- 630 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
İKİ İŞ
İki ayrı işi aynı anda yapmak zorunda bırakılmışsınız, üstelik iki patronunuz var.
Bu patronlar sizden mükemmel iş bekliyorlar ve bu işleri yapmaya, belli bir süreniz var.
Bir patron ara vermeden çorap örmenizi, diğeri börek açmanızı istiyor, sizde telaşla, böreği açarken bırakıp çorap örmeye, çorabı örerken bırakıp börek açmaya koyuluyorsunuz.
Sonuçta çoraplar hamura bulanmış, böreğe çorap yününün tüyleri dolmuş, ne çorabın patronu işinizden memnun, ne böreğin patronu: ya birimizi tercih et, ya da işine son veririz diyorlar.
Siz yorgun perişan yaptığınız işe bakarken, mide bulandıran manzarayı seyrediyorsunuz ve fonda Kayahan’ın, Allah’ım neydi günahım şarkısı çalıyor.
Ama vaktiniz varsa üzülmeyin kafanız karışmış, işleriniz karışmış olabilir. Fakat yeterince vaktiniz varsa dinlenir, kafanızı toparlarsınız ve işleri yeniden yoluna koyarsınız. Düşünün hangi işi yaparken daha iyi hissettiniz, hangi patron daha iyi ücret veriyor. Hangisinin şartları size uyuyor. Düşünüp birini tercih edersiniz.
Hayat budur, bazen istesek te, istemesek te, iki şeyden birini seçmeye mecbur oluruz.
İki işi aynı anda yürütmekte inat etsek, hem çevrenin, hem bizim midemiz bulanmaktan kurtulmaz.
Şimdi İslam’ın şartıyla, bâtılın şartlarını inceleyelim, bakalım ikisini aynı anda yapabilir miyiz.
İSLAM’IN ŞARTI
1: Başı örtüp, Namaz kılmak,
2: Ramazana uyup, Oruç tutmak
3: Nefsi yenip, Zekat vermek
4: Aşka gelip, Hacca gitmek
5: Allaha (c.c.)uyup, Kelime-i Şahadet getirmek
BATI’NIN YÂNİ "MİM"SİZ MEDENİYETİN ŞARTI
1: Modaya uyup, açılmak
2: Ortama uyup, içki içmek
3: Kredi kartına uyup, limiti geçmek
4: Kaçamak yapıp, randevuya gitmek
5: Nefse uyup, Nutuk atmak
Sizce bu şartlardan biri tahrip olmadan, birbirine nasıl uyuşur?
Bence uyuşmaz ve sonunda milletin midesi bulanır ve sonunda Kayahan’ın ve bizim hatamız ve günahımız gelir kafamıza dank eder.
Kayahan “ Allah’ım neydi günahım” dedi, sonrada mumlar yakmıştım yalvarmıştım” dedi. Allah’a (c.c) mum yakarak yalvarılmaz, mumu camide değil, kilisede yakarlar ve tanrım diye dua ederler.
Camide Allah derler ve namaz kılarak dua ederler. Eh böyle hakkı batıla karıştıran patronlara bir telefon açabilsek, gençliğimizin son durumunu anlatan şu şarkıyı dinletirdik onlara. “Gönül ne câmi ister, ne kilise, ten sönmeden bitmez bu hadise”
Bakın patronlar duydunuz mu? Hakkı batıla bir karıştırdınız, daha da biz iflah olmadık, midesi bulanan, kafası karışan istifa etti, onları da, ya dinsizler, ya imansızlar kapıyor.
İblis bile Rabbini inkar etmeden, insana kibirlendiği için cennetten kovuldu, bizim millet ondan ileri gitti, Ateist oldu.
Bismillahirrahmanirrahim. 38. Allah buyuracak ki: "Sizden önce geçmiş cin ve insan toplulukları arasında siz de ateşe girin!" Her ümmet girdikçe yoldaşlarına lânet edecekler. Hepsi birbiri ardından orada (cehennemde) toplanınca, sonrakiler öncekiler için, "Ey Rabbimiz! Bizi işte bunlar saptırdılar! Onun için onlara ateşten bir kat daha fazla azap ver!" diyecekler. Allah da: Zaten herkes için bir kat daha fazla azap vardır, fakat siz bilmezsiniz, diyecektir.
Ah! patronlar ortalık bir karıştı ki, sormayın, soramazsınız zaten.
Bizde bu durumda hesabı doğru yapıp, ya kurtulduk, ya kurtulduk, yoksa ne hesap sorabiliriz. Ne sizden farkımız kalır.
"Öncekiler de sonrakilere derler ki: Sizin bize bir üstünlüğünüz yok. O halde siz de yaptıklarınıza karşılık azabı tadın! (Araf 39)
Kim şık, kim rüküş, kim Müslüman, kim dinsiz. Kim Türk, kim İngiliz, kafalar allak bullak oldu.
Tamda o allak bullak zamanda dinler arası diyalok devreye girdi ve kafası karışmış çocuklarımızı Hrıstiyanlığa davet ediyorlar. Yani bize çorap ördüren o çorabı kafamıza geçirmemiz için ördürmüş.
Yani dinsiz olmayın imansız olun, zaten İslam hak din olsa Müslümanlar bu durumda olmaz diyorlar. Bizi dini, tarihi bağımızdan koparanların son hamlesi bu.
Fakat iman öyle bir nurdur ki, her zorluğun üstesinden gelir, Ne demişler, Asıl azmaz, bal Kokmaz, Bu toprakta öyle iman fedaileri yetişti ki, Rabbimizin izni ile yine yetişir.
“Rabbinin izniyle güzel memleketin bitkisi (güzel) çıkar; kötü olandan ise faydasız bitkiden başka birşey çıkmaz. İşte biz, şükreden bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.” (Araf 58.)
Ortalık çok mu karıştı, olsun vardır bunda bir hikmet?
Sabret ülkem! sabret sular bulanmadıkça durulmaz...
“Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O’dur. Sonunda onlar (o rüzgârlar), ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız.” (Araf 57)
“Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez.” (Araf55)
“Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah’ın rahmeti çok yakındır.” (Araf 56)
“(Şeytanların) dostlarına gelince, şeytanlar onları azgınlığa sürüklerler. Sonra da yakalarını bırakmazlar.” (Araf (202)
“Âyetlerimizi yalanlayanları, hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş helâke götüreceğiz.” Araf (182)
Namazla ilgili şu ayetlere bir kez daha dikkat edin, İblis ademe yani bize secde etmediği için Rabbimiz onu lanetledi, burada
Açıkça “ben sana kıymet verdim, sana bütün mahluku secde ettirdim, öyleyse sende bana secde et diye, çok açık bir ifade olmasa da, adeta bir sevgilinin sitemi var, yani çok değer verdiğiniz sevdiğiniz birinin sizi candan sevmesini samimi yaklaşmasını istersiniz, ona verdiğiniz kıymeti gösterir, oysa ben senin için neler yapmıştım der, kıymet görmeyince sitem edersiniz ama zorlamak istemezsiniz ya, işte öyle bir hitap var.
Araf 206, 11, 12,10 “Kuşkusuz Rabbin katındakiler O’na kulluk etmekten kibirlenmezler, O’nu tesbih eder ve yalnız O’na secde ederler.
Andolsun sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere, Âdem’e secde edin! diye emrettik. İblis’in dışındakiler secde ettiler. O secde edenlerden olmadı. Allah buyurdu: Ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir?
“İblis: Ben ondan daha üstünüm. Çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi.”
(Görüyor musunuz? iblisle, imansızların kibri aynı türden, Hırıstiyan ve Yahudilerde Peygamberimizi aynı kibir yüzünden inkar ediyorlar, ne kadarda benziyorlar, ikisi de kalplere kötü düşünceleri fısıldayıp, sonra çekilip bir köşeden izliyorlar.)
“Doğrusu biz sizi yeryüzüne yerleştirdik ve orada size geçim vasıtaları verdik. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!”
Evet şükretmemiz secde etmemiz için bu kadar bilgi yetmez mi?
Fakat Rabbimiz bir söz verdi, bize de, bunu açıkça bildiriyor, bu beyanla, yalnız korunmak içinde olsa bu secdeyi yapın, diye uyarıyor çünkü Rahmeti gazabından öndedir, aşkla yapamıyorsan korunmak için secde et, çünkü sözüm var, mesajı veriyor.
Araf13. Allah: (iblise)Öyle ise, "İn oradan!" Orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık! çünkü sen aşağılıklardansın! buyurdu.
Araf14. İblis: Bana, (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver, dedi.
Araf15. Allah: Haydi, sen mühlet verilenlerdensin, buyurdu.
Araf16. İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.
Araf17. "Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!" dedi.
Araf18. Allah buyurdu: Haydi, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım!
Yani iblisin isyanı secde yüzünden oldu, en büyük amacı ve zaferi de insanı secdeden alıkoymak.
Anlıyor musunuz? Ezan da buna şahit, namaz müminin, kurtuluşu, felahı.
Fakat Nedense 18 sene okunan Türkçe ezanda yalnız bu sözler Türkçeye çevrilmemiş.
Ezanın anlamını bilmemizi isteyenler, keşke onun Müslümanın kurtuluşu olduğunu öğrenmemizde de aynı hassasiyeti gösterselerdi.
Dinin temeli ezanımızda bu şahadetler anlaşılsaydı, namazın önemini unutturulamazdı değil mi? Tanrı denmesi de cabası. Birde eskiden tek televizyon kanalımız olan TRT’de yapılan Misyonerlik faaliyeti vardı. “Hakkı batılla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin” (Bakara42)
Şimdi düşünün hakkı batıla karıştırmak nasıl kurtuluş olur, gerçek kurtuluş, kuruluştur. Allah’ı (c.c.) birleme ve onun birliğinde birleşmedir.
Başka patron başka büyük aramayın. Müminler, Allah’ın yolunda ve Peygamber izinden başka izde gidemezler. Dünyada yeterince Arafta kaldık, bari ahrette kalmayalım. Ödev verilmeyeni imtihan etmezler, hem ödev nereden verilmişse, bize oradan sorarlar. Hayat okulsa, Baş Öğretmeni Peygamberimiz, (s.a.v)ders kitabı Kuranı Kerimdir.
Biz ezelden beri hür yaşamışız, artık sürü zihniyetinden çıkalım, bizi Allahtan başka kimsenin, Araf’ta bırakmaya gücü yetmez. Rabbimiz elbette medeniyet denilen canavara imanımızı boğduracak, unutturacak değildir.
Araf180. En güzel isimler (el-esmâü’l-hüsnâ) Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.
Bakara143 -Ve işte böyle, sizi ortada yürüyen bir ümmet kıldık ki, siz bütün insanlar üzerine adalet örneği ve hakkın şahitleri olasınız, Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun. Daha önce içinde durduğun Kâ’be’yi kıble yapmamız da şunun içindir: Peygamber’in izince gidecekleri, iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden ayıralım. Bu iş elbette Allah’ın hidayet ettiği kimselerin dışındakilere çok ağır gelecekti. Allah imanınızı kaybedecek değildir. Hiç şüphesiz Allah, bütün insanlara çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
Bakara 177 - Yüzlerinizi bazan doğu, bazan batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir. Fakat eren o kimselerdir ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve bütün peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve mal verirler. Namazı kılarlar, zekatı verirler. Bir de andlaştıkları zaman sözlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gösterenler var ya, işte doğru olanlar da bunlardır, korunanlar da bunlardır.
Bakara176 - Şüphesiz ki Allah kitabı hak bir sebeple indirmiştir. Kitap hakkında ihtilafa düşenler ise, şüphesiz haktan uzak, bir anlaşmazlık içindedirler.
148 - Ümmetlerden her birinin bir yönü vardır, o ona yönelir, haydin, hep hayırlara koşun, yarışın. Her nerede olsanız Allah sizi toplar, bir araya getirir. Şüphesiz ki Allah her şeye kâdirdir.
Ey Rabbimiz! Eğer unuttuk ya da yanıldıysak, bizi sorumlu tutma, Rabbimiz! bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevla’mızsın, kafirlere karşı bize yardım et. Amin! Amin! Amin! Bakara(286)
Rabbim bizleri doğru yola erdirdikten sonra, kalplerimizi eğritme katından bize rahmet bağışla, şüphesiz, sen sonsuz bağışta bulunansın... Amin! Amin! Amin! Ali İmran (8)
YORUMLAR
İki şey bir arada olmuyor, biri cehalet, biri İslam. Çünkü dininiz İslam'sa düşmanınız ve şeytanınız bol oluyor. Her ikisi ile de okuyup bilgi edinip savaşmanız gerekiyor, fakat diliniz unutturulur sa uzun süre böyle bir şansınız olmuyor, böylece düşmanlarınız içinize çörekleniyor. Kuranı Kerimin ilk ayeti bu nedenle Oku! ayrıca dini İslam olan mezhebi ne olursa olsun, katılımcılardan konuyla ilgili yani Ülkemizdeki ırk çatışması ve barış süreci ile ilgili öneri, eleştiri ve yorumu olan varsa sayfamda görmek isterim. Birde ülkemizdeki satanist, Ateist, Hrıstiyanlık gibi dinlerin propagandasının yapılmasının nedeni ne olabilir, fikri olan varsa duymak isterim.
Bilmiyorum nerede ama bakış açınızda sorun var sanki... Belki de bizde sorun vardır. Her şey çok kolay, her şey çok basit... Batıdan kasıt herhalde kapitalizm. Çünkü dindar bir katolik de sizin dediğiniz bir çok konudan şikayetçi ama topu Doğunun üstüne atmıyor. Tüm dinlerin sorunları ve o dinin temsilcilerinin yöneldikleri ortak hedefleri vardır. Ki son zamanlarda ülkemizdeki muhafazakar dindar kesimin daha çok sekülerleştiği ortada. Alllah yardımcımız olsun, iki şey bir arada olmuyor. Biri para diğeri İslam...
Leyla Gülsüren
ccelayir
Dini bilgilerin verilmesinin ötesinde onların diliyle bir şeyler söylemeniz lazım o da yok burada. Yoksa herkes dini bilgilere her şekilde ulaşılıyor. Size tavsiyem cihat fikrinizde revizeler yapın.
Propagandanın alasını yapan yapıyor bizim toplumdan dünyaya açılmış olan bir grup. Oradaki bazı dindar kesim de İslam propagandası yapılıyor diye endişe içinde. Bu insanlarla aynı bakış açısına sahipsiniz. İngiltere büyük bir devlet değil mi? Ulusal çapta yayın yapan bir özel kanal, ramazanda islami program yapıyor... Biz de özel bir kanal pazar günü bir kilise ayinini canlı yayınlasa ne olur bilemem. Nerede sorun var, diye düşünmek gerek.
Bu yüzyıldaki sorun islam sorunu değil, insan sorunudur. İnsanlar insan değil artık. Batıda da Doğuda da.
Dünya bütün dinleri öğrendi, insanlık uzaya gitti, hatta uzayda yeni galaksiler bulup oraya yerleşecekler, yani Allah'a (haşa) İhtiyaçları kalmadı öylemi? çok vahim. Yakınlarda (tabi Allah korusun) Türkiye bir savaşa girse, acaba hangi tarafta olurdunuz, cevap vermeseniz de, olur aslında. Manevi değeri olmayan, ilminatileri bile özgür bırakıp kendi dinini, tarihini saklamaya çalışan bir ülke gelecekten ne bekleyebilir. Biz bu nesille değil savaşa, seçime bile zor gideriz, hali hazırda oluğu gibi. Yazarın adını tam hatırlayamadım ama şu deney bizim Milletimizin durumuna uygun gibi (Pireleri bir cam fanusa koyup, yine bir cam parçasıyla üzerini kapatırlar, alttan ateş verirler. Pireler yanmaktan kurtulmak için zıplarlar ama her seferinde görünmez bir cisme çarparlar ve canları çok yanar. Bir süre sonra cam tavana çarpmamak için belli bir mesafede durmayı öğrenirler. Deneyi yapanlar cam tavanı kaldırdıkları halde, pireler fanustan çıkabileceklerini anlamazlar çünkü daha yükseğe zıplamayı hiç denemezler. Bunun adı cam tavan sendromu. Osmanlıdan sonra bölünme korkusunu atamıyoruz üzerimizden. Gerçek tarih bilinse, korkumuz bölünmekten çok, üç kağıda getirilmekten olacak.
ccelayir
Bölünme, yeterince bölünmüş zaten toplum.
Sebebi kendinde arayan bir yazıydı, Müslüman dinini unuttu, cihat yapması gerektiğini unuttu, bir teşhis yazısıydı. Bir hastalığı iyileştirmek, yada bir problemi çözebilmek için önce doğru teşhis yapılması gerekir. Mesela kanser hastalığında bile erken teşhis hayat kurtarabiliyor. Fakat Cumhuriyet tarihimizle başlayan, Sağ/Sol Türk/Kürt kavgasında yitirilen canları düşününce sorunun doğru teşhis edilemediğini görüyoruz. Belkide aslında imansızlıkta bir kanserdir, teşhisi konulsa bile pek az insan bu illetten kurtulabilir. Allah yardımcınız olsun, anlama kolaylığı versin. Saygılar.
İlginç.!!! Islamin şartları ile batının sartlari diye iddaa ettiginiz şartları kıyaslamak ilginç. Neden suçlusu olduğumuz günahların sebebini kendimizde değilde baskalarinda arariz? Kolay aklanma...Tam temizlik icin batililar gibi günahları cikarabilsek,belki tam temizlenirdik degil mi?
Saygılar...
Leyla Gülsüren
CaNMaYBuLL
Saygılar.