- 1878 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kulluğun Sırrı; Dua
Bediüzzaman’ın ifadesiyle dua, kulluğun büyük bir sırrıdır; kulluğun ruhu hükmündedir. Kul, kendi aczini ve fakrını dua ile ilân eder.
Biz Allah’tan isteriz, O bize cevap verir. Fakat hikmet sahibi olan Allah hikmetine göre verir. Ya istenen şeyin aynısını verir, ya da daha iyisiyle icabet eder. Tıpkı hastanın, istediği ilacı değil, farklı bir ilaç veren doktorunu suçlamaması gibi, hikmetinden sual etmeyiz.
“Dua ettim ama duam kabul olunmadı” da dememeli, "Rabbim daha hayırlısıyla icabet etti" demeli.
"Duanın en güzel, en lâtîf, en leziz, en hazır meyvesi, neticesi şudur ki:
“Dua eden adam bilir ki, birisi var ki onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder. Onun kudret eli herşeye yetişir. Bu büyük dünya hanında o yalnız değil; bir Kerîm Zât var, ona bakar, ünsiyet(yakınlık) verir. Hem onun hadsiz ihtiyâcâtını(sınırsız ihtiyaçlarını) yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını def edebilir bir Zâtın huzurunda kendini tasavvur ederek bir ferah, bir inşirah duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp, “Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.” (Fâtiha Sûresi, 2) der." (Mektubat, 24. Mektup)
“Ey Peygamber, sana ve seni izleyen müminlere Allah yeter” (Enfal Suresi, 64) buyurur Allah. Biliriz ki O, en üstündür, sonsuz kudret sahibidir, noksan sıfatlardan münezzehtir.
Tüm kâinata hükmeden Allah, en küçük işleri bilir. En büyük istekleri yapabilir. İnsanın her halini görür, sesini işitir. Yarattığı her canlının seslerini işittiği gibi, kulunun sesini de işitir. Küçük-büyük tüm işleri o idare eder; bu sebeple insan en küçük işlerini de O’ndan bekler, O’ndan ister.
Büyük işler için dua ederken, en büyüğünü istemeli; ufku geniş tutmalı. Sebeplerden münezzeh olan Allah’ın, kendi öngörümüzle gerçekleşmesini umut etmediklerimizi de sonsuz gücüyle yaratmaya gücü yeter.
Dua halis imanın sonucudur; mümini kâfirden ayıran en önemli özelliktir. Dua insanın umududur:
"Siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa siz, onların umud etmediklerini Allah’tan umuyorsunuz..." (Nisa Suresi, 104)
Bediüzzaman, dua ibadetinin asıl faydasının âhirete baktığını söyler.
“Hem hiç mümkün müdür ki, müminlerin sürekli olarak tam bir içtenlik, şiddetli arzu ve dua ile istedikleri sonsuz mutluluk onlara verilmesin ve bütün kâinatın şehadetiyle lütfu, cömertliği, şefkat ve merhameti sınırsız olan Allah, onların o duasını kabul etmesin ve sonsuz mutluluk vücut bulmasın?..” (Mektubat, 24. Mektub’un 1. Zeyli’nden)
"Bana dua edin, size icabet edeyim." (Mü’min Suresi, 60) buyurur Allah. İnsanlardan istedikçe değerimiz azalırken, Rabbimizden istemek bizi değerli kılar.
"Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?.. (Furkan Suresi, 77)
Fuat Türker
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.