- 624 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DURULAN YER
Gökyüzü o gün kapkara elbisesini giymiş,korkunç yüzüyle bekliyordu.İnsanlar gele-
cek zor dakikaların farkında,aceleyle işlerini halledip bir an önce yuvalarına dönme telaşıyla
karıncaları andırıyorlardı.
Dört adam gözüme çarptı.Biri karşıya geçmek için ışığın yeşil yanmasını bekliyordu.
Diğeri elindeki süpürgesiyle kaldırımı süpüren temizlik görevlisiydi.Kaldırımdaki çukurda ise
telefon kablolarını onaran PTT çalışanı bulunuyordu.Bir diğeri de alışveriş yapmak için
markete doğru yürüyordu.
İş dönüşü,yorgunluk yüzüne ağır bir yük olarak çökmüş,ışıklarda bekleyen adam,
bir eliyle ağrı içindeki kırışık alnını sıkarak rahatlamaya çalıştı.O sırada gök gürlemeye yağ-
mur çiselemeye başladı.Adam çocuklarına aldığı defterleri ıslatmamak için palatosunun
içine sakladı.Karşıya geçip iki sokak yürüdü mü sıcacık yuvasına varmış olacaktı.Çocukları-
nın ona sarılıp,’Baba benim defterimi aldın mı?’ diye bağırmalarını,eşinin güler yüzüyle ona
’ Hoş geldin,ıslanmışsın,üstünü çıkar ısınadur,sıcak çorban hazır,şimdi getiriyorum.’deyişini
düşündükçe bir an evvel evinde olma tutkusunun ateşi sarıyordu ruhunu.
Bu son kaldırım,bitirir bitirmez,’ Recep abinin kahvesinde sıcak çayımı yudumlar,televiz-
yon seyrederim.’ diye aklından geçirirken üşüyen ellerini ovuşturup içinden hohlayarak
ısıtmaya bakıyordu,yorgun temizlik görevlisi.Kalacak yeri olmadığından kahveciye yardım karşılığında geceyi kah-
vede sandalyeler üzerine hazırladığı yatakta geçiriyordu.O sert ve rahatsızlık veren yata-
ğı bile özlemişti.Kalan işini de bir an önce bitirmek için hızla süpürmeye başladı.Yağmur da
giderek şiddetleniyordu.
Kaldırımdaki çukurda kablolarla uğraşan görevlinin aklında ise evdeki oğlu vardı.Sa-
bah işe giderken çocuk karnının ağrısıyla kıvranıyordu.Ağrılar aralıklıydı.Geçer diye önem-
sememişlerdi.Öğlen hanımını arayıp sorduğunda ağrıların azaldığını söylemişti.İçi rahat
etsin diye evi bir daha aradı.Eşine yarım saatlik bir işi kaldığını,bitirir bitirmez evde olacağını
haber verdi.Oğlunun ağrılarının sürdüğünü duyunca geldiğinde hastaneye götüreceğini
söyledi,eşine.Yağmur suları ağır ağır çukura akmaya başlayınca paçaları ıslandı.İşimi hız-
la bitirip çıkarım, diye mırıldandı kendi kendine.
Markete doğru yürüyen adam,elindeki listeye bakıyordu.Hepsini alacak parası var mı,
diye cebini yokladı.Kiraydı,yakacaktı, taksitlerdi derken alışverişe yetecek para çıkmadı
cebinden.Öncelikli olanları alırım,diye düşündü.Yağmur hızlanmıştı,markete doğru koşmaya başladı.
Kara bulutlar yüklerini birden boşaltmaya başlayınca göz gözü görmez oldu.Yoğun ya-
ğış alt yapısı sorunlarla dolu şehirde daha önce de bir çok felakete yol açmıştı.Kısa sürede
biriken sular caddelerde acımasızca saldıran bir düşman korkunçluğuyla dolaşıyordu.Dört
adamın da akıllarından bu kötü olaylar geçmedi değil,ama onlar geçer gider diye düşündü-
ler.Yağmurun azgınlığı giderek artarken.
Büyük bir gürültü koptu,caddenin yokuş kısmından,adam yeşil ışık yanmış tam adımını atmak üzereyken.Başını gürültü yönüne çevirdiğinde gözlerine inanamadı.Dev sel suları
önüne büyük küçük ne varsa tahata parçasından tutun da arabalara ,otobüslere kadar
katmış cadde boyunca sürüklüyordu.Adam ne yapacağını şaşırmış bir öne bir arkaya doğru
hamleler yaptı.Ne yöne gitse hızla akıp gelen selin elinden kurtulma ihtimali yoktu.Nitekim
göz açıp kapayana kadar sel suları onu da sürüklemeye başladı.
Temizlik görevlisi,kendini ara sokakta eski ve tek edilmiş bir evin merdivenlerine zor attı.
Azgın sel suları biraz daha gecikse onu da yutacaktı.Önünden geçen sel sularının sürükledik-
lerini görünce kendini çok şanslı hissetti ki tam o anda yıkıntının çatısından kopan bir kalas
temizlik görevlisinin başına tüm hızıyla ve ağırlığıyla düştü.Adam olduğu yere yığıldı.Elini al-
nına götürdüğünde hissettiği o sıcaklığın akan kanı olduğunu anladı.Ayağa kalkacak gücü yoktu,oluk oluk kan boşalıyordu,alnından.Yardım istemek için bağırdı,ama sesini kimsenin
duyması mümkün değildi.Cep telefonuyla kahveyi aradı.Zar zor konuşup kahvedekilere
durumunu anlattı.Kahvedekilerin dışarı çıkması imkansızdı.Hemen polisi ve acil yardım ekip-
lerini aradılar.Onlara da uzun sürdü ulaşmaları.
Yağmurun sele dönüştüğünü çok geç anlamıştı,PTT görevlisi.Çukurdan çıkmaya fır-
sat bulamadan çukura giren sel sularında boğulmuştu.
Selin başlangıcında kendini markete zor attı,alışverişe giden adam.Durumun korkunçluğunu görünce oh çekip derin bir nefes aldı.Yoksulluğa rağmen yaşamak gü-
zeldi.
Dört adamı penceremden izlerken yürek burkan öyküleri,durulan yerin ne kadar
önemli olduğunu getirdi aklıma.Durulan yerdi başlarına gelenlerin tüm nedeni.Durulan
yer belirliyordu,insanların yalnız geleceklerini değil aynı zamanda yaşamlarını.
YORUMLAR
Bazen durulacak yeri kader belirler ve biz figüranlar da bize düşen rol ile yetiniriz.
Düşündüren satırlar.Yüreğinize sağlık.
Saygılarımla.