- 1276 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AŞKIMIN SEYR-İ SÜLÛKU
Annemin yüzüme bakmağa kıyamadığı,
babamın gözünün nûru, gönlünün sürûru Sevocan, aşkın aahh halinin gönüllü saliki , sonsuz yolcusu olmaya içten içe namzetken bilmiyordum ki aşk şehidi Şems’in elleriyle yoğrulup O’nun aşk fırınında közleneceğimi...
İşte nâçizâne aşkımın seyr-i sülûku ....
Annem babam aşk evliliği yapmışlar. Ve bense onların aşklarına şahit , muhabbetlerini hayranlıkla seyreden, için için aşka aşık, aşkı sorgulayan mutlu bir çocuk... Yani bir aşk çocuğuydu Sevocancık…
Aşk nasıl bir kavramdı O deli çağlarımda aklımın kimyası kaldıramıyordu bi türlü , ama o yüce kavramı sorgulamadan da duramıyordum. Bir böceğin peşine takılıp onunla oynaşıp duran yaramaz bir kedi yavrusu gibi, ben de parlak süslü objelerin ardına düşen meraklı bir çocuktum.. Annemin mücevherlerini o pırıl pırıl takılarını, değerli taşlarını alır bir köşeye çekilir, taşa kendimi kaybedinceye kadar bakardım.. Süslü yeşil, mavi taşlar ışıl ışıldı… Acaba aşk bunun içinde mi gizliydi, ya da burası cennet miydi.. Çocukça bir düşünce işte Annem takılarını aşırdım diye kızar, ama bana vurmaya kıyamazdı., Elimden alır ve hep ,“ Ahh sen de öğreneceksin dünyanın hanyasıyla Konya’sını ama ben benden giderim o zaman” derdi . Bu sözü çook söylemiştir. Oysa kader ağlarını gönülden dökülen ve ardı ardına ısrarla söylenen cümleler üzerine nasıl da cilveyle örüverirmiş.
İşte kaderin ilk ilmekleri atılmaya başlanmıştı bile.. Ve ben evliliğe baş kaldıran burnu havalarda, başı dik , kimselere dönüp de bakmayan özgür ruhlu Sevim… Konya’lı Âdem’in evlenme teklifini delice bir kararla, hiç ileriyi, geriyi düşünmeden, bir öfke anında nasıl da kabul edivermiştim. Vardır benim geri dönüşü olmayan böyle radikal kararlarım. Ve inatla da verdiğim kararların , sözlerin ardında ne denli acı çeksem de , burnum yerden yere sürtülse de sabretmesini , ardında durmasını bilmişimdir.
Evlendik ve dramatik düğün sahneleriyle Konya’ya gelin gittim.. Hayatımda bambaşka bir dönüm noktası başlamış ve yepyeni çile dolu bir sayfa açılmış oldu.Tek başına Binbir çile, dışlanmışlık, gariplik korkunç yalnızlık .. Karanlık ve simsiyah bir yaban..Ve kaderin benim çemberimde ördüğü dayanılmaz çileler… Belki de bu çileler tasavvuf ekolünün ilk riyâzet, yani nefis terbiyesi dersleri olacaktı benim için.Şöyle dedi içimden bir ses “Ne yöne gidersen git, -Doğu, Batı, Kuzey ya da Güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün!Konya Bursa güzergâhında çilelerini sarsan da aslında mana itibariyle içine doğru seyreden bir yola girdin Sevim..İstesen de istemesen de bambaşka bir değişimin tam da ocağında kavrulmaya düştün.. İşte yeni tanıştığın Diyâr-ı Şems, işte ateş..
İşte aşkın dönencesi Mevlânın tavâfında kendinden geçmek var sana.
Eline tutuşturdular rengarenk bir âteş-i gül-i ra’nâ.
Senin halin aşkın Şems hâli hadi iç gayri aşkın şarabını kana.
Aşk, Mevlânâ’ca Ay’dı , Şems güneş.. Onlar sevişmedeyken yıldızlarla, sen eteklerine takılmış, aşkın ritüelini seyre dalmış bir muammâ...
Oniki sene binbir gurbet cilvesinde Konya’da yaşamak yazılmış kader defterimde ..Aşkın kanlı kınasını yakınıp, dosta visale eren Şems’in başının hunharca kesilip atıldığı o elim kuyunun hemen yanıbaşındaydı evimiz..
Aşkı ve aşkın kanunlarını onlardan öğrendim. Bursalı nazlı Sevim Karapınarın haşîn, yaban şartlarına boyun eğimiş gariban Sevim, Karapınar gelini olmuştu küçücük daha 16 yaşındayken.. Bir türlü gurbete dayanamıyordum. Ağlardım hep ama nâ-çâre. O küçük yaşımda gurbeti peşinen kabul etmiş ve bir de anneliği tatmıştım erkenden.
Şems’in Türbedârı arkadaşımdı."Şemsin tokmağı var. Onu saklıyordum. Ama çok acı çekiyorsun lıyamadım sana al onu dilediğinde kalbine bastır tüm sıkıntıların geçiçek" dedi.
Artık ben derdime çaremi bulmuştum. Gurbet içimde her sızladığında o çok sevdiğim Şems’in aşk kokan ellerinin değdiği yerlere ellerim değicekti.. Aman Allah’ımm. Ahh Şemmss...! Aşkın kokusu yüreğimi dağlayan kokusu bulaşsın senden bana.
Onların aşklarının öyküsünü merakla araştırmıştım Hep diyordum. "Allah’ıımm, bu aşk nasıl bir aşk? zerresinden bari bana tattır ne olur
Tabii bu arada Şems Hazretleri’nin tokmağını hep kalbime koyup dua ediyorum.
Sonunda haber geldi. Bu durumun içeriğinden bahsetmiycem ama o gün bu gündür aşk bülbülü, muhabbetiyle terennüm ede ede kalbime yuva yaptı.. Rabb’im o yuvayı bozmasın.. O bülbül muhabbetle şakıyıp dursun her dem yüreğimin sarayında. Gerçek aşka Ve O’nun hakiki sahibine kanat çırpsın biteviye inşaaAllah.
Selam olsun sana Eyy aşk şehidi Şems..
Ve
Eyy aşkın fitilini ateşleyen sadık yâren Mevlânâ...
Selam olsun size.
Dilerim bize de aşk olsun.
Aşkımız Cemal olsun her dem.
Sevim Çiçek Karadeniz
7 Şubat 2013
02:30
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.