- 465 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Nesne Olgu Ve Olaylar Büyüseldir
(Bu yazı, animizm ve büyücülük yazı dizimden bir içeriktir.)
Bu büyü sizin kafanızda boynuz çıkarıp, sizi öküze dönüştürmenin büyüsü değildir. Bu büyü birinin başını bağlayarak başı bağlanana istemediği evliliği yaptıran büyü değildir. Bu büyü, büyü olmasına büyüdür de, kara kedi üstünde atlayınca günahlardan kurtulmanızın büyüsü ve inanması değildir.
Doğanın bin bir bağıntıyla yansıyıp; girişen devinmeli bağıntı oluşla belirmesi; animizdi anlamanın ve büyüsel bulucu hayranlığın kendisidir. Bu genelliğin belirmesi ve genelliğin insan gibi canlılar özelinde duygu ve bilinç taşması oluşla kendilerinden geçmelerinin hayranlığı ve dünya ölçekli olup biten sürece, insan düşünmesinin yabancılaşmalarıdır.
Nesne ve olaylar yansıma bağıntılarından ötürü, devingen, kesikli sürekli, canlı ve büyülüdür. Bu edenle insan oğlunun ilk felsefesianimizdi mana algılı düşünmedir. Bu ne bir dindir, ne bir inançtır. Pusulasız bir ortamda yaşantılaşan, pusula olan totemizdi tabudur.
Olgu, olaylar çok yönlü bir girişme ve yansımanın bağıntılarıdırlar. Siz girişme ve giriştirmeleri bir bağıntıya göre kullanır, olay ve olguların, diğer bağıntısını bilmezseniz, hem bilgiye yabancı olarak kalırsınız; hem de o olayın diğer bağıntılarını, sizlere çaktırmadan kullanan kişiler, o şeyle size sihir yapıyormuş, büyü yapıyorlarmış gibi gelirler. O şey de sizler tarafından sihirli, büyülü gibi algılanır.
Yani olgu olay ve girişmelerdeki çok yönlü bağıntılı olan yansımalar zaten o olgu ve olayları sihirli büyülü kılmaktadırlar. Öyle olduğu içindir ki geçmişten günümüze gelen bağıntı girişmeli hayatın yansımalarını ve yansıma bağıntılarını da, bu büyüleyicilik yüzünde anlayamamaktayız.
Bu tür bir çok bağıntı yansımalar nedeniyle dünya bize ezoterik (batıni-gizemli-okülte) gelmektedir. Yansımaların bir ya da birkaç yüzüyle ilgili olduğumuzdan; ilgisizi, bilmezi olduğumuz diğer tür yansımalar, başkalarınca bize gösterildiğinde; biz bunlara büyü yapılıyor deriz. Biz, bunlara apaçık bir büyüdür deriz!
Bu nedenle canlılar doğanın ve her bir yaşamın başka başka onlarca yansıma nişlerini dolduruşla büyüsel bir var bulunuşun canlı olma ve hayatın çeşitli olma dinamizmini ortaya koyabilmişlerdir.
Biz kendi hayatımızı yansıtan bağıntıyla ilişkili olduğumuzdan, aynı temel ilke üzerinde başka başka yansımaların bağıntılarının da kullanılacağı özel durumları bir mucize olarak görmekteyiz. Dünya ya da doğa, kendisini çeşitli bağıntılarla yansıtabildiği için mucizeler yaratıp, bu büyüselliğini bize algılatmıştır. Dünya bu tür bağıntılı büyülü yansımalar yapmasaydı hayat hiç çeşitlenebilir miydi?
Gerek canlılık, gerek sosyo toplumsa hayat, kendi bağımlılıkları olan yansıma bağıntılı var oluşları dışındaki bağıntılarla var bulunanları, harika, mucize ve efsuni bulmaktadırlar.
Bu yüzden dünya bize groteski gelir. Aynı şey diğer bir bağıntıyla yansıtıldığı zaman o şeyin sihirli gücü ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda nesneler sihirli ve büyülüdür.
Söz gelimi parayı ele alalım. Para herkesçe iyi bilinen bir örnektir. İlk başlarda para, mallar arası değişimdeki engelleri ortadan kaldırmak, mal değişim hızı artırmak ve değiştirme nesnesi olması için kafa patlatılmış bir buluş olan araçtır.
Paranın insanlara yansıyan yüzü; ya da paranın insanlara cari olan, genel geçer yüzü; mallar arası trampanın kolaylıkla ve hızla değiştirme değeri olmasıdır. Değiştirme aracı olmasıdır. Oysa araç olan para, yine paranın amaç oluşla yansıma yapması, görmezden gelinmiştir. İkisi çok farklı şeydir.
Para bu nedenle emekler arası değişimin, çok çabuk olmasının katalizörü olmuştur. Siz bu alışmanın kullanımı ve güveni içinde bu süreci yürütürsünüz. Ama para, değiştirme değeri olmanın dışında da yansıyışla bir çok yüze sahiptir.
Para-mal-para sistemi bu paranın bu yüzlerinden birisidir. Siz 8 saatte üretilişle bir birim olan, 5 liralık işi, toplumsal ittifakla bu değerin üzerinde satamazsınız. Çünkü herkes aynı şeyi yapar. Bir kaos doğar. 5 liralık değer üzerinde donmuş bir emeğe, hiç değer katmadan 5 lira verip 15 liraya satarsanız. Hiç üretmediğiniz halde, 8 saatlik çalışma karşılığında ancak 5 liralık bir emek değeri üretecekken; üretilen bu emek değerini 5 liraya alıp 15 liraya satmakla 8 saatte üç birim iş yapmış gibi bir hileyle mal gasbına sahip oluyorsunuz.
Değiştirme değeri paranın büyülü bir yüzüdür. Değiştirme değeri olan para, diğer bir yüzleri ile çalışmadan kazanmanın da sihirli yansımalarını insanın eline vermiştir. Ama çoğunluk değiştirme değeri cambazına bakarken diğer sihirli yüzleri ne görürler, ne de görülen olup bitene akılları erer.
Akılları erse de iş işten geçmiş oluşla, kendilerini çok çetin mücadeleler vermesi gereken bir düzen yapı sarmalı içinde bulurlar. Paranın diğer bir bağıntıyla yansıma yapan yüzlerinden kimileri şunlardır. Faiz, kredi, gümrük, komisyon, finansman, enflasyon, deflasyon gibi bir yığın dalavere oluşları da bu büyüsel işin cabasıdır.
İşte bunlar paranın sihirli ya da büyülü olan yüzüdürler. Yani bir bağıntıya göre var edip kural ettiğiniz şeyler muhakkak ki diğer yüzleriyle de yansıyacaktırlar. Parayı bulmaya kafa patlatanlar dahi paranın bu kadar sihirli yüzle yansıyacağını ne görebilmişlerdir. Ne de akıllarına getirdikleri bir tahmin olmuştur. Onlar insanlığa bir mutluluk getirmenin huzuru ile mütebessim ve rehadırlar.
Bu bir çok bağıntı yansıma yüzler de kendi kuralı olan kendi yansımalarıyla bağıntı ve işin kuralı olan organize girişmeyi ortaya koyarlar. Siz bir yöne dikkat ve odaklanmanın projektörce tutumu içinde iken, şeytanlar çoğunluğun oyalandığı noktayı, bırakıp; paranın diğer sihirli yüzleriyle uğraşırlar.
01.03.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.