Şehzadeye Nasıl Kıyılır
Derin bir acıydı. Hiç unutulmamış üzeri hiç küllenmemişti. Daha dün gibi hatırlanırdı tüm tazeliğiyle.. Evet bir evlada kıyılmıştı. Üzerine dokuz cellat salınmış ve boynuna urgan geçirilerek boğdurulmuştu.
Tarihi kayıtlar böyleydi. Okuduklarımızdan ve dinlediklerimizden yola çıkarak ancak tasavvur edebiliyorduk olayı. Bilmiyorduk nasıl gerçekleştiğini. Ta ki düne kadar, çadırdaki o sahneleri izleyinceye kadar..
İşte izlenen o görüntüler tekrarlanmasına ve katmerlenmesine neden oldu bu acının her ne kadar bir film de olsa..
Sayısız şehzade için hüküm verilmişti ama her nedense ikisi var ki hiç unutulmamış, hiç affedilmemişti.
………..
Kıyılmıştı işte iki cana..
Acımasız şekilde.
Peki niçin?
Cevap hazır..
Devletin bekası için..
Yani geleceği istikbali, halkın dirlik ve düzeni için..
………..
Bir asra yakın farkla.
Biri tahta çıkamadan,biri tahttan indirilerek.
Biri Şehzade Mustafa,diğeri Genç Osman..
Biri babanın,diğeri küçük kardeş Murat’ın gözlerinin önünde..
İkisinde de stil ve tarz aynı..
Entrikalarla..
Oyuncular,kahramanlar,başkahramanlar bilinen karakterler..
………..
Daha çocukken ilkokul sıralarındayken okuduğumuzda,ilk kez duyduğumuzda böyle bir şey olamaz,bir baba evlada kıyamaz,bir masum, suçsuz ve günahsız insan cellatlara teslim edilemez demiştik. Ve nasıl olurda bir baba tül perdenin arkasından can çekişen bir evladı izleyebilir,bir baba yüreği bu acıya nasıl katlanabilir demiştik.
Öyle aktarılmıştı bize tam filmde olduğu gibi. Sultan Süleyman çadırda bir tül perdenin arkasından tüm olanları izlemişti diye..
…………….
Anlamak zor,başka yolu yok mudur bunun?
Hayır hayır mesele ne devlet ne memleket meselesi.mesele iktidar meselesi. İktidar söz konusu oldu mu ne evladı ne kardeşi görüyor insanın gözü.
Hele bir de ihtiraslar, iltimaslar, kollamalar girmişse sarayınıza, her türlü entrika çevriliyorsa hiç gözünün yaşına bakmayıp boğduruyorsunuz evladı dokuz cellada..
Oysa Taşlıcalı uyarıyor en yakını en güvendiği kişi olarak. Şehzadem diyor sakın gitmeyin ne olur ne olmaz başınıza bir iş gelebilir.
Mustafa’daki o yüksek asalet ve ince ruh hayır,bir baba evlada nasıl kıyar diyor.
Babanız Muhteşem Süleyman;bir şehzade, olabilecek her şeyi düşünmeli ,hesaba katmalı der diyor Taşlıcalı..
Gocunacak neyim var,masumum,bir hata yapmadım ki Cihan Padişahına diyor şehzade Mustafa.
Tüm uyarılara son ikazlara aldırmayarak iyi niyet ve safiyane düşünceyle başını uzatıyor celladına..
Oysa arkasından ne dolaplar çevriliyor,ne tuzaklar kuruluyor hem de en yakını sayılabilecekler tarafından.
Bilmiyor,farkında olmuyor,hepsini kendisi gibi görüyor.
Nasıl da sarılıp kucaklıyor ilerde kendisiyle taht kavgasına girecek olan kardeşlerini. Nasıl da sahipleniyor onları.
Onlar da farkındalar. Mustafa ağabeyleri tahta bir oturacak olsa biliyorlar ki kendilerine dokunmayacak,ilişmeyecek..
Evet yaşasaydı han,hakan,sultan olabilseydi ilişmezdi hiç, ne Bayezid’e ne, Cihangir’e hatta ne de Selim’e..İlişeceği bir kişi olurdu sanırım..Rüstem..Rüstem’e acımazdı. Bilirdi o olduğu sürece ne saltanata ne de tebaya gün yüz yoktu.
…………
Evet bir acıyı bir film karesiyle tekrar yaşadık tüm toplum olarak..
Yıllar Önce Kösem Sultan’ı izlemiştim. Orada da ip Genç Osman’ın boynuna geçirilmişti ve Sultan Murat Han affetmemişti annesini hiç ölünceye kadar.
Ağabeyinin gözleri önünde katledilmesini hiç unutmamıştı.
Onun boşalttığı hükümdar koltuğuna oturduğu halde.
……………
Acılar bitmiyor işte bu topraklarda...
Masum, suçsuz ve günahsız bu iki Osamanoğlu biri tahttan indirilerek,biri tahta çıkmayı beklerken katlediler.
Entrikalarla,saray darbeleriyle..
Unutulmadılar silinmediler hiçbir zaman zihinlerden.
Masumdular, suçsuz ve günahsızdılar çünkü.
Böyle bilindiler,hep böyle anıldılar…
Kemal GÜL
15.02.2014
YORUMLAR
Değerli arkadaşım
Dizilerin ve filmlerin oldukça fazla etkisinde kaldığınız kesin. Oysa dizilerde de filmlerde de pek çok sahne kurgudur. Yani senaristin tamamen kendi hayal dünyasında kurguladığı sahnelerdir. Diyeceksiniz ki Ne yani şimdi Şehzade Mustafa öldürülmedi mi?, Padişah II. Osman öldürülmedi mi? Öldürüldü elbette. Ama biz tarihimizde cereyan eden olayları böyle dizilerden öğrenmeye kalkarsak çok büyük hatalara düşeriz. Ya da eksik kalırız en azından.
Mersela Osmanlı tahtında iki tane daha cinayete kurban giden padişah vardır. Kimdir bunlar..Çıkın sorun bilen çıkmaz...Neden? Dizisi ya da filmi yapılmadı çünkü.
Tahta çıktığı gün sarayın avlusuna otuz dokuz tane şehzade ve şehzade çocuğu tabutu dizen bir padişahımız vardır. Kimdir bu? Onu da kimse bilmez. Çünkü dizisi yapılmadı.
Tarihimizi dizisi yapılmadan öğrenmiyorsak burada kabahat kimde dersiniz. Ya da soruyu şöyle sorayım. Benim çok fazla param olsa da bir tarihi dizi yaptırsam, senaryosunu da kafama göre bizzat kendim yazsam buna '' Tarih '' diye inanmak mı gerekir.
Velhasılı kelam.
Dizler seyerdilmek ve vakit geçirmek içindir..Bahsettiğiniz diziyi en başından beri takip ediyorum ama hiç bir zaman o diziye bir belgesel gözüyle bakmıyorum. Size tavsiyem siz de öyle yapın.
Selam ve sevgilerimle.
elbistan
Dizi karşısında geçirilecek zamanım yok bunu böyle bilin. İzlediğim ve yazı konusu ettiğim sadece çadırdaki sahneydi. Elbette kurguyla gerçek birbirinden farklıdır. Bahsettiğiniz konuya gelince;her ne kadar tarih bilgim sizin kadar olmasa da ııı.Murad'ın yirmi ikisi erkek,yirmisi kız kırk iki evladı vardı,akibetleri ne oldu? Sağlıcaklakalın...