- 970 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Alexandra
- BİRİNCİ BÖLÜM -
“Aradan yıllar geçmiş, herkes birbirini unutmuş. İşten güçten hepimiz dünyanın seline kapılıp gitmişiz. Birbirimizi görmeyeli çok uzun zaman oldu. Ne iyi olduda hele şükür bir araya geliverdik.”
Birden bir ses duyuldu. Yılların vermiş olduğu yorgunluk ile çürümüş olan malikanenin emektar kapısı cızırdıyarak açıldı. İçeri sekiz yaşlarında sapsarı saçları, bembeyaz teni, masmavi gözleriyle bacak kadar bir kız girdi. Malikanenin içerisindekilere gülümsedi.
“İşte benim küçük oğlumun kızı Alexandra. Gel Alexandra seni akrabalarımız ile tanıştırayım.”
Kırımızı pabuçlarıyla seke seke ihtiyar dedesinin yanına geldi, yanına oturdu. Kırışmış, buruşmuş elleriyle torununun başını okşadı.
İşaret parmağı ile karşısında oturan kadını gösterdi.
“ Bu Bayan Sisi. Babanın halası. Benimde kız kardeşim oluyor. “Çok uzun zamandır görüşmüyorduk. En son sen doğduğunda seni görmek için gelmişti.”
İşaret parmağını yan tarafa çevirerek bembeyaz saçları omuzlarına kadar uzun kirli sakallı adamı gösterdi.
“ Bu da Bay Dimitri. Bayan Sisi’nin eşi.
Dimitri, sapsarı dişleriyle Alexandra’ya bakıp gülümsedi. Eskimiş, rengi solmuş fakat güzelce ütülenmiş lacivert ceketinin cebine elini soktu.
“ Gelmeden önce sana bir hediye aldım tatlım. Bakalım beğenecek misin?”
Alexandra’nın onun yanına gelip oturması için sol eliyle koltuğun yanındaki boş yere yavaşça iki kez dokundu.Sonra da cebinden kırmızılı cafcaflı bir kağıda güzelce sarılmış küçük bir paket çıkardı ve Alexandra’ya uzattı.
“ Al bakalım Alexandra. Umarım beğenirsin.”
Küçücük elini uzatarak paketi aldı. Açmak için üzerindeki cafcaflı kağıdı yırttı. Paketin içinden bir oyuncak bebek çıktı. Ahşap el yapımı bir Matruşka’ydı bu. Aynı kendisi gibi sapsarı saçları, masmavi gözleri vardı.
Dimitri oyuncağı Alexandra’nın elinden aldı.
“ Bak sana ne göstereceğim.”
Bebeği yan çevirerek iki elinin arasına aldı. Parmaklarıyla bastırdı ve asıldı. Bebek ikiye ayrıldı ve bebeğin içinden bir bebek daha çıktı. İçinden çıkan bebeğide aynı şekilde ikiye ayırdı ve yine bir bebek daha çıktı.
Alexandra çok şaşırmıştı. Sofi’nin ona kumaştan yaptığı bir bebeği vardı. Hep onunla oynardı. Daha önce hiç böyle bir oyuncak bebek görmemişti. İki oyuncak bebeğe sahip olmanın mutluluğuyla dedesine bakıp gülümsedi.
Sofi’ye yeni bebeğini göstermek için sabırsızlanıyordu. Heyecandan teşekkür bile etmeden Dimitri’den yeni oyuncak bebeğini alarak mutfak kapısına doğru yöneldi ve koşturdu.
Sofi, Alexandra’nın dadısıydı. Alexandra doğduğundan beri ona o bakıyordu. İnce uzun boyuyla, simsiyah beline kadar uzun saçlarıyla ve kömür karası gözleriyle otuz yaşlarında bekar bir Rum kadını, Ortodoks bir papazın kızıydı.
YORUMLAR
Hikâyenin devamı var mı? Bir de nasıl sığdı o cebe o matruşka? Hiç yanlış anlamayın kırılıp incinmeyin. Yazınızın tarafımdan dikkatle okunduğunun göstergesidir bunlar. Gayet güzel bir öykü yumağı aslında. Fakat biraz daha çaba gerektiriyor. Eğer bu çaba sarfedilirse, harika bir eser okuyacağımıza kuşku yok.