- 1843 Okunma
- 16 Yorum
- 5 Beğeni
Araf Operasyonu
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Telaşla dinlenme odasına dalan arkadaşımın yüzüne baktım , gözgöze geldik.
--- Acil ci senmisin dedi..
--- evet , dedim
----bacak amputasyonu var…
Bacak mı ! Amputasyon mu !!
Of ki ne of.. Hiçbir zaman sevmediğim sevemeyeceğim nadir vakalardan biri.. Bir bacağı daha henüz yaşarken bir bedenden ayırmak.. Eyvah ki ey vah …
Keyfim kaçmıştı ,amma iş işti.. Bir şey başınıza geldikten sonra ahlayıp vahlamak kadar aptalca bir şey olamaz. Madem öyle; vardır bir hikmet demeli ve sabırla beklemeli idi..
Ben de öyle yaptım.. Beraber ameliyata gireceğim arkadaşıma da seslenerek ameliyathaneye doğru ilerledim.. Bir yandan da ortopedi doktoru gelmiş mi diye etrafı kolaçan ediyordum. Kafamda ise bir insana yıllarca yol arkadaşlığı eden bir uzva güle güle demenin zorluğunu canlandırıyordum . Hastanın ameliyat masasına bütün olarak uzattığı bedeninin benim için kısım kısım ölmek diye tabir ettiğim bir biçimde, mezara gidişine tanıklık etmenin ruhumda yaratacağı hasarın hesabını yapmaktaydım. Ya Rabbi imtihanımızı kolaylaştır…
Ameliyat salonundayım. Hastayı görmem lazım , tam tahmin ettiğim gibi.. yaklaşık seksen yaşlarında bir pir-i fani.. Lakin ne önemi var ki.. Ona sorsan kendini kırk yaşlarında hissediyor. Kim kendini kırkından sonra bile kırktan fazla hisseder ki.. Beden yıpranmış saç ağırmış, yüz kırışmış , göz görmüyor , kimin umurunda..
Olayın vehameti hastayı gördüğümde daha da ağırlaşıyor bende..
Maskem ve bonemi düzeltiyorum. İnşallah ağlamam diye düşünüyorum ..Gözlüklerim buhar yapmasa bari.. Ama nafile.. Hastanın yaşlı olması bir yana nerdeyse üflesen uçacak kadarda zayıf olması beni perişan ediyor .. Ve sırf bu durum için bile bir saat aralıksız ağlama kapasitem olduğunu bilmem beni hepten gerginleştiriyor. Ameliyat için gerekli malzemeler hazır mı diye kontrol ediyorum . Arkadaşımın da benden duygusal bazda çok farkı yok .. Tek farkımız onun belki göreceği ikinci amputasyon vakası.. Ben ise sayısını hatırlamıyorum..
Tüm bunlar olup biterken arada bir aklıma takılan kelime araf ..
Araf ! Araf ! Durup durup aklıma geliyor .Geçiştirmeye çalışıyorum.
Belli ki ameliyatın özelliğinden. Sezaryan vakası değil ki mubarek..
Onda bir canlıdan başka bir canlı çıkarırsınız. Protez ameliyatı değil ki ondada cansız bir metali canlı bedene nakledersiniz. Otopsi hiç değil .Oda olsa olsa ölüden ölü çıkarmaktır .. Ki zaten ölen birini ameliyat etmek , sanıldığı kadarda vahim değildir..
Araf araf .. Beynimdeki ses susmuyor ki . Bu vaka tam olarak diride diri olanı dörtte bir öldürmek.. Çok mu matematiksel oldu bence dramatik.. Bu yüzden araf..
Anestezinin sözlerine kulak kabartıyorum .Hastanın demans hali olduğundan söz ediyorlar .. Duyduklarım bende sevinç yaratıyor..
Yaşlı hastam beyin fonksiyonları düzenli çalışmadığı için çok da bilinçli değil.. Başına ne geldiğinin çok farkında değil yani benim araf
dediğim hali bilincinde de yaşıyor..Ne mutlu ne mutlu..
Hastaya tekrar bir göz atıyorum .. Allah’ım sen kimseleri bu kadar uzun yaşatma, Allah’ım kimseleri elden ayaktan düşürme.. El .. ayak .. araf.. Allah’ım bir an önce başlasa ve bitse.. Avuçlarım terliyor bu kadar soğukken bile salon.. Midemde de tuhaf haller var.. hadi hayırlısı..
Aletler tam mı ? Nerde bu Fuat efendi ..
---- Törpüyü unutmayalım. Seti hazırla.. Bol pens olan bir sette yedekte olsun .. Bol pens lazım çok kanar biliyorsun bu vaka..
Çok kanarım bende.. Hastam kanadıkça kanarım , nasıl kanamayayım bak başladım bile.. Ah güzel Allah’ım neden ben , neden bu gün !. Cevap daha ben sorarken geliyor. Sonra öğreneceksin.. Yaşarken bilemezsin. Sonra öğreniyorum.. Hep öğrenmedeyim.. hep öğreneceğim.. Araf Araf.. neden hala gitmedi beynimden bu kelime.. Bu oda sıcak mı oldu ne!
Yeni tayin olan arkadaşımda bana katılıyor. Ameliyat için el yıkamaya başlıyoruz. Göz ucuyla ona bakıyorum. Daha önce girmiştin dimi .. evet diyor evet ama her an fenalaşabilirim. Tam tahmin ettiğim gibi o da benden. Sanırım mide bulantıma baş dönmesi de eklendi.
Her şey hazır mı Fuat ! Cerrah nerde? ..
Ortopedi doktoru Hasan bey .. Beni görünce gülümsüyor.
Görünmüyorsun iki haftadır nerelerdesin diyor.. Zor çıkan sesimle artık hariciye vakalarına giriyorum doktor bey diyorum bu gün şans işte acilci ekibe dahil olmuştum.. Allah tan yüzümdeki darmadağınık ifadem maskemde saklı. Çalan telefonu konuşmamızı bölüyor. Uzun zamandır tanıyorum onu. Son derece nazik merhametli munis bir kişilik. Karıncayı incitmekten korkar. Ve yapacağı ameliyatla hastanın hayatını kurtaracak olmanın mutluluğu daha şimdiden yüzünden okunuyor.. Keşke bende biraz sevinebilsem . O da ellerini yıkayıp geliyor , hastanın bacağını boyuyor. O anda fark ediyorum ..
Anestezi hastayı uyutmamış. Spinal denen bir yöntemle, belinden hastaya iğne yaparak sadece belden altının uyuşmasını sağlamışlar.
İçimden yükselen araf sesi bambaşka bir boyut daha kazanıyor..
Yaşlı hastamın artık vücudunun yarısı duyulara tepkili yarısı tepkisiz.
Şakamı bu !. Bir insan bu kadar çok hali bir anda yaşayabilir mi ?
Neden bu vakaya benim girmiş olduğumu yavaş yavaş anlamaya başlıyorum.
Yeşil kompresleri örttük. Ameliyat başladı. Çok seri hareketlerle çalışıyor doktor .. Hastanın göğüs kısmında bir paravan gerili . O bizi görmese de arada bir kafamızı çevirip hastayı görmemiz hatta onla konuşmamız mümkün. Radyoda Türk rock tarzı bir şarkı çalıyor. Gitar notaları parçalıyor sanki.. Bisturi dört bir yandan eti etten ayırıyor . Artık göz yaşlarıma hakim olmak için bir neden yok. Tek sorun gözlüklerim buğu yapacak..Yaparsa yapsın diyorum . Arada bir yaşlı hastamın sesini duyuyorum anestezi teknisyeni ne dediğini anlamaya çalışıyor. Gitar notaları parçalıyor.
Göz yaşlarım maskemin içinden geçmiş çenemi ıslatıyor. Doktor bey şarkının nakaratına eşlik ediyor. Arkadaşımın her an bayılma ihtimali , buğu yapan gözlüklerim ve sanki illa da göz pınarlarıma eşlik etmesi mecburi burnum beni hepten gerginleştiriyor. Gözümün önünde bir bacak kesiliyor ,ben buna yardım ediyorum ve fakat neden hastam tüm bunlar olup biterken konuşmalara eşlik ediyor.
Derken doktor bey aniden eşlik ettiği şarkıyı yarıda kesip bana soruyor ?
---- Bu tür vakaları sever misin B … ?
Sorusunda son derece yüksek voltajlı bir doğallık var. Misafirliğe gittiğiniz evin sahibinin size şekerli mi seversiniz kahveyi diye sorması kadar doğal ..
Kendimi gülmeye zorlayarak cevap veriyorum.
------- tabi ki sevmem , ben tırnak çekimine dahi bakamam.
On sekiz yıldır hemşirelik yapmış olmam şu an bayılmama engel değil.. Tabi ki bu son cümlemi ona diyemiyorum.
Burnumu habire çekiyo olmam dan son derece rahatsız olmuştum ki doktor bey tekrar söze giriyor.
---- Sigarayı bırakınca sekresyonun arttı di mi B….. ?
---- Yok canım ne alakası var sigarayı bırakalı aylar oldu. Ağlıyorum doktor bey o yüzden burnumu çekip duruyorum.. Artan bir sekresyon varsa bu tamamen zırlıyor olmamdan ..
Son cümleyi gene içimden söylemişim. Zaten bir öncekini de duymamış .. yoksa duydu mu ! Duydu da belki şaşırmadı .. bana duymadı gibi geldi.. fakat !
Birden eski anıları canlanmış olmalı ki anlatmaya başladı. Sıcak savaşa katıldığı yıllarda bir günde kaç defa bu işlemi yapmak zorunda kaldığını anlatmaya başladı .. Belli belirsiz sesi titredi sanki.. yüreği titredi.. Eli hiç titremezdi.. İşine devam etti… Tırtıklı telin iki ucuna iki pens takıp teli kemiğin altına koydu ileri geri hareket ettirerek kemiği kesmeye başladı. Burnuma dolan yanık kemik kokusu midemi bir kere daha altüst etti. Yan gözle arkadaşıma baktım alet masasını düzeltmeye çalışıyor. Mümkünse bu anı görmek istemiyordu. Artık işlem yarı yarıya tamamlanmıştı. Kesik bacak tıbbi atık torbalarından birine kondu. Ve doktor , Fuat efendi yi her ihtimale karşı uyardı.
---- Aman ha dikkat edin yanlışlıkla çöpe gitmesin. Gömülecek o ..
Gözünü seveyim..
Çöpe giderse gelişecek olayları hayal ettim.. Kendimi çöpü karıştıran bir çingenenin yerine koydum.. Ne talihsiz bir an.. Hadi ondan geçtim , ardından gelişecek olaylar ; bacağın geri kalanını arama çabaları, polisler vs. vs. senaryo yazmak isteyene malzeme çok!
Ameliyat devam ediyor. Kanamalar tutulup koterize ediliyor.
Rock müzik hala devam ederken Araf Araflığı bana öğretiyor.
Seksenlik pir-i fani ara sıra bilincini kaybediyor. Bilincini kaybettiği başka bir aleme daldığı rahmet anları beni sevindiriyor. Saçma sapan konuşması beni mutlu ediyor.. Bedeni, yarı beline kadar her türlü uyarana açık , belinden aşağıya inildikçe hissizleşiyor. Hiç bir şey hissetmiyor. O hissetmiyor diye ben mutlu oluyorum . Vücudunun hastalıklı kısmı olan sol bacağı kesiliyor giden bacak geriye sağlık bağışlıyor. Ben kalan sağlıklı bedene bakıp mutlu oluyorum .. Üç ayrı ARAF ı aynı anda yaşayan bir asırlık çınar bana beni öğretiyor, bana hayatı öğretiyor, beni benden alıp gidiyor, beni kendime getiriyor.
--- Törpüyü kullanmadıysak yıkamana gerek yok ..
Tırnak törpüsü değil bu Fuat efendi .. Kemik törpüsü..
Oje değil tırnağımdaki.. Delinen eldivenimden bulaşan kan..!
Kanıyorum , kanıyorum , lakin maskem var görünmüyorum..
Yaşanmış ölümler yaşıyorum, ancak gömülmüyorum ..
Kaç araflar yaşıyorum, asla bilinmiyorum..
ahirzamanmelegi
YORUMLAR
Sygıdeğer Şairim..
Öncelikle içinizde ki merhameti şefkati burdan hissettirdiğiniz için teşşekkür ediyoruz .O hastanın yerinde sen olduğu düşünmek empati kurmak olunca konumuz düşünülmesi zor bi durum. Sizin yerinize kendimizi koymakta zor..Soğukkanlılığa bağlı bir durum aslında olabilen olur ama duygusallıkta var tabi.Yaşanmış bu araf operasyonunuzu samimi bir şekilde tüm canlılıkta okudum.Böyle bir anınızı bizlerle paylaştığınız için teşekkür ediyorum ellerinizden öpüyorum yüreğinize sağlık..
Ben bu operasyonu dün izledim
Hatta yorum da bıraktım
Da
Telefonun azizligine ugramisim gene
Sadece not yazdigim kismisini cimbizliyorum:
Igneyi oramiza buramiza hart diye batiran hemşirelerin ds hassas bir yürek tasiyabildigini ogrendigime memnun oldum.
Öperim♡
ahirzamanmelegi
Aniden tek hamlede batarsa az acı verir.
Biz bunu bize öğreten okulun yalancısıyız.
Mesleğin inceliklerini de vercez burdan belli oldu. :)
Gelmene sevindim, gözlerim yolda kaldıydı. ♥
Merhaba ahirzamanmeleği, bu yazıyı sabah erken saatlerde okudum ama işe gideceğim için yorum yapamamıştım.
Gerçekten çok güzel bir yazı. ameliyathaneyi sizinle birlikte biz de seyrettik sanki.
Betimlemeler çok canlı. anlattıklarının da gerçek olduğunu umuyorum.
Umuyorum diyorum çünkü ben de birkaç kez ameliyat olmuştum ama benim başımdaki hemşireler ve hastayı bayıltana ne deniyordu işte onlar sizin anlatılarınıza pek uymuyorlardı. Bırakın rahatlatmayı, ellerinden gelse tokat atıp susturacaklardı.
Tabii ki bu kötü düşüncem genele mâl edilemez. İçlerinde çok iyilerini de tanıdım. eksik olmasınlar.
Tebrik ederim, sevgimle...
ahirzamanmelegi
Öncelikle yazı gerçek elbette.
Ve çok haklısınız bazı hastaları tokatlama isteği duyuyoruz zaman zaman.
Tabi ki çok efendi, mülayim, kadirşinas hastalalarımızda yok değil.
Asla genele maletmiyoruz.
Zaman zaman bazıları bize saldırıyor, hatta öldürüyor. Ama bişey yapamıyoruz. İstisna efendim istisna..
Değerli katkınız için teşekkür edeiyorum, size zarif davranmayan meslektaşlarım adına ise özür diliyorum.
Hayatın içinden yaşama dair fakat gerçekte çok başkadır. Doktorlarımızın, hemşirelerimizin vs sağlık çalışanlarının yaşam şartları. özverinin fedakârlığın timsalisiniz, hepimizin üzerinde emeği olan ve her şeyin en güzeline layık idealist insanlarsınız
Sizler bizlerin masal kahramanlarısınız
Güne seçilen güzel yazınızı kaleminizi tebrik ederim
Saygı selamlarımla.
ahirzamanmelegi
Hürmetler, sevgiler..
Bu yazıyla birlikte staj günlerime ışınlandım.Şu an için mesleğini yapmayan ama eğitimini almış ancak kısa bir süre yapmış eski bir hemşire olarak o ameliyatı izleyen odadaki görünmez kişi olduğumu düşündüm.
Duygularınızı anlatımınız o kadar insaniydiki aynı hisleri paylaşmak düştü bizede.Ampüte ameliyatına tanık olmadım.Stajlarda her ameliyatı görme şansımız olmuyor ne de olsa.Ama bir candan başka bir canın doğumuna tanık olmanın güzelliğini, bir beyin ameliyatının ne kadar yıpratıcı olduğunu ve ameliyat sonrası hastaların toparlanma sürecini ve geride bıraktığı sekelleri gördüm ve ortapedi servisinin de ne kadar ağır olduğunu çok iyi hatırlıyorum.Hoş hastanedeki hemen bir çok bölümün,servisin farklı ağırlığı ve zorlukları var.
Sağlık çalışanı olmak sağlam bir beden ve ruh istiyor.Sağlık çalışanı olmak araflarda yaşamakla eş değer belkide.Ruhunuzu,insani hislerinizi o ameliyatta kapının dışında bırakmanız gerekebiliyor.Onkoloji servisinde tüm çarelerin tükendiğini aileye söyleme anında metanetinizi koruyarak bunu söyleme gücünü hissetmeniz ama sonra kendinizle baş başa kalınca o acı birikimi dışa atmanız gerekebiliyor.Sabır işi gönül işi.Başta siz olmak üzere tüm sağlık çalışanı arkadaşıma işlerinde kolaylıklar diliyorum.
Güzel,hissiyatımıza,insanlığımıza dokunan yazınız içinde ayrıca tebrik ediyorum.Saygı ve sevgilerimle.
ahirzamanmelegi
ahirzamanmelegi
ahirzamanmelegi
Yorumunuz için teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim. Sevgiler.
EmsalZ
Yazıya yorum yapmadan evvel yorum altı cevaplardan bir tanesi dikkatimi çekti "Her nefs ölümü tadar der ya hani, ölür demez, tadar der..
Her ruh demez demez, nefs der ! " bu yazarın aramızda olması hepimiz için onur diye düşünüyorum.
Yazıya gelince sağlıkçı olanlar bu yazıya daha farklı bakarlar diye düşünüyorum. Daha rahat okurlar, daha az etkilenirler. Zamanla aslında, operasyonlar basit, çok basit hal alıyor. Benim şaşırdığım on sekiz yıllık bir hemşirenin hastasını hala insan olarak görebilecek duygularını kaybetmemiş olması. Bu muhteşem bir şey, onkoloji sevisinde bile ilk bir ay zor oluyor ama sonrasında herşey sıradanlaşıyor. Ne göz yaşları ne o acıyla bağıran insanların sesleri hepsi doğallaşıyor. Bu açıdan yazarı yazısından değil insanlığından dolyaı özellikle tebrik etmek ve tekrar saygılarımı sunmak istiyorum.
Ameliyatı, üç farklı bakış açısıyla ele almanız tüm o anda ki duyguları üç boyutla okurlara yaşatmanızı çok başarılı buldum. Doktorun yüzünde mutluluk, şairin göz yaşı,hasta ise demansta bazen uyanık. Ben henüz hiçbir amputasyona girmedim, ama bundan sonra girdiğim her amputasyonda bu yazı aklıma gelecek. Orada yalnızca bir hayat kurtarılmadığını bir hayatın 4 de 1'ine son verdiğimizin bilincini aklımdan asla çıkartmayacağım. Hatıralarınızı, özellikle mesleki olanları daha sık paylaşmalısın nil abla. Biz doktor adaylarına katacağı çok şey var ve eğer müsade edersen bu yazıyı bu sene ki tıp dergisinde yayınlanması için uğraşmak istiyorum?
ahirzamanmelegi
Sevgimle..
Ha bu arada İstediğin yerde yayınlayabilirsin Nurullahcığım. Hiçbir şey bizim değil. Malikel mülkün.
iki kere muhteşem bir yazı
ve anlatım da öyle
bir; amputasyon vakaları gerçekten iç burkan ve insanı dağıtan vakalardır.bir insanın herhangi bir organını aniden kaybetmesi ve yıllarca eksik yaşaması çok zor ancak yaşayan bilir
iki; bu acıyı ve sendromu içinizde hissetmeniz ve duyarlılığınız... hatta olayı yazmanız.
işte yazan insanların farkı; başkaları için sıradan bir olay bile bizim duyarlı yanımız için şiir ve yazı konusudur, zira bana en diyemiyoruz..
kutlarım
ve alkışlıyorum güzel kalbini, değerli iç sesini...
ahirzamanmelegi
ALPEREN OZAN
hayatın tam içindedi anlatım ve konu
bayıldım
ve sizi okuyup keşfettiğim için şanslıyım
Bodrum'dan selamlar
ahirzamanmelegi
Kocaeliden de selamlar. :)
çok ilgi çekiciydi gerçekten de yazı...
okurken kah bacağı kesilen yaşlı adamın kah sizin hissettiklerinizi hissettim resmen....
akıcı, okuyucuyu içine çeken kıvrak bir kaleminiz var...
kutluyorum...
ahirzamanmelegi
Saygılar
Sevgili yazar,yazını okurken Aleksandr Puşkin"in "Biyelkin"in hikayeleri"ne gittim geldim,hislerini ne güzelde anlatmışsın sen, felsefi nakışlarınla işleyerek.Saygılarımla.
ahirzamanmelegi
Kız melek, ne güzel anlatmışsın; ameliyatta her şeyi merak ederdim de bir hemşirenin neler hissedebileceğini hiç düşünmemiştim.
Güzel yazı.
Eğer: "yaklaşık seksen yaşlarında bir pir-i fani" bu cümledeki yaklaşık yerine "yakışıklı" deseydin... hem ikiside "y" ile başlıyor.
Sevgiyle kal,
ahirzamanmelegi
sen yoksan herşey eksik
sen varsan herşey tamam
6 tane ameliyatlı 24 saatlik nöbetten çıktım, perüperişanım
arabeske bağladım
senin bu hoş yorumların bana enerji veriyor
iyi ki varsın
Güzel kaleme alınmış bir yazıydı aynı duyguları yaşayarak okudum, ama güzel birşey insan yaşayabildiğini kaleme alsa, mesela bende bebek otopsilerine girince oluyor, ama kaleme alamıyorum, dilimin ucuna geliyor kelimeler, ağlamaklı oluyorum. şirkle küfür arasında gidip geliyorum, niye çocuklar ölür diye, ölecekse niye gelir diye, galiba olması gereken oluyor, o sonsuz ilim sahibidir. birden anımsadım bu cümleyi, O SONSUZ İLİM SAHİBİDİR. Peygamber efendimizin babası vefat etmişti. melekler Allah katına varırlar, üzgün bir o kadarda kederli, Allah'Im Muhammedin varlığıyla müşerrefiz, ancak bugün kederimiz arttı. niye Muhammet yetim kaldı dediler, Allah'ın cevabı şöyledir. Ben ona anneden babadan daha yakınım, şüphesiz siz benim bildiğimi bilmezsiniz der. şüphesizki bizim bilmediğimizi o bilir. günlük bir olayı bile usta bir kaleme çevirdiğin için ayrıca kutlarım. Allah'a emanet ol
ahirzamanmelegi
Her nefs ölümü tadar der ya hani, ölür demez, tadar der..
Her ruh demez demez, nefs der !
Neyi demez diye mi okumalı bazen, bilemiyorum..
Sevgiler.