Bedelin Berdelini Yaşatır Aşk
Hayrettin Taylan
Aynı şarkıların aynasında tarandık sözlere.Aynı sözlerin aynasında yüzdük manalara. Bilincin kulesinden atladık sözcüklerin harf bağrına.Ağırlığımız manalara, ağırlaştırılmış cümlelerin derinliğinden sızdık hayata. Hayat kıssalarını okuyup ben kısayım, siz beni uzun boylu yaşayın dercesine…
Aynı ekmeği koparıp kopuşlara teslim olduk. Aynı bardağın dağında susuz kaldık. Aynı yatağın içinde yar’dan , ser’den, ben’den , sen’den öteleri derecelendirdik.
-Aynı özlemlerin duraklarında bekledik.Aynı mecranın içinde beslendi içsellerimiz.
-Beraber ıslandığımız zamanlardan oluştu ummanımız.Seni umuşum bu yüzden sonsuz ve dalgalı.
Aynı duraklarda durmayı bilmeden bekledik aynı kaderin eğitimini. Dersimizi alacak kadar sevdik;ama ayrılığın dersinden kaldık.
İzlediğimiz film bile bizi izledi.Sarılışımız filmden öte sahneyi seriyordu. Aynı filmin sahnesinde , aynı ellerle ellere karşı , karşı konulmazlığımızın rolünü oynadık.
-Seni öpmek sevabına katıldım helalim.Telefonun tuşları kadar yakındık, tuşlara basmanın bu kadar manidarlığına şifrelendik.
-Arayışın ses tellerinde aynı anda arandık. Ben seni düşlediğimde
Hep sen de düşledin.Beyin gücümün tınılarında benzer hislere teslim olduk.
Yaşamın yapışık ikizleri gibi aynı düşlerin, aynı düşüncelerin , aynı a algıların yolunda sevi yolculuğunu yaptık.
-Şimdi ansızlığın şimendiferi geçiyor bahtımın kıraç raylarında. El sallıyorum, el gibiyim diye görmüyorsun bile.
Aynı sözlerimizin kitabımı açıyor, aynı sayfanın ortasında kalakalıyorum hissetmiyorsun bile.
Hayal ettiklerimizin hayaline dalıyorum, aklına bile gelmiyorum. Aynı şarkımızı son sesle dinliyorum, dünya alem duyuyor sen duymuyorsun.
-Bu dünyamda mısın sahi…
-Aşk neden böyle havada, sevgimizin nefesi neden kesildi? Bir hatanın savaşçıyım diye yürek devletimizi nasıl terk ettin?
İnadımın ininde çıkmadım .Sense gurur dersi verdin şeytana. Tanlar ağardı, sevdalar karardı.Aynı şehrin bağrında, bağrımız taş kesildi;ama asılı kaldı sevgimiz, kavuşmalarımız.
Her aşk bir bedelin berdelini yaşarmış.Her aşk kendini aşan sızılarda deniz ve sonsuz olurmuş.Her aşk, kendi masalının ormanını yakarmış.
Her aşk bir fedakarlık destanı, bir kavuşma masalı, özlem efsanesi, içsel sözsüz roman…
Sen de Züleyha gibi sevip tahtını yaktın. Ben de Yusuf gibi sensizliğin kuyularında bekledim.
Yusuf:
-Bana benzeme şair dedi.Senin aşkın sensin. Senin acıların bana benzemez.Onun uğrunda uğur böceklerin sözlerim, şiirlerin, cümlelerin.Senin güzelliğin ifadelerin, cümlelerin.Senin sarayın sözlerden, sözcüklerden aşk yazılarından oluşuyor.Senin sarayın Belkıs’ın saraydan daha mistik, daha menkıbesel bir içselledir.
-Sen kendince sev ve fedakarlık, sabır, şükür bayrağını yar gönderisine çek…
Evet, benim özgürlüğüm seni sevmekti.Şimdi yoksun her şey tutsak, her şey mutsuzluğun yeni adresi.
Leyla gibi sevdiğin zamanların ilacıyım. Ruhun hasta, yalnızlığın paslı, başka dünyalara karışma anların kırılmalardayım. Yanındayım;ama yanın , yanında değil.Sen kendini kaybedişin metruk kıyısındasın.Sonsuzluk sana ders veriyor, damlalarınla vicdanımı deldi.Her damla matkap gibi vicdanımın delinmesi zor duvarlarını deldi.Şimdi yüreğimde, vicdanımda senli delik deşikler var.Ben deli fişek gibi aşkına, gelişine, dönüşüne Mecnun olup aklımı yitirmekteyim.Artık, Mecnun’un adı kalmış, asıl deli, asıl Mecnun benim artık…
Seninle karşılaştığımız her zaman çağ olur bende. Hep göresim, hep bakasım çoğullanıyor.Gözlerin hala göz mü ? Beni sevdiğin bakışlarla besler mi ki? Bir bakışına ömrümü yükleyen gözlerimin nemli iklimlerinde ılıman bir mevsim olur musun?
-Salına salına yürür müsün ben dondurulmuşken, ben sensizliğe mumyalıyken.Yeniden dirilir miyim seninle …
-Bu güzellik örgüsünde ötreledim ötelerimi. Dillere sığmayan sözcüklerle geldim bağrının deşilmez yüzüne.
-Yürekten yüreğe iletişim sonsuzken ben sensiz kalamazdım.
Gönülden gönüle, gönüller yağarken ben sensiz kurulanmazdım.
-Alın yazıma o kadar güzel yazılmışsın ki seni yazmakla seviyorum .
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.