- 493 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zihin Kontrolü
Zihin Kontrolü
Oyun kartları (İllimunati, tarot) kartlarıyla adeta kodlanan şeyler nasıl gerçekleşiyor değil mi? Çünkü o kartlarla oynarken o kartlardaki hedeflenen şeyleri adeta insanlar evrenden istiyor! Dinsel öğretiler de böyle ritüeller ve ibadetler ile istenenler açığa çıkıyor! Tabi ki evrensel sonuçları da açığa çıkıyor adaletsiz durumlar bu nedenle açığa çıkar. Başkasını esir edip cariye edip özgürlüğünü cinselliğini hiçe sayanlar o duruma düşüyor! Bu kodlamalar günümüzde daha da ileri seviyede yapılıyor! Zihin kodlaması veya subliminal mesajlar! Ama evren illa cevap veriyor.
Tarot kartlarındaki öngörüyü anlatıyordu bir yazar! Geleceğe dair bir kodlama ve yönlendirme tarot kartıyla bile yapılabiliyor ise milyarlarca insanın inancının yönetilmesi tarot yönlendirmesinden çok daha kesin çıkar! Yani geleceğe dair beklenti oluşturup sonra da "Bakın nasıl çıktı!" denir! Çıkmasın mı? Milyarlarca insanı o şeylerin çıkacağına dair yönlendirdiler! Hatta yönlendirenler kendi nesillerinin kutsal olduğunu da söyledi ki kıyamete dek işi sağlama aldılar!
Kurtarıcılar falan çıkacak, hem de bolca. Elbet bozguncu da olacak ki kurtarıcıya gerekçe çıksın. İşte kodlama budur! Perde arkasında ise bir ırk ya da güruhun rahatı vardır!
Bin yıllarca zihnini bloke etmiş insanlar, gelecek nesillere de bu sakat teslimiyetçi tavırlarını naklettiler. Bu teslimiyetçi insanlar herkesi kendileri gibi sanıp diğer insanların zihnini de hafife alıyor! Keriz yerine konanlar uyanırsa deniz bulanır! Bunun da farkındalar ve tamamen kutuplaşmaya gidiliyor! Orta Doğu toplumları için konuşuyorum.
“İnanıyorsan üstünsün!” bu nasıl bir şey ki? Neye inandığımız önemli, her şeye inanmak nasıl üstünlük olacak? İnanca karşı zayıf yetiştirilen nesiller bunun sıkıntısını çeker! Neye iman edeceğiz? İnsanın hakikatine ve insanın Hak olduğuna mı? Yoksa hariçte bir ilaha mı? Günümüzde insanlar "İman" deyince; "Orta Çağ" dan kalma bazı kutsal söylemlere inanmayı anlıyor oysa o söylemlerin pek çok ilavesi ve eksiltilmesi olmuş. Bunu da yine din adamları söylüyor! Demek iman edilecek ise insan hakikatine iman edilecek ya da insan kendi hakikatini bilecek!
İman, bilinç edinilecek şeyleri belirler. Yani bilinç esas ise iman ona dair yolu açacak. Bu anlamda kendine inanmayan bilinç de oluşturamayacak. Taklidi iman eden ise hep bir şüphe tehlikesine maruz kalacak. İman konusu çok önemli yani; kendine inanmayan başkasına inanmaz! Mazallah münafıklık bu tehlikeden çıkar.
İlim maluma tabi olduğundan bilinebilirlik açısından her şey levhada olup bitmiş hükmünde bir boyut için, diğer boyut için ise henüz başlamamış, başka boyut için ise devam eden bir süreç var. Yani bir levha taranıyor gibi düşünelim. Taranma anı şimdi, taranmış olanlar geçmiş, taranacak olanlar ise gelecek! Bir ayrıntı var o da izafiyet. Bu üç hal de izafi. Yani zaman ve mekan boyutuna has izafiyetler bunlar. Levhi mahfuz levhasına data, ruhsal boyutta aktarılan bilgiler izafi evren üzerinde yansıyor. Yani yansıma anından göreceli olarak geçmiş ve gelecek oluşuyor. Zaman ile alakalı yazılarımda bahsetmiştim ayrıntılı olarak. Zaman feleğin dönmesiyle açığa çıkıyor. Yani atomların elektron ve çekirdek dönüşlerinden galaksilerin dönüşüne kadar hareket eden her şey için zaman işlemeye başlıyor. Cisim hareket ettiğinde “Hay” ismine mazhar olur ve zaman mekan başlar. Potansiyelde iken hiçlik konumundadır ve hiçin potansiyeli sınırsızdır. Yani geçmiş ve gelecek olarak izafi bilinen ana görecelidir. Andan tüm levhaya doğru bir geçiş mümkün. Zaten "Zerre küllün aynasıdır, aynısıdır" hakikati de buna ışık tutar. Zerreden külle bakabilen andan da tüme bakabilir! Feraset de denir bu duruma bazı da kehanet denir.
Tamamen içeriğini kaybedince fikirlerin savunulacak yanı kalmaz! Kritik noktaya kadar savunulabilir, sonrası o fikre zarar vermeye başlar. Yani eski zaman öğretilerinin son kullanma tarihi geçti; ambalaj değiştirip eski malı tekrar satmak bir yere kadar insanlar kandırılabilir ama uzun vadede durum anlaşılacaktır...
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.