GÜZ GÜLÜ
İlk baharla birlikte doğanın yeniden doğuşuna şahitlik ediyoruz şu günlerde.Her bir bitki, rengarenk çiçekler açarak acem halısı gibi örtmeye başlıyorlar toprağı.Ağaçlar çiçek açıyorlar beyazlı,kırmızılı,eflatunlu.Salkım saçak çiçeklerle bezenmiş dalları nazlı nazlı salınırken rüzgarda,etrafa yaydıkları kokularıyla da iç ferahlığı sunuyorlar bizlere.Patika yolların kenarlarındaki iğde kokuları ile gül kokuları birbirine karışıyor doğada..İlk bahar mevsimi gibi narin olurlar,dayanıksızdır ömürleri kısadır. Çiçeklerin ve güllerin ömürleri kısadır bu mevsimde.İlkbahardır bu mevsim,coşku,heyecan dolu,sevgi dolu, aşk dolu...
İlkbahar,taze ve tatlı başlangıçtır..Sonu olan bir başlangıçtır,arkadan gelen temmuz ve ağustos aylarının kavurucu sıcağında erirler bir mum gibi..ne yeşil dallar, ne rengarenk çiçekler,nede güller kalır.İlkbahar yağmurlarının ardından güneşin görünmesiyle oluşan gökkuşağının tüm renkleri nasıl kısa bir zaman sonra yavaş yavaş kaybolup gidiyorsa bulutların arasına,tüm renkler ve kokularda hafızalarımızda derin izler bırakarak öylece kaybolup giderler..Tüm yeşillikler gibi, tüm kokular gibi ilkbahar gülleride dayanıksızdırlar güneşe,rüzgara,yağmura..onlar nazenindirler, onlar toprağın en çömert bir anında selamlarlar doğayı ve insanları,sıkıntıya gelemezler,dokunsan buruşurlar manolya çiçeği gibi..onları el sürmeden gözü ile sevmeli,dokunmadan koklanmalıdırlar..Çünki onlar İlkbahar gülleridirler.
Mevsimin, ilkbahardan yaza dönüşü,ağaçların olgunlaşmış yapraklarından, dallardaki çeşit çeşit meyvelerin kendini belli etmesinden,otların yavaş yavaş kurumasında anlayabiliyoruz artık.Rengarenk gül çiçeklerinin yerinde sadece yaprakları ve tomurcukları kalmıştır.Yemyeşil ekin tarlaları sarıya boyanmıştır,İğde kokularından, erguvan kokularından gül kokularından eser kalmamıştır, sadece anız ve ot kokuları hakimdir doğaya..
Güzgülü hazan mevsiminin gülüdür, güzgülü,yanmış yıkılmış toprakların cansuyudur,dayanıklıdır,metanetlidir,yavaş yavaş soğuyan havaya,fırtınalara,sert esen rüzgarlara dayanıklıdır..Adeta rengi sarıdan kahverengine dönüşen doğanın içinde inatla o muhteşem rengini,kokusunu güzelliğini sergiler cömertçe..Dalları ve dallarından taze ilkbahar gülleri sunmuştur zamanında..olgunlaşmıştır güz gülü, kokusu başkadır,güzelliği bambaşka..Onu bir defa koklayan,bindefa koklamak ister,sonsuza kadar koklamak ister..onu sevgiyle bir defa okşadıysa,ruhuna derin bir huzur dolar insanın..O güz gülüdür..
Güz gülleri hep koklansaydı keşke..o nazenin yaprakları hep okşansaydı ?.. Bahçelerimizde açan güz güllerini hep özleseydik. Kokusunu, rengini..Bütün enerjisini yeşeren çiçeklere adayan gönül bahçemizde güz gülü dikecek yerimiz her daim hazır olsada, gözümüz gibi bakacak, el sürmeden gözümüzle sevecek olsak da nafile artık...Güz gülleride solarmış..Gökyüzünün zifiri karanlığında parlayıp kayan bir yıldız gibi kayboluyormuş meğer..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.