anayasa kitabımızı unutturdular, şimdi de barbarlığa düşmemizi sağladılar. Şu bir hakikat ki o anayasa kitabı sayesinde Osmanlı bir zamanlar medeniyet devletiydi. Hey insanım hey! Yurdumun insanı hala motosiklete ineği bindirerek büyük başarı elde ettiğini zannediyor. Hey insanım hey!
Bu vatan sadece bir insana ait değil ait olmadığı gibi bu topraklarda doğup büyüyen herkesindir. Ve el birliğiyle kendi toprağımızı ekip biçersek, har vurup harman savurursak ele muhtaç olmayız. Oysa bizim yaptığımız, kendi buğdayımız elin adamına verip ve bize ekmek yapmasını istiyoruz. Buğdayı üç kuruşa veriyoruz, elin adamı ise ekmek yapıp bize beş liraya satıyor. Ee! Nerde kaldı vatan sevgisi? Nerede kaldı vatani fedakârlık? NEREDE KALDI VATANİ GÖREV? Hani vatani göreve giden vatanı korumakla görevliydi? Boş boş! Görev namına uyuyup uyutuyor… Hey yavrum hey!
Sevgili vatandaşım! Uyumak ayılara mahsustur ki ayı bile akıllılık yapıp kışları uzun uykuya dalıyor. Şimdi hayvan severler ayıya hakaret ettiğimi düşünerek şikâyette bulunacaklar. Hey yavrum hey, demiş Erzurumlu amca. Kış uykusuna yatmak, ayının fıtratında vardır. Gerçi tam da söylemek istediğim şey de bu. Özelliği olan bir şeyi, sahibine söyleyince hakaret ve terörizm oluyor. İnsani hak-hukuk insana aittir. Bunu istemek de insanidir. Bu ince noktayı ayırmakta zorluk çekenler oldukça meşhur sorumu hep sorarım: “Hayvan ne demektir? Sen insan isen…”
Gerçekten, tüm samimiyetimle soruyorum: “HAYVAN NE DEMEKTİR, SEN İNSAN İSEN…”
Bilal İkizaslan
[email protected]
/bikizaslan
twitter.com/BKZASLAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.