- 2590 Okunma
- 31 Yorum
- 3 Beğeni
HAYAT DEVAM EDİYOR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
“ Ben en çok seni sevdim. Seni bildim öğretmenim. Anamdan da, babamdan da Birde dayımdan, nefret ettim.
Bu eziyet yıllarca sürdü.
Çocukken beni kadın ettiler. Anam biliyor. Susuyordu. Babam her daim fırsat kolluyordu. Dayım hep babamdan sonra gelirdi.
İkisi de bağırmasam için kıllı koca ellerini ağzıma kapatırlardı. İğrenir dim. Canım çok yanardı. Ben hep hayvan gibi solumalarını duyardım.
Dur sabret ilerde sende büyük tat alacaksın der kaldığı yerden devam ederlerdi.
Kusmama bile fırsat vermezlerdi. Onlar keyif alır, bense büyük acılar çekerdim. Bir vira neyim hocam. Yıllarca susturuldum.
Tek güvencem anam dı. Her şeyi biliyor ama hiç karşı gelmiyordu. Bence en büyük suçlu oydu.
Evet, fırsat kolladım. Üçü bir aradaydı, o gün fazla içtiler.
Sızıp kaldıkların da önceden hazırladığım gaz dolu bidonu her tarafa döktüm. Mutfaktaki tüpü sonuna kadar açıp kibriti ateşledim. Kapıyı kilitleyip dışarı çıktığımda ev alev alevdi.
Çok iyi oldu hepside cayır, cayır yanıyordu. Yanan sadece ev değil tahammülü zor anılarım dı. Kabuslarım dı. Keşke bir defa daha yaksa idim. Bana ne olacak hiç umurumda değil.
İşte böyle hocam seni dedim geldim.”
“ Çok iyi ettin evlat kurtulmuşsun, taktiri ilahi, yaşaman gerekmiş. Ölene kadar yanındayım. Yılmadan usanmadan sonuna kadar seninle beraberim, şunu unut maki ne olursa olsun hayat devam ediyor.”
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
“Gazeteye sekiz sütuna manşet atın.
Çılgın kız babası annesi misafir olan dayısı uyurken evi ateşe verdi.
Kendisi evi terk ederken tüpü açık bırakıp kapıyı da kilitledi.
Tirajı yükseltin burası küçük yer herkes alır.
Doğruyu araştırmayın önemli olan gazeteyi yetiştirmek, haa yanan evin resmini birde tanınmayan birisinin fotoğrafını koyun.
Biz işimize bakalım. Çoktandır böyle haber olmuyordu.
Yandı öldü gittiler. Ama hayat devam ediyor.
Bize para gerek para, haydi daha ne duruyorsunuz?
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Kırk gün kendisinden haber alınamadığı belirtilen genç kızın cesedi, ihbar üzerine evin bahçesindeki kümeste açılan iki metre derinlikteki çukurda bulunmuştu.
Oturur vaziyette bulunduğu belirtilen ceset, otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Merkezi’ne gönderilmişti.
Adli Tıp Kurumundaki otopsinin ardından mikroskobik inceleme yapılmış, buna göre genç kızın elleri bağlı ve canlı gömüldüğü belirlenmişti.
Adli Tıp yetkililerinin yazdıkları raporda, mide ve ciğerlerinde toprak olduğu belirlenen genç kızın kanında ilaç veya uyuşturucuya rastlanmamış, vücudunda ciddi darp izi de olmadığı belirtilen genç kızın, gömüldüğü zaman hayatta ve bilincinin açık olduğunun anlaşıldığı kaydedilmişti.
Bu olay yaşanırken aileden hiç kimse karşı çıkmamış hiçbir şey olmamış gibi günlük yaşantılarına devam ediyorlardı.
Çünkü o yaratıklar için önemli değildi.
Onlar için hayat devam ediyordu.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
“Babam çok kızgındı.
Eve geldiğinde burnundan soluyordu.
Annemle konuşmaları git gide alevlendi.
Altı kardeşimle ben birbirimize sokulmuş korkudan tir, tir titriyorduk.
Hepimiz baba ne olur yapma, anneme artık vurma, derken babam daha da yüksek sesle bağırıyor, saçlarından tuttuğu annemi yerlerde sürürken tekme tokat girişiyor, kötü küfürler ediyordu.
Kıyametin ortasındaydık. Komşularımız feryatlarımızı duyuyor hiçte oralı olmuyorlardı. Hepimiz bağrışı yorduk. Annem perişandı. Babam cebinden çıkardığı uzun bir bıçağı anneme rastgele saplıyor, arada sırada tekme atıyordu.
Annemin her tarafı kan içindeydi. Son bıçak darbesi annemin boğazına gelince, kan fışkırmaya başladı, gücü tükenmiş yere yığılmıştı. Babam çılgın gibiydi. Her tarafı kan içindeydi. Koşarak yan odaya girdiğinde hepimiz annemin başına toplandık.
Bizlere bakar gibi yaptı. Bir şeyler söyleyecekti, yapamadı.
Başı yere düşünce öldüğünü anladık.
Yanımıza hırsla gelen babamın elinde bu seferde tabanca vardı.
Önce ablama doğrultup ateşledi. Sonra abi me sonra benim küçüğü me peş, peşe ateşliyordu. Gözü hiçbir şey görmüyor, devamlı tetiğe basıyordu.
Tabancayı bana doğrulduğunda göz göze geldik. Bu bakış asırlar kadar uzundu. Sonra bir patlama sesi, bayılmışım. Kendime geldiğimde herkes yerde kanlar içindeydi.
Ben hariç hepsi ölmüştü. Şimdi kulaklarımda duymak istemediğim sesler, gözümün önünde hiç gitmeyen kardeşlerim ve annemin görüntüleri var.
Hep kendime soruyorum. Sahi ben yaşıyor muyum?
“Elbette yaşıyorsun evlat, sana programlı bir tedavi uygulayacağız. Uzun sürecek ama iyileşeceksin. Sende bizlerde zorlanacağız ama bu korkunç olayı atlatacağız. Unutma yavrum ne olursa olsun hayat devam ediyor”
Evrenin en tekamül etmiş canlısı insandır. Yaradan bu gücü ona bahşetmiş ama insan o gücü kullanmayı becerebilmiş mi?
Nette gezinip dururken çok güzel bir yazı okudum. Almanya da büyük bir hayvanat bahçesi varmış. Her tarafını gezdikten sonra son bölümün kapısının üstünde:
“Şimdi gezeceğiniz bu yerde dünyanın en tehlikeli canlısını göreceksiniz. Dikkatli olun”
Merakla içeri giren ziyaretçiler karşılarında büyük bir aynanın olduğunu görüyorlarmış.
YORUMLAR
bu ve benzeri olaylar..mesleğim gereği o kadar çok karşılaşıyorum ki..insanın aklının almadığı, midesinin bulandığı, bu kadarına da pes yani, denildiği onca olayla karşılaşıyorum..bunlar gerçekten yaşanıyor mu diye soranlara; hatta daha da fazlası var demek gerçekten insanı söylerken bile utandırıyor..sevgili KOMUTAN ım..yine kanayan, sızlatan toplumsal bir yaraya parmak basmışsınız..okurken insanın içini ürperten bu paylaşım, insanlık olarak hangi durumdayız, bize tekrar hatırlattı..günün seçileni olması ve bizleri tekrar sirkelenip kendimize getirmesiyle nedeniyle;
emeğiniz, alçak gönüllülüğünüz ve hassas hissiyatınızdan dolayı teşekkürü borç bilirim..tebrik ve saygılarımla sayın KOMUTAN ım..sağlıcakla kalınız..
Kalemini her dem ,bir neşter gibi toplumun kangren olmuş yaralarına vuran,ve bunu duyarlı asil yüreğiyle
yoğurup paylaşan değerli komutanım .iyi ki varsınız ...
Asıl ,Sizi kopyalayıp çoğaltsak milyonlarca belki kurtulur kadınlar da bu vahşetlerden ...
Eğitim ve kültür düzeyi düşük, erkek egemen toplumlarda ,ahlaksızlık ,yozlaşma da diz boyu oluyor böyle .
Ve bu tanıma giren yaratıklar( ki onlara insan demek insanlığa hakaret olur .)iğrenç emellerini tatmin için, ensest ilişkiye bile girecek kadar adileşebiliyorlar ..ki hayvanlarda dahi nadir görülen bir dürtüdür bu .
Bu ve benzeri azmanların toplumdaki tek kurbanı da kadınlardır tabii ..Şiddetse olağan gibi artık bu toplumda ...Boyalı ve görsel basında ...izliyoruz utançla ...
Bir ülkenin yasaları ve yasa koyup uygulayıcıları dahi buna göz yumuyor ya da ağır yaptırım uygulamıyorsa bu vahşet bitmez ..
Kısacası böyle bir ülkede kadın olmak zordur ...komutanım ..zorrrrrrrrrrr...yaşanılır ,dayanılır gibi değil ...
Bunlar için öncelikle dünya cehennem edilmeli başka yolu yok bunun ...
BİR İNSAN SÖYLEDİĞİNİZ SÖZÜ UNUTABİLİR ZAMANLA ,AMA ,ONA HİSSETTİRDİKLERİNİZİ ASLA ...
diyerek sonlarken yorumumu bir kadın olarak hemcislerim adına da sonsuz tşkler saygılar komutanıma ..
Ah değerli abiciğim..şehvet doruklarında olunca böyle çarpık yaşanmışlıklar oluyor malesef :((... dünyanın her yerinde bu tür pislikler var..psikolojik vaka diyeadlandırırlar..oysa şeytanın tetiklemesinden başka birşey değildir bu olay...insan evladına veya yeğenine bunu nasıl reva görür..yavrum dedim okurken...ve annesinin ses çıkarmayışı kızın yapması gerekeni anne yapmalıydı...çok acı çok ...içim sızladı ...suç kimde günah kimde başlıklı yazımda..nefsi temiz olan kadın ve erkeğe selam demiştik...
iyiki cehennem var... :((
toplumsal içerekli yazıların var olması gerektiğini düşünüyorum, edebi çerçevesinde ... kaleminiz daim olsun...hürmetler kaleminize..saygılarımla
Tüylerim diken diken okudum, içim yandı ve gözlerim doldu... :( Maalesef her şeye rağmen hayat devam ediyor.!
Insan oğlunun ne kadar hayvanlaştığının resmidir, insanlığımdan utanç duydum. Gerektiginde insanın en tehlikeli varlık olduğu ortada.
Ülkemizin kanayan yarasına parmak basıp acı gercekleri yazan usta kalemi ve güzel yüreğinizi kutlarım abim...
UMUT ve DOSTCA
Sabah gördüm yazınızı Can. Final müthişti. Bu haberlerin heps yaşananlar. İlk paragraftaki ise en çirkini. Bir kitap elime geçmişti. Adı " Babam öldüğünde hiç ağlamadım " Adındaydı ve gerçek bir yaşam öyküsüydü. Başlangıçta biraz okudum ve kendimi okumaya zorladım. Fakat okuyamadım. Sonra benden sonra bir arkadaşıma verdim o da aynı tepkiyle geri vberdi kitabı. Ne dersek diyelim, bunlar yaşamasın desek de yaşanıyor. Sanıyorum ülkemizdse çok ensest ilişkiler yaşansa da ülkemizde açığa çıkmıyor. Yazını okuyunca bunlar aklıma geldi. Tebrikler can abim. Sevgiler yüreğine.
En Tehlikeli Yaratık ''İnsan'' (Ayna da görünen )
En tehlikeli sistem'' İnsanları düşünmekten alıkoyan sistemler...
Ülkemizde kesinlikle Can güvencesi yok.İnsanlar çırdırmış gibi.
Güçlü olan elinde silahı olan hep güçlü...Adalet se sadece adı var.
Bu olaylar hergün Ülkemizde yaşanan sıradan olaylar haline geldi.
İbret verici bir çalışma.
Okurken,
iyi ki böyle bir ortamda doğup büyümedim,
iyi ki böyle bir ailem olmadı diye düşündüm.
İyi ki böyle saçma törelerimiz yoktu.
60 yıl önce bile kız çocuklarının fikri sorulur,
gönlü olmadan evlendirilmezlerdi bizim yörelerde.
Cahil insanlardı ama,
böyle konularda çok ileriydiler.
Üzülüyor insan bu dramları okuyunca.
Keşke olmasa,
böyle sevimsizlikler yaşanmasa diye düşünüyorsunuz.
Ama,
hayat devam ediyor işte.
Bu akışta,
güzellikler de gizli, sevimsizlikler de.
Son bölümde anlatılan hayvanat bahçesi olayına da bayıldım.
Eşe dosta anlatalım bu güzelliği.
Çok güzel bir paylaşımdı. Konusu acı olsa da.
yüreği insanlık dolu
adamın hası can abim
yine öyle hahsas bir konuya dokunmuşsun ki
gözlerimizde canlı duran sahneleriyle...
o usta kalmine yine nederin saygıları duyarak okuduk
hayat dersini...
ve finalde aldık payımızı
öpüyorum ellerinden abican
hep var ol sevdiklerinle beraber
Sevgili abim.
Bir insanın bedeninde yaptığınız tahribatın izleri zamanla silinip gitse de ruhunda oluşturduğunuz tahribatın izleri asla silimniyor. O dayısını, annesini ve babasını yakan kız mesela...Onları tekrar tekrar bin kere yakmış olsa bile ruhundaki tahribetı silmesi mümkün müdür?
Kardeşleri ve annnesi gözü önünde öldürülen çocuk...Dünyanın en iyi psikologları tarafından tedavi edilse normal, sağlıklı bir ruhla yaşaması mümkün müdür? Asla.
Bir öğrencim vardı İzmitte...Annesi babasından ayrılmıştı. Kadın oldukça güzeldi ve sonunda kötü insanların kötü eöellerine alet olmaya başladı. Kızcağıza herkes O...çocuğu diyordu. Yıllar sonra bir başka görev yerimde gazetede gördüm kızcağızın resmini. Damarına tarım ilacı enjekte ederek intihar etmişti. Öldüğünde henüz ondört yaşındaydı.
İlk defa yorum yazmakta aciz kaldığım bir yazını okuyorum Can Abim...Kusura bakma.
Selam ve sevgilerimle.
" Merakla içeri giren ziyaretçiler karşılarında büyük bir aynanın olduğunu görüyorlarmış. "
Yukarıya alıntıladığım bölüm yazının özetiydi. İnsandan daha vahşi bir yaratık yok. İnsan hariç hiçbir canlı zevk için öldürmez.
Bu tür olayların ardı önü kesilmiyor, ne yazık ki kesileceğe de benzemiyor. İnsanoğlu her geçen gün daha da gaddarlaşıp duygusuzlaşıyor.
Tebrikler komutanım
saygılar
Olaylara sosyolojik açılardan bakmak gerekir bence. Neden böyle trajik olaylar bizim ve bizim gibi toplumlarda yaşanıyor. Her gün ortalama resmi olarak beş kadın şiddete maruz kalmakta. Gayri resmilerin ne kadar olduğu ise meçhul. Bence eğitimden başlamak gerek. Kadını öteleyen dinsel baskı altında tutan zihniyetin yansıması ve de buna geri kalmışlığın etkileri de eklenince durum vahimleşiyor. Kadını eşit gören bir anlayış böyle çirkinliklere yeltenebilir mi? Toplum olarak kendimizi sorgulamamız lazım. Eğitim daha çağdaş olmaya doğru gitmesi gerekirken; kızlarımızı çocuk yaşta gelin etmeye yeltenen düşüncelerin bir ürünü olarak değerlendirmek mümkün bu tip hazin olayları. Gönlüm, bu ülkeyi kadınların yönetmesinden yana. Erkek ağırlıklı toplumlar, kendilerini kanıtlamak için kadına baskıyı tercih etmektedirler. Kadınlar her zaman başımızın taçlarıdırlar. Onlarsız nefes almak bile biz erkeklere yakışmıyor. Her zaman ve parkurda yan yana omuz omuza olmamız şart. Tacettin ağbey, kaleme aldıkların ne kadar hazin olsa da günceli önümüze getirdiğiniz için yüreğine sağlık. Ellerin dert görmesin. Selam ve saygılar...
ayhansarıkaya tarafından 2/23/2014 9:03:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
Cehennemin varlığını da yokluğunu da, ne gören, ne de o dünyadan gelip anlatan olmuştur, sadece insanları doğuya güzele yönlendirmek amaçlı varsayımdır.. Diyelim ki var ve bu insanlarda o öğretiyle büyüdüler ne kadar etkili olduğu da ortadadır.. ben bunlara sapık ruhlu insan azmanı beyinsiz zavallılar diyorum...Bence gördükleriyle yaşadıkarıyla bu zalimliğe maruz kalan ve ömrünün sonuna kadar olanı biteni unutamayanlar cehennemini bu dünyada yaşamışlardır diyorum.. ve onlara bu cehennem hayatı yaşatanlara lanet ediyorum.... sizi yürekten kutlar sonsuz saygılarımı sunarım hocam
Ya Cehennem.
Haberini aldık.
Sen bu yaratıklara az geldin.
Varsa başka ateşten kapılarını, yol göster.
Dünya bebek gülüşlü insanoğlunun
Çukur gamzelerin ne olduğunu bilmeyen kızların yanaklarında kına yakmasınlar
Kına yanaklı anaları hasret zincirine bağlama
Fazla zincirin varsa vur aynalara kırılsın
Kırılsın zalimlerin boynu
Yerle bir olsun Cehennemde
Utan adını soranlardan
Yol göster onlara
İçeri mazlum alma C e h e n n e m...
*
Saygıyla
Acı ama gerçeklerle dolu bir yazı.İnsanı tıtretiyor,utandırıyor