GAİP
Babama ve onun nezdindeki tüm babalara…
Hayatın yükünü omuzlarına yüklenmiş bir baba. Her şeye rağmen yıkılmamış, yıkılmayacak bir çınar. Fedâkar, azimli ve cesur… Çekip çeviren, hayatın acımasızlığını, yıkıp geçiciliğini evlatlarına öğretmek zorunda kalan bir usta… Ardında kendisinden bir parça, bir eser bırakmaya aday, çırağını azimle, sabırla işleyen bir nakkaş…
Yükünü sırtına vurmuş, yüzlerce metre yüksekliğindeki bir dağa tırmanan dağcıdır baba. Nefes nefese bütün riskleri göze alarak elindeki bayrağı en tepeye dikmektir gayesi. Uzatır ellerini buz gibi taşlara, sımsıkı kavrar. Taşlar yuvarlanır aşağıya, kaybolur sisler ardında. Düşünür dağcı… Öyle ya bu yolda ölümü de tatmak var. Yitişi, kayboluşu, gaipliği sindirmek var. Ama bayrak… Ama hedef…
Ayağı kayar birden, ölüm gelir gözünün önüne. Düşünür. Ardındakiler… Hasretle, tedirginlikle bekleyenler… İçi yanar. Ama pes etmek yok. Yeni bir hamle yapar. Bırakmaz kendini sislerin kucağına. Tırmanır… Tırmanır… Yüreği daralır, nefesi kesilir. Buz gibi olur bedeni, kımıldatamaz. Bekleyenler… İşte onların hasreti güneş olup doğar yüreğine. Isınır elleri, ısınır ayakları… Devam eder yoluna…
∞∞∞∞∞∞∞∞∞
‘’Sebebi sebepsizleştiren nedir?’’ derdi babam. Düşünürdüm; günler, geceler boyu düşünürdüm. Sebep neydi, sebepsizlik neydi? Babam niçin böyle bir soru sorma gereği duymuştu? Anlayamazdım… Sorardım babama her dakika her saat ‘’baba nedir o?’’ Bekle derdi babam her defasında bekle… Bir gün anlayacaksın…
Sebepti dünyaya geliş. İnsan olamaya, yüreğini yeryüzünde gezdirmeye aday olmaktı. Anne olmak, baba olmak, ana babaya evlat olmak… Sebebi bu dünyaya gelmekti. Severdi ana, severdi baba sebebi sebepsizleştirerek… Sebepsizdi sevgi, sebepsizdi sadakat… İnsan başlı başına bir sebep, sebebi sebepsizleştiren yürekti.
Ya bırakıp gitmenin… Var mıydı bir sebebi? Dünyayı sevdiklerinin ellerine bir ateş topu misali bırakıvermenin… Hem varsa bile öyle bir sebep hangi sebep yüreğe taşlar yığmanın acısını olağanlaştırabilirdi ki…
Anlayacaksın bir gün demiştin ya hani, sabret demiştin, bekle demiştin… Bekliyorum baba… Hasretle bekliyorum… Ardında bıraktığın o tek bir cümleyi düşünerek, evet halâ düşünerek bekliyorum. Sebebi sebepsizleştirerek babam sebebi sebepsizleştirerek…