- 1040 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Sis Grisi
İçimdeki en güzel şey sendin
Gidebilsem içime!
Bulabilsem yolumu…
Ağzımdan gelip yüreğime oturan bir kelimeydi adın
Dilimden hiç düşüremediğim…
Yüreğim sisli
Seviş alanım kapalı!
Görkemli bir gidiş bu, paslı hatıraların üzerinden geçerken, yıllanmışlığın o hiç bitmeyecek kokusu siniyor üzerime. Yeni gitmiş gibiyim hep, yeniden gidecek gibi, ne çok oldu oysa yok olalı…
Delik deşik hatıralarım var benim, seninle gezdiğimiz her sokakta, sokaklar taşıyamadı ayaklarımızı, küçüldü biz geçerken, sıkıştırdı. Adımlarımızı kovaladı, nefes nefese kaçtık içimize, amansız bir kapı zili, beklentisiz misafir gibi, ansızın içimizi sızlattı. Sızı veren şeyler hep apansız olur.
Gitmek doğasında var aşkın, gözyaşı simgesi, susmak gitmelerin ardında usulca süzülürken, her kapı aralığında beklemek var, çok ani bastırdı yağmur. Kaçamadık, kovalandık. İçimde yaktığın ateş, hangi dağları tutuşturdu? Kaçamadık, yakalayamadık da… Kısacası biz olacak kadar bir şey olamadık, şimdi sen ve ben iki ucu bir araya gelemeyen iki sessiz cümle gibiyiz. “Ellerim yakanda” diyebilecek kadar yakınlaşamadık. Araya yağmur girdi, tutuşan dağlar girdi, görkemli kelepçelerle süslendi bileklerimiz, gelemedik, hep götürüldük bildiğimiz uzaklıklara, oysa bilinmeyen yakınlıkların peşindeydik biz. Uzaklıklar da bizim peşimizde…
Yüreğim sisli, olmadığından beri, göremiyorum, sevemiyorum, seviş alanım kapalı. Gözyaşlarından bir yağmur olsa, tuzlu bir su, bir deniz olsa dağılacak bu sisler, yağmuru beklerken baskın yedik, alabora olduk, fırtına vurdu şuan olamadığımız yerden bizi, dağıldık, dağılırken parçalarımız karıştı birbirine, şimdi sende biraz ben, bende biraz sen. Ama parçalar birleşmeden tam olamayacağım, tüm neşesizliğimle dolaşıyorum, istediğin gibi değilim artık, ama güldüğünü görebilecek kadar yakın olabilsem, o zaman istediğin gibi neşeli olabilirim. Yoksa kesiliyor neşem orta yerinden, bir anda gülen yüzüm kayboluyor, yerine ağlayan kim?
Her aşk kendi masalını yaratırken, o masalı öldürecek bir de katil yaratıyor. Virgüllere sor katilin kim olduğunu, uzaklara sor dokunamadıklarımızı…
Siste kaldı sesim, duyamadın.
Pusuya yatmıştı hayalin, aldandım. Yüzyılın en güzel yalanıydı bu, en güzel aldanışı, en başarılı yarımlığı… Yıldızlarla bağımı çözemiyorum, gökyüzü mavi oldukça, seni bu kadar hatırlattıkça kendimi alamıyorum, toplayamam yıldızları, onlar da seni görüyorlar, benim göremediğim neşeni, düşünceni… Ama hisler? Onlar da mı sis altında? Güneş bizimse, neden ayrı yerlerde üşüyoruz?
Bu doğanın içinde, benim en doğallığım kaybetmek, boyumu geçen dalgalarda değil, suyun en durgun zamanında kayboluyorum, en güvendiğim, en sakin hissettiğim zamanda boğuluyorum.
Dalgalarda değil, herkesin üzerinden atlayıp, geçtiği o ufacık kuytuda, kimsenin fark edemediği boşlukta, küçücük bir anda yitiriyorum kendimi…
Kırık kanatlarıma bakıp, kendimi kuş zannediyorum, kuş zannettiğim için vuruluyorum, uçamıyorum. Oysa kuşlar kuş olduğunun farkında değildir, o yüzden kaçıp, gidebilirler. Sesimi vurdular, kırıldı sesim, artık kimsenin duyamayacağı kadar paramparça kelimelerim, anlaşılmazım ve sessiz…
Nisansız bir hayat benimkisi, hiç doğmamışım gibi, bulduğum her paslı ızgaraya bir şeyleri yuvarlamak derdindeyim yürürken, kendimi saklayamıyorum, açıkta kalıyor gözlerim, sığmıyorum, pas tuttuğu için yalnızlıklarım pırıltılı ellerim. Ağladığımı göremeyen herkes demir sanıyor yüreğimi, artık kırılmıyor ama demirden olduğu için değil, kırılacak yeri kalmadığı için kırılamıyor. Kırgınlıklarım da sessiz, sessizlik bir perde gibi üzerimde, kimsenin görmeye cesaret edemediği…
Yağmurlu günlerde yanından geçiyorum, görmüyorsun, kokumu bırakıyorum sana bir rüzgârla, yağmur yapışıyor kokuma, ayaklarım yok, ellerim uslu. Her şeyi darmadağın edip, kayboluyorum, kaybolduğuma bu kez kendim de inanarak, adı konulmamış şarkılar mırıldanıyorum içimden, yalnız sana, daha bir sırılsıklamız şimdi. Yanımda olmayışını biliyorum, ama olman çok güzel bir fikir, sürekli aklıma bunu ezberletiyorum, aklımla fikrim sürekli kavga halinde, barıştıramıyorum, diğer tüm duygularım gibi çarpışıyorlar, eziliyorum, yassılaşıyor kalbime yakın yerlerim, biraz daha eksiliyorum, önceden kalma zamanlardaki gibi, devam ediyorum yoluma. Yağmura aldırmıyorum, sokaklar ıslanıyor, ıslanan şehirler küçülüyor, yokluğunu belki yok edebiliriz böylelikle, belki birkaç şehir küçüldüğü için yakınlaşabiliriz.
Nisansız gecelerde bol yağmur yağıyor, bol sisli sabahlar karşılıyor, karşıma aldığım hiçbir şey görünmüyor. Belki de tüm suç benim görünürlüğümde; bunun için her gün, günde üç kez kendimi suçlayacağım: ilki; uzağında olduğum için ayaklarımı, ikincisi; sesimdeki kırgınlığımı, kırgınlığımdaki sessizliğimi, üçüncüsü; görünemeyişimi… Hep aynı mevsimlerde tükendiğimi bulurum sonra, çiçek gibi, bahara yeniden açmak için ufacık umutlar beslerim, umutlardan önce serpilirim, yağmura denk gelirim, en çok bu yüzden ıslağım. Kurumaya yüz tutmuş hayallerimi yüzdürürüm fikirlerimde.
Anıyorum seni, anarken daha da anlıyorum. İçimdeki kavga bitmiyor, ne gidebiliyorum, ne gelebiliyorum. Kelepçeler yakın, ellerim uzakta, yağmurda yönsüzüm, sise verdim gidişlerimi, artık nereye gideceğim belli değil, nerede duracağım bilemiyorum, sadece gidiyorum daha çok kalarak ve yalnızlaşarak. Sis perdesi bu, saklambaç için en kusursuz yer. Varsın ama yoksun.
Sen düştün, ben artık nereye adım atacağımı, neye ayak uydurup, hangi taşın üzerine basacağımı bilmiyorum.
İzler çok uzakta değil, gerçekten bakabilen herkes görebilir...
Düştüğün yerde, bir şeyler düştü içimden, bir baş dönmesi, bir ağırlık, beraberinde bir eksiklik. Nedensiz bir keder bulaştı yüzüme. Tutamadım. Düşürdüğüm ve kaybettiğim hiçbir şeye bir daha ulaşamadım.
Sisli, puslu bir yol bu, yönsüz. Gümüşî bir damla düşüyor, etrafın aydınlanması için biraz daha ağlamak gerek, gözyaşı temizliyor içi. İçime gidiyorum.
On Dokuz Şubat İki Bin On Dört 16 00
Nevin Akbulut
YORUMLAR
Anmak? Buna anmak denmez bu tümüyle kanmak, kanamak. Kıvamında bir yazı daha sizden. Tebrikle.
Kıpkırmızı
Selamlarımla, Teşekkürler,
Kıpkırmızı
Yalnızken kaybolunur...
Siz kaybolmayın...
Evvel
yoksa sen kaybolacaksın
Kıpkırmızı
Teşekkür ederim yüreği güzel insan, Çıtlığım :)
Evvel
sevgimle canımm
Evvel
aynı şarkıda buluşabilmek :)