- 893 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KKTC Yaşamalıdır
Adada birbiriyle uyumsuz iki kültür var.
Tarih geçmişleri farklı.
Dilleri farklı.
Dinleri farklı.
Yaşam tarzları farklı.
Düşünce yapıları farklı.
Adaya kimin ne zaman veya kimin daha önce geldiğinin önemi kalmamıştır artık.
Yaşam tarzı, alışkanlıklar, gelecekten beklentiler gibi benzer yanları da var elbette, iki ayrı toplum oluşturan, bu iki farklı kültürün.
Adada tek devlet olsun diyorlar. Ama bunun için yeterli gerekçe ve koşullar yok ki.
Oysa biz olabileceklerin en iyisini öneriyoruz:
Kuzeydeki KKTC (Kıbrıs Türk devleti) de tanınsın herkes tarafından. Üye alınsın AB’ye. Hak ve hukuk açısından eşitlensin Kıbrıs Rum Devleti ile.
İki komşu ilişkilerini geliştirsin, ortak projeler üretsin. Huzur içinde yaşamaya başlasın her iki devletin yurttaşları.Ortak kazanımlar için gerek oldukça otursunlar masaya. Ne yapacaklarsa o koşullarda yapsınlar.
Kıbrıs adasındaki 2 devletin barış ve huzuru bölgeye de yansır. Türk ve Yunan sürtüşmesi dostluğa dönüşür.
Şu andaki görüşmeler asla iyi netice vermez. Türkiye’nin kötü yönetildiği dönemden faydalanarak adayı kapmak istiyorlar. İlerde halklara büyük acılar yaşatacak hatta savaşlara yol açacak adımlar atıyorlar.
Burada taraflar yayılmacı, emperyalist düşünceleri hümanist düşüncelere bırakmalıdır. Önce insan ve hak denmelidir.
Ekopolitik haritalara bakıldığında şu anda yapılmak istenenin; Türkiyenin ümüğünü sıkmak ve Kıbrıs Türk halkını yok etmek olduğu açıkça anlaşılır.
Lozan antlaşmasında rumların, bizim Kaş’ın hemen dibindeki Meis adacıklarını almakta neden direttiğini biz şimdi anlayabiliyoruz o ekopolitik haritalara bakarak.
Yöneticilerimize, düşünürlerimize, milletimize Kıbrıs konusunun ülkemiz için yaşamsal önemde olduğunu ısrarla hatırlatmak gerekmektedir.
*büyükharman*