Merhaba Sevdiğim-2
Merhaba sevdiğim;
İki yıl geçti üzerinden bilmiyorum farkında mısın? Koskoca iki yıl. Ne seni sevebildim nede senden başkasını. Gerçi sen de dahil, kimse sevmedi beni. Hiç kimse… Bense senden sonra kime ilgi duysam, sanki cüzzamlıymışım gibi benden çok ama çok uzaklara gittiler. Korktum bende. Çünkü kendime zarar vermekten, onları üzmekten ve bence en önemlisi kırılan bir kalbi daha taşıyabilir miyim, hayatıma bir çeki düzen verebilir miyim, diye.
Biliyor musun sevdiğim, mutluluk sadece kelimelerde kaldı benim için. En son neye güldüm ne için mutlu oldum onu bile unutalı yıllar oldu. İçim kan ağlarken, her gün göz yaşlarımı dökerken ardından ve nefesini hissederken yanı başımda başkasının elini tutman… Ama bunu hiç kimseye sezdirmemek için ustalaştım rol yapmaya. Sende fark etmişsindir bunu. Bu konuda aklın alamayacağı kadar ustalaştım. Hala yapıyorum, bir türlü çıkamadım bu rolün içinden. Ne zaman hüzünlensem, ne zaman yan yana gezen sevgilileri görsem bu yönüm çıkıyor ortaya. Ben buradayım diyor ve öyle garip ve abartılı hareketler yapıyorum ki, ben bile tanımıyorum kendimi. Fakat bu konuda kızmıyorum kendime. Çünkü -daha önceki mektubumda dediğim gibi kimseye dememek için seni- saklıyorum seni. Sonsuza kadarda öyle kalacaksın. Şimdi bunu okuyan sen olsan bile, sevdiğim olduğunu anlamayacaksın.
Sevgi ve aşk İclal Aydın’ın şu güzel sözünde saklı. "Yanımda mutsuzsan eğer, benden uzakta mutlu ol" diyebilecek kadar seviyorum seni.” Eğer mutluysan, kalbinde hala sevgi ve aşk varsa mutlu ol. Mutlu ol ki, senin mutluluğun beni mutlu etsin.