31
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
2617
Okunma
“ Ben en çok seni sevdim. Seni bildim öğretmenim. Anamdan da, babamdan da Birde dayımdan, nefret ettim.
Bu eziyet yıllarca sürdü.
Çocukken beni kadın ettiler. Anam biliyor. Susuyordu. Babam her daim fırsat kolluyordu. Dayım hep babamdan sonra gelirdi.
İkisi de bağırmasam için kıllı koca ellerini ağzıma kapatırlardı. İğrenir dim. Canım çok yanardı. Ben hep hayvan gibi solumalarını duyardım.
Dur sabret ilerde sende büyük tat alacaksın der kaldığı yerden devam ederlerdi.
Kusmama bile fırsat vermezlerdi. Onlar keyif alır, bense büyük acılar çekerdim. Bir vira neyim hocam. Yıllarca susturuldum.
Tek güvencem anam dı. Her şeyi biliyor ama hiç karşı gelmiyordu. Bence en büyük suçlu oydu.
Evet, fırsat kolladım. Üçü bir aradaydı, o gün fazla içtiler.
Sızıp kaldıkların da önceden hazırladığım gaz dolu bidonu her tarafa döktüm. Mutfaktaki tüpü sonuna kadar açıp kibriti ateşledim. Kapıyı kilitleyip dışarı çıktığımda ev alev alevdi.
Çok iyi oldu hepside cayır, cayır yanıyordu. Yanan sadece ev değil tahammülü zor anılarım dı. Kabuslarım dı. Keşke bir defa daha yaksa idim. Bana ne olacak hiç umurumda değil.
İşte böyle hocam seni dedim geldim.”
“ Çok iyi ettin evlat kurtulmuşsun, taktiri ilahi, yaşaman gerekmiş. Ölene kadar yanındayım. Yılmadan usanmadan sonuna kadar seninle beraberim, şunu unut maki ne olursa olsun hayat devam ediyor.”
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
“Gazeteye sekiz sütuna manşet atın.
Çılgın kız babası annesi misafir olan dayısı uyurken evi ateşe verdi.
Kendisi evi terk ederken tüpü açık bırakıp kapıyı da kilitledi.
Tirajı yükseltin burası küçük yer herkes alır.
Doğruyu araştırmayın önemli olan gazeteyi yetiştirmek, haa yanan evin resmini birde tanınmayan birisinin fotoğrafını koyun.
Biz işimize bakalım. Çoktandır böyle haber olmuyordu.
Yandı öldü gittiler. Ama hayat devam ediyor.
Bize para gerek para, haydi daha ne duruyorsunuz?
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Kırk gün kendisinden haber alınamadığı belirtilen genç kızın cesedi, ihbar üzerine evin bahçesindeki kümeste açılan iki metre derinlikteki çukurda bulunmuştu.
Oturur vaziyette bulunduğu belirtilen ceset, otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Merkezi’ne gönderilmişti.
Adli Tıp Kurumundaki otopsinin ardından mikroskobik inceleme yapılmış, buna göre genç kızın elleri bağlı ve canlı gömüldüğü belirlenmişti.
Adli Tıp yetkililerinin yazdıkları raporda, mide ve ciğerlerinde toprak olduğu belirlenen genç kızın kanında ilaç veya uyuşturucuya rastlanmamış, vücudunda ciddi darp izi de olmadığı belirtilen genç kızın, gömüldüğü zaman hayatta ve bilincinin açık olduğunun anlaşıldığı kaydedilmişti.
Bu olay yaşanırken aileden hiç kimse karşı çıkmamış hiçbir şey olmamış gibi günlük yaşantılarına devam ediyorlardı.
Çünkü o yaratıklar için önemli değildi.
Onlar için hayat devam ediyordu.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
“Babam çok kızgındı.
Eve geldiğinde burnundan soluyordu.
Annemle konuşmaları git gide alevlendi.
Altı kardeşimle ben birbirimize sokulmuş korkudan tir, tir titriyorduk.
Hepimiz baba ne olur yapma, anneme artık vurma, derken babam daha da yüksek sesle bağırıyor, saçlarından tuttuğu annemi yerlerde sürürken tekme tokat girişiyor, kötü küfürler ediyordu.
Kıyametin ortasındaydık. Komşularımız feryatlarımızı duyuyor hiçte oralı olmuyorlardı. Hepimiz bağrışı yorduk. Annem perişandı. Babam cebinden çıkardığı uzun bir bıçağı anneme rastgele saplıyor, arada sırada tekme atıyordu.
Annemin her tarafı kan içindeydi. Son bıçak darbesi annemin boğazına gelince, kan fışkırmaya başladı, gücü tükenmiş yere yığılmıştı. Babam çılgın gibiydi. Her tarafı kan içindeydi. Koşarak yan odaya girdiğinde hepimiz annemin başına toplandık.
Bizlere bakar gibi yaptı. Bir şeyler söyleyecekti, yapamadı.
Başı yere düşünce öldüğünü anladık.
Yanımıza hırsla gelen babamın elinde bu seferde tabanca vardı.
Önce ablama doğrultup ateşledi. Sonra abi me sonra benim küçüğü me peş, peşe ateşliyordu. Gözü hiçbir şey görmüyor, devamlı tetiğe basıyordu.
Tabancayı bana doğrulduğunda göz göze geldik. Bu bakış asırlar kadar uzundu. Sonra bir patlama sesi, bayılmışım. Kendime geldiğimde herkes yerde kanlar içindeydi.
Ben hariç hepsi ölmüştü. Şimdi kulaklarımda duymak istemediğim sesler, gözümün önünde hiç gitmeyen kardeşlerim ve annemin görüntüleri var.
Hep kendime soruyorum. Sahi ben yaşıyor muyum?
“Elbette yaşıyorsun evlat, sana programlı bir tedavi uygulayacağız. Uzun sürecek ama iyileşeceksin. Sende bizlerde zorlanacağız ama bu korkunç olayı atlatacağız. Unutma yavrum ne olursa olsun hayat devam ediyor”
Evrenin en tekamül etmiş canlısı insandır. Yaradan bu gücü ona bahşetmiş ama insan o gücü kullanmayı becerebilmiş mi?
Nette gezinip dururken çok güzel bir yazı okudum. Almanya da büyük bir hayvanat bahçesi varmış. Her tarafını gezdikten sonra son bölümün kapısının üstünde:
“Şimdi gezeceğiniz bu yerde dünyanın en tehlikeli canlısını göreceksiniz. Dikkatli olun”
Merakla içeri giren ziyaretçiler karşılarında büyük bir aynanın olduğunu görüyorlarmış.