Ansızlığa
Zeus’ tan ateşli göz
kapkara bazen duman yağarken
dokunur bazen buluttan beyaz
küçük şeylere sığan büyük eli
huzuru dağ sırtından çalmış
sahipsiz özgürlüğü ruhtan
gölgelerde aydınlık
gün de zifiri gül karanlık
doğurduğu çocuk olur kimi derdiği
büyüttüğü kimi vakit
en çok öldürdüğü apansız ihtirassız
kaçıncı "ol" dasın bilmiyorsun sende
kaçıncı yol
kaçıncı her yola savurduğun
bambaşka kollu ahtapot
kesilir elbet birgün
varı yoğuyla
senden güçlüsünü bilmiyorum
akla, yüreğe hükmeden Ey!
Ey ! durma
üstümden atlayıp geçtin
sıramı bekliyorum susarak
susayarak açlığına
anla yorgun tabanlarım
aldatan şeklin içini gördüm
maraz çekirdek çatlar
yer kalmadı gökte iz bırakmadığım...
ay güneş susturun şunu ...
Şükran Ay